TUT ŞERŞ I SÖON POSTA Sayfa Selânik valisinin müşkül ha - Memlüketinde, gazete — muhi liğinden maada, ne gibi işlerle iş Gtmiştir? Asker, ve zabit midir? Zabi ise, rütbesi nedir? Eşkiya ile birleşerek onların başına geçip İstanbula doğru bir hareket icrasına sizce imkân ve ih- timal var mıdır? Merkumun, bomba İs- timalinde mahir olan Bulgar komiteci- lerinden bir kaç kişiyi yanına alıp ha- fiyen İstanbula gelerek bir suikasd ic- Tasına teşebbüs gibi hainane bir mak- sad takib etmesi ihtimalile, bu cih rin derhal âriz ve âmik tahkikile neti- Cenin serlan inbası, ehemmiyetle tav - sİye ve temenni olunur.) Vali Tevfik bey, bu şifreli telgrafı Okur okumaz, kaşlarını çatmış; saka ni )mnştı.rnuyu başlamış; — Allah, Allaaaah.. — şimdi, Pirincin taşım... Diye mırıldanmıştı... Bu — suallerin bir tanesine mübhem devab verse.. ve, Allah esirgesin, meselenin bir tarafı da azıcık pot gelse; gümbür gümbür gür- leyip okkanın altına gidivermek ihti - Mali vardı. Tevfik bey, derhal mektubcu beye haber göndermiş; ©o gelinceye kadar Mütemadiyen (lâhavle...) çekmiş.. ve, Mektubeuya yazdırdığı şifreli telg ha şu cevahı vermişti: ayıkla Dahiliye nezareti eelilesine ŞİFRE Gayet mühim ve müstaceldir C. V eylül tarihli, şifreli tele, Bizs Eston denilen gazete- mul biri, erkek olmayıp, nisa taifesine me tur. Bir sureti celbedilen Pti dında sup- âport mumalle elve la olduğu, san'at ve mesleğ ldiren hanede de (bakire) sıfatını ha- iz bulunduğu mukayyeddir. Asker zabit olup olmadığını, zabit ise nin ne olduğunu tahkike burada im - kân yoktur, nane besleyip beslemediğini âriz ve Mik tahkik meselesine gelince; bu 1 da Polis serkomiserine evamiri lâzıme Verilmiştir. Alınacak cevab, trzedilecektir, ferman ) d(î—ıısı sabah, mabeyn' başkitabetjin- $U cevab Bgelmişti: ütbesi- Selânik vilâyetine ŞİFRE: ; C, Mis Eston ismindeki gazete mu dının, Bulgar eşkiyasına ceve Ş olan yerlerde seyahat — ic #liye tamamile mugayirdir. Bâ: biri ka Muhbirinin memaliki şâhânede e? sSeyahatine resmen mâni olm ır. Bu- binaen meselenin bir üslübu heki - Mane İle Idare edilerek mumaileyha - Din bu seyahatinden kendi rızasile vaz Beçirilmesi; fakat zinhar bir Bgüna kilu kale tebebiyet verilmemesi, şerefsadır olan iradej seniye iktizayı & ir fikri fasidane ve hai - || Makla ona göre lâzım gelen tedbirler İttihaz buvurulması tehliğ olunur. Başkâtib Tahsin Vali Tevfik bey, tekrar sakalını eli- Te almış; daha derin bir surette dü - #ünmeye başlamıştı. Şimdi, ne yapa- taktı?. Karşısında; bacak bacak üzeri- Ne atarak ve şâhâne bir eda ile kurula- Fak, sarsılmaz bir metanetle: — Mutlaka, gideceğim. Bana kimse Mâni olamaz. Diyan, bu pervasız ve âzimkâr n hareketine nasıl mâni olacaktı? Dünyanm bin bir türlü halini hiçe fayarak, ve taaaa, Amerika gibi bi Yerden bir tek başına kalkarak burala- hr:k"l" gelmiye cesaret eden bu kıza, 9Si (Üslübu hekimane) para edecek- . Bu dilber mahlük; taifel nisan: Töylece söz anlar, nasihat dinler; ba :Umu“k_ çektiğin yere gider zümre - e mensup olsaydı; belki bir kolayı b“!“"“lduı bu çılgınca fikrinden vaz Yazan: Ziya Şakir lı a Mis Eston ellerini masaya adayadı. geçirilebilirdi. Halbuki; nuh deyip de| kik peygamber demiyen bu Amerikalı kız;|le as eski devrin gem almaz yeniçeri ağa - larına ber Vali Tevfik bey, makamında böylece düşünüp dururken içeri odacı gi — Efendim Dün gelen © sarı kız T. katinize verilecek zabit- çin de kumandan paşaya ıhr, gönderilir. ancak... rler bir tezkere y — Evet, — Ancak şu var ki.. İstanbuldan he- nüz cevab gelmedi. — Gelmedi mi?.. ancak... geldi. İçeri girmek ist Dedi Tevfik beyin, Fa sanki yüreği t bu nazik ldi Öönüye üK bi guy Eston, eller Hİ , odanın İ Mi haştırdı. Tekrar vali Tevfik beyin yü Cevabını verdi. |züne baktı. Mis Eston, end gibı endamını gös teren'bir eda ile kapıdan - içeri girdi. |* i bir I tim Dedi... V nde öbek öbek evrak yı- mdiye kadar, çoktan gelirdi. t, işin içine bir falt olan. vali beyin ya rü ilerledi. Elin vam etti: masasına doğ uzatırken, sözüne de- — Bonjur ekselâns!.. Ben, hazırlık- kısmen ikmal ettim. Hiç şübhe- size de İstanbuldan cevab gel- Bunu dü hem ğim tavsiye mektubunu alm de refakatime verilecek zabit askerlerle nerede bul mızı renmeye geldim. Deği. Vali Tevfik beyin v i. Kendinde, lâ miştir. nek — Ooo0. ben, rete bir telgraf çı ni aldım... a, le e- | Ö- Mis Eston, sü çantasını açtı. P | çektiği telgrafı Tevfik bey, geniş ke , Hayret ve taacı azarla Mis Estona ücüdü; buz ke - ğgunuün içinde ifade eden di | Tiyatrolar bu sene bize nerler hazırladılar ? tarafı T inci sayfjada) | Amma sakın bunları da uydurma sanma! t bi Ka l | sen çok rökd t oyune bir salon meydana getirdik. Eli-| Benim sen çok iyi bilirsia bütün © İarım yazılıdır. Bu'tip oyunları halk sev- için iki akşam oynıyadağım. Bir de k olmasınlar iki tanınmış muharririn komedi K, mizden geldiği kadar çalışıyoruz. Her s neki rağbetin bu sene de deyam edeci şübhemiz yok, - donanma gecesi) nin provasını | benim için yazdıkları iki ar, yapan Nasid Özcan işi biter| bunları da iyice hazırlanarak temsil ede- bitmez sahneden atladı, yanımıza geldi. | ceği ş — Ne habör? Üç teonun da programını — sizlere Haber sizde, Bu kış ne yapacaksı- y a: anlattım. Bu programlara göre onlara iti- Ve Betlln G düşünüyorum. Yeni €-| mad reyi verip vermemekte serbestsiniz, ve çıktık. Acaba kolay ısınır mi, kaç çeki| Ben kendi hesabıma üçüne de reyimi ver- odun yakacağız, İtiyatrodan çıktıktan | dim. sonra karda kıyamette nastl gideceğim? diye düşünüyorum. Şaka bertaraf, tiyat- romuz büyüdü, işimizi de büyütmek lâ- zım! Kuvvetli bir kadro ile temsillere başladık. Bizim yalnız temsile değil, ay- ni zamanda varyeteye de ehemmiyet ver. Memiz lâzım geliyor. Bunun için halkın çok sevdiği ve tuttuğu Semiha - Mişel| Bunun için de, her şeyden evvel, uzun varyetesini angaje ettik. Sahnede her| ve sürekli yazmaktan vazgeçmeli. Bize türlü oyunlara müsaade edecek tadilâtı / yalmız kalbindekini terennüm etsin ve yaptık. Oyunlarımıza gelince; — Malümu | terennümlerinin üstünde daha fazla dur: Aliniz bize hariçten eser gelmez. Biz ken-|sun ve hayidelikten uzaklaşsın. Kültü di kendimizin eseri olduğumuzdan bazı- kadar kalbine de bu zenginliği ve mi larını altüst eder, değiştirir, modernleş- külpesendliği verdiği gün muhakkak ki tirir, oynarız. en iyi eserlerini yazacaktır, Bunu, dost Şehir tiyatrosunun vaktile oynamış ol- / bir münekkid ve bir şair arkadaş sıfatile duğu, halk tarafından sevilmiş, beğenil-' temenni edenlerden biri de banim. Çün- miş vodvilleri, eski ve garkılı oyunları,| kü üstadlık yaşında tecrübe devri onun öperetleri repertuvara koyduk. Haftada | için pek fazla bir tevazudur. iki akşam da klâsik tulüat oynıyacağız. Halid Fahri Ozansoy Nusret Safa Coşkun . .. A Edebiyat: Rüzgâr (Baştarafı & inci sayfada) bedine gönülden İnanmış ve o mabedi gönülden sevmiş olan Salih Zeki, en gü- zel ve ölmez eserlerini verebilecektir, |nin orada Tarihi tedkikler (Baş tarafı 7 inci sayfada) leri okunuyor; nükteler söyleniyor güzel fıkralar anlatılıyordu. O kadar ki az zamanda' devlet adamla- rının gözlerine çarptı. Müteassıb kimse- ler kahvenin keyif verici ve haram oldu- ğunu ileri sürüyorlar, yaşak edilmesini istiyorlardı. Şehirde bazı yerlerde ser- best satılıp içilmekte olan şarab hakkın- da da eskidenberi ayni fikri besliyenler çoktu. ve Kanuni Sultan Süleyman otuz altı se- nedenberi saltanat sürüyordu. İhtiyarla- mıştı. Hastalıklar olmuştu. Bu hal onu daha müteassıb yaptı. Bütün memleket- te, şarab içilmesini yasak etti. Hattâ İran şahına yazdığı mektubda bundan iftihar- |la bahsetti. Şarabla birlikte kahveyi de yasak et- mek istemişti. Fakat zamanın şeyhislâ » mı Ebussuud efendi şarabın yasak edil- mesi hakkında fetva verdiği halde kahve hakkında vermedi. İstanbulda ilk olarak kahvehaneler a- çan Halebli arada üç sene kaldı. Bu müd- det içinde (beş bin altın) kâr yaptı ve memleketine döndü. Bir Arab şairi kahveyi uykuya ve şah- vete düşman bir zenciye benzetmiştir. Kahve o sıralarda Hindistan& da ya- yıldı. Avrupada kahvehanelerin açılışı daha sonradır. İlk olarak 1640 senesinde Vene- dikte görüldü. 1653 de Fransanın en ce- ki Marsilya şehrinde bir Erme- ni ve bir Sicilyah, kahvehane açtılar. Demek ki kahve Türkiye ile Fransa ara- İsındaki yolu üz senede geçti. Fakat dok- torların reylerine rağmen ancak 1669 dan İsonra kullanı çoğaldı. Kahvenin Londrada görülmesi 1672 de- dir. Ondan sonra diğer memleketlere gitti. He le diğerinden daha hızla saltanat ürmeye başladı. Yeni di a geçtikten sonra kahve- bir vatan bulduğu görül- dü: Brez iKRAMIYE göre ikramiye dağıtılacaktır: 4 500 " K—& 250 W0 5 100 100 , 50 120 » 40 160 , 20 DİKKAT: Hesaplarındaki paralar Kur'alar senede 4 defa, 1 Eylül, 1 tarihlerinde çekilecektir. T. C. ZİRAAT BANKASI Kuruluş tarihi : 1888 Sermayesi: 100.000.000 Türk Lirası Şube ve ajans adedi: 262 Ziral ve ticari her nevi banka muameleleri Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesablarında en a2 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna 4 Aded 1,000 Liralık 4,000 Lira düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde 96 20 fazlasile verilecektir.. |tarafında diğer memleketlerin kahvele- rinden daha çok içiliyor. Devlet bile nun saltanatını sağlamlaştırmak, itibarını ar- tırmak için bazan fazla mahsulü maden kömürü yerine lokomotif veya vapu: zanlarında yakıyor. Bugün fakir veya zengin herkesin e- vinde kahve var. Sütlüsü, şekerlisi, sade- gi yapılıyor. Tanelerinin kaynatılması suretile pişiriliyor. Kahve pişirmek adetâ bir san'at haline geldi. Bir takım haşarı keçiler sayesinde başı açık, yalın ayak bir Habeş çobanının keşfettiği bu yeşilimtirak kahve taneleri, onu keşfedeni hatırlatmak ıster gibi, ko- yu bir Habeş rengine girerek hududları sonsuz bir dünya imparatorluğu muştur. Posta kure Yevmi, Biyasi, Ha ve Halk ıun Yınbıhn.;t:;mı sokak, 285 İSTANBUL Güzetemizde çıkan yazı ve resimlerin — bütüan — hakları mahfuz ve gazetemize aiddir, Abone bedeli Adreş değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Telgraj : Son Posta Telefon : 20203 E 28800 Lira VERECEK 2,000 ” ılom ” » — 4000 , » — 5000 ,, » — 4.800 » ” Sim ”» bir sene içinde 50 liradan aşağı Birinci kânun, 1 Mart ve 1 Haziran