» “teşrin Münihte y apılan dörtler konferansında_n _i_ntıbalar Daladye düşünür ve Çemberlayn Ha Mussolini konuşurlarken Hitlerle Muzszoltnintn buluşmaları Daladye Alman askerlerini teftis ediyor SON POSTA L “Son Posta,, nın anketi — 25 sene sonraki Türkiye nasıl olacak ? Üniversite profesörlerinden İzzeddinin fikri Soruyorum: — 25 sene sonraki Türkiyeyi nasil ta- savvur ediyorsunuz? | Bu suale cevab verenler arasında dip- lomattan askere, felsöfe profesöründen şehir meclisi azasına — varıncıya kadar, | | muhtelif meslak müntesibleri var. İ Mülâkatlarımı birer birer yazıyorum: -V Üniversite profesörlerinden İz - | zeddin diyor kiz | — Biz, geçmiş günlerin — te ü ile meşgul insanla- rız, dedi. Onun i- çin, ati hakkında #öz söylerken bel- ki tahminlerimde yamlmış olacağım, Fakat muhakkak olan bir şey varsa © da şudur: Tür- kiye, 25 sene san- ra, Büyük Atarmz tarafından esasla- rı çizilen, tatbik mevkline vaz ve i- larideki istikameti de işare* edilen in- kılâbın seyri neticesinde - dilime munis gelen bir tâbir ile söyleyivereyim - cen- net olacaktır. Çok yazık ki yaşı hayli ilerlemiş bir Türk vatandaşı olduğum için, o mes'ud günleri idrak edemeden hayata gözleri- mi kapıyacağımı düşünüyor, tecesür du- yuyorum. — © halde bu teessürünüzü biraz ol- sun azaltmanız için, 1968 senesi Türkiye- sini nasl tasavvur ettiğinizi söylemez misiniz? — Şübhe yok ki, dış giyasada temadi eden muvaffakiyetlerimiz neticesinde memleketimizin beynelmilel Bplomasi- deki mevkil daha ehemmiyetli olacaktır. Avrupa, Asya ve Afrika kıt'alarını bir- birine bağlıyan politika cereyanların « da, Türkiye, nâzım-bir rol oynıyacaktır. | Memleket içine bir göz atacak olur- |sak, ilk bakışta, şu noktalar tebarüz e- decektir: | Bütün vatandaşları mutlaka okuyup| yazma bilen bir memlekot... Bu bakı dan 1963 senesinde, meselâ İsviçreye gıp- ta etmiyeceğimize kanlim, Ayni zamanda umumi maarif inki- şafının bu kadarla kalmıyacağı da mu- |bakkak. Şimdi mevcud bulunan orta mekteb ve liselerle mesleki akulların bir kaç misli artacağında şübhe yoktur. Fakat bilhassa &li tahsil müesseseleri de geniş bir inkişafa mazhar olmuş bu- hunacaktır. Erzurumda vücude getirilme- si tasavvur edilen üniversiteyi, herhalde 1963 senesine kadar kurulmuş ve mezun- larını vermekte olan bir kültür yuvası haline gelmiş göreceğiz. İktısadi meselelere gelince: Cumhuri- yet rejiminden evvelki coğrafya kitab- larında şu ibareyi görürdük: <Türkiye bir ziraat memleketidir!, Halbuki asırlarca temadi eden ihmal- ler, imparatorluk devrinin mütemadi.ha taları yüzünden, Türkiye, bir ziraat memleketi olmak vasfını da kaybetmişti. Toprağın sulanması Allahın lütfuna; sü- rülmesi kara sapanın kör ucuna kalmıştı. Bugün ise Ulu Önderimizin vücüde &ıeürdiğı ve millete hediye ettiği nümu- ne çiftliklerile kesif ve modern ziraat yolu gösterilmiş oldu. İşte, halen yer yer tatbik edilmesine çalışılan bu teknik sayesinde, 1968 sene- sinde, bütün Türkiyenin ayni mükem- meliyete ulaşmış bir çiftlik manzarası Bgöstereceğine inanıyorum. Gene şu eski coğrafya kitablarının ma- hud tarifine gelelim: Vatanımız, niçin yalnız ziraat memleketi olsun? Toprağın bağrında saklanan kara ve kırmazı cevherlerle - kömür ve bakır - sınaf ziraatin inkişafile ve yer yer tüten, muntazam ve melodik bir - çalışmanın kat'i şahidleri gibi dumanları — göklere Prof. Izzettin Büyü Kızaktan yeni indirilen Gemi kızaktan mdikten sonra İngilizler (Kucen Mary) yi yaparlar- ken dünyanın en büyük ve en sür'atli transatlântiğine malik olacaklarını sa - nıyorlardı. Fransızların Normandie'si 2011 ton- faz- la ağırlığı ile 'bu ümidlerini boşa çıkardı. Bu gemi sür'utte de İngilizlerinki ile boy ölçüşmeğe başladı. O zaman İngilizler net bir faikiyet elde edebilmek için he- nüz kızakta bulunan ikinci yeni trans - atlântiklerinin bitmesini beklemiye ko - yuldular, Kucen Elizabeth geçen hafta kızaktan denize indirildi. Program mucibimce me- rasime bizzat kral riyaset edecekti. Fa - kat Avrupanın geçirdiği son buhran do- layısile sarayı terkedememek mecbı yetinde kalınca riyaset vazifesini krali- çeye tevdi elti ve elektrik düğmesine basmak suretile koca transatlântiğin de- Anteb - Pazarcık yolu işlemeğe açıldı nun açılması halkı olduğu gibi tüccarı da çok sevindirmiştir. Bunun sebebi yolun | 80 kilometre kısaltılmış olması ve Narlı gibi bir sıtma yeri olan transit istasyo - nunda gecelemekten kurtulmuş bulunul- | masıdır. Narlının bilhassa sivrisinekleri meşhurdur. Mal getirip gönderen komis- yancular bu yüzden çok zahmet çekmek- te idiler. Pazarcık istasyonunun transit olarak kabulü, Pazarcık kazasının inki - şafına da çok yardım edecektir. Bu yeni yolun açılması, yalnız Nurlı şosesi üzerin- de bulunan kahvecileri memnun etme - (Devamı 10 nca sayfada) miştir, İ k gemi tekrar İngilizlere geçti Gazlanteb (Hususi) — Pazarcık yolu -| Say rökoru (Kueen Elizabeth) 85,000 tonluktur, 343 metre uzunluğu, 39 metre genişliği var. 2.400 yolcu taşıyacak Merasime riyaset eden kraliçe nize inmesini temin etmek şerefi krali » çeye düştü. * İngilizlerin ilk yeni transatlântiği Kücen Mary 81,232 tonluktu, Fransızla « rın Normandieleri 83,243 ton geliyordu. — Halbuki Kucen Elizabeth 85,000 tondür. 343 metre uzunluğu ve 39 metre genişli- ği de kendinden evvel yapılmış olanlara net şekilde faiktir. Derinliği 40 metre « dir. 2400 yolcuyu bütün konforlarını te « © min ederek taşıyabilecektir. Bütün transatlântiklerin sür'at rökor- ları saatte 31 mil 69 dur. Halbuki yeni | transatlântiği yapan John Brovn tez « gâhları asgari 31 mil sür'ati taahhüd et- Hmişlerdir. Hakikatte geminin 32, yahud |33 mil yapacağı kat'iyetle ümid edilmek- tedir. Ankarada yeni bir mahalla kuruldu Ankara 3 (Husust) — Bahçeli evler kooperatifinin kurduğu mahallenin kü « şad resmi cumhuriyet bayramında ya « pılacaktır. Evler bayramdan evvel sa « hiblerine toslim edilmiş olacaktır. Bir adam bir kadırı yarmladı Nuruosmaniyede Dökeciler hamamı ga« kağında oturan Elmaş isminde — bir kadım dün zabıtaya müracaat ederek, ayni evde 'oturan Salih tarafından kolundan yaralane | dığini Jadla etmiştir. Saçlu — yakalanerak — tahkikata başlanmıştır.