Herg_ün Münih konferansından Sonra Avrupa Yazan: Muhittin Birgen ünih konferansı aktedildiği ta - rihte İstanbulda değildim. Bu - nun için, 20 senelik tarihin bu en mühim içtimamı bu sütunlarda takib edeme - dim. Şimdi bir iki gün bu mesele ile meşgul olacağım. Evvelâ, Münih konforansı, Versailles (Versay) konferansındanberi Avrupada yapılan en mühim içtimadır ve ehemmi- yeti Versailles'in ehemmiyetir avi- dir. Bundan yirmi sene evvelki konferans İle bunun arasındaki fark, onun uzun za- man devam etmesi, bünun ise üç gün gürmesidir. Onda da dört âza vardı, bun- da da. Evvelkinde İtalyan, Fransız, İngi- Uz başvekillerile Amorika cumhurreisi Vardı. Bu defakinde ise evvelkiler gene mevcud olmakla beraber Amerika cum- burreisinin yerini Almanya devlet reisi Hitler işgal etmiş bulunuyordu. Evvı kinde üç galib ve fatih memleketle bütün | milletlerin ve bu arada Almanyanın hu- kukunu müdafaa vazifesini üzerine a1 - mış olan Amerika cumhurreisi vardı. Bu defakinde ise mağlüblar namına ve bu arada bilhassa kendi namına Almanya bizzat hazır bulundu. Ve yanına eski ga- İiblerden birini, kendisile birlikte aynl filürleri müdafaa eden eski bir galbi Bgalib olarak aldı. İki konferans arasındaki harict ve şek- le aid farklar bundan ibarettir. Biraz da ruhuna girmeğe çalışalım: Versailles'de Almanyaya koskoca bir cild teşkil eden bir muahede imzalattılar. Münihte —ise Almanya bu cildi, sade maddelerile de - ll ruhile dahi ortadan kaldırdı. O Za- man da bir sulh imzalanmıştı, bu zaman da ayni şey yapıldı. Evvelki sülhe dört Gevlet hâkim oldu, bu defakine bir dev- let-hükmetti. O zamanki sulh, Milletler Cemiyeti diye bir müessese kurmuştu. Bu defa ise Münihte bir sulh imzalandığı e- rada Cenevrede Milletler Cemiyeti, bun- dan böyle sulh muahedelerile Millotler Cemiyeti arasında bir münasebet kalma-| dığını ilân eden ve bu suretle Cenevre Mücasesesini, meselâ bir «Av muhibleri gemiyeti» gibi basit bir cemiyet baline getiren bir karar kabul ediliyordu! * Yukarıdaki şu küçük mukayese ve tah- Hüi yapmaktan maksadımız, Münih kon- feransının ne kadar büyük ehemmiyeti | halz olduğunu göstermektir. Fakat hı_ııx tahlil ve mukayese kâfi değildir; işi biraz| Gaha kurcalamak icab eder. 'Tereddüdsüzce şunu söyliyebiliriz: Mü-| Hih konferansına kadar 918 de yaşamıya | başlamış bir Avrupa vardı. Bu Avrupa 038 senesi birinci teşrininin ilk günlerin- de Almanyanın Münih şehrinde vefat et-| miş ve - garib hâdise! - bütün dünyada başvekilleri sevinçle karşılıyan halk küt- lelerinin alkışları arasında, gene Münih- te defnedilmiştir. Ayni tarihten ve bil -| hassa Hitler - Chamberlein paktı imza -| landıktan sonra da yeni bir Avrupa ya - famıya başlamıştır. 918 Avrupası Mület- ler Cemiyeti diye bir müesses2 yaratmış- t Bu mülessese, yirmi sene içinde Avru- panin hayatı üzerinde hiç bir müsbet tesir yapmadı. 988 de Münihle kurulan yeni Avrupa, bir taraftan Milletler Cemi- yetini, umum? cemiyetler kanununa tev- fikan teşkil edilmiş bir cemiyet haline indirirken, öte tarafta sessizce Imza edil- miş olan Hitler - Chamberlain anlaşması yeni Avrupanın hayatında uzun zaman büyük ve müsbet tesirlez yapacaktır. 918 konferanaı ile 938 konferansı âra- sında şeklen, haricen, orada söylenilen şŞözler itibarile tam bir mutabakat olan yegâne nokta şudur: Orada da sulh tesis edildi, burada da. Söylenilen sözlere, sar- fedilen avuç gakırtısına bakarsanız, ©o zaman da, bu zaman da aynı şey yapıl - mıştır. Fakat, 918 konferansı hiç olmazsa yirmi sene Avrupada sulh tesis etmiş ol- duğu halde 938 konferan N kt senelik bir sulh tesis edebileceği çok ve hattâ pek çok şüphelidir! * Çoekoslovakya hududlarında kan dökül- düğü sıralarda bizim bu sütunlarda «Me- rak etmeyiniz, bunlar pazarlık gürültü. südür; sulhün kalbi kuvvetlidir diyor - duk. Bugün, Münihteki sarmaştan dolaş- tan sonra, yeni Avrupanın sülhünden bu kadar kuvvetli bir şüpheye düşmek, ga - yet garib ve hattâ paradoksal görünür. Ancak, ben bir paradoks yapmakta ol - İbütün Avrupada, © da zahiren, yalnız Resimli Makale: Bu gibi adamların muhtelif cereyanlara dümeni bozulmuş bir gemiden farkları Üç çocuk birden Doğuran 16 yaşındaki kadın Amerikanın Ohio şehri halkından bu 16 yaşlarındaki genç kadın, bir ba- tında Üç çocuk doğurmuştur. Çocukla- rin üçü de sıhhattedir, ——— —— —— madığımı zannediyorum. Sebeb: 918 Av-| rupası Almanyayı silâhtan tecrid eden | ve müsellâh bir tazyik altında onü kıpır- | damaktan meneyliyen bir muahedeler İsislemi kurmuş ve bu sistem sayesinde bir sulh devri açmıştı. Bugünkü sulh ise, -İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya - dört devlet arasında kuruldu. Hakikatte ise ku Tulan sulh, yalnız Almanya ile İngiltere arasındadır ve dolayısile Fransaya sulh temin eder! Dünkü sulh ile bugünkü sulh arasın - daki bu fark, de Münih konferansın- dan sonra başlıyan yeni Avrupanm bütün mukadderatına hüâkim olacak bir ruh ih- tiva ediyor. Bu ruh, konferansın sonun- da D. M. B. ile Reuter (Röyter) tarafın- dan ilân edilen bir tebliğ içinde gizli Bu tebliğ Fransada anf bir heyecana se- beb oldu ve bu heyecanı teskin için İngi- Hiz başvekili Fransız başvekiline bir te- minat telgrafı çekti. Nihayet, yirmi senelik bir geçmişle bir- birinden ayrılan iki sulh arasındaki farkı iyi anlamak için bilhassa ve yalnız şu hâdiseye dikkat etmelidir: İngiltere, Mü- nih konferansına gitmezden evvel bütün #lâh kuvvetlerini harekete getiriyor ve eğer Fransa barbe iştirak edecek olursa İngilterenin de «sürüklenebileceğini» tek- rar tekrar söylüyordu. Halbuki Münlh İSTER Pazarlıksız alış veriş tatbik mevkiine oldu, buna rağmen bu mesele hakkında müşteri pazarlık yapmaksırın derhal: — Pekâlâ... iki lira yükseltmiş: İISTER Bazı kimselerin düşünce, fikir ve hareketlerinda mantık! teselsül ve ittirat yoktur, şimdi söylediklerini biraz sonra tekzib ederler, dün verdikleri kararı bugün değiştirirler. İNAN, gimdiden koca bir cild tutar. İşte bunlardan bir tanesi: — Dükkâncının biri bir kundura için dört lira istemiş, Diye cevab verince yanılmış gibi bir tavır takınarak fiatı SÖON POSTA e Fikir ve hareket birliği e maruz bir denizde yoktur. malüm sahayı t SÖZ ARASINDA |- Hergün bir fıkra Apartıman ve sefertası Bir şehirli, küçük bir kasabaya git- mişti. Hiç şehre gitmemiş olanlardan biri gehirliye sordu: — Siz şehirKler şimdi apartıman - ;| Tarda oturuyormuşsunuz?.. Bu aparti- ; man dedikleri nasıl şeylerdir? | — Bildiğiniz evler gibidir, Jakat her katında aytı bir aile oturur. — Desenize sefertası gibi bir şey. — Hayır sefertasına benzemez.. Se- fertasının her katında yiyecek var - dır. Apartımanın ise her katında yi- yecek yoktur. 4g Na e Dans meraklılarını Sevindirecek Hayatmızın doğru bir yolda, arızaya düçar olrandan geç- mesini islerseniz düşünce, fikir ve hareketlerinize birlik, tecanös, netlik ve samimiyet veriniz, hem kendi kendinize, hem de sizi tanıyanlara itimad telkin etmiş olursunuz. U- nutmayımnız ki insanlar meçhul sahada yürümeyi sevmezler, âh ederler. Yeni bir icad İngilterede ayakları yormuyan, a - yak kemiklerini, fazla dans etmek yü- zünden sızlatmıyan yeni biçim ayak -| kabılar vücude getirilmiştir. | Bunlar, mantarlıdır. Ve konan man- tarların elâstikiyeti sayesinde, ne ka- dar dans edilirse edilsin, hiç bir yor - gunluk duyulmamaktadır. Son buhran ingiltereye| 50 milyona maloldu İngilterenin son haftalardaki buh - ranlı günlerde, tedafül tedbirler almak | için takriben 40 milyon İngiliz — lirası harcadığı resmi istatistiklerle bildiril- mektedir. Bahriyeyi seferber ederek, harb halinde bulundurmak için de 10| milyon İngiliz İlrası tahsis olunmuş - tur. Bu paranın büyük bir kısmı, ge - milerin mahrukatına, silâhlarına har -| canmıştır. konferansından döndüğü zaman İngil -| tere <Almanya ile ebediyen harbetmi - yeceğini» ilân ettil — Muhiltin Birgen İSTER İ gireli ancak 4 gün anlatılan hikâyeler | radır,demiş. mıştır. İNAN, İSTER — Hayır, yanlış söyledim, kunduranın ftatı 4 değil, 6 li- Müşteri bu dela da itiraz etmemiş: — Pekâlüâ, öyle olsun. Kundurayı sar, paket yap! Deyince âdükküâncının fena halde canı sıkılmış: — Be adam bu nasıl alış veriş? diye söylenmiş. Bir arkadaşımızın düşüncesine bakılınca pazarlık usulü- nün de tiryaklleri vardır ve şimdi bunların keyifleri kaç- İNANMA! aa Birinciteşrin 4 | | İngilterenin En çok sevilen Klârnetcisi İngilterenin en sevimli, en neş'eli| ve meşhur klâmetçisi vesimde gücdü - ğünüz Freddy'dir. Klârnetini türlü tür lâ meharetler göstererek Üfleyen, on- dan umulmuyacak sesler çıkaran san'at- kârın en büyük zevki güzel bir ye -| mekten sofira, dostlarına en beğendi i Bi, sevdiği şarkıları çalmaktır. ÖOn iki defa şampiyon olan atlet seksen yaşında 37 yıl dünya bir mil rökorunu nef - sinde muhafaza eden. İngiliz atletizm tarihinin en büyük simalarından Wal- ter George sekseninci — yıldönümünü kutlulamıştır. 1882 de Nevyorkda bir mili 4 dakika I2 3/4 saniyede koşarak rökor yapan âtlet 18684 de profesyonel — olmuştur. Bu sıralarda on iki şampiyonluğu var- dı. Bir atletin şahsında tek başına 12|: şampiyonluk alması, şimdiye kadar on dan başka kimseye müyesser olmamış- tır. Walter, bütün enerjisini, biraya at- fetmekte, antrenmanlarında hep bira içtiğini ve ekmek peynir yediğini söy- le: NANMA! |ve muhitin mahiyetind &. T- fn sabah evden çıkıp haneye gelirken yolumun üs- tünde iç açıcı bir manzara ile kargşılaştım. Kafile kafile minimini yavrular, arkala- rında tertemiz önlükleri, ellerinde çan ve sepetlerile mek be koşuyorlardı. Hepsi de ayni neş'e, aynı kaygısız, kayıdsız, fütursuz, tehalükle, hakikatte istikbale ulaştıran bugünlük arızasız, di- kensiz mekteb yolunda, hayat ile cenk- leşmeğe giden birer küçücük kahraman gibi idiler, Bun'arın karşısında bilâihtiyar kendi çocukluğum, kendi İlkmekteb çağım ha- tırıma geldi. Ben de böyle idim. Ben de tıpkı bunlar gibi, her sabah evden mek- tebe giderken, kafes'wden kurtulmuş bir ker, koşardım. derin işlere er- an ve bususiyet- lJerinden bihaberdi. O 1 düşün! onlara karşı tedbir almak vazifesini e- beveynime bırakmıştım. Anlaşılan bu vazife kendilerine ağır geliyordu. Zama- nı acaib, muhiti dar ve mütefessih, istik- bali ise karanlık görüyorlardı ki yüzleri hiç gülmüyor, nadiren gülse bile bu gü- Kiş tam, samimi ve sâri olamıyordu. Ve ben bu haleti ruhiyenin akislerini gitgide kendimde duymaya başlamış, mütecakib seneler ben de somurtgan ol- muş, mektebe gidip gelirken artık, ö« muzlarında ağır yük taşıyanlar gibi ba. Şım yerde, isteksiz adımlarla yürüyor- dum.. Bugünün çosukları öyle şeylerden u« zaktır. Bunlar, Atatürk devrinin bahti. yar çodukları, müemmen bir istikbale, apaydınlık bir #tiye, şübhesiz bir refaha doğra gidiyorlar. Şuurlu bir kültür erkâ« mharbiyesinin idaresi altında, tuttukları yolda dönmek ve girişecekleri hayat sa« vaşında alt olmak ihtimalleri yoktur. Onun içindir ki gülen yüzlerinde göl- ge, çınlıyan kahkahalarında gizli bir hü- ni Büy Kurtarıcının kurduğu azametli eseri yarın korumağa memur olacak nesil hayata emniyetle, idare- miyen aklım içinde Fimanla atılıyor. Yolunuz da zihniniz gibi açık, neş'eniz daim olsun, minimini yurddaşlar! E. Talu Resmi bankalar ı:mumi mürakabe hey'eti rers: ğine Yusuf Ziya getirildi “Ankara 3 (Hususi) — Devlete aid ban- kaların umum!? mürakaba heyeti re ğine Şirketihayriyenin eski müdürü Yu- suf Ziya tayin olunmuştur. Heye'! |ları da yakında taayyün edecektir. Bi yetle İktısad Vekâleti arasındaki İrtiba- tı temin etmek üzere Vekâlet teftiş he - yetinde bir irtibat bürosu teşkil olun - muştur. Maarif Vekilinin Ankaradaki teftişleri Ankara 3 (Hususf) — Maarif Vekili Saffet Arıkan bugün şehrimizdeki orta tedrisat mekteblerini teftiş etmiştir. ,.......'-._.....-.. Büyük müsabaka KT Yalnız çocuklar için J- İ $ : 4 25 lira, 15 lira, 10 lira ve 100 kişiye de muhtelif hediyeler vereceğiz (Son resim) On sekiz gündenberi gazetede cı - kan büyük müsabaka resimlerinin s0- muncusunu da bugün veriyoruz. Müsabakanın hal şekli 10 uncu sayfamızdadır.