- CASKER — Çekoslovakya için harb olur İK BAHİSLERİ | mu, olursa netice neye varır) siyimi z eşlalli gada ge Bani L S ehdid eden iki tehlikeden en büy tediklerini vermeleri için, İngiltere te kulak asmamaları ihtimalidir General H. Emir Erkilet Bugün dünya sulhünü.t Çeklerin, Südetlere 1s tarafından yapılan Yazan: Avrupanın tepesinde dolaşan korkunç kaza ve kader borası ne zaman patliya- cak ve bu eski dünya parçasının gübe Üinde depreşen volkan acaba ne Vakit indifa ederek, asırların işlediği ve k"ı:.;; duğu güzel Avrlpa medemiyetini — K deryaları ile örtüp yok edecek?! İ saniyetin birkaç senedenberi geçirme olduğu her büyük krizde orlaya atılan Bayati sorgular... ü Şübhesiz Avrupa, ve hattâ bitün Mı Ya, 1914-18 l!eündaıbı:ı” hıgıü:ug::' oli kadar, m::ııuy d ı=ı. Filvaki Iuııln::ı 1 bu yeni em- 1905 Habeş geleri emasada 4 Y Te arasında çıkan çetin ihtilâf, a7 d'h:’ Avrupayı korkulan harbe sürükliyecek- ti. Fakat o zaman, İ ÜN VOU be, maddi ve manevi, hazırlanmış e harbi göze almış hiçbir devlet yok gibi idi. O vakit henüz ne İngiltere ile Fransa arasında, şimdiki derecede, Si yaslanma vardı, ne de bugünkü Rus - Fransız askeri ittifakı... !munl;ımbî;:; zaman harb Mo ny“kltk'ı bi nevralarına ayni ü keri tedbirlerle cevab verirken İngiltere, gâhirde Fransa tarafını tutuyor ve Çekos- lovakyayı müdafaa ediyor görünmekle beraber, elâstikt hareketlerile henüiz ser- bestliğini muhafaza etmektedir. Hattâ barışı, ne olursa olsun, kurmaya azmeden başvekil B. Nevil Çemberlayn - B. _Hı(l_n nezdinde şahsan mutevassıt rolünü gör- —mek için Münihe uçmuştur. Bü):ük VBn- tanya başvekilinin bu zahmeti ağlebi lhî, timal boşa gitmiyecek ve herhâlde barış yolunda İngiltere hesabına da faydalar ıyacaktır. 'lî;;]"::l:g“)' Rusya ile bir- likte Almanyanın üstüna hemen atılma- masından ve daha çok muslihane bir yol takib etmesinden, ber ıııdensc _ıillî?: eden Sovyet matbuatının he!ııx_lerım ba'- kılırsa, İngiltere, barışı daba bir müdde: korumak için, mi ulehlm_rınden Tliklirin Çekcaler d!lcklcî.;nrî'&lmî Hitleri akya tlerin Çekoslovakyı aa Büteli Südet Almanlarının kendi kendilerini idare otmeleri ve kendi mukadderatları- | Di bir plebisit İle gene kendileri tavin| etmeleridir. t 1914-18 harbinden sSonrâ, gelib ilâhla- Tın fena bir şakası olarak, Çek, Alman, Slovak, Macar, Rüten ve Lekli 146 mib Yonluk bir milletler ve ırklar türlüsü ha- linde yaratılan Çehıılmkya devleti topraklarında bugün 3 milyon Alman Yaşamakta ve bunların büyük qokşuill Almanya hududları boyunca geniş bir 8- Tazi şeridi içinde kütle halinde bulun- Maktadır. Kuvvetli bir başları ve iyi #teşkilâtları olan bu. müterakki Alman kalabalığı, zulüm gördüklerini ileri sü- Terek, sayıları ancak 7 milyön kadar tu- fan fakat umum nüfusun yalnız © 48 ine baliğ olan Çeklerin idare ve tahakküm- İeri altında kalmak istemiyor ve rauhta- n."' diliyorlar. Hitler Almanyası da, ta- biatile, burnu dibinde, yabancı bir idare altında sızlanan ve hergün birkaçı, haklı Yeya haksız, öldürülen bu ırkdaşlarından Yana çıkıyor. Aı"'-"“llıı'ıııı Çekaslovakya Almanları- hi himaye etmesi yalnız gönüllerin O ta- |ze aldırması nasiha Almanlar manların asırlarca eski bir hayal ve bir ülküsüdür. Almanları böyle bir hedef ve gayeye sevkeden sebebler kendilerince müteaddid ve mühimdir. Bugünkü mev- zuumuza temas ettiği için şimdilik bun- Jarın bir tanesine yani Alman ırkının Orta Avrupaya yayılışına dikkat gözü- müzü' çevirdiğimiz takdirde göreceğiz ki (yukarıdaki haritaya bakınız) bugün Avrupada, Almanya hududları dışında daha takriben 13 küsur milyon Aiman yaşamaktadır. Bu mühim sayı Avustur- *|yanın ilhakındân evvel 20 milyona ya- kındı. Fakat Avusturyanın âna vatana katışması, Almanyaya yalnız 6,5. milyon Alman kazandırmakla kalmadı, onu ny- ni zamanda Tunaya kadar genişletti ve üstelik İtalya, Yugoslayya ve Macürista- na komşu yaptı. İşte, eski ıtilâf veyahudl yeni demokrasi devletlerine göre, Anşlus hâdisesile sarsılan- Avrupanın siyasi ve aşkeri müvazenesi, Südetlerin iltihakile büsbütün bozulacaktır; çünkü Almanya- nın nüfusu gene hem artacak ve hem de Bohemya gibi sanayi ve ziraâtile çek kıy- metli bir ülke Almanyaya katışacuktır. İşte bugün bilhassa Fransa ve Rusyayı, Çekoslovakyayı korumaya sevkeden se- beblerin başlıcası budur: Almanyayı da- Ha ziyade çoğalmak ve büyümekten yani bir kelime ile daha fazla kuvvetleşmek- ten menetmek. — Çünkü Almanyanın, Çekoslovakya Almanlarını kurtardıktan sonra, daha nerede Alman varsa - kuv- vetli elini sıra ile oraya uzatmasından ve böylelikle Avrupada,, belki de önüne ge- çilmez bir kuvvet ve kudret silindiri ha- lini almasından korkulmaktadır. Frarisanın İngiltereye yaslanarak — ve dünya genel fikirlerini gene .Almınları'n aleyhine çevirmeye muvaflak olarak ö- nüne geçmek istediği netlce ııııclı.:ı—ı Fa- kat İngilterenin Çekoslovakya Suacşlı- rinden dolayı, harbe girişeceği hğln şüb- helidir. Rusyanın, Fransanın Almanya« dinde, Çekoslovakyaya si- ya taarruzu ha Jâhla yardım etmek ve bunu Romanya üzerinden yapmak istediği asikâr görü- ::;m Sovğeîlertn Romanyayı, Besarab- yanın ilhakını nihayet resmen tanımeak- la, kazanabileceği muhıkkıak olmamakla beraber mümkündür. Iıe)usı_ın ve Yu- goslavya herhalde urı(sıılıııllnırıııı mü- hafaza edeceklerse de Macaristanın AL manya tarafında bulunması artık ıtçu. kadder gibidir. Eğer Almanya, Brı.du *e Fransaya asla taarTuz eh?.k:dtn :î:- ce Südet Almanlarına yardım için, ordu- Jarını Çekoslovakyaya sokarsa >Fı—ır!sa. nın, İngilterenin kat'i ve sarih bir İîîllîn- ki olmaksgızın ve yalnız an;ı'e'.l::re Ş.iı 7 ner?fı Almanyaya ve onur_ı mııı:zEılşlı-n İtalya ve Japonyaya harb ilân etmeği gö- keza şübheli sayılır. O halde bugün herkesten harbin olup olmaması ziyade İngilterenin elindedir. Çafa akmasından ibaret değil, ayni Za- Manda Almanların büyük Almanya si- Şesetinden mülhemdir. Finlandiya kör- d Zinden Kara ve Akdeniz yalılarına Kü- ar, bir Orta Avrupa imparatorluğu kur- Führerin yeni bir icadı değil, Ab ha- t ö- b Hitler harb- istiyor mu_T Şübhesiz yırz!, Bunun en açık delili gene ıî;ıı nuı'ı bir aydanberi hllu'lıdığıAgur askeri manevralardır. Eğer Führer, detler meselesinin hallini bahane ederek .. üğü Çekoslovakyaya girmeği hakikatte kas- detmiş olsaydı, şübhesiz, bunu ancak ani ve baskın şeklinde yapardı. Almanyu dün gibi bugün de sık ve mükemmel de- mir ve otomobil yolları ağları ve milli ve ailevi bir an'ane ve itiyad halindeki dakika şaşmaz nizam ve intizamseverliği sayesinde, ordusunu en seri bir surette seferber ve tahşid edebilen bir devlettir. Bu itibarla, onun Çekoslovakyaya taar- ruz için icab eden arduları böyle hafta- larla ve gürültülerle hazırlaması icab et- mez. O halde Çekoslovakyaya tecavüz- den başka hedefler takib eden ve bir sal- gin gibi Fransa, Rusya, Belçika ve hattâ İsviçreye sirayet eden bu geniş - ölçülü Alman manevralarından acaba naksad n idi? Bu da ayrıca araştırılacak bir mev- zudur! Bizdce bütün bu patırdılı askeri hazır- hklar suyu kâfi derecede bulandırmak istiyenler için zemin hazırlanmıştır. Fa- kat barışı tehdid eden ve edebilen şey başkadır ve ikidir, Birincisi, Çekoslovak devlet ve hükü- met zimamdarlarının Südet Almanlarına istedikleri muhtariyeti vermemek ve ne- ticede plebisite müsaade etmemekte ısrar etmeleri ve bu hususta İngilterenin en son vereceği kat'i nasihâte kulak asma- maları ihtimali. » İkincisi, bu takdirde Almanyanın, Sü- det Almanlarına yapması muhtemel o- lan askeri yardıma mukabi! İngilterenin Fransa ile birlikte Almanyaya karşı harb İlân etmesidir. Fakat bu iki şeyi hülâsa edince üçüncü bir hüküm çıkar ki o da bugün barışın sadece İngiltere elinde olmasıdır. B, Hit ler müşkül vaziyette olmasına rağmen Nürnberg nutkunda uysallığını göster- miştir. Şimdi de İngilterenin mühim ve tarihi rolünü yapmakta olduğunu görü- yorüz. Çekoslovakyaya gelince, Südetlere is- tedikleri muhtariyeti vermekle bir şey kaybedecek değildir; bilâkis biraz daha mütecanis — olacağından — kazanocaktır. Çünkü büyük bir harb koparsa bunun neticesinin ne olacağı hiç kestirllemez. H. Emir Erkilet Pazarlıksız satış hazırlıkları tamamlandı Pazarlıksız satış hakkında belediye ik- tısad müdürlüğü hazırlıklarını tamamla- mıştır. Bu husustaki kararname bele - diyeye tebliğ edildiği tarihten itibaren |koantrollere başlanacaktır. Belediye mü- |rakibleri pazarlıksız satışa tâbi eşyanın |üzerine konacak etiketleri gözden geçi - | | Tarihi tedkikler : Osmanlı İmparatorluğunda yapılan kim tayin edecek? Memleketin Şeyhislâmı olan Kâmil ilk istikraz * Borç istenecek devleti tayin etmeden evvel böyle bir istikrazın mahzurlu olup olmadığı hakkında hüküm vermek lâzımdı. Bunu kim? Şeyhislâm... Mustafa Paşa kıyafetini değiştirdi, vaktin teşebbüsü iktısadcıları mı? Ne gezer! Ya efendinin konağına gitti Yazan: Kadir can Kaflı Kaynarca muahedesinin çok ağır şart- ları vardı. Rusya imparatoriçesi İkinci Katerine mua- . hedeye rağmen Kı rimı — zaptetmişti. Bundan başka İs- tanbulu da ele ge- çirmek, orada to - rünu — Kostantine eski Bizans tacını Biydirmek — isti - yordu. Bir aralık / Rusyanın — cenu - N 5 buna doğru gös - — İkinci Katerin teriş ve tehdid anlatan bir seyabat te yaptı. Osmanlı imparatorluğunu — idare edenler buna çok sinirlendiler. Esasen Kaynarcanın ve Kırım istilâsının da in- tikamını almak arzusu ihtiras derecesini bulmuştu. Harb istiyenler çoktu ve bun- ların başında, sert bir adam olan, harbi seven, şöhret arıyan Koca Yusuf paşa vardı. İmparatorluğun bir kısım adamları da harb istemiyorlardı. Bunların başında padişah birinci Hamid görünüyordu. Çünkü memleket sıkıntı çekiyordu, ördu düzensizdi, maaşlar muntazam verilemi- yordu, birikmiş para yoktu, talısilât ya- pılamıyordu, on altı sene evvelki Moskof harbinin açtığı yaralar, bütün gayretle- Te rağmen, kapatılamamıştı. Rusyanın cenuba sarkmasını İngiltere ve Prusya hükümetleri hoş görmemişler- di, İsveç devleti de ayni şekilde nefret besliyordu. İki evvelki devlet Türkiyeyi Ruslara karşı harbe teşvik ediyorlardı. Bunların sefirleri gık sık <AynalıKavak» köşküne geliyorlar, reis efendiye cesaret veriyorlardı. Koca Yusuf paşa oulardan da kuvvet aldı, 1787 de Rusyaya harb ilân olundu. Rusya ile Avusturya arasında karşılık- lr müdafaa hakkında bir anlaşma vardı. Osmanlı devlet adamları bunu bile cid- diyetle hesaba katmamışlardı. O kadar ki çok geçmeden Avusturya elçisi de devle- tinin Osmanlılara harb ilân ettiğini Ba- bıâliye bildirdiği zaman, harbi o kadar arzu ederek ortalığı ateşe verenler . bile apışıp kalmışlardı. Çünkü devlet yalnız Rusya ile harbi başaramazken karşısına bir de Avusturya çıkmış bulunuyordu. Para sıkmtısı bütün şiddetile başlamış- tı. Hududlardaki askerlerin — ihtiyacları temin olunamıyordu, İngiltere ve Prusya devletleri İsveçi de Rusya ile harb etmesi için kandırmışlardı. Ancak, İsveç bu mas- raflı iş için Türkiyeden pâra istedi. Çünkü Rusyanın bir kısım kuvvetlerini şimalde tutmak suüretile her şeyden evvel Türki- yeye yardım etmiş olacaktı, Bunun fay- dası gerçekten büyüktü. Hariciye Nazırı İsveç sefirine: — İsveçlü, Moskef ile cenk edecek ol-| sun, Devleti aliye akçe diriğ etmez!. Diye oldukça mübhem ve tanhhüdsüz bir cevab verdi. İsveç de harb (lân etti. Bunun için ilk taksit olarak şimdi sekiz bin kese istiyordu. Bir taraftan orduya levazım ve erzak yetiştirilemiyor, diğer taraftan İsveçe para verilemiyordu, Birinci Hamidin uy- |kusuz kaldığı geceler çoktu. Bazı kimse- lerin ölmesi ve idam edilmesi üzerine malları müsadere edildi. Fakat mühim bir şey tutmadı. Padişah hududdaki Ko- ca Yusuf paşaya yazdığı cevabda derd yanıyordu: «Benim vezirâzam ve serdarı ekremim, Akçe hususunda muzayakanız malümu hümayunum olmuştur. 'Tez elden üç dört bin kese akçe istermişin Mevcüud olsa alimallah kendi harclığımı dahi gönde - Tir idim. Bu vakitte diriğ olunur mu? |recek, pazarlık yapılıp yıpıımıdıg.mıukln hazinelerin hali cenabınızın malü- tedkik edeceklerdir. Pazarlıksız satışm bütün maddelerin lunduğundan, belediye mürakibleri tef- satışında tatbik edilmesi mukarrer bu- tişlerini muhtelif zamanlarda hazırlıya- cakları raporlarla belediye retsliğine bil- neticeden sık sık haberdar edecektir, mudur.» Padişah gelecek sene vergilerinin top- lanmasını teklif ediyor, defterdardan defterlerin alınıp gönderilmesini istedik- ten sonra: « Ben dahi ikdam eder, üçer beşer yüz Sadaret kaymakamı Mustafa paşamın bütün gayretlerine rağmen dahilden pae ra bulunamıyordu. O zamana kadar yâs pılmamakla beraber ilk defa olarak ha « riçten ve bir yabancı devletten borç pâra istenmesi düşünüldü. Arpa, buğday, pa- muk gibi mahsüller vermek suretile bu borç bir kaç senede kapatilacaktı. Bu pa- rayı kimden isştemeli? Fakat istenecek devleti tayin etmeden evvel mahzur olup olmadığı hakkında hüküm vermek lâzımdı. Bunu kim tayin edecek. Memleketin iktısadaıları mı? Ne gezer? Ya kim? Şeyhislâm... 4 Böyle bir fikrin etrafa sızmasından bi- le korkuluyordu. Padişah Mustafa paşa- 'ya bu danışmanın gayet gizli yapılmasını emretti Müustafa paşa kıyaletini değiş « tirdi, Vaktin şeyhislâmı olan Kâmil e- fendinin konağına gitti. Vaziyeti anlattı. Kâmil efendi: “a «Dışarıdan borç para almak kötüdür, — Fakat «Ezzarurât tübihülmahzurüt» söe züne uyarak ister istemez yaparız> mâ- * nasında cevab verdi. Yalnız teşebbüsün £ halka yayılıp da fena tesir yapmaması n :içîn meclis kurup konuşmayı zararlı bul- u. Şimdi istikrazın kimden yapılacağı dü- — şünülüyordu. İngiltere ile Prusyanın ya- nında Felemenk hükümeti de bize dast- luk gösteriyordu. Gizlice Felemenk elçi, sine baş vuruldu. On beş bin kese alına- caktı. Üç sene sonra faizile birlikte mal olarak ödenecekti. Muhtelif iskelelerden pamuk, yapağı, buğday verilecekti. Para da sigorta edile#ek İstanbula gönderile « cekti. Eğer Felemenkte satılık harb ge- — mileri varsa o gemilerle getirilecekti. Elçi bir çok güçlükler çıkardı: İki dev« let uzaktır, paraları arasındaki fark bü- ler, çünkü buğday falan bir takım dere- — beylerinin, zorbaların ellerindedir. Şikâ- — yet edecek olursa doğruca padişaha söye lemek hakkının senede yazılmaşını iste. Tiz. Padişah ümidsizdi. Fakat Felemenk — elçisi «eğer şartlar kabul edilirse hüküs — metimi ikna edebileceğimi umarım» dedi, Felemenk tüccarlarının zarara uğramı « " yacakları taahhüd olundu ve bu Ghetin senede yazılması kabul edildi. Buna rağmen müzakere uzayıp gidi « — yor, ihtiyac artıyordu. Şimdilik bir mik- — dar para tedarik edebilmek için bir çare — bulundü! Altın ve gümüş eşya kullaml. — ması yâsak edildi ve bunlar muayyen bir para ile satın alındı. Eskisine göre beşte — bir kadar bakır karıştırılarak âyarı dü- şük paralar bastırıldı. k Birinci Abdülhmaid mühim bir kalenin Ruslar tarafından zaptı haberini öğrendi. ği zaman birdenbire öldü. İstikraz işi hâ- lâ sürünüyordu. Yerine geçen genç padi- şah Üçüncü Selim herkese ümiü veriyor- du. Gerçekten bu işle bir kaç ay uğraştı. Lâkin bir netice çıkmadı. Nihayet 1789 — da İstanbuldaki Felemenk elçisi, hükü- metinin son cevabını bildirdi. Bu ceva- bın manası şu idi: «Hükümet bu gibi istikraz işlerine res- men karışmaz. Doğrudan doğruya Fele- — menk tacirlerile uyuşmak lâzim gelir. Hükümet ancak buna göz yumar. Dost- Juk dolayısile el altından tacirleri teşvik — te edebilir.» Bu kapı kapandı. " Hükümet o sırada Cezayir korsanları- nın İspanya sularına ve gemilerine hü- — cumlarını önlemişti. Dostluk — vardı. İss — panyadan para istendi. Elçinin — cevabı. — baştan savma siyasetine bir örnekti: dİspanya bu harbde bitaraftır. Osman- hlarla harbeden devletler de istediler, fakat vermedik. Size versek bilaraflığı bozmuş oluruz ve diğerleri de isterler. — Cezaytr ve Tunus ocaklarından, Fas hâkiminden borç alacak oldular. Onlar da özür diliyorlardı. N Gene paraların ayarı düşürüldü. Altın ve gümüş eşya kullanılması bir fetva ile lazim bu akçe maddesi beni gecelerde uykusuz koyur...» sü_ldımek, belediye de, İktısad Yekâletini | **S€ gündermekte kusur etmem. Vallahi. yasak edildi. İlk istikraz teşebbüsü böye — lece boşa gitti. büçi "ti AĞN a l 0 NDSU N Zünlik el