SUN FUSYA aşk macerası : 37 _.î—_—l .':. " Aşiretlerden gelen misafirler — Teşekkür ederim, Faris çelebi. Bana, cidden dostluk gösterdiniz, — Efendim!.. Dostluk, insaniyet, va- Zifemiz... Ancak şu var ki, öyle bir mu- hitte yaşıyoruz ki, bu vazifeyi tama * mile ifaya bile muktedir değiliz... Me- selâ bakınız, şimdi sizden bir ricada bulunacağım, — Estağfurullah.. ne ricası?.. — Kuzum, beyim, Bu meseleyi bir an €vvel neticelendiriniz... Siz, bu adam- ların huylarını bilmezsiniz. Hanımı misafir ettiğim için, bunlardan bana da bir zarar gelebilir. Biliyorsunuz ki, ben fakir bir esnafım, olabilir ki .-. Artık, Zeki bey işitmiyordu. Görmü- Yordu... Kulakları şiddetle uğulduyor; kafasının içinde bir kasırga havası esi- Yordu, K Adımlarına fasıla vermeden, müte - Madiyen sofada geziyor; — Ne yapmalı?.. Ne yıpmal:'l._ Diye söyleniyor. Fakat yapılabilecek hiç bir şeyi düşünemiyordu. O kadar dalmıştı ki; Ali çavuşun mer- divenlerden çıkarak yanına kadar gel- diğini farkedememişti. Ve tam ona çar- Pacağı zaman kendine gelebilmişti. — Ne o, Ali çavuş?. — Sağlığınız, beyim. — Bir şey mi söyliyeceksin?. — İzniniz olursa, bir şey diyeceğim. — Söyle. Ali çavuş, ellerini uğuşturarak yak- laşmıştı. Esrarengiz bir tavır almıştı. Sesini alçaltarak söylemiye başlamış> tı. — Zatınızın sıkıntılı zamanında $ Temek yakışık almaz ama.. hani, habe- riniz olsun dedim. — Neden haberim olsun, Ali çavuş? — Efendim!. nahiye müdürü, gizli - den bana haber salmış. Ben de bl:dııy ö k sandım. Yanına vardım. ılşeyrl;ğî: tepeden biraz diller —döktü. Bonra; «Oğlum!. Siz, namuslu askerler- siniz, Dün yüzbaşı odasına bir. eksik etek kapamış. Siz, böyle şeyleri kabul etmezsiniz. Gelin, ifade verin.» dedi. — Sonra?. N — Saonrası, efendim.. başıbozuğun bu tözleri, çok gücüme gitti. Az kalsın, elimden bir kaza çıkacaktı. Kendimi, Büç zaptettim. <Ben, askerim. Başıbo- Zuğa ifade vermem.» dedim. Kodüum geldim... Zaki bey, elini alnına dayadı: —— P Vl:qllçnkhr vay.. edebsizlikleri: ni bu dereceye kadar artırdılar, ha. Diye, söylendi. Ve sonra, elile Ali çavuşun omuzunu Okşıyarak cevab verdi: — Aferin, Ali çavuş!.. Tam askerce Cevab vermişsin. Git. Rahatına bak- * İ Saatler iyordu. Hiç şübhesiz ki Faris c'le::ıçı.n evinde bulunan Leylâ; Babırsızlıkla neticeyi bekliyordu. Fa - Kat, ortada henüz intac edilmiş hiç bir Mesele yoktu. Zeki bey, çok çılgınca çeyler düşü- Düyordu. Hattâ, doğruca Tatar ağanm konağına giderek, hükümetin hazine” Sinden, tnsanların vicdan ve mamusla- Tına kadar her şeye el uzatan bü heri- fin kafasını kılıç darbeleri altında po> Talamak istiyordu. Bunu yapmak, işten bile deği Çünkü artik Zeki beyin gözünde ( Yat) denilen şey, büsbütün kıymı kaybetmişti. Fakat, Leylâ.. sonra, 0 N€ |7 Olacaktı?.. “Bu hücra dağ başlarında kimlerin elinde kalacakti?. Bir aralık aklma şu da * Leylâyı, derhal geri göndermek... âkin buna nasıl muktedir olabile - tekti?, — Leylâl. Çok âciz bir vaziyetteyim layalimizde canlanan saadeti #ratmak ve yaşatmak mümkün değil gelmiş Zeki bey dimdik durarak kılıcına dayandı, sert bir sesle sordu: — Efendi!.. Sen burada, bir hükümet memuru müusun, yoksa bir zaptiye ça- vuşunun dalkavuğu musun?. Diyebilmek ne kadar zelil ve sefil ruhlu olmak gerekti?. * Zeki bey, birdenbire silkindi: -— Böyle, durup düşünmekle olmaz. Ne yapıp yaparak bu meseleyi bugün halletmeliyim. Dedi. Ve, derhal kılıcını takarak doğruca nahiye müdürüne gitti. Müdür, nalbant dükkânının Üstün - deki odasına henüz gelmişti. Bu âciz ve miskin adam, birdenbire Zeki beyi karşısında görür görmez adetâ bir ür- küntü his: Derhal yerinden fırlı -| RADYO Bugünkü program İSTANBUL M Eylâl 1938 Çarşamıba ÖĞLE NEŞRİYATI: 12.30: Plâkla Türk musiklel, 1250: Hava- dis1305: Plâkla Türk müusikisi, 13.30: Muh- telif plâk neşriyatı, AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Dans müsikisi (Plâk), 19: Konte- rans: Fatih Halkevi namma, Ercümend Ek- rem Talu (Komşutmuz Romanya). - 10.30: Dani musikisi (Plâk), 1955: Borsa haberle- L 20: Baat âyarı: Grenviç rasadhanesinden nakler, Falde ve Aarkadaşları — tarafından Türk musikisi ve hal kşarkıları. 2040: Ajans haberleri. 2047: Ömer Rıza Doğrul tarafın- dan arabca söyler. 21: Baat Ayarı: Şan, Bed- riye Tüzün. Btüdyo örkestrası rofakatile, 21. 30: Nocdet ve arkadaşları tarafından 'Türk murikisi ve halk şarkıları. 22.10: Hava Ta- pörü. 3214: Derüittalim Mmusiki heyeti, Faliri rkadaşları tarafından. 22.50: Son haber- ı':y.vı ertesi günün programı. 28: Saat Aya- T “erı 15 Eylâl 1938 Perşembe ÖĞLE NEŞRİYATI: 1230: Plükla 'Türk musikisi. 12.50: Hava- 41x1306: Plâkla Türk musikisi. 13.30: Muh- telif plâk neşTİYAİL AKŞAM NEŞRİYATI: ist (Plâk). 19.20: Spor 1830: Dans müsikisi r musahabeleri; Eşref Şefik tarafımdan, 19.30: gan' İnci ve arkadaşları tarafından, 19.58: Borsa haberleri. 20: Baat âyarı; Grenviç ra- Mmahanesinden naklan. Belima ve arkadaşla- _ınram::lnn Türk musikisi ve halk şarkı - i 40: Ajans haberleri, 2047: Ömer Ri- peğrul tarafından arabea söylev, 21: Snat za Dt rkestra. 2130: Rifat ve ârkadaşları| tarafından Türk müsikisi Ve balk şarkıları, 2210: Hava saporu, 2213: Keman - konan Orhan Borar, piyano refakatile. 22.50: İhaberler ve ertesi günün proğramı, 8: İt |ayarı ları, 2 | Saat Lise derecesinde tahsil görmüş lerin geraiti öğrenme! k üzere Bankamıza müracaatları. yarak karşıdaki yırtık döşemeli sediri gösterdi: — Buyurun. Dedi. Zeki bey, oturmadı. Dimdik durarak kılıca dayandı. Sert bir sesle, sormıya başladı: — Efendi!. Sen burada, bir hükümet memuru musun?.. Yoksa, bir zaptiye çavuşunun dalkavuğu — musun?.. Son- ra; bir zabitin namusu ile oynamıya utanmıyor musun? (Arkası var) Kayıp aranıyor Bulana yirmi lira müküfat verilecek Aslen Manlsalı terzi Boğos oğlu Diran Van- Hiyanı arıyorum. Kendisi 922 senesinde İz- mirde olup şimdi tahminen 39 yaşlarındadır. Bundan üç, dört sene evvelisi Kastamona taraflarında görüldüğü ve bir gözünün kör olduğu haber alınmıştır. Bilenlerin insaniyet namına: Gedikpaşa Nev'iye sokak No, 47 de Serop Devletoğluna hildirmeleri rica olunur. Bulana 20 lira mükâfat verilecektir. - (1145) Her banyodan sonra saçınız Bu şekle girerse BRİYANTİN PERTEV onları düzeltmeyi temin eder. ——— İstanbul Asliye Mahkemesi Altmcı Hukuk Dairesinden: Mehnted Âşir tarafından Sultanahmed Karaki Hüseyinçelebi mahallesi Hüda- vendigâr sokak 16 No. da iken halen ika- metgâhı meçhul Saide aleyhine açılan tescili talak davasının yapılmakta olan tahkikatında: Müddeialeyhanın 8/9/838 günü mah- kememizde hazır bulunmasına dair ilâ- nen yapılan tebligat üzerine hazır bulun. madığından hakkında giyab kararı mı-ı ihbarnamenin | haz olunarak buna dair mahkeme divanhanesine asılmasına ve keyfiyetin 15 gün müddetle ilânina ve ahkikatın 13/10/938 perşembe günü sa- at 14 de talikına karar verildiği tebliğ ye- rine geçmek üzere ilân olunur. — (1150) T. C. Ziraat Bankası İstanbul Şubesinden: - iyi fransızca bilen 5 memur almacaktıp> Talib- «Gi20> Sokulgan olması beklenen bir tip Fatihten Adil de karakterini — soru. yor: Bir taraflı men- faat duyguları, baş kalarına zarar ver. miyecek mahiyet- © te olursa sahibini £ tutumlu — olmağa sevkeder, — Bokul. mak, etrafla alâ- kadar olmak saymak ve sayılmak ta mu- vaffakiyetleri kolaylaştırır. e Zeki bir kız Kütahyadan Fet- hiye Yürür de ka- Takterini soruyor: Zekidir. — Okul hayatında muvaf- fak ölür öğretmen- lerine — kendisini sevdirir. Bazan i. nadcı ve hırçın ol mak isterse de iyi sözlerle çabuk kendisini toplıyabilir. Az konuşan bir tip Ayvalıktan Zeki de karakterini sos Tuyor: Durgundur. İlk zamanlarda — etra- fında bir alâka u» yandırmaz, sokul- ganlık göstermez, az konuşur, fakat etrafı kollar, Ka- rarlarında — tered> düd ve çegingenlik vardır. e Münakaşacı bir tip Gebzeden Sajfet te fotografının tah Hlini istiyor: Zeki ve girgin- dir. Menfaatlerine karşı alâkalı dav- ryanır. İtiraz hak- larını — kolaylıkla kullanır. Münaka- gacı ve mücadeleci car da karakterini soruyor: Sakin ve ağır başlı bir hali varsa da — arkadaşlarını bulduğu zaman kacı ve alaycı lur. Sevgi ve he- yecan mevzularile vaktinden — evvel meşgul olmak ister. e Geçici heveslere yer veren bir tip Ankaradan P. S. fotografının dercini istemiyerek soruyor: — Sevilecek miyim? Sevmesini bilenler, sevilaceklerinden emin olmalıdırlar. Yalnız seviyorum di- yerek geçici heveslere yer vermemek lâ- zımdır. Sevgi, bunu derhal anlar ve bü- yük bir sür'atle uzaklaşır, e Hassas bir genç kız Üsküdardan M, Alper fotografının der- cini istemiyerek karakterini soruyor: Zeki ve içlidir. Çabuk alınır ve müte- essir olur. Kendisini alâkadar eden söz- lerin tesiri altında kalır ve vaziyeti his- lerile muhakeme eder. Ağır söze, tekdire gelemez. Neş'esini nadiren kullanır, Dur- gun hallerini neş'e ile değiştirmesi 1â- zumdır. Son Posta Fotograf tahlili kuponu * Adres DİKKAT Potograf tahlili için bu kuponlardan 5 adedinin gönderilmesi şarttır. SOLDAN SAĞA: 1 — Kavga gürültü. 3 — Bir bahis üzerinde fazla tafsilât vere me, 3 — Rabıt edatı - Tauttuğunu koparan « Su, * — Büyük diş - San'at - İzmir havalisine de ağabey ve mard delikanlı manasi- DA kullandıkları kelime, Moal - Serbest bırakma. Ufaklar - Yalvarma, Kabul etmemek - Dumanın bıraklıği siyahlık - Çabuk parlıyan bir nevi mantar. Beygir - İnadcı - Sonuna bir «Rs gü« tirilirse bir meyvanın adı. 9 — Börkesten daha emin, 10 — Uzun koltuk, YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Vapurdaki oda, $ — İsim terkibi. $ — Bir nota - Tmannüd - İlâve, 4 — Üye - Beyaz - Vulide. B — Mihrace - İnmek masdarından izmi fati. 6 — Başkası - Henüz rakı yapılmamış Ü« züm ispirtosu. 7 — Tavla oynarken attıkları - San'at e Nihayet, © — Beygir - Ezilmiş - İstifham nidası, 9 — Çok yaramaz. 10 — Beleş., 1 2 8 4 B 6 7 8 9 10 ıİSİEİFİTİAL'İ M 2/TİCİAİRİMAÂ HE TIYATROSU Bu akşam NARLIKAPIDA âl A Kokain - Esrar di / Sabriye Tokses Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu lsmyrg'nm)ı (HEYBELİDE) İlân Tarifemiz Tek sütun santimi Birinci ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmiştir. Son Posta'nın ticari ilânlarına