Kırmızı fesli Ben.. yani, Hamidiye hafif süvari Ye. ve ci alayın 3 üncü bölük nizamiye * Ye. (talim) - kumandanı yüzbaşı Zeki. merkezi olan Mardinden me l altı günlük mesafeyi E enleri bir beygir ile katettim; ve üç gün evvel güneş gurup ederken, bü küçük kasabaya girdim. ğ Doğruca, bölük merkezine gittim. rd Bölük merkezi, üstünde iki oda, ele rafı açık bir sofa, oldukça geniş bir dan mürekkeb, salaş gibi bir bina. Bölüğün daimi nimesiyei kadrosunu te$- kil eden bir çavuş ile onbaşı, görünce şaşırdılar, Bir senedenberi mün- hal olan bölük odayı açarak büyük bir gayretle temiz - lemiye başladılar. de sofanın camsız zabtiye SON POSTA © r (Baş tarafı 12 inci sayfada) dâmın arkasından koştu. Kâğıdları aldı, onu çağırıp kâğıdları verecekti, Fakat üzerlerine bir göz alınca birdenbire sap- sarı oldu. Bu kâğıdlar kendilerine gelen çizgili tehdid mektublarının ayni idi Genç kız heyecanla açıp baktı. Bunlarda da ayni yazı ve öbürlerinde olduğu gibi tehdid yollu sözler vardı. Bazısı yarım kalmış, bazısı yazılmış tekrar silinmişti. Genç kız orada düşüp bayılmaktan kork- tu. Demek bu işi yapan, kendilerini teh. did eden bizzat Kerimdi! Fakat bu al - çaklığa nasıl cür'et etmişti! , Birdenbire ürperdi. Arkasından kapının açıldığım hissetmişti, döndü, gelen Kerimdi, gülü- yordu. Genç kız ona dilinin ucuna gelen en ağır sözleri söylemiye hazırlanmıştı. Fakat birdenbire şaşırarak geriledi, Ke - rim ellerini uzatmış — Mektublarımı bana fade etmiyecek mizin? diyordu. Gayet neş'eli ve pervasızdı. Belkis o- nun gözlerinde müstehzi bir ışığın yanıp söndüğünü farketmişti, Kıpkırmızı oldu. Wücudü hiddetten titriyerek: — Alçak, diye mırildandı. Genç adam bu söz Üzerine birdenbire ciddileşmişti, ona doğru bir kaç adım ata- rak gayet müşfik, sevgi dolu bir sesle: — Belkis, Belkisciğim, dedi. Bu hâdi « senin baştan başa uydurma olduğunu an- lamıyor musun? Dur, öyle nefretle yü - züme bakma. Sana her şeyi anlatacağım, eyt a e? oi SPA R neferi Hikâye: Tehdid mektubları seni seviyorum, seni unutamadıra. Doğ « rudan doğruya gelsem öfkeye kapılıp be- ni gene reddedecektin. Nihayet bu teh- did mektublarını uydurdum. İstediğim ol- du, sana yaklaştım. Genç kızın derin bir şaşkınlıkla büyü- yen gözlerindeki nefret, öfke dağılıver - mişti. Yüzü hali tabifsine avdet ediyor. du, vücudü gevşedi, mektublar elinden yere düştü, Genç adam koşmuş, onu kol- larına almıştı. Genç kız onun yüzüne bakmıyarak kekeler gibi: — Ya babam, dedi. Seni affedecek mi zannediyorsun? — Mektubları onunla beraber hazırla- mıştık, dedi. Meseleyi biliyor. Zaten bazı hoşlanmadığı ahbablarından seni uzak- laştırmayı düşünüyordu. Sonra bilirsin ki ikimizin birleşmesini her zaman için çok istemişti. Birdenbire sustu. Mecdi Bey içeri gir- mişti. İhtiyar adam evvelâ onların yü « züne, sonra yerde dağılmış duran teh - did mektublarına baktı. Pek ender olan tebessümlerinden biri ile gülümsedi ve hiç bir şey söylemiyerek kapıyı çekip git- “ ” YARINKİ MÜSHAMIZDA: Teyzenin mirası Çeviren: Hatice Hatib gittim. Yaşıyacağım muhite göylece bir göz gezdirmek istedim. Bölük merkezi, kasabanın yegâne cad- desi üzerinde idi, Ve, caddeden gelip ge- çenlerin gözleri, çevrilmişti, Halk arasında, bir fısıltı dolaşıyordu. — İşte.. işte. Yeni yüzbaşı... Anlaşılıyor ki halk, çok hassastı. Ve bir senedenberi münhal olan bölük ku - mandanlığına bir yüzbaşının gelmesi, bu küçük kasabada âdeta bir hâdise yarat Fakat ben, bu hâdisenin tesirini tedkik ve tahlil ile meşgul olacak vaziyette de - Bildim. (Otel) değil, (han) bile bulun - mıyan bu kasabada nerede yatıcığunı düşünerek derin bir endişe içinde idim! «— Çabuk seni — Kim olacak. zaptiye çavuşu. Birdenbire, tepemin tüyü attı... Derhal kaşlarımı çattım. Karşımda, sopasına da- yanarak duran o adama dik dik baktım. — Sen kimsin?.. Diye, bağırdım... O, evveki hiç istifini bozmak istemedi. Fakat benim ısrarla ba- kan sert asker nazarlarım (karşısında, biraz kendini toparlamak mecburiyetini hissetti. Pürüzlenen bir sesle cevab ver- di: — Ben mi?. — Evet. sen... — Ben.. zaptiyeyim. — Demek ki beni, senin çavuşun çagı- Zabit odasında bir tahta kerevet ile o-| Yor” nun üstünde içi ot dolu bir minder Vardı. Kendime bir yatak tedarik edinciye ka- — Beli. — Git. O çavuşuna söyle... Ben, yüz - dar, bu minderin üzerine uzanarak, üs - | başıyım. Beni çağırmak, onun haddi de- tüme de kaputumu örtmiye karar ver - miştim, Hiç şüphesiz ki bölüğün asıl kuman - danı olan (Emin ağa) benim geldiğimi haber alacak. koşup gelerek bana bir takım kölaylıklarda bulunacaktı. ic Malümu 4liniz; Hamidiye alayları cüz'ü tamlarının iki kumandanları vardı. Asil kumandan, aşiret reisleri idi. Bu aşiret reislerinin refakatlerine de (nizamiye kumandanı) namile birer muavin veril « j| fallamıştı ki; onun aldığı , Emrediyorum. O. şimdi buraya Zaptiye neferi, © kadar şaşırmış ve a- garib tavra gülmemek için, başımı tekrar pencereye çevirdim, Onun, ne halde gittiğini gör - medim. Fakat merdivenleri sarsa sarsa inmesinden, büyük bir telâş ile avdet et- tiğine hüküm verdim. Maamafih, işin böyle olacağı az çok belli idi. Çünkü #lay kumandanım, yeni gireceğim bu muhit hakkında beni ten- mişti, Bizim vazifemiz, senenin MuSYYON | ir ederken, gıyaben tanıttığı şahıslar a- zamanlarında, efradı talim ve terbiye €- derek onlara askerlik öğretmekti. Nite - kim şimdi burada bulunan bir çavusla dört onbaşı da, nizamiye efradından olup bunlar da benim muavinlerimdi. Çavuşu çağırdım, sormıya başladım: — Oğlum!,. Bölük kumandanına bir ar- kadaş göndersen de, geldiğimi haber ver- sen, — Başüstüne efendim. Yarın, arksdaş- lardan birini bindirir, göndeririz. — Ay, bölük kumandanı burad mi? n — Hayır efendim, köyü, saattir, Orada oturur. — Buraya gelmez mi?.. — Pek az gelir. Ancak, pazar kuruldu- ğu günler. ; Derhal alay kumandanının nasihatle- rini hatırladım, Bahsi kapadım. Merdivenleri saxsan, acele bir ayak s€- si işittim. Başımı çevirdim. Birdenbire rinin üstüne, kirmızı şeritli, parlak tene- ke düğmeli siyah bir ceket.. başına da, ü- zerine allı yeşili yemeniler sarılı bir kır- mızı fes giymişti. Elinde çağa bir sopa; belinde kayışla asılmış enli yüzlü bir kasatura vardı. Sopaya dayandı. Âdeta bağırır gibi ko- nuşmıya başladı: V — Yeni gelen yüzbaşı sen misin? — Çabuk, seni, (ağa) çağırıyor. — Ağa kim?. — Canım, yüzbaşı olasm da, (ağa) yi bilmiyesin.. bu, nasıl iş. — Oğlum!.. Memleketinize yeni gel » dim. Ne bileyim sizin ağalarınızı. — Bizim ağamız, Tatar ağa... Hadi.. ça- buk.. seni istiyor. — Tatar ağa kim?. a değilltn rüşvetle hayatını kurtarabilm rasında bu zaptiye çavuşu Tatar ağadan da bahsetmişti. Tatar ağa, aslen buralı imiş. Gençliğin- den itibaren hayatının uzun seneleri, eş- kiyslıkla geçmiş. Şiddetli takiblere rağ - men, bir türlü ele geçirilememiş. Niha « yet bir gün pusuya düşürülerek yaralı olduğu halde elde edilmiş. Mahkemenin kararilç idam edilecekmiş. Fakat vali bil mem kime Verdiği bir heybe dolusu ak İdam cezası afiedilerek Girid adasıma sürgün buraya altı | edilmiş. Orada, beş sene kalmış. Bu müd- ağa istiyor» det zarfında vasıtalar bularak Yıldız sa- rayının kodamanlarından birine çatmış. Sürgün cezası affedilmiş. Uhdesine bu mıntakanın zaptiye çavuşluğu verilmiş. O tarihten itibaren de bu adam burada, (erman fermâ) kesilmiş. Şimdi, âdeta nahiyenin derebeyi imiş. Eğer nahiyeye gelen (müdür) hoşuna giderse, onunla geçinirmiş. Gitmezse, derhal bir uyuz €- şeğe bindirerek, Mardine gönderirmiş... Alay kumandanım, bana bu malümatı verirken; — Bu herif her sene İstanbula yüz - lerce teneke yağ, kırk elli at, daha bir çok şeyler hediye gönderir. Önür için orada bir çınar ağaci gibi kökleşmiçtir. Onu oradan koparıp atmak, hiç kimse - nin harcı ve haddi değildir... Tabidir ki bununla temas edeceksin. Sakın, yaba - nın İti ile uğraşayım deme. İt ile uğraş- maktansa, çalıyı dolaşmak evlâdır, de - işti, Alay kumandanımın bu sözlerini, bü - yük bir ehemmiyetle zihnime kaydet - miştim, Fakat bu herifin, beni ayağına ça- ğiracak kadar küstahlık göstereceğini zannetmemiştim. Zaptiye neferi gittikten sonra, içime bir kurd girmişti. Acaba bu herif emri- mi dinleyip gelecek mi idi?.. Emri, çok sert ve yüksek bir sesle verdiğim için, şa“ yet azametine yediremeyip te gelmiye - cek olursa, mevkiim sarsılacak.. burada- ki efradıma karşı pek küçük düşecektim. Ben bu düşüncede iken merdivende bir gürültü daha hissettim. Başımı çevir - dim, gözüm öyle bir adam ilişti ki; az kal- sın, gürültülü bir kahkaha koyuverecek- tim. Ağır ağır merdivenden çıkan. elinde uzun bir tesbih sallıyan, ve arkasından &- cayip kılıklı bir kaç kişi tarafından takib Olunan bu adam da ayrı bir (tip) ti (Arkası var) Be Cildinizin tahriş edilmeme .ini Dünyanın her tarafında kullanılan, POKER tıraş bıçaklarını kulanmız. isterseniz ? seve seve ve cildi tıraştan sonra pamuk gibi yumuşatan ek sa SD A kl Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı İstanbul Satınalma Komisyonundan 1 — Deniz vasıtaları için 100 er metrelik 7 parça galvanizli zincirle, 3 kilit, 3 parça adi zincirin ve iki edmiraltı demirinin 16/94958 Cuma günü saat 11 de kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. 2 — Tahmini tutarı 3000 lira ve ilk teminatı 225 liradır. 3 — Evsaf ve şartnamesi komisyondadır, Görülebilir. 4 — İsteklilerin o gân eksiltme saatinden bir saat evveline kadar 2490 sayılı kanunun tarifi veçhile hazırlıyacakları teklif mektublarını Galata eski İthalât Gümrüğü binasındaki komisyona vermeleri. £ (5950) — Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: 1 — Kurumumuzun kaloriferi için aşağıda isimleri yazılı 4 kalemi malzeme- yi açık eksiltm eüsulile satın alınacaktır. 3 — İhale günü 1/9/938 Perşembe günü sant 10 da Rektörlük binasında mü- teşekkil komisyon tarafından ihale yapılacaktır. $ — Tahmin edilen bedel 4764 ve muvakkat teminat 557,30 lira, 4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname almak istiyenlerin Enstitü Daire Müdürlüğüne müracaatları, (3139) (511) Aded İsmi Beherinin fiatı 3 EK. 3 48 m 2 teshin satıhlı klorifer kazanı. sona 2 Ateş takımı kompile 20,00 1000 Sıcak hava vantilâtörleri verilecek nümuneye göre. 20 4 El arabası. 600 1 — İstatistik, bilânço ve sair mümasili işlerde kullanılmakta olup tipometre ölçüsü esasına göre hazırlanmış olan ve mikdar ve eb'adı listesinde yazılı bulu- nan 3420 adet Garnitür nümuneleri mucibince eksiltme usulile satın alınacaktır II — Muhammen bedeli 800 lira ve muvakkat teminatı 60 liradır. HI — Eksiltme 7/9/9388 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat 11 de Kabaşat- ta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır, IV — Listeler her gün parasız olarak sözü geçen şubeden alınabileceği g'bi nümuneler görülebilir, V — İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatte 96 7,5 güvenme parâ- larile birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur, «5717 a I — Şartnamesi mucibince satın alınacak 6 aded tulumba açık eksiltmeye konmuştur. II — Muhammen bedeli beheri 160 lira hesabiyle 960 lira ve muvakkat temi- natı 70 liradır. HI — Eksiltme 2/1X/838 tarihine rastlyan Cuma günü sast 11 de Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindirki Alım Komisyonunda yapılacaktır. IV — Şarinameler parasız olarak hergün sözü geçen Şubeden alınabilir. V — İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve satte © 75 güvenme pa- ralâriyle birlikte yukarıda adı geçen Komisyona gelmeleri ilân olunur. «5533» .. I — İdaremizin kutu fabrikası için şartnamesi mucibince 300 kiloluk 1 aded ve 500 kiloluk 1 aded ki cem'an 2 aded baskül pazarlık usuliyle satın alınacaktır. TI — Pazarlık 12/1X/938 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 1015 de Ka- bataşta Levi ve Mübaysat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. NI — Şartnameler parasız olarak hergün sözü geçen Şubeden alınabilir. IV — Eksiltmeye iştirak etmek istiyenlerin fiatsız teklif ve kataloğlarını mü- nakasa gününden bir hafta evveline kadar Tütün Fabrikalar Şubesine vermele- ri lâzımdır. V — İsteklilerin pazarlik için teyin edilen gün ve saatte $6 7,5 güvenme para- Jariyle birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur, O «5580; İstanbul C, Müddeiumumiliğinden: İstanbul Ceza ve Tevkif evleri için alınacak 40,000 kilo Rumeli mangal kömü- rile 27,500 Kilo sobalık meşe ve 80,000 kilo mutfak için ince gürgen ve 30,000 kilo hamam için kalın gürgen «kütük; odunu ayrı ayrı açık eksiltmeye kon - muştur, Kömürün muhammen bedeli 1800 lira olup muvakkat teminatı 135 Hira- dır. Odunun muhammen bedeli 1925 lira olup muvakkat teminatı 144 lira 38 kuruştur, ) » p Eksiltmesi 3/9/938 Cumartesi günü kömürün saat 11 de ve odunun 12 de Sir- kecide Aşirefendi sokağında 18 numarada Adliye Levazım dairesinde eksiltme komisyonu tarafından yapılacaktır, Şartnamesini görmek istiyenler tatil günlerin- den röaada her gün Adliye Levazım Dairesinde görebilirler. («55883 EGE TIYATROSU Ertuğrul Sadi Tek Tiyatrosu Nuri Genç ve arkadaşları ön MU, Si (Büyükada) da, — (1 Narlıkapıda , yarın YAYA AZRAİL uma Bebekte) Gİ, ane Kontak yaptı