GAZETE Sinekli gazoz: — «Adamın biri bir Jokantaya gitmiş, tahla kaşığı salmış. Bir de ne görsün.. çorbanın üzerinde koskocaman bir sinek ölüsü yüzüyor. Bağırmış: — Garson! — Emredin? — Bu çorbada sinek var. Ben bunu içe- merm, ustanı çağır.. Garson cevab vermiş: — Ustamı boşuna çağırmayın, sineği görürse o da içemez.» Bundan yirmi yirmi beş gün evvel matbaamıza bir şişe gazoz getirmişler - di. Şişenin içinde iki tane şişkin sinek ö- Küsü vardı. O zaman demiştik ki: — Bu gazoz şişesi matbaamızdadır, a- Jâkadarlar gelsinler. Dünkü gazetede çıkan bir fkradan m- lâkadarların elân matbaamıza gelmemiş LERDEN için mi gelmek zahmetine katlanmadı - Tar? bir makalesinde, monşer kelimesini ele almış, diyor ki: — Monşer demek, evvelleri bir zübbe- lik addedilirdi. Fakat şimdi kimse böyle addetmiyor. Monşer Nurullah Ataca bir fıkra anla- tacağım: «Falcı fala bakıyormuş: — On sene sefalet çekeceksin! demiş.. fala baktıran merakla sormuş: — ©n sene sonra sefaletten kurtula - cak mıyım? Falcı tekrar fala bakmış: — Sefaletten kurtulmıyacaksın amma, demiş, alışmış olacaksın! Nurullah Ataç bari şu baklayı da ağ- zından çıkarsaydı. — Monşer demek gene zübbeliktir âm- ma, artık alıştık ta, bize zübbelik gibi gelmiyor. İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? — Bir tayyareci mübalâgası Ülülere tazim Geçenlerde İn- İskoçyada — çok giliz kralı bir tay- eski zamandenbe- yare — karargâhmı ri mevcud bir ka- teftiş etmiş. Sonra, nun cenaze geçer- çarargâhın defte- ken şapka çıkar- rini imzalamak is- mayı mecburi kı- temiş, Defteri ge- lar. — Geçenlerde, tirmişler. Kuman- Mançesterde nak- //% danla beraber şu ledilen — cenazeye şayanı hayret cüm- şapka çıkarmıyan leyi okumuşlar: bir yabancı sekiz «Dün rüyet sıfır dereceden aşağı idi. Hattâ kuşlar bile uçmaktan çekinerek yerde yürüyorlardı.> Bu cümleyi yazan adamın genç ve tec- rübesiz bir tayyareci olduğu kısa bir tahkikten sonra anlaşılmıştır. * Amerikada kazanç yüksekliği 1937 — senesinin yüksek kazanç ne- ticeleri Amerika kongresi — tarafın- &a KATUR tir. Meşhur gazete kralı Horst'ün ka- zancı (555000) do- lar olarak tesbit edilmiştir. Ondan sonra ikincilik artist Mae West'tedir, Senelik kazancı 400 bin dolardır. 31 kadınla evlenen doksanlık ihtiyar Kahire hukuk mahkemesi dünyada miz line tesadüf edilmemiş bir davayı gör- mek üzeredir. Bu dava, her biri ayrı bir anadan olan 22 evlâdın doksanlık baba- NW A Aa ma davasıdır. İbrahim Şaki ihtiyar bir tacirdir. İşleri dolayısile şehir şehir se- yahat ederdi. Her gittiği yerde evlenmiş ve böylece 31 kadın almıştır. En son ka- rısı 16 yaşında bir kızdı. Nihayet foyası meydana çıkan ihtiyar sefih, son güne kadar — birbirini tanımıyan oğulları ta- rafından mahkemeye verilmiştir. TTT ÜEE REZEL NMK0t e rareemANAaa sevaseseccerEELENERELASEScERLArAnA BrrE vilir, ve evlenerek mes'ud bir Tedavisi kRolay . - ları aleyhine açtıkları hacir altıma alın- | kurarşın! 5ae Bir derd e A Mektubunu: A, K. mektubi T Si dı:.n’ı ( ) !l' unuz alâka- ne yapabilirim?» Cümlesile bitiren derdli okuyucu - mun derdine bir çare bulmak çok ko- lay. Vücudü ve ruhu itibarile kendini ayrı yaradılışta düşünmekten bir an evvel vazgeçmelidir. Bunun da kolayı vardır. Şimdiye kadar kend.iıinl—oyı v hyanlardan uzaklaşmalı, mektubunun otuz ikinci satırında yapmadığını söy- lediği şeyi ifrata varmamak şartile yapmalıdır. Bu, onun hisleri, düşünceleri üze - rinde büyük bir değişiklik husule ge- tirecektir. v * Konyadan Iztırab imzasile mektub yazan okuyucuma: 3 Oğlum, sen aşk nedir, insan na- sıl sever.. Daha bunları bilmiyorsun.. Bunun en bariz delili kimi sevdiğini tayin edememendir. Her halde onlar da senin hislerini anlamış olacaklar ki seninle eğlenir Bir tavır takınıyar, bu haroketlerile seni üzüyorlar.. Beni dinlersen çocu- #um, sen böyle kendi hayalinde yarat- tığın aşklardan, sevgilerden — vazgeç.. Biraz oku aleımlası n saman sevEeT a * Bayan Şadiyeye: Namınıza bir mek- tub geldi, uğrayıp alınız. * Bursada M. N. a: M. N. bana sevdiği kızın yaşayış tar- zını uzun uzun anlattıktan sonra şu dört suali soruyor: 1 — Ne yapmalıyım? 2 — Evlensem mes'ud olabilir mi . yim? 3 — Bu kızı yola getirmenin imkânı var mı? 4 — Bu aşkı nasıl unutabilirim? Dört suale ayrı ayrı cevab vereyim: 1 — Seni istemiyen, senden kaçan bir insan için hiç bir şey yapman doğ: ru olmaz. 2 — Seninle evlenmeyi istemiyenle evlenebilir misin ki mes'ud olmayı ve- ya olmamayı düşünebilesin? 3 — Yola getirmek imkânı belki ola- bilirdi. Fakat sen bütün imkânlara baş vurmuşsun.. daha başka.ne kal - miş ki? $ — Bu aşkı unutursum, bunu za - mana bırak, kendin bile nasıl unuttu- ğunun farkına varmıyacaksın. TPVY7R YE X—'! Yekr İri bir demet gül düz denecek kadar sade bir tuvateti eşsiz bir hale koyabilir. |/extih eden gümrük muhafaza teşkilâtı ka - Misafir günü ünlıuğu e Arkadaşlarınızı davet ettiniz. Elinizle ik ram yapmak istiyorsunuz veya mecbur- sunuz. Üstünüzde şık bir ev elbisesi var. Onu herhangi ufacık bir lekeden koru- mak 'için şıklığınızı bozmıyacak fakat size muntazam, temiz bir ev kadını hali verecek şu süslü önlüğü takmanızda hiç bir beis yoktur. Bilâkis ikram sırasında höş bir eğlence olur. Sonra çıkarırsınız. Bilirsiniz ki önlük işçi kadın kıyafeti de- mek değildir. Evile meşgul her kadın ona mutfağın- da, dikiş makinesi, çay masası başında daima ihtiyae duyabilir. Ve onu takmak- la hiç bir vakit ne güzelliğinden ne de kibarlığından bir şey kaybeder. Her kadın bilmelidir: Çörek veya taze ekmeği düzgün ve kolay kesmek için Bayat ekmek kolay kesilir. Fakat tazesi düzgün ve çabuk kesilmez. Çö- rekler de öyledir. Bu ikisini istediğiniz kalınlıkda ve düzgünlükte dilimliyebil- mek için bıçağı —tercihan ince ağızlı bir bıçağı— kaynar suya batırıp çı - karmalı, kuruladıktan sonra mümkün olduğu kadar hızla kesmelisiniz. Sonra her dilimde ayni şeyi tekrarlamalısı - niz Bu basit iş dilimlerin pek düzgün olmasını temin eder.. ' Rüşvet verirken yakalanan döviz kaçakcıları dün muhakeme edildiler Dün birçok şahidler dinlendi ve suçlulardan üçünün tevkifine karar verildi Bvvelki gün Tokatlı lokantasında bir rüş- |kınca şaşırıp kaldım, Bu cihet vet cürmü meşhudu yapıldığını yazmıştık. |ifadeleriyle de, tebeyyün ediyor. Hâdise, dün Beyoğlu müdelumumiliğe in- Süleymanın iddiası kâmilen yalandır, de-“ —| tikal etmiştir. Beyoğlu müddelumum! muüa - | miştir. vinlerinden Ziya, tahkikatı sür'atle netice « Diğer suçlular da, Süleymana bir mekx < lendirmiş ve vak'anın dört suçlusunu — ge€ | tub göndereceklerini, Saldin masa üzerinde vakit Asilye 3 üncü ceza mahkemesine 3€V- | bulunan iki zarftan yanlışlıkla içinde pırk İketmiştir. Hüdisenin suçluları rüşvet işinde | bulunanı almış olduğunu süylemişler ve sa- İmutavassıt rolünü oynadığı iddia edilen Sa- | hidlerin tfadelerini tamamen reddetmişler < 3dle, döviz kaçakçılığı yaptığı iddla olunan | dir, Juber Lüsyen ticarethanesi direktörü Juber ve tiearethanenin memurlarından Sebuh ve Ohannestir. Ticarethanenin alâkalı bulunduğu ka - çakçılık işini tahkik eden ve cürmü meşhud şatidlerim Burada, Sebuh, demiştir ki: — Bu işin evveliyatı var. Hakikatin bü < tün çirkinliklerile ortaya çıkması için, te * < çakçılık bürosu şeflerinden Süleyman, mah- kemede vak'ayı şöyle anlatmıştır: — Elimde Jüber ticaretbanesine ald dö - viz kaçakçılığını tesbit eden vesaik — vardı. Müddelumumllik kararile, bu vesaik üzerin- de tedkik ve tahkikatla meşguldüm. Jüber yazıhanesinde bir arama yapmış ve elde e- dilen vesikaları bir torba derununda güm - rük müdürlüğüne nakletmiştik. Bir de arama zsapti tanzim edilmişti. Suçlulardan — Sald, tedkik edilecek olan bu bir çuval evrakı Jü- ber yazıhanesine götürmek için, ticaretha - neden aldığı direktif dahilinde, bana 200 li- ra rüşvet teklif etmişti, Bvrak oraya götü - rüldükten sonra tedkikatımı orada yapaca- V İğim ve 1500 lira daha vereceklerdi. Bu su - retle, tahkikat lehlerine careyan etmiş ola- caktı. Bu rüşveti teklif etmek için — Baid, Hoarethaneye telefen etmiş ve onlardan di- rektif almıştı. Fakat, bu şekilde Saidle ura- yazda cereyan eden muhabere sırasında, şa- hid olarak, bulunan bir şahıs yoktur. » . Cürüm nasıl tesbit edildi? Gümrük muhafara teşkilâti memurla - rından Zekiye Hergüner de, cürmü meşhü- |üun eeroyanını şöyle anlatmıştır. — Paszartesi sabahı saat 9 da Tokatlı lo - İxantasına giderek, oturdum. Diğer memur Tarkadaşlardan Nizameddin ile Namık kıya- |fetlerini tebdil ederek, birlikte — lokantaya ,Beldiler. Bundan başka, Emniyet 5 inci şube .ı—ırm İki sivil de, masa İşgal ettiler. Süleyman bize İki elini |birden başına götürmek suretile işaret vere- cek, biz de baskın yapacaktık. 13 dakika kadar sonru Sald geldi, Büley- manla oturdular. Biraz konuştular. Sonra .|din etmekte, hakkında takibat yapıl « lokanlada bir - eebinden bir zarf çıkararak, masa Üzerine koydu. Biraz sonra, işaret üzerine harekete geçtik, zarfı alarak, onları masamıza getir- dik. Zarf açılınca içinde iki adet yeni 100 Hiralık çıktı. Gene gümrük teşkilâtı memurlarından Nizamettin yapılan ikinecl bir cürmü meş - hud vak'asını şöyle hülâsa etmiştir: — Tokatlıda vukubulan cürmü meşhudun öğrenmeden memurlarımızdan — Edib Bala vasttasile suçlulardan Jan ve Sebuh, güm - rük müdüriyetine davet edilmişlerdi. Biz de dinleme odasında yer almıştık. Emniyet 5 in e şube memurları da gelmişlerdi. Bald, bi- zimle birlikte dinleme odasındaydı. Emni - yetteki arkadaş suçluların bulunduğu odada, dolab içerisinde, Süleyman suçlulara hita - ben: #— Baldle gönderdik, almadınız mı?, de- diler. Büleyman ayni suali tekrarladı, ayni cevabı tokrar eltiler. Biz yerlerimizden çık- tık ve ikinci cürmü meşhud da, bu suretle tesbit edildi. sorulması için, duruşma talik edilmiştir. Beyoğlunun büyük otellerinden biri hakkında takibata başlandı Müddeiumumilikçe Beyoğlunun bü- yük otellerinden biri hakkında tahki kata başlanmıştır. Hâdisenin mahiyeti şudur: Şermin ve Memduh isimlerinde iki kişi, yekdiğerinden davacı olarak, Bey- oğlu adliyesine verilmişlerdir. Şermin,; Memduhun 8 lira parasını çaldığını id* masını istemektedir. Memduh ise, minin bu iddiasının hem hilâfı hakikat olduğunu, hem de bunun şahsını tah « kir mahiyetinde bulunduğunu söyle * mektedir. Ve, Şermin aleyhine haka « ret davası açılmasını istemektedir. f Bu karşılıklı ve karışık iddia üzeri* ne müddelumumilik derhal iahkikatâ başlamış, tahkikat şu neticeyi vermiş « tir: 4 Şermin ile Memduh Cumaitesi gü* nü Beyoğlunda gezmeğe çıkmışlar, ge“ çe de büyük ötellerden birine gitmiş * lerdir. Otelde kendilerine bir oda ki * ralıyarak, sabaha kadar burada — kal * mışlardır. Tahkikatın tekemmülü neticesinde, hâdise, bu suretle yeni — bir mecrayi dökülmüştür. Fuhuş yaptırmak suçun” dan, derhal otel sahibi hakkında taki “ bata geçilmiş ve tahkikata bu cephe den hız verilmiştir. Hâdisenin bugün lerde mahkemeye intikali muhtemel dir. Altı hırsız yakalanıp tevkif edildiler Altı hırsızlık suçlusu dün Beyoğitf müddeiumumiliğine — sevkedilmişler dir. Birkaç gün evvel Taksimde Gazha * ne fabrikasından 150 lira kıymetin Şahidlerin ifadeleri Şahidlerden gümrük daktilosu Gülşen de, mahkemede: — BSaldle Süleyman görüştükleri — sırada,| Baide hitaben: «— Bu bir başlangıç, bu bir kahve para- sı» dediğini duydum, demiştir. Suçlulardan Saki, mahkemede verdiği ifa dede, saçtu z bir tulumba çalınmıştır. Zabıtaca ya pılan tahkikat neticesinde hırsızlarıfl Halil, Bahri, Mustafa, İdris, Cafer V Yusuf isimlerinde altı arkadaş olduğ tesbit edilmiştir. Suçluların, bir ge duvardan atlamak suretile, fabrikay girdikleri de anlaşılmıştır. * l 1 BU hıudwıhıı mımvıl'ı AAA mu:ı;u hırsızın dün Beyoğlu sulh cet uğramıştım. Süleymana verilmek emesinde sorguları yapılmış, ne üzere bir zarf verdiler, götürdüm. Fakat, | -|ticede hepsinin tevkiflerine karar ve