ST S n H Si meene n döze liecaen Bağm aa ee d ada ğ 10 Sayfa Meseleler: Çorap davası üzerinde neden ısrarla durmalıyız ? Kadın çoraplarının dayanıksızlığından, kadın, erkek herkes müştekidir. Kadın - lar bazarı bir kere bile giyemedikler ibu goraplara yalnız boş yerine para verdik- deri için değil, ayrıca sokakta, misafirlik- te, resmi bir davette veya bir baloda bir- Genbire yırlılan bu çorapları derhal de - ğiştirmek imkâmı bulamadıkları için şi- kâyetçidirler, Erkekler ise büdcelerinde eşlerinin süsüne ayırdıkları masraf fas - lını her ay beş altı çift çorap satın almak oldukça yükselttiği için buna sinirlen - mektedirler. Dünkü nüshamızda bu mesele hakkın- da bir yazı yazdık. Satılığa bu şekilde mal çıkarmanın yalnız Türk sanayiine karşı yapılan bir sabotaj değil, ayni za- manda da -bir takım vatandaşların sebin- den zorla para almak olduğunu tebarüz ettirdik. Avrupadan getirilecek mamul çorap mukabilinde Avrupaya vereceği- miz para; bugün yerli malından çürük çorap imal etmek için gene Avrupadan getirdiğimiz ipliğe karşılık olarak harice çıkardığımız paranın çok dununda ola - cağından eğer çorap âmilleri yola gel - miyeceklerse gümrüklerin Avrupa çorap- larına açılmasını istedik. Bugün de yerli çorapların kötülüğün- den, fenalığından bahseden İstanbul ba- yanlarının şikâyetini kendi ağızlarından dinleyiniz. Onlarla görüşen bir muharririmiz an- Tatıyor: Evvelâ yolum bir yazıhaneye düştü. Dördüncü Vakıf hanındaki yazıhaneler- den birinde çok sevimli bir genç memur bayanla görüştüm. Genç memur: — Şikâyetimiz çok! dedi. Bu ince ço - raplarla bilhassa sandal biçim aiyakka - bıları giymeğe imkân yoktur.. Fakat e- ğer biz kadınlar biraz zarafetten vazge- çip te kalımnca çorapları giymeğe razı o - Tursak o zaman ekonami yapmış oluruz. Çünkü kalın çoraplar incelerden daha dayanıklı oluyor. Fakat ince çorapları alıp, giymek parayı sokağa atmakla mü - savidir. Hele açık ayakkabılarla giymek, sokağın ortasında rezil olmak, gülünç ol- maktan başka bir şey değildir... Bugün çorap kadının tuvalet masrafı içinde ol- dukça mühim bir yekün tutuyor. * İkinci görüştüğüm bayan Pangaltıda oturan orta halli bir memurun eşi Bayan Güzindir: — Aman bu çoraplar! dedi. Şikâyet te söz mü? Elimde olsa hükümete istida ve- receğim... İstida ile şikâyet edeceğim. Çorabı ben kendi hesabıma hiç yırt - madan dört gün giyemiyorum. Ekserisi dükkândan alıp eve getirdiğimiz ve daha ilk ayağımıza taktığımız zaman akıyor. Vallahi bir kere baloya gidiyordum. Üst- Üste giydiğim üç çorap ta aktı. Hüngür hüngür oturup ağladım. Ben bir memur karısıyım, büdeem oldukça mütevazi bir büdeedir. Fakat yırtık çorapla da gez - meğe tahammülüm yoktur. İstemem. Şim di yaz, bari çıplak ayak gezeyim, diyo - rum. Kocam «olmaz, güzel değil!» diye mâni oluyor. Fakat beş günde bir de ço- rap parası verince canı sıkılıyor. Ben bir gök şeyler almaktan vazgeçiyorum. Ço - Tap yüzünden kılıksız dolaşıyorum. * Otuz Fransız frangı pek ebemmiyetsiz bir pâradır, Ve inanınız bana mübalâğa etmiyorum. Bu çoraplar sade incelikten akmıyorlar, Orada da ince çorap giyiyor- dum... Tabil güzel giyinmek için ince ço- Jraba ihtiyaç vardır... Yazı çorapsız ge « |çirdik... Fakat kışın halimiz pek harab olacak... Bütün kazancımızı çoraplara vereceğiz.. * Ayni atölyede bulunan ve isminin Re- şide olduğunu öğrendiğim genç bir ba - yan: — Çoraplardan hepimiz - şikâyetçiyiz! dedi. Bugün yalnız bir arkadaşımın ka - gan ipliklerini çektirmeğe verdiği ço - raplarını aldım ve bir lira bu işe ver - dim... Kendim çorap giymiyorum. Bu - gün bir ara resmi bir dairede işim vardı. Oraya gitmek için çorap giydim. Şimdi buraya geldim. Baktzm şükürler olsun yırtılmamış. Aman yırtılmasın diye çı - kardım, çantama koydum. Çorabı işte biz bu şekilde giyiyoruz. Memleketimiz - de çok şükür, her şey yapıyoruz. Eğer yerli çoraplar iyi yapılmıyorsa bunun kabahati sadece fabrikatörlerdedir. On- ları sağlam iplik kullanmağa mocbur et- meli. Ve çürük mal çıkaranların fabri - kalarını kapamalı. Üç dört fabrikatör fazla mal satacaklar diye bütün insan- ların cebinden fazla para çıkmasına bir nihyet vercek Tâzım..» 8. D. Casusluk tarihinden birkaç yaprak (Baştarafı 9 ncu sayfada) Dört İngiliz ve on üç Fransız fırkasın- dan teşekkül eden bir kuvvet yirmi üç ağustosta Mareşal Joffere'in kumandası altında; bilmeden bir Alman çemberinin tam ortasına doğru ilerliyordu. Şimalden gelen Von Kluck ve Bülow kuvvetlerile, şarktan ilerliyen Hausen idaresindeki ü- ıçüııcü Alman ordusu bu İngiliz - Fransız ordularını kıskaç gibi sarıp mahvede- |cekti. Fakat plân umulmadık bir sekilde yarıda kaldı. Almanların bu çevirme ta- savvurunu altüst eden üç sebebden biri Fransızların ilerlemede gösterdikleri te- reddüddür, diğeri ikinci Alman ordusu- nun vakitsiz hücumudur. Üçüncü ve en mühim sebeb ise tamamen castısluğa da- yanır: İngilteredeki Alman casuslarının beş ağustosta yakayı ele vermeleri yü- zünden Almanya; İngiliz sol cenahı hak- kında hiçbir malümat edinememişti Bu yardımcı kuvvet tam vaktinde cebheye ulaşmış ve kapanmak üzere olan çember- deki mahsur kuvveti kurtarmıştı. Bir delikanlı 60 yaşında bir ihtiyarı öldürdü Söğüd, (Husust) — Söğüdün Du - duş köyünde bir cinayet — İşlenmiştir. Köylülerden 60 yaşında Halil yaylâda ağaç keserken ayni köyden Yılmaz ke- silen ağaçların kendine aid olduğunu söylemiş, Halil de, <«ağaçlar — benim, sen ne karışıyorsun?» diyerek, bunları 'Terzi Bayan Asudi İstiklâl caddesin -| YETMek istememiştir. deki 313 numaralı atölyesinde ziyaret et-| — Bu vaziyetten sinirlenen — Yılmaz, tim. Yaptığı bir provayı bitirip yanıma «ben şimdi sana ağaçları verdirmesini gelen genç kadın: bilirim!» diyerek Halilin yanından ay- — İpek çoraplardan benim çok, çok şi-|TIlmış ve kulübesinden domuzlar için kâyetim var, dedi. Sağlam bir çorabı bir hafta giyemiyoruz, ayağa daha takar -| ken yırtılan, tam çürük olanlar başka.. Bunun için ben terzi olduğum, moda, ve hazırladığı çifte tüfeğini alarak Hali - in yanına gelmiştir. Yılmaz tekrar Ha Tile ağaçları vermesini söylemiş, fakat Halil buna; «defol!» cevabile mukabe - iyi giyinmekle alâkadar bulunduğum,|le etmiştir. Yılmaz bu sırada; «Allahı- bundan dolayı da çoraplı bir kadın aya-|PA yalvar!» Zının çorapsız bir kadın ayağından çok diyerek çiftesini ihtiyarın karnına boşaltmış ve barsaklarını dı - güzel olduğunu bildiğim, iyi bir çorabın | Şarı çıkarmıştır. Halil derhal ölmüş - kadın zarafetine neler katabildiğini ek | tür. yakından takdir ettiğim anladığım halde Vak'ayı müteakib kaçan katil jan - çılak ayak dolaşıyorum. Ve benim gibi|darmalar tarafından yakalanarak ad - bir çok kadınlar çorapsız gezmeği tercih | liyeye verilmiştir. ediyorlar... Her yerde ve her kılıkta çıplak ayakla dolaşılmaz, bunu bile, bile gene çorap giymiyen İstanbul kadınları pek çoktur... Benim müşterilerim arasın- İş dairesi muavini Ankaradan geldi İş dairesi reis muavini Bay Kema - da kaç kere sokakta çorabını yırtıp de -|leddin Apak dün Ankaradan şehrimize Hişmek içştn benim atölyeme gelenler ol-| gelmiştir. Bay Kemaleddin, dün öğle - muştur, Ben terziyim. Prova için eğil -| den sonra iş dairesi baş müfettişliğine dikçe çoraplarımın ipliği kaçıyor... Ben | gelerek, baş müfettiş Halük ile iş ka - Pariste ikoy otuz frank vererek aldı -|nununun tatbik şekilleri etrafında gö - ğim bir çorabı tam altı ay yıkayıp yıka-|rüşmüştür. Reis muavini şehrimizde yıp giyiyordum, hiç bir _"dıımıü. birkaç gün kalacaktır. L b ğ Kayınpeder facia kurbanı- nın ellerini tuttu, kayınbi- rader de bıçağı karnına sapladı Dün Yenişehirde bir yaralama vak'ası olmuş, Rifat isminde bir delikanlı babası Mustafanın yardımı ile eniştesi Mehme- di bıçakla karnından ağır ve tehlikeli bir surette yaralamıştır. Beykozda oturan Rizeli Receb oğlu Mehmed, bir kaç senedenberi Sokoni Va- kom kumpanyasına aid Ay motörünün kaptanı Mustafanın kızı ile evli bulun - maktadır. Son zamanlarda Mehmedle ka- rısı arasında müdhiş bir geçimsizlik baş- lamıştır. Çünkü Mehmed başka kadin - larla düşüp kalkmağa başladığı gibi son günlerde rakıya olan inhimaki de art - mıştır. Bu sebebden karı ve kocanın arası a « çılmış ve kadın kocasınden soğuyarak onu terketmiş, babasının evine gitmiş - tir. Kızının şikâyetlerini dinleyip —ona hak veren Mustafa kaptan, derhal bir is- tida yazarak mahkemeye müracaat et - miş, Mehmed aleyhine talâk davası aç - mıştır. Yapılan duruşma neticesinde Mehmedin karısını boşamak istememesi yüzünden mahkeme talâk talebinin red- dine karar vermiştir. Bunun üzerine baş- başa veren Mustafa kaptan ve oğlu Rifat Mehmedden kurtulma çarelerini arama- ğa başlamışlar, ona müteaddid defalar karısını boşamasını söylemişler, tehdid etmişler, fakat bundan bir netice elde edememişlerdir. Nihayet Mustafa ile Ri- fat Mehmedi öldürmek suretile kızlarını kurtarmağa karar vermişlerdir. Dün Yenişehirde Mehmedin her zaman geçmekte olduğu sokakta pusu kuran ba- ba oğul onun karşıdan geldiğini görünce kendilerini gizlemişler ve tam yanlarına sokulduğu zaman Mustafa kaptan onun Üzerine atılarak kollarını sımsıkı tutmuş, Rifat ta beyaz saplı büyücek bir bıçağı Mehmedin karnına daldırmıştır. Mehmed canhiraş bir feryad kopararak kanlar içinde yere yuvarlanmış, emellerine nail olduklarını zanneden Mustafa ve Rifat ta kaçıp ortadan kaybolmuşlardır. Vak'a mahalline yetişen zabıta derhal bir can kurtaran otomobili çağırmış, ya- ralıyı Beyoğlu hastanesine kaldırmış ve suçluların yakalanması için yapılan ta - kibat neticesinde bir iki saat sonra Mus- tafa ve Rifat yakayı ele vermişlerdir. Dün geç vakit öğrendiğimize göre Meh- medin yarası çok ağır ve tehlikelidir. Fransız ataşemiliteri Beş senedenberi Ankara Fransız se - faretfanesi nezdinde ataşemiliter vazi - fesini gören Miralay dö Kurson kendi talebile tekaüde sevkedilmiş ve mem « leketimizden ayrılmıştır. Bir doktorun günlük notlarından aünlelnda Çocuklarımıza Nasıl bakmalıyız? Büt çocuklarında fazlaca ölümü müucib olan hastalıklardan birisi de #halâlr. Bu ishalin öldürücü şekilleri en ziyade yaz aylarında görülür. Sıcaklar arttıkea 5- hal de o nisbette artar, En fazla görül- düğü aylar temmuz, ağustas, eylül ayla- rıdır. İshalin vahameti — çocuğun ishall tekrarlamasına göredir. Meselâ — birinci ishali haziran veya temmuzda geçirmilş ise ağustos veya eylülde ikinel bir ishal olunca bu ishali çok şiddetli olur. Ekse- riya ölüm böyle ishaller arasında görü- lür, Çocukta ishal adedi o kadar - fazla olur ki adetâ arük sayılamaz dereceyi bulur. Gözleri çukurlaşır ve otrafı siyah- lanır, dudakları, tırnaklariı morarır, Ka- rın çukurlaşır, iki üç gün içinde çocuk solar gider. Bu ishale sebeb nedir? Çocukların bünyesinde hârareti tan - zim etmek kudreti uz olduğundan sıcak veya soğuğa karşı kendilerini muhafaza edemezler, hastalanırlar. Kışın öksürük, yazın ishal olurlar. Bundan başka yazın bir çok sebeblerde ishali mucib olur, Me- selâ çocuk sıcağın tesirile fazla hararet olduğundan sık sık meme veya inek şü- tünü içmek ister. Anne de merhametin - den verirse fazla gıda almaktan müte - velllâ ishal derhal başlar. Veya sıcak Ççocuğun asabına tesir ederek karın uzuv- larında ihtikan yani kan hücumunu mucib olur. Bu yüzden de ishal vüki olur. * Devam edeceğiz - posta Çabuk kızan bir tip Şehremininden S. Zerey soruyort — Muvaffak ola: cak mayım? İntizam kayıdla- rile ilgisini muha- faza edenler, mü- vaffakiyet için lâ- zım gelen esaslar- dan başta gelen bir vasfı elde edilmiş olanlardır. Çabuk kızıp caymamak şarti- le dileğin tahakkuku daima mümkündür. e Bir taraflı düşünen bir tip Şehremininden A. Tunca soruyor: N q — Muvafjfak o'a i | . A cak meayım? Yalnmız bir taraf- h düşünmek ve menfaatleri bir ta- rafa hasra uğraş- mak, başkalarının faydalarını müte- essir. edeceğinden muvaffakiyete engel olabileceğini hesab- ka, lamak lâzımdır. kiyetinden şübheye düşmiyebilir. Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğünden : Tesviyeci ve tornacı - alınacaktır. Kırıkkalede buluman bir fabrikamız için 300 tornacı ile 50 tesviyeci alınacaktır İsteklilerin Ankara, Zeytinburnu ve İzmir Silâh Fabrikalarımıza müracaat ları. — «Ö05de & Balıkesir Vilâyeti Nafıa Müdürlü- ğgünden : 1 — Balıkesir hükümet konağı maliye kısmının ikmali inşaatı kapalı zarf usülile eksiltmeye konulmuştur. 2 — İşin keşif bodeli 27500 liradır. 3 — Bu işe aid evrak: A — Projeler, B — Fiat bordrosü ve mesaba cetveli, keşif hülâsa cetveli. C — Fenni ve hususi şartname, "D — Nafia yapı işleri fenni, umumi şartnamesi E — Bayındırlık işleri genel şartnamesi olup istiyenler bu evrakı her gün Balıkesir Nafia Müdürlüğünde görebilirler. A—MMIDIAMMMMmthWWb nağında Nafia Müdürlüğü odasında kurulu Komisyon huzurunda yapılacaktır 5 — İsteklilerin bu işe &id 206669 liralık muvakkat teminatı Balıkesir Malsan- dığına yatırdıklarına dair makbuz veya şayanı kabul banka mektubu İle 10938 yılı için muteber ve işe girmeğe salâhiyet veren Nafia Vekâletinden alınmış müteahhidlik vesikasını ve Ticaret odası vesikalarını kapalı teklif mektubları- nı ihtiya eden zarfa koymaları ve zarfları 2490 No. lu kanun hükümlerine tev- fikan tanzim ve imza etmiş bulunmaları lâzımdır. 6 — Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. «4966> İstanbul C. Müddetumumiliğinden: Adliye Vekâleti merkez bürosuna aid merkez ve temyiz mahkemesi devairile adil tıp işleri umum müdürlüğünün ve tabibi adlilerin ve bütün maühkemelerle adliye dairelerin 1936 ve 1937 yılları İş ve dava mahiyetlerini ihtiva eden ve mecmuu 29 forma tutacak olan cetvel ile 14 aded grafik şartnamesine göre iki kitab halinde basılması açık eksiltmeye konmuştur. Muhammen bedeli 4385 lira 50 kuruştur. Muvakkat teminatı 328 lira 91 kuruştur. Eksiltmesi 20/8/988 Cumartesi günü saat 11 de Yenipostane arkasında Aşir efendi sokağında 13 nu- marada Adliye Levazım dairesi binasında müteşekkil eksiltme komisyonu tara- fından yapılacaktır. Şartnameyi görmek istiyenelr tatil günlerinden maada her- gün saat dokuzdan 16 ya kadar Adliye Levazım dairesinde görebilirler. İstek- lilerin teminatı muvakkate ve ovrakı sairesile birlikte eksiltme gününde müra- caatları ilân olunur. — «512l» ——— — ——— ——— İstanbul, Bursa, İzmir, Adana Ziraat Mekteblerine talebe alınacak 11 Eylülde açılacak olan bu mekteblerden birine girmek istiyen orta mekteb mezunlarının Vilâyet veya Mektep Müdürlüklerine acele müractatları Tâzım- dır. «3151» «Sölde Siyasal Bilgiler Okulu talebe kayıd şeraiti: Siyasal Bilgiler Okuluna olgunluk imtihanını vermiş lise mezunları müsaba- ka ile alınır. Namzed kaydı İstanbulda Yüksek Muallim Mektebi binasında, An- karada Siyasal Bilgiler Okulu binasında 25/Ağustos/938 den 25/Eylül/938 e ka- dar Pazartesi ve Perşembe günleri yapılır. Müsabaka imtihanıma 26/Eylül/938 Pazartesi günü başlanacaktır. Diğer şartları öğrenmek istiyenlerin bu iki müesseseye ve vilâyetlerde Kül- tür ve Lise Direktörlüklerine müracaatları lâzımdır. — <5507> Do e e — a e S l Lüleburgaz Belediyesinden : Lüleburgaz kasabası içinde veya yakınlarınd açtırılacak Arteziyen kuyulari için mütehassıs olanların Lüleburgaz Belediycsine müracaatları ilân olunur. «52180