SÜY iliki Yazan: Muhittin Birget d n zmir fuarı açılmak üzere bulunuyor. Bugünkü ismi «İzmir fuarı» olan bu müessesc, <9 Eylül sergisi» firmasile ilk defa olarak kurulduğu zaman, bütün te - gebbüsler gibi, ilk adımda, muvaffakiyet- gizliğe uğradı. Bu işlerin henüz acemisi olduğumuz muhakkak bulunmakla be- raber öğrerime ve tecrübeden istifade et- biliyetimiz çok İlerlemiş bulun - ilk muvaftakiyoetsizliğin ver - çük bir ter n senra İzmir fuar fikrini tekrar canlandırmıya teşeb- büs etmekten çekinmedi. Son senelerde görüyoruz ki, fuar tedrict tekemmül et- mekte ve tekemmül derecesinde de rağ- bet kazanmaktadır. Her sene fuarın ziya- Jâtı genişliyor. Bu, her bakımdan iyi bir alâmettir: Demek, biz fuar tertib etmek gibi ince bir işte muvaf'akiyet gösteri - yoruz ve memleket hallında da bu gibi teşebbüslere karşı alâka günden güne arlıyor. * lekatin bir değil, bir kaç faar sahibi ol- ması lâzımdır. Bu, her bakımdan bir ih- tiyaçtır: İktısadi bakımdan, içtimali ba- kımdan, milli bakımdan. İktısadi bakımdan, bir fuar, memleke- tin muhtelif meslek ve iş sahalarını bir- birine tanıtmak hariçle memleket ara » gındaki iktısadi münasebetleri arttır « mak, herkese yeni yeni şeyler öğretmek we yeni yeni işler yapılmasını temin et - nek gibi burada sayılması uzun sürecek faydaları az, çok herkes bilir. Fakat, #aarların içtimal, milli ve siyasi bakım - 'dan faydaları umum için malüm şeyler- den değildir. Bunun için bu noktada biraz durmak isteriz. Bir memleket içinde yaşıyan insanla - rın tek bir şive ile konuşmaları, birbirine çok yakm ve birbirinin ayni hisler ve fi- kirler taşımaları, bütün tarih içindic, daima irili ufaklı pazarlar, panayırlar sa- yesinde tahakkuk etmiştir. Hattâ devlet- lerin kurulmalarında, büyümelerinde bi- le pazarlar birinci derecede mühim roller aynamıştır. Meselâ, Avusturya impara - dermd a Kadınların çoğunda prensip yoktur, kalbleri ile hare « a-| kcf ederler, ahlâk bahsinde de sevdikleri erkeğe tâbidirler. retçisi artıyor ve her sene fuarın teşki-| Erkeklerde ise muhakeme birinci, his ise ikinci dereccde Belir. Bebekleri zehirli Türkiye gibi geniş hududlu bir mem-| Gazdan korumak için Bulunan çare Bebekleri zehirli gazdan korumak için |? türlü türlü çareler araştıran Holanda,|i resimde gördüğünüz şekli en —muvafık bulmuştur. Kutuda oksijen Aleti vardır. Üstü camlı oluşu da, Kletin yi içleyip iş- lemediğini tedkike yaramaktadır. Beş anneli adam Londrada otuz yaşında bir İngilizin a- torluğunu vücude getiren siyasi hareket | ilevi vaziyeti gazetelerin nazarı dikka- bir «şark pazarı» ndan doğmuş ve bu -| tini celbetmiştir. Bu gencin babası bir nun için bu tmparatorluk <Şark dev -| milyonerdi. 46 yaşında ölmüştür. Beş an- leti> manasını ifade eden bir isim ta -'nesinin dördü yeniden evlenmişlerdir. garıştır. Gene meselâ İslâm dininin in-| Asıl annesi üç defa evlenmiştir. Delikan- SON POSTA Mühim bir mesele üzerinde muhatabının ikna etmek mecburiyetinde bulunduğunuz zaman kadın ise evvelâ his- sine, sonra mantığına müracaat ediniz. erkek iİse yalmız rakam ve muhakeme ile konuşmak kâfidir. ÜS Ü merikeülArir Sakız şişirme Şampiyonu | Hergün bir fıkra ! İşittiniz ya ! Adamın iki karım ve gayet çapkın bir uşağı varmış, Çapkın uşak günün birinde bir fırsat bulsam da efendi - min iki Karısını da yoanaklarından öpsem diye düşünürmüş. Bir gün u - gak efendi birlikte evden çıkmışlâr. Bir kaç adım yürüyünce efendi dur- Müş. — Bak aksiliğe, demiş, dalgınlıkla evden terlikle çıkmışım.. Uşak atılmış: — Siz bekleyin, koşar ayakkabıları- nım alır gelirim, Koşa koşa eve gitmiş, hareme ğir - miş, İki ortak beraber oturuyorlar - miğ: ; — Efendi beni gönderdi, demiş, iki karamı da yanaklarından öp gel, dedi. ı erreLE rESArEr e YArErERAEE YA ETEERDELEYALE LA TESEREA LA Amerikan sakırlarını çişirerek patlat- mak rükorunu gördüğünüz yumurcak kazarmış ve başına bir şampiyanluk tacı geçirilmiştir. Muziblik Kralları Biri 9, diğeri 11 yaşında iki erkek ço- cuk geçen gün Pariste ceza mahkemesi- — İmkân yok, yalan söylüyorsun.. Uşak düşünmüş: — Efendinin ağzından duysanız da iranmaz mısınız? tişarında Mekke ile Şam arasındaki tica- ri münasebetlerin ne mühim bir rol oy- 'hnmkmdı'ı'dziklhnganieiı girmiş- tir. Oğlu, üvey kız kardeşile yaşıttır. An- hadığı ve gene Mekkede kurulan paza -| nelerinin en genci kendisinden iki yaş Tn islâm medeniyetinin doğması ve in -| daha büyüktür. Yani 82 sindedir. Xişafı hususunda ne kadar müeasir bir rol oynadığı malümdur. İngiliz dolikanlısı, annelerini daima zi- yarete gider, Geçenlerde de tü Amerika- Umumiyetle denilebilir ki köylerde ku- | ya giderk Amerikah annesini gürmüştür. rulan köy pazarları büyüye büyüye se- Adamın asıl annesi, Fransızdır. 60 ya- nolik mıntaka panayırları vücüde geldik- | şındadır ve Fransanın cenubunda otur- çe ve bunlar da inkişaf ede ede milli pa-| maktadır. Üç defa evlenmiştir. zarlar kuruldukça bir memleketin hudud- İkinci annesi Amerikalıdır. Evlenme- ları içinde içtimat kaynaşma ve milli te -| miştir. kevvün kuvvetle ilerler. Bu bakımdan, hattâ şunu bile söylemek mübaliğa de - Üçüncü annesi İspanyoldur. Dördüncü annesi bir Rusla evlenmiştir. fildir: Millt ölçüde, yani bütün memle-| Beşinci annesi bir İngiliz sübayile ev- keti harekete getirecek nisbetto - fuarlar kurmıya ve bunları çoğaltmıya muvaffak olmamış memleketlerde asri manasile nillt tekevvün tamam olmuş sayılamaz. a İşte memleketin en münasib yerinde kurulmuş olan İzmir fuarı, iktisadi fay- dalarının yamıbaşında, bu büyük ve mühim işi.görmektedir. Memlekete de - mizden ve karadan muhtelif yollarla bağ- h, Avrupa ve dünyanın her köşesile doğ- ru münastbette bulunan İzmir, bir zamandanberi Türkiyenin her tarafı- nı harekete getiriyor. Vapur ve demir - yolları idareleri tenzilât yaparak herkese kolaylıklar gösteriyorlar. Bu suretle de memleketin bir ucu, öteki ucunu tanı - lenmiştir. Babası da sekiz sene evvel ölmüş ve her karısına 1000 er İngiliz lirası maaş miras bırakmıştır. Şikagoda garib bir talâk davası Şikagolu bir kadın mahkemeye müra - kibritleri yana yana üstüne fırlattığı için |boşanma davası açmış, mahkemede, ve |karısına zulüm yaptığı kararile kocuyı lim kocasından ayırmıştır. ilerlemekte devam etsin. caat ederek, banyoda iken kocası yaktığı| BeYaz perdede |mahküm etmiş, ve Şikagolu madamı za- | Vafner Oland. za- aei geee lli eaşanalde| BELÜŞÜZ. Sözlerimi şununla bitirmek isterim:|dan bir müddet nin huzuruna çıkarılmışlardı, Fransız kanunu çok iyi bir düşünceyla küçük suçluların hüviyetlerinin ilân edilmesini yasak ettiği için çocukların adları meç- hul kaldı, fakat yaptıkları marifet gaze- te sütunlarına bol bol geçti. Başlıca 8 ta- nedir ve on gün içinde yapılmıştır: ğ 1 — Geceleyin bir ticarethaneye gir- j| mişler ve Ucarethanenin ne kadar yazı î makinesi ve sandalyası varsa hepsini de H $ — O zaman inamırız. Pencereyi açmış sokakta dekliyen efendisine bağırmış: — Efendi, efendi. — Ne var? — Yalnız birisini mi, yoksa ikisimi E mi? ı Kadınlar şaşırmışlar: i Ayakkabılarını bekliyen adam ce - vab vermiş: — Yalmız birini olur mu, her ikisi- ni de, $ i % tutkallamışlar. % Tük Eadelüre Bönml 2 — Başka bir gece bir kasab dükkânı- na girerek 12 tane domuz yavrusunu kıy- ma haline gelirmişler. 3 — Bir moda mağazasının camekânını da bol mürekkeb ile boyamışlar. Fransız gazeleleri çocukların — babası tarafından zarar gören ticarethanelere 1000 Türk Kirası tazminat verildiğini söy- lüyorlar, Kola Teti eörerkrallZ evli erkeklermiş Kadın öldüren katillerin ekserisinin ev- H olduğunu ve yaşlarının da 40 ile 30 a - rasında oynadığını, Alman istatistik bü - rosu bildirmektedir. Büronun şefi, Almanyada son iki sene zarfında işlenen 169 cinayet vak'ası üze - ,|rinde etüdler yaparak şu neticelere var- maştır: — Nasıl, demiş, yalan me söylemi şim, şimdi kendi kulağınızla işittiniz ya'.. Bir sinema yıldızı . daha öldü daima Çinli, Rus kumandanı ve ha- in rolleri yapan türreo neticesinde San'atkâr bun- ğ Fuar vesilesinden istifade ediniz ve uzak- | evvel İsve lt Erkekler bu ü mıya vesile buluyor. çe gİ ginayetlerin yüzde 93 ünü, İnsanlar köylerinde veya mahallele -| taf da olsa, harekete gelip İzmiri görme- | mişti ve hastalan- kadınlar ise yüzde 'T sini yapmışlardır. rinde doğup orada öldükçe milli birlik ve | 8* Sidiniz. KS dığı sırada — Stok- Cinayetler, hafta sonları ile ikinciteşrin memleketin bütün parçaları arasında Müuhittin Birgen — |holmda bulunmakta idi aylarında daha fazla olmuştur. kaynaşma hâdisesi teşekkül edemez. Biz- de ise yakın zamana kadar <hareket> hiç sevilmiyen bir şeydi. Ancak beş on sene- fenberidir ki hareket başladı ve son se- Yayılan bir istatistikten anlıyoruz ki, son bir yıl içinde nelerde hayli hız aldı. İzmir fuarı bu ha-|| İstanbulda ne kadar ipekli kumaş fabrikası varsa, hemen reketi senede bir defa olsun büsbütün || bemen hepsi de ipekli kumaş yapmayı bırakarak sun'i ipekli hızlandıran bir mücesese vazifesini görü- yor ve buwrretle Türklüğe büytik bir hiz- met ediyor. Temenni edelim ki bu hiz - Mmet, her sene artan muvaffakiyetlerile, İSTER İNAN, yapmıya koyulmuşlardır. Bunun sebebi hilenin önüne geç- İSTER İNAN, İSTER İNANMAIJ! İSTER İNANMA! mek için ipekli kumaş çıkaran fabrikalara kontrol konmuş, sun't ipekten kumaş imalinin ise serbest bırakılmış olması- dır. Bu variyette sun'i ipekten yapılan kumaşlara itimad edilebileceğine: Ağustos 12 Sözün Kısası Ondalıkla otobüs İşler mi? E. Talu azeteci değil miyiz? Başı ağrıyan, derdini dökecek kapı arıyan bize gelir. Pabucubüyük, Babacaler, ve em- Bali yerler battal olalı bunların postuna bizler oturduk. Rahmetli Marko Paşanın, sanki biz, gazeteciler, peştemallığımı sa - tın almışız, Dün, bu kabilden biri, matbaaya ka « dar zahmet etmiş, gzıyaben de bana te - veceâhü olduğu için, geldi, beni buldu. Ekseriya dinlediğim bu tarz şikâyetler tncir çoekirdeği doldurmaz. Ve beu de s8- dece dinleyip, her hangi bir kanuni mâ- niin arkesıma sığınarak şikâyetçiyi nazi- kâne sayarım. Fakat bu defaki öyle de « ğüldi. Şikâyetini haklı ve anlattığı vâkıyı cidden garib buldum. Bakınız mesele ne- dlr: Okuyucum - geçenlerde bir gün, Pan « galtıdan ötobüse binmiş, arabayı lüzu -: mundan fazla süren şoföre, bir aralık de * miş ki: — Doüstum! Ben sinirli bir adamım. Ca: nıma da kiymet veririm. Bu kadar hızlı gilmekte ne mana var? Maazallah, bir kaza çıkarsa, hepimize yazık olur , Şoför ne cevab verse beğenirsiniz? — Ben kaza, maza bilmem. Hepsi bant Wız gelir. Ben yalrız çoluk ve çocuğumun nafakazını düşünürüm! — Çoluk çocuğun nafakası mı? Pızlı gitmekle bunun arasında ne münasebet olabilir? — Münasebet vardır, elbet! Ben de, çu biletçi de günde kaç seler yapar ve kaç ftane bilet kesersek, önun üzerinden on- dalik alırız! Bizim Son Postanın (İster inan, İstez Hmanma) sütununa daha uygun düşecek o- lan bu acıklı mevzuu dinliyen ben oldu- ğum için, buraya kaydettim. Eğer aslı varsa, bu çok esef edilecek bir haldir. Ve her gün zabıta vukuat sü « tunlarımıza geçen kazaların izalu şimdi pek kolay mümkün olur. Keyfiyeti, Tâyık olduğu ehemmiyetla büyüklerimizin teemmülüne ve takdi 4 Te a ll İngiliz - İtalyan anlaşması ğ dıı .. ? suya mı duşuyor : (Baş tarafı 1 inci sayfada) dir. Hoâgson'un hasıl ettiği İntıba, cevabın fazla gecikmiyeceği merkezindedir. Bu vaziyeti mevzuubahseden Epok gaxe- tesl göyle yazıyor: , «Gönüllülerin geri alınması — meselesils Frankonuz devam eden sükütu, İngiltereye, karşı lazarlanmış bir hakarel mahiyetini el maktadır. Bu sükülü acaba Frankoya kim tavsiye ediyor? Eğer İlalya ise, niçin? Gün-, ler geçtikçe, İngiliz - İtalyan anlaşmasının lera mevkijre girmesi tmkânları suya dü « şüyor. Fransada Pirene hududunun açılma-, sını isteyenler, bu suretle ellerine yeni yenj deliller geçirmektedir. Pöti Jarnal gazetesi diyor kiz Pransa, Pirene bududunu kapamış ve hâlen kapalı tutmakta bulunmuşlar. Blum gibi stavsamış ademi müdahale, den bah « setmeğe kadar gitmemekle beraber, şurası « ni kabul eylemek Jârımdır ki, mütemadi sa< rette aptal yerine konmak da — islemiyorus, Diğer taraftan, kontrol altında bulanan İ < talyan gazetelerinin haksız yere yalanla do« du olarak yaptıkları fena niyetli hücumları daha ne kadar tahammül edeceğiz? Popüler gazetesinde Blum diyor ki: Mademki yabancı egönüllülerin» veyahud akıt'aların» geri çekilmesi muhasamatın a « Ulini leab ettirmektedir, Fransa ve İngilte- re, geri çekilme ameliyesinin başlaması jlâ beraber hemen derhal bir mütareke yapil « ması için, gimdiden her İki taraf — nerdinde Jâzım gelen tesirler İcrasına hazırlanmalı « dir. e Perpinyan 11 (AA) — Katalonya Gene- ralitet'! relsi B. Kompanla, Pertüsten hudu « du Kgeçmiş ve etomobille Perpinyana doğru Nerlemekte bulunmuştur. B, Komparis'in buradan nereye gideceği malüm değildir. Baragos 11 — (AA.) — Iütramadure'di Frauko kıtaatının Jeri harezeti bütün mın« takalarda, devam etmektedir. Bu kıtaat, Als morşon, Villanneva ve Serina'yı fersah fer « sah goöçmiştir. Ebr cephesinde Frankistler, dün elde ete İmiş oldukları mevzileri tahkim etmişlerdir. Franko tayyareleri bugün. tekrar Valen « siyayı bombardıman etmişterdir.