Yazan: Vedad Ürfi Kraliçe Totames'in mumyası Burada sanki bir güneş var Ve bu, bir mâbudenin yüzü... Dünyada belki de misli bulunmıyan bir cevher- den yapılmış olan tabutunda yatan bu kadın, füsununu dört yanından gösle- rebilmek için bu tahta kurulmuş. Bu kadım, bir cazibe ilâhı belli.. Binbir tabuttan süzülen ışıkların poı:lımgı bu yüzde insanlıktan da üstün bir âııî met var, Beyaz tüller, bu guzıelu_ı tan Tısının billür vücudüne dzv_—lrl“en e&x.' etmek için o kadar erimiş ki füsun sa: çan teni üzerinde belli bile oım'u'ı_vor. Bu,güzelden de üstün!. Bu, ınl_ı_ı—.!â , Mıyacak kadar bir cazibe güneşi-.. “_ı yaklaşmdamıyacak derecede göz kamaş ftırıcı!.. Mısır tarihinin bütün güzellik- leri bir araya gelmiş, ınmetlerfnıı: önünde nesilleri tapar görmek için yer yüzüne sanki bu bâllür .:ı]:;ıâ:yî Böndermiş.. nereden geldiği anle fnıyan hazin bir müzik ıı_ığmesı. car: sıkılmasın diye, mezar lçuııde şîaşı_xav bu müebbed azamete ninniler gönderi- yor... e CAY Ş Prens Nâzım Âbâd, yerde sürünürce sine merdivene doğru yaklaşıyor. — Dikkatli bak!.. diye mırıldanı - yor... Tanıdın mı onu?... İşte n::.ı:.ış güzeller tanrısıl.. İşte bütün milletini, devrinin bütün insanlarını inleten sul- tan!... Kraliçe Totames!.. ç Bir feryı:şekopınynr_ gerilıı_vqru_m- Farkındayım: Gözlerim taş kesildi, ,ı: niden ve ona hıyııtk_bıkş_y?mmw B mıldanmaksızın, tek söz söy.ceme Zin!... K mes!... Fir'avun ulkelır. H,fş:ı,';gî.xîg. esir kılan fesün _ntfşı! z Bir zevkine bin kurban veren ihtiras sultanı!... Güzelliğini yıllardan kıska- ir'avunlar mâbudesi,.. Füsunu kaç bedbahtın prangalâ- lmek için solmamış, kaç bin yıl önce a:tş'n isteğile uzanan züıell'ı.x ika ayakları di- bir önünde daî_ı'a hacağını gnrc_bı bekliyor!... Bir tabutuna kendi eli tanrısı Totames, şu dakikü * a binde kıvrananları kimbilir nası: Bgururla seyrediyor. Güzel, çok güzel kadar güzel!... Bu eşsi ki casına sarmış olan siyah saçlar ıî:îdnl yanıyor.. gölgelendirdikleri obrîuuçllfy bülün bir sevda manası "rnvukinşml' bu melikeye öyle âşık ki V ürüme mak için tabiatla çarpışmış Ve S heta miş.. vücudün hiçbir yanında bir yok... Ka — Anladın ya... diye haykırıyor )—Ia_ zım Abâd... Fir'avunların ilâhi )”'”_ başımda.. o ilâhı ben, bu ebedi mî; i ların içinde saklıyorum ve onuün .dışı]amı)'“:'k mil- dibinde yaşıyorum.. Nâzım Ö900 ün letler esir, ama Nâzım Abâd bir ölün iki gözüne prangalı.. ği Esrarengiz, hazin müzik nağme derinlerde hâlâ dalgalanıyor. ç — Bak!. diyor... Bu nağmeler, yaSü! sandıkları prensin ölülük ruhlf"“'ı'ı:l : lülüğünün matem havaları.. ölü ü © lur mu diyeceksin!., Krmıldayan bu d—'k— Cud, var olan bu ruh, yalnız, yaşıı rle larla alâkalanmıyor artık!... Öîule:dî Uğraşa uğraşa çünkü yaşamıyanı sev0" Anlıyor musun?... Ölüye fşığım bc;;; Gözlerimi dirseklerimle kapama ö beraber bir feryad koparıyar Ve s"üm Hiyorum... Ölüye Aşık!... Hayırl... MÜ kün değil bu!... Yalan söylüyor!.-. ölüye olunamaz!... ğ ei ğ:çığhnı ileri atılmak - istiyo Tüm: — Nâzım Abâd!... Mi itham edeyiml!... İstedikleri: Bir formül!... Uğruna kurban ettiğim şey €N Gnlaniki varlığım: Kalbim!... İşte bunu at Yorlar!... Anlıyamıyorlar, ’"çl:e diıîş z Canavar olmuştur?... Te Man olsaydım, bütün g€ 1 için yıllar feda ettim, servetler kurban ettim, varlıklar gömdüm.. tedkiklerime © kadar bağlanmış, işime kendimi-o de- rece vermiştim ki varlığımı tehdid e- den en kerkunç kâbusun yavaş yavaş Üüzerime abandığını hayli vakit farke- demedim... İnsan Tuhu o kadar zayıf . En kuvyetli olduğunu iddiaya yel- neni bile bir an içinde en umulmadık prangaya kendini veriveriyor... Keş - araştırmalarına feda etmez, paramın sağladığı en zevkli sefahat âlemlerinde geçirirdim!... Yapmadım!._.. Niçin?.:. Beşeriyet adı verilen cismin üzerinde ne büyük binlerce yara bulunduğunu biliyordum. Belki.. diyotrdum kendi kendime... Bunlardan bir iki tanesino olsun bir -merhem bulabilirim. Sonsuz servetlerimin, birçok âlimlerin imkân- sızlıktan ötürü başaramadığı işleri gör- mek Jİırsatını bana verebileceğini dü- fettiğim ölüler memleketinde, koca Mı- şünüyordum... Tıbbın en müdhiş sır- |s rihinin en muhteşem levhalarıni larırın «Misir» tarihinin derinliklerine |bulmuştum. Aradığımı bulmanın bana gömülü olduğunu hatırladım. — Bütün | kuvvet, yalnız bir şeyi hisset- ğa!ıîmnlarım:, Mısır çöllerinin her ya-|tirememişti: Bulduğum âlemin füsunu- nı bir âlem saklıyan kum denizlerine|na prangalandığımı!.. iklerime a- hasrettim. En şöhretli kâşiflerin e id yazdığım eserler, n fedakârlık- medikleri mazhariyetlerle karşı arıma takdirler armağanlıyacak bü - Yıllarca didiştim, dinçlik çağımın bü-|yük kütleler bulamadı.,. Kitabı okun- tün varlığını, Mısır tarihinin eşsiz ihti-|madı diye bir muharrir, canavar kesil- şamlarına bağladım, — ve...... Kraliçelmez.. sebeb olarak bunu gösteriyor- :l'ulamı-s'in, Fir'avun Tutankamaon'la-|dum, valandı!.. Eseri yazmıştım. Yaz - rın ihtişamını da sönük bırakan âlemle- mak benden, okumak, isterlerse, onlar- rini buldum Buna muvaffak olabilmek 'dan!... (Arkası var) Yapı İş'e-i İlânı iz yüzü kıskanır- | Nafıa Vekâletinden 1 — Eksliitmeye konulan iş; Ankarada jandarma matbaasının ikmali inşaatıdır. Keşif bedeli 19,757 lira 50 kuruştur. — Ü : 2 — Eksiltme 22/8/938 Pazartesi günü saat 10 da Nafıa Vekâletinde yapı işleri eksiltme komisyonu odasında kapalı zarfusuliyle yapılacaktır. $ — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri evrak 100 kuruş bedel mukabi- linde yapı işleri ümum müdürlüğünden alınabilir. 4 — İstekliler 1481 lira 85 kuruşluk muvakkat teminat vermeleri ve Nafıa Vekâletinden alınmış yapı müteahhidliği vesikası ibrazı lâzımdır. 5 — İstekliler teklif mektublarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat ev- yeline kadâr yapı işleri eksillme kol onu reisliğine makbuz mukabilinde teslim edeceklerd Postada © «5l4ör Çeltik Sa!ı plerinin a V PİRİNÇ TÜCCARLARININ Ehemmiyetle Nazarı Dikkatine Yeni mahsul yaklaşmakta olduğundan fabrikamın bu senxe için sayın müşterilerine yapacağı fevkalâde tenzilât ve kolaylıkları öğrenmek son derece menfaatleri iktizacından?ır. Istanbulda, Ayvansarayda, Yavedut caddesi 121 No da MUSTAFA ÇANAKÇILI HALEFİ AHMED ÇANAKÇILI * Çeltik fabrikası. 'Telefon : 22752 Telgraf : İstanbul - Pirinç ğ.IllIIIIIIİIIlllllllllllllîlllllllIlllllllllIlIIllIIIIIIIIIHIIIIIIlINllllülllllllllllllillllllIFT Balıkesir Vilâyeti Nafıa Müdürlü- den: 1 — Balıkesir hükümet konağı maliye kısmının ikmali inşaatı kapalı zarf ile eksiltmeye knnutmuştuıî. M;,._E İşin keşif bedeli 27500 Hiradır. 3 — Bu işe sid evrak: jeler, ğ— î'ıl':fbcrdrouu ve mesaha cctveli, keşif hülâsa cetveli. |€ — Fenni ve hususi şartname, Nafla yapı işleri fenni, umum! şartnamesi, ee dhık işleri genel şartnamesi ğ ş',’:,':;r bu evrakı her gün Balıkesir Nafia Müdürlüğünde görebilirler. Olüp aN 19/Ağustos/938 Cuma günü saat on beşte Balkesir hükümet ko- 4 _dıüğıl;“ Müdürlüğü odasında kurulu Komisyon huzurunda yıpg.n:lm.r teklilerin bu işe ald 208669 liralık muvakkat teminatı Balıkesir Malsan- tırdıklarına dair makbuz veya şayanı kabul banka mektubu ile 1938 dığmı'Y' teber ve işe girmeğe salâhiyet' veren Nafia Vekâletinden alınmış yılı için 'm:k wesikasını ve Ticaret odası vesikalarını kapalı teklif mektubları- müteahhidi den zarfa koymaları ve zarfları 2490 No, lu kanun hükümlerine tey. a gPFU AO etmiş bulunmaları lâzımdır. . d imza Hkan tanrn e Li gecikmeler kabul edilmez. — «196ö> 6 — Postad ._.,——'_'—__—%' Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü - ilânları i İstiklâl caddesinde 4 il lik bedeli icar tahmin olunan Beyoğlunda nde 1800 l-“':,:;n î;raçl ve küçük bahçeyi havi maamüştemilât 197 No, lı"Vakıf a« daire wınuı esaslı bir surette tamiratı yaptırılmış boya ve saire gibi bazı ufak -"'kmal olunmak üzere bulunmuş olduğundan ikmalinde teslim olu 1940 nihayetine kadar kiraya verilmek üzere 8/8/938 MM"'“"! üzayedeye çıkarılmıştır. * m;îîn_ rî;;;îm Perşembe gürü saat 14 de Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğü ihale lük yapılacaktır. Kai y aaanaa gaa N Ak iştiyenlerin Ş6 ? buçuk teminat akçelerile Tti Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğüne müracaatları, — (5211) ye İN atı İ üzere Mayıs/ 4 pısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı veeski meb'us Ebubekir Hâzım İı_zeflü Hacı Reis sakalını avuçladı, bir müddet düşünür gibi durdu, sonra: “Efendim, dedi. Bal tutan parmağını yalar. İdadiyi bilmem, fakat hastanenin İçok Iyi olur. hesabı gümüş gibi tertemizdir !, Abdurrahman Ppaşanın eserlerinden biri daha olan Sinob has- tanesi, bütün liva ahalisinin pek cö « merdce verdikleri ianelerle yapılmış - tır. Bu umumi? yardım yalnız para ile değil, en ziyade kaza ve nahiyelerden, köylerden gönderilen her nevi kereste ile olmuştur. Keresteler, bütün resimlerden istisna edildiği için, gümrük dairesi bulunan küçük limandan değil; hiç bir surette kontrol altında olmıyan büyük Himan- dan çıkarılmıştır. Gümrük müdürü ise limandan çıkarılan kerestelerin en az iki hastane vücude getirilecek tadar çok olduğunu söylemişti. Hastane inşaatı için teşkil -olunan komisyona sofu bir zat olan tersane ke- reste memuru vali tarafından reis ta- yin edilmişti. Hastanenin 'tnşası nihayet bulunca hacca giden komisyon reisi, ben Sino- ba vardıktan bir müddet sonra Hicaz - ları bol bol sürünerek ziyaretime gel- mişti, O sırada idadi mektebi meselesi- le iştigal ediyordum. Söz arasında mu- maileyhin hastane komisyonunun reisi olduğunu her nasılsa unutarak, gerek idadi mektebi ve geçekse hastane hak- kında çok kötü şeylı söylenmekte olduğunu ağzımdan kaçırdım. İzzetlü hatı reis sakalın; avucladı, bir müddet düşünür gibi durdu, son - Ta: — Efendim, dedi, meşhur meseldir: Bal tutan parmağını yalar. İdadiyi bil- mem, fakat hastanenin hesabı gümüş gibi dir. Reisin ne balını tuttuktan ve parmaklarını da bol bol yaladıktan sonra, zemzemle yıkamak, eski ve bu- aşık hesablar üzerine bir af perdesi çekmek için Hicaza gittiği anlaşılmıştı. Fikrimce, «Bal tutan parmağını ya- laz!» gibi çirkin darbı meselleri hafıza- larımızdan, kitablarımızdan silersek TERSANE mnsmm' Tersaneye, yani Bahriye Nezaretine iâzım olan keresteler, her sene aleni ek- siltme suretile satın alınırdı. Eksiltme mukavelelerine kerestelerin ne zaman ve hangi iskeleden - (Sarıkum), (Akli- man) - vapurlara teslim edilecekleri kat'i ve sarih bir şekilde yazılırdı. Çürkü Sarıkum iskelesi ile - Akliman iskelesinde teslim elunmak arasında hem nakil müşkülâtı ve hem de masraf bakımlarından fark vardı. Ormanlara yakınlığından dolayı tersaneye gidecek keresteler için, Sarıkum iskelesi tabif bir mahrec idi. Evvelki senelere aid mukavelelerde burası tercih olunmuş- tu. Fakat Sinobun ihtiyar mutasarrıfı yalnız Aklimandan teslim şartile mü- nakasa yaptırmış, ihaleye de onunla u- yuşan (Altınoğlu) — namındaki bir Rumdan başka kimse girmemişti, Al- tınoğlu, keresteleri gene eskisi gibi Sarıkum iskelesinden gemilere yükle- mişti! İhtiyar mutasarrıf fırsat buldukca elinin erdeği her şeyi çaldığı gibi şiir hırsızlığını da bunlardan istisna etme- miştir. Meselfi acemce bir gazeli de, son Mısrama adını ilâve etmek suretile öz malı imiş gibi benimsediğini hayretle görmüştüm. ORMAN MÜFETTİŞİ KALYAS EFENDİ Orman müfettişi Kalyas efendi, mu- tasarrıfın mensublarından, yani me- murlar içinde en ziyade emniyetine mazhar olanlarından biri sayılıyordu. Kötü rüşvet işlerinin çorab söküğü gibi meydana çıktığını ve şiddetle ta- kib edildiğini haber alan mutasarrıf, Kalyasa bir mektub yollamış. Kalyasın bana gösterdiği bu mektubda: , ö lanlar ve kefillerinin «Fena Sinob rüyaları görmekte VÜN za lll söreş kendilerine evlâd gibi emniyet etti dan dönmüştü. Hacılara mahsus koku- | hamiyeti | bazı memurların sadakat ve vefakârlık- la te'lif edilemiyecek halleri, hareket- leri büyük esef ve taaccüble işitilmekte olduğu ve geçici fırtmalar kabilinden olan hali hazırın (yani bizim cürümle- ri takib edişimizin) çok devam etmiye- ceği ve yerine tayin olunacak mutasare rıfla görüşerek kendisini ona icabı vec- hile tavsiye edeceği> yazılıyordu. Üs- telik de sadakatten, vefakârlıktan ayre danların bilâhare pek ziyade zarar gö- recekleri ihtar olunuyordu, Kalyas, bu tehdidlerden kızarak: — Beyefendi, dedi, evvelki mutasar. rıf Veysel paşa zamanında da bu me- muriyette bulundum. Tahkik buyurun, o zamanlarda kanuna mugayir en kü- çük bir muamelemi bulursanız beni en ağır cezalara uğratınız. Bu mutasarrıf zamanında ise, ormanları tahrib ettir memek için her rastgelen yere hızar yaptırılması kanunen şiddetle memnu Jiken, aldığım musırrane emirler üzeri- ne (mevkilerini tayin ederek) beş h- zar yapıldı. Üçü işlemeğe başladı, ikisi de faaliyete geçmek üzeredir. Kanuü- nen bunların yıktırılması lâzım gelir, Mutasarrıfın ellişer, yüzer lira rüşvet alarak müsaade ettiği bu hızarların yâe pılmasına mümanaate cür'et edeme- dim. İlk müsaid fırsatta yıktırmak ü zere süküta mecbur oldum, Çünkü vaktile beni Aydın vilâyeti (Denizli, Menteşe, Manisa, Aydın ve İzmir liva- larından teşekkül eden vilâyete Aydın vilâyeti denirdi.) orman müfettişliğine tayin ett Orman nazirma teşekkür ve veda için gittim. Beni hüsnü kabul ettikten sonra: — Müsteşarla da görüşünüz, Tabii, cevabını verdim. Nazır da, müsteşar da Ermeni idiler Müsteşar, bol bol iltifatlardan sonra, en iyi neviden omak üzere Üç Uşak ha- lisı eb'adı yazılı bir kâğıdı bana verdi: — Bunarı mümkün olan sür'atle a. hıp gönderiniz, dedi. İstenilen halılar öyle ufak tefek şey- ler değildi. İkisi 6X7, biri de 8X10 eh- adında idiler. Bunların benden rüşvet suretile İstendiklerini hiç hatırıma ge |tirmedim. İntihab ve pazarlıkta vukuf sahiblerinin veylerinden istifade ve be- dellerini istikraz ile tedarik ettim, ha» hıları aldım, İştira ve nakil bedellerini kmzalı faturaları ile birlikte müsteşara gönderdim. Aylar geçti, paradan bir haber yok Bir daha yazdım. Para tamamen geldi, Fakat ayni postada şu tahrirat da çık- t «Tahakkuk eden ehliyetsizliğinden do.ayı başmüfettiş Kalyas efendi azle- dilmiştir!. 'Tam on beş sene memuriyetten mali- rum kaldım. Aç, sefil süründüm. Bir hafta sonra bu beş hızarın yerle- rinde yeller estirdiğimi söylemeğe ha- cet yoktur zannederim. (Arkası var) dedi. İs. 2 nci İflâs Memurluğundan: Galatada Voyvoda caddesinde 0 numa « rada tüocar Dimitri Cumas iflâsr etmiş ve 11/8/938 tarihinde açılıp tasfiyenin âdi şe « kilde yapılmasına karar verilmiş olduğun « lan: 1 — Müfliste alacağı olanların ve istih- kak iddiasında bulunanların alacaklarını ve Istihkaklarını ilândan — bir ay içinde 2 nci İfiâa dalresine gelerek — kaydettirmeleri ve delillerini (sened ve defter hülüsaları ve sn« $ro) asıl veya müusaddak süretlerini — tevdi etmeleri. — * 2 — Hilâfına hareket cezal mes'üliyet? müstelzim olmak üzere müflisin borçlarının ayn! müddet içinde kendilerini ve borçları- nı Ti bildirmele!: $ — Müflisin mallarını her ne suretle - lursa olsun ellerinde bulunduranların 0 mal- lar üzerindeki hakları mahfuz kalmak şar- tile bunları ayni müddet içinde dalre enrl. ne tevdi etmeleri ve etmezlerse makbul ma- zeretleri - bulunmadıkça — cezat mes'uliyete uğrayacakları ve ruçban haklarından mah- rum kalacakları. 4 — 15/8/938 tarihine müsadif günü esat 11 de alacaklıların üPî:'::: gelmeleri ve müflis le müşlerek borçla 0« ve borcunu tekeffül toplanmada bulunma « 1ân olunur, 49570) hakları olduğu