SUN Kadın sordu: — Neroye gidiyar« Ssun? Kocası cevab ver- di; — Keyfimin istedi- Üi yere. — Ne vakit gele- teksin? — Ne vakit canım Mî—nıîki daha fazla ——— Doktor ültraviyole tavsiye etti Vi yole demek mor demekmiş, halbuki r'ı:nr?mu M | dan gel — mor de bana hiç yakışmaz. Ka Kalmmin B$ Neden ? Ö!ekl Bozacı Bayrama sormuştum: Kendini beğenmiş trajedi aktörü söy * lüyordu KS - Binkınakiıeyırırınukıkîık tör vardır. Dinliyenlerden biri sordu: — Öteki hangisi? * Kim yanılmış? — Neden? andan. Terzi, birbirine Tiyatro direktörü söyledi: — Oğlumun — balıkyağıra — içmeyin, — Ben piyes seçmekte hiç Yanımam | — U Göktüğünü neden sonm diler. Aynaya bakmadılar. Tiyatrodan anlıyan E'“““' I anladık. —— T ecinmnen | — Terzi sordu: — Neye gülüyorsun? Game ee seeSUmLA KA Mo z — Neye aynaya — Lüzumu yok! — Neye? — Neye gülmiyeyim, Benin :îîp "hw['; Na yi Myeslerden çoğu muVaİ- | ilim kar ye koyduğun pıy. b Mua çocuği Di BEr ai fak olmamıştır. Halk bunları kla kar — Hesapta çok zayıfsın! dedi Bılaraıştır. .| — Çocuk cevab verdi:. ——— e — Bu bir şey ifade etmez ki, halk ya-| YZ L D Mruallim; annem 3ÖY | vnaya bakmış farzediyoruz. nılmış olabilir. M;_,.mxnımdımdılmlı- * Benim değil — Bu gece hiç uyuyamadım. — Uykun mu kaçmıştı? — Benim değil, pirelerin uykusu kaç- mıştı da! * Üşümem — Hava soğuk, nasıl denize girecek- sin? — Birkaç mayo üstüste giyerim, üşü- mem! Di Son günlerde Muallim sordu: — Romülüsü kim öldürmüştü? Talebe düşündü: — Ne düşünüyorsun? — Vallahi bay muallim, son günlerde lerde o kadar çok cinayet haberleri öldürenleri lefrik ede - ! » !mtel e 3 ” Nü — Kürekler ağırlaştı. A caba burada Nerede? Çocuk sordu: ğ — Baba ben nerede doğdum? — İstanbulda! — Ya sen? — Konyada! — Annem? — İzmirde! Çocuk düşündü: — Baba, biz üçümüz nerede f bulduk, BZ birbirimi- * Boks dersi ğYle dersi alan, boks dersi verene For” — Bayramda ne yapacaksın? — Evde oturacağım? İki cambaz bir ipte oynamaz da Lüzumu yok elbise dikmişti. İki kardeş elbiseleri giy- — Birbirimize bakıyoruz. Kendimizi — Alacağınızı istemiye geliyorsunuz.. orası öyle ama, konu komşu bilmez- 5 ler de; ikimiz için dedikodu çıkarır- “hyîır Ölenleri, ü mez oldum. akıntı daha vm fazla?.. Ün iki m Üzr , daha paralı işi bulurum ama, tiyatro me- — Ben de unutmu: rTusclü SEYAHAT MEKTUBLARI ; 18 Çok pratik Otelin odasında zil yoktu, otelciye — sor- düm: — Garsonu çağır- Yazan: Vasfi Rıza Zobu “İranın transit yolu, bundan sonra Trabzondur,, diyoruz.... Evet ama yağmur yağmaması şartile! mak için ne yapaca- ğım? — Ayağınızla hız- lhca yere vurursunuz, alt katta oturan ba- na şikâyete gelir; ben de anlar size hemen W benziyen ıki kardeşe Trabzondan bir manzara «Tahir geçidi» denen dağları tırmanır-| yükte bir benzerimiz olan eşya kamyonu ken, yeni yapılah «transit» yolunda iki| İran tarafından gelip karşımıza dikildi. kamyon karşı karşıya gelince nasıl apı-| geçmemiz için maddi hiçbir çare yok.. şıp kaldığımızı anlatmıştım. Dik, uçu-|ancak manevi bir kuvvet olmalı ki, bizi rumlu bir yokuşu çıkarken, bizim kam-| öbür tarafa, onü da bu tarafa atabilsin... yonun karşısına, gene bizimki gibi tık-| Kamyondan aşağı indim.. yolu ölçtüm, lum tıklım dolu ikinci bir kamyon çıkmış, | biçtim: Bravot!, Tam beş metre. âlâ., el- bu felâket karşısında ne haltedeceğimizi | deki kanuna riayet edilerek yapılmış. şaşırmış kalmıştık... Ne o, bu tarafa ge- | bu cihetten hiçbir kusuru yok.. hattâ faz« lebilecek, ne de biz, öteki tarafa geçebi-| lası da var.. meselâ dağ tarafından yarım lecektik.. — Niçin? Diye şoföre sordum.. «Allah aşkına ba- yım, in de bir bak!» dedi... Kamyondan aşağı atladım. Gördüğüm vaziyeti, işittiğim tafsilâtı şöyle hülâsa edebilinlm: Bizim memlekette bir * «yol kanunu» vardır. Bu kanun mucibince en büyük yollarımız beş metre genişliğinde yapı- lır. Bu ölçünün haricine çıkmak kimse- nin haddi değildir.. ama ne olursa olsun, yapilacak olan bu yoldan ne geçerse geç- sin: Eşek, köpek, kağnı, tank, karoçe ya- hud kamyon.. yürür veya yürütülür va- sıtalardan hangisi geçecekse: Beş metre- den geniş bir yol yapabilmemiz kanuna itaatsizlik sayılır, cezası büyüktür... Bu kanun hangi devirde yapılmıştır bilmem, yalnız bildiğim bir şey varsa, o da: Her- halde kamyonun icadından evvel — ola- cak... Beş metre genişliğindeki yoldan, yüklü iki muhacir arabası yanyana yü- rüyebilir... Medeni vasıtalardan otomo- bil de, birbirlerine sürtünüp boyalarını bozmadan karşı. be karşı selimlaşıp ge- çebilir... Ama iki kamyon, ki: Transit yolu sırf bu eşya kamyonları için yapıl. miştır, karşılaştığı zaman; biri bir tara- fa, öbürü diğer tarafa geçemez. Bunun böyle olduğunu mübendis, mülettiş, me- bakmıyorsunuz? metre, uçurum tarafından da bir metre- ye yakın - terzilerin dikiş payı gibi - top- |rak <yol payı» bırakmışlar... Haydi diye- lim ki: Yol, şose kısmı ile yanındaki top> rak kısmı cem'an yekün yedi metre ol- sun.. eh, bir kamyonun eni de iki buçuk metreden fazla değildir ya.. karşı karşıya gelen iki kamyon demek beş metre ede cek.. yol da beş metre.. bunların birbir- Terine çarpmamaları için, biraz gelenin, biraz da gidenin toprak yola çıkması lâ- zım gelecek.. âlâ!, Bunu yapmak fevka- lâde bir şey değil. demek şikâyet edile- cek tarafı kalmadan, nakliyat mükem- melen olup gidecek!.. Evet ama «kuru» hava olmak Şartile.., Akailiğe bakın ki: İki gündür yağmur yağıyor.. şosenin iki tarafında kalmış olan «toprak yol paytı, €ilk çamurlu bir batak olmuş.. eğer yan neticesinde gümbür gümbür uçuruma yuvarlanmamız işden bile değil... Karyçı- mızdaki da tehlikeye maruz.. vakıâ onun yan tarafı uçurum değil, dağ ama; dağla yolun arasındaki «yol Payı» batak ol- makla beraber, bir de içinden yağmur su- ları akan dar bir hendeği var.. o da te- kerleğini kaptırırsa, bir daha kurtulması muhal... Bütün şoförler «içtima» ettiler, Ben de aralarına müşavir sılatile dahil Galata kulesindeki vakit küresini'düşür- me memuru küreyi düşürür — düşürmez arkadaşına sordu: — Yahu saatin kaç, yemeğe geç kalmıya- Ark cevab| bus, vali hülâsa otomobille seyahat e- oldum.. müzakerat epeyce uzun ve gü » denli d ' : Si : nlerin hiç biri anlıyamaz.. yalnız kam-| / .ç geçti. Nihayet karar şöyle verilip — Vallahi bilmem, | yon şoförlerile, benim gibi kamyonla se- tatbik edildi: Karşımızda, yani dağ (a- rafında olan kamyon yan tekerleklerini çamura alacak ve Labiatile batacak. Bi- zim tarafta olan dört kamyonun üçü, bu açılan yerden geçip yolun ilerisinde bek- yahat eden kimseler bunun farkına va: rabilir... Nit başıma gelen bu ka- ranbul vak'asını kime anlattımsa inan- yı unutmuşum! madı.. «Hiç böyle şey mi olur!» dediler. : İj tarafta N da!... Böyle bir şeyin olup olmıyacağını anla- - — Daha kaç ders almam lâzim? | giklerime işlemiş, bir türlü bıraktp giğemiyonum. — şum mak için, bu vazife ile meşgul kimselerin| yrcork- Beri kalan elrkebür eti o kadar! e ö KAT K arşısına gelecek.. zincirlerle — Ağzınızda kaç diş kaldıysa Olabilir YAĞRU VP glindü, s$E ÖON NDi çai kşiğine Depasic li NN O a Bir daha sefere Hapishane müdürü ::' iye edilen biri- memiştir. Bir doktor, bir doktora dedi: K — Benim mesleğimde hiçbir kusurum yoktur, şimdiye kadar kimse şikâyet et- — Olabilir, kusurlarınız hastalarınızla yonla «Tahir,geçidi. ndeki yeni yapılan İran - 'Trabzon transit yolunda şöyle bir cevelâna çıkmalarını tavsiye edefim... Çekecekleri sıkıntı belki mühim bir tica- ret yolunun düzelip kurtulmasına sebeb olur... tile geri geri basıp, bataktakini Çıkara- cak.. bu gefer çamura batma sırası ona gelecektir. O da yan tekerleklerini şose- den çıkarıp çamura batarak yukarıdan gelene yol açacak.. o geçtikten sonra, ileride bekliyen üç kamyondan ikisi geri — Affedersiniz, de- birlikte gömülmüştür. * basacaklar.. çamura batmış olan dördün- Yanlışlıkla sizi hir N -Kumy_ıınlnrlı karşılaşma» - sahnesinin | cümüzü gene zincirlerle kendilerine bağ- & fazla hapiste dekşıru göyle kurulmuştu: «Tahir geçidi> layıp bataktan söküp çıkaracaklar.., müşuz, Merak dı-n:len ve Ann;ıol(ınun en y:in;kğd:gı- İşte şn(örınîıçvimnmm neticesinden a- Kpr” p z ae na lırmanan sağı uçurum, solu da; n |hnan karar... İttifakla kat j â bir ol erisin N z a kabul edil &n düşün “îdllş:_.,“ı_ Dişçi erkek rnuşîü h;, hı_ber verdi: | virajlı bir bayırın ortasındayız... biz,| hemen mevkii tatbike kondu îî.? Ihn vi Süzdü, gülür — Kaynananız gelip bir dişini çıkarttı. | yüklü bir kamyonuz ki, arkamızda dahal rişan, yüz Böz çamur İçinde, v aĞ — Zarar yok ba- e m?d,ü indünüz? bilıim Elhıîı MA tlı'ıı.e 'mmh,ı“r"' Maki-| den sağ ve salim s'lkİiflîmxı 7.a|v::ıln ;n ; BEş ? eler, İ #bi, b ö , ç Yim, bir daha sefer Helanr y üMlemeyi öelinmeelde ” gee İ dân tara öç aat geçmişti!. Peki ama, Çi- — Bana bilediği Beldifim zaman — bir ettim de.. ta eksik yatarım! X Ut dişi mi diye. merak| ye doğru ilerlemeye çalışıyorlar... Tam lemiz dol eğildi. Biraz » 0 esnada, aşni bizim ağır Şi olmuş değildi. Biraz sonra böyle (Devamı 13 ncü sayfada) LN NK N KG NC ÜÜĞ eEaa ae Bd AĞ —T