AŞKLA TEDAVİ olonyalı bir doktor «soğukalgın- | ğukalgınlığından — beter — yakalamıştır. hği> nın şafi ve vaki ilâemı keş- â tetmiş. Şişeye girmiyen, kaşeye sığmıyan, en- Sektörle şırınga edilmiyen, ve terkiba - tından hiç bir maddesi hiç bir eczanede Beçiverirmiş, Bu inanılmıyacak keşfe, bir an için: âmentüâ! deyip, ilâcm kullanış şeklini düşünüyorum . Hastasımız, otuz dokuz derece, kırk de- rece ateş içinde yanıyorsunuz, doktor geliyor: ; ee ' Tavsiyede bulunuyor: — Küvvetli bir ağk Hizım! Evde karınıza bakıyorsunuz.. Yirmi se- ne evvelki aşkı Çene ayni şiddetle his- setmek iyi olmak için birebir arıma ken- dinizi ne kadar zorlasanız olmuyor. — Karıcığım! — Ne var gene? — Hiç şey, hastalığım artıyor da.. Hiz- metçi bir limonala yapıp gelirse. Mesele limonata içmek değil. Hizmet- çiyi bir kere daha yakından görmek. Hiz- metçi limonatayı getiriyor. Yüzüne, göz- lerinin içine bakıyorsunuz. — Nafile, bunun neresine âşık olu - hur. — Karıcığım konu komşudan beni sor- mıya gelenler olursa yanıma al! — Ha şimdi geldi! Gelen belki, filânca komşunun yirmi yaşındaki baldızıdır, diye düşünüyorsu- nhuz. Seviniyorsunuz. — Şimdi ona âşık olurum, hastalığım Beçer. Bekliyorsunuz, odaya gele gele karşı- ki komşunuzun büyük annesi geliyor. — Eyvah gene iyi olamıyacağım! Haydi diyelim ki.. O gelmiyor da; bek- lediğiniz, umduğunuz filânca komşunun yirmi yaşındaki baldızı geliyor. Ahcı gözile bakıyorsunuz: — Ha şuma âşık olayım. Fakat olamıyorsunuz.. —Açk, hindyağı değil ki zarla yutulabilsin. Haydi, biraz da aykırı düşünelim: Âşık oluyorsunuz, — soğukalgınlığınız Beçiyor. Fakat bu seler de aşk sizi so - Ondan kurtulamıyorsunuz. Bu yöüzden pusulayı şaşırıyorsunuz ve eviniz, barkı- niz yıkılıyor. * Bu yazdığım, aşkla soğukalgınlığı te davisinin küçük tarafları idi. Fakat buna — Vallahi, biNâhi karıcığım! Etmedik yemin bırakmıyorsunuz, ni - hayet; tek karınızı ikna edebilmek için terli terli soğuk su içmek, cereyan kar- şısında kalmak suretile iylce soğuk alıyor, yatağa düşüyorsunuz, ve tam karınızın, üşık olmadığınıza kani olduğu an öbür dünyayı boyluyorsunuz. Bunun aksi de fena! İkide bir soğuk - algınlığından hastalanıyorsunuz. Karınız size bakacağı yerde suratını asıyor: — Ben artık seni öğrendim. diyor, ikide bir soğukalgınlığını bahane edip yat - manın sebebi gün gibi âşikâr, gene güzel kadınlar görüp birinden birine Aşık ola- |caksın değil mi? Kalk yezid, kalk, hepsi yalan! Defol, işine git! Hasta hasta işinize gidiyorsunuz. Ça- lıştığınız yerde bir daktile var, ona derd yanıyorsunuz: — Soğuk aldım, ölüyorum. Daktilo ma- — Acaba bana âşık olmak niyetinde mi? — Aman efendim nasıl, ben yedi se - nelik evliyim. — Vay münasebetsiz vay, evli olduğun halde daktiloya ilânı aşk etmişsin? — Ben mi hâşâ! — Hüşâ mı, dün soğukalgınlığından hasta olduğunuzu daktiloya söylemişsi - niz, bugün de bir şeyiniz yok. Bu aşk de- mektir. Sizi işinizden çıkarıyorum. Dedim ya, bu ilâç hiç te fyi bir İlâç de- ğil! İsmet Hultsi L Bunları biliyor mu idiniz? — | Enfazla köpek besliyen memleket| Fransanın en Mevcud istatiz- tiklere göre en faz- la köpeği olan memleket Fransa imiş. Fransada ya- şıyan — köpeklerin sayısı 2.864.000 0- larak tesbit edil- mektedir. ki bin kişiye yetmiş beş köpek düşüyor. x M. Ruzveltin aldığı mektublar Amerika — cum- hurreisinin günde aldığı mektubların takriben 6500 dür. M. Roosevelt'in Okuyucularıma Cevablarım «B. K. X.» rümuzile mektub yazan okuyucuma: — Kızım, bir kere senin onu niçin sevmediğini tahli! edelim: Başka tür- lü olsaydı, bu genç sana gelmiş Ha - lettayin bir talib tarzında müracaat etseydi, belki hoşlanacak, sevecektin. Fakat bugün onunla evlenmen senin için bir insanlık, bir vicdan boreu ba- line gelmiş. Bu borcu ödemek için ev- leneceksin; bu vaziyeti düşünüyor - gsun. Bu düşünceyle onu sevmediğin, sevemiyeceğin neticesine varıyorsun. Senin nişanlandığın şarflar altında nişanlanmamış bir genç kız bana ni- yaşlı ağacı Fransanın en es- ki ağacı, vaktile Lübnan bizde iken oradan bir şapka içinde — aşırılarak Fransaya götürü- len bir sanavber ağacıdır. ki yaşı WY v 202 yıllıktır. Sü sı, bu mektubların küffesine cevab ver- mektedir. Bittabi vâzih adresli olanları- na, M. Roosevelt radyo vasıtasile ilk nut- kunu söylediği zaman bu mikdar (70000) i şanlısı hakkında sşenin söylediklerini söyleseydi, ona; ayrılın, cevabımı ve- rirdim. Bu cevabı sana veremiyorum, çünkü sen ayrılmakla gayri ahlâki bir bareket yapmış olacaksın.. Bunda be- nim ne kabahatim var? diyeceksin; evet, belki senin bir kabahatin yok, belki seni bu vaziyeti kabule zorlı - yan annenin de kabahati yok. O da fena vaziyette kalmıştı. Fakat ne yap- malı ki ortada bir vak'a var. Ayrıla- mazsın; blnıcnnle'yh onu sevmemek için sende hâsıl olan fikri sabitten kendini kurtarmıyarak, beğenmedi- ğin taraflarını değil, beğendiğin ta - raflarını gör, ve uzaklaşma yakınlaş. Zamanla sevecek ve mes'ud da ola - caksındır. TEYZE Kadın K Hem örgüye, hem kumaşa uyan bir *| |pazarında bir aile faciası olmuş, Reşad | jadında birisi, kendisini a | İşüphe ettiği karısı Melâhati muhtelif yerlerinden bıçakla yaralamak sureti - le öldürmüştü. Dün bu alle faciasınm muhakeme “| |sine Ağırceza mahkemesinde başlan - | |maştır. Sarguya çekilen katil Reşad ka- rısını kendisinin vurduğunu itiraf et - miş ver — «Ben karım Melâhati çok seviyor- W — İdum. O da beni seviyordu. Fakat bir G | İzin karımın beni aldattığını — işittim. Ka | |Evvelâ inanmak istemedim. Fakat kıs- —lubl |kançlık damarlarımı yakmağa başla - dı. Artık kendimde değildim ve rasige &wubü&,mhmwüw başladım. da yapılabilir. Bolerosunun yakasımı, ö-| Nereye gitsem bu şüphe beni kurd gi- nünü çerçeveliyen ve uçları cep şeklini bi kemiriyordu. Sordum, soruşturdum ü .yanyana dikilmiş ve nihayet karımın Nevşehir hanında- HDA BZ ki bekâr odalarında oluran marangoz renk şeriddir. Eteğin cepleri de bu şerid- | yehmedi sevdiğini öğrendim. Onları lerdendir. takib ettim ve gözümle gördüm, elim- Bluzun önüne düğme yerine kendi ku- le yakaladım. Sonrasıni da biliyorsu - maşmdan yapılmış ufak çiçekler konul- | Nuz.» demiştir. muştur, Katil koca iddiasını isbat için karı- sının sevgilisi marangoz Mehmâd ile Bu senenin şapka modelleri yin meydana çıkacağını söylemiştir. Mahkeme suçlunun dinlenmesini 5- tediği şahidlerin dinlenmesine karar vermiştir. Şahid marangoz Mehmed *|gelmediği cihetle diğer şahid Zehra ça- garılmış ve kadın: — «Bir gün Nevşehir hanında otu - ran anneme misafirliğe gilmiştim. Ben oradayken hana biri yaşlı diğeri genç iki kadın geldi. Anneme marangoz Meh medi sordullar. Odasını tarif ettik, ka- dınlar oraya gittiler, biraz sonra yaşlı kadın gitti, genç kadın içerde kaldı, Başka bir zaman gene anneme git - tiğmnmınbuhdımn]smînî-nMe- Tahat olduğunu öğrendim. Bir ay da - tma marangoz Mehmedin yanına gi - dip gelmiş, bu adamım da karısı imiş.» demiştir. Muhakeme, müddeilumuminin mü- taleasını serdetmesi için başka bir gü- ne bırakılmıştır. Bir ölüye aid arsayı belediyeye satanların muhakemesine baştandı Belediye hal binasını — yaptırırken Ürgüplü Mehmed adında biri 349 lira mukabilinde bir arsayı belediyeye sat- mış, bilâhare bu arsanın yirmi sene ev vel ölen Ahmed adında — birisine aid olduğu anlaşılarak Mehmed tevkii e - dilmişti. Dün Asliye üçüncü ceza mahkeme- sinde duruşmasına başlanan Ürgüplü 60 yaşında Mehmed: — «Benim bu işlerden haberim yök. Bana Haralâmbosun kızı — Eftalya ile, kocası Anarkiros oyun ettiler, Benim İBeylerbeyinde bir dükkânda — sekizde bir hissem vardı. Onu satmak üzere A- kirosa vekâletname verdim, e da grogrenden, kat kat iki fiyonga var. Heğaleni lîır de fomeg:a( ılmış?ıı;;: |Kenarına da ayni kordelâdan geçirilmiş.İterde bana bir takım kâğıdlar imzalat- | Yukarıda: Bir kenarı iki pli Ile süslü geniş kenarlı hasır şapka. Tepesf basık ve açıklı koyulu iki kördelâ ile süslü. Aşağıda: Büyük bir releve. Sol yanın- Karısını öldüren adam muhakeme ediliyor Suçlu “Karımı çok ıed;orâum, gözümle gördüm, elimle yakaladım, sonrasını biliyorsunuz,, dedi Bundan bir müddet evvel Favuk -|tılar, Birkaç ay sanra da beni yakala - dılar, Bunlar benim fotografımı kullana- rak yeniden tapu senedi çıkarıp bele - diyeyi dolandırmışlar. Benim bir şey - den haberim yok, suçsuzum. Berasti- mi isterim » demiştir. Mahkeme, diğer suçlu Eftalya ile A- narkirosa tebliğat yapılmak üzere baş- ka bir güne bırakılmiıştır. Sahte şahadetname kullananların . muhakemeleri bitti Sahte şahadetname tanzim ve ta'ı - rif etmekten suçlu Hüseyin ile enişte- si Bahaeddinin muhakemeleri bitiril « miş, dün suçlular müdafaalarını yap - mışlardır. Bahaeddin: eHüseyin tarafından iğ- fal edildiğini ve karısının muallim mek tebinden aldığı şahadetnamesini tah - rif ederek kendisini yedek sübay oku- hma yerleştirdiğini, fakat iş meydana; Çıkmca her şeyi itiraf ve — Hüseyinin diğer suçlarını da ihbar ettiğini» söy - ledikten sonra: — «eYedek sübay okuluna — girerek İyatana hizmet edecektim,» demiştir. Bundan sonra maznun Hüseyin mü — «Bahaeddin ile Zonguldakta be - raber çalışlık. Sonra o İstanbula gitti. Ben de İstanbula geldim, — onu yedek sübay okulunda gördüm. O sırtılarda, Jevlenmek üzere idi. Benden baldızımı istedi, nişan yaptık, Sonra onun sahte şahadetname ile mektebe girdiğini öğ- rendim ve ihbar ettim. Ben de Kâmil adında bir arkadaşı- mın şakadetnamesini tahrif ederek as- kerlik şubesine verdim, fakat — sonra korktum, gitmedim» demiştir. Duruşma kararın tefhimi için başka, İbir güne bırakılmıştır. Şehir işleri: Birahane ve gazinolardaki içkı fiatları tesbit edildi İstanbul Belediyesi İktısad Müdür- ğü çalgısız gazino — ve birahanelerde müskirat fiatlarını inhisar fatının bir. misli, çalgılı yerlerde bir buçuk, aza - miâ iki misli olarak tesbit etmiştir. Bu fiatların tatbiki alâkadarlara bildiril -. miştir. Bu esasa riayet etmiyen gazi - no sahibleri şiddetle cezalandırılacak -| lardır. Tramvay durak yerlerinde sundurmalar yaptırılacak Tramvay durak yerlerinin ihtiyaca uygun olmadığı, bazı yerlerde sık sık durak yerleri olduğu hâalde, bazı yer <« lerde de uzun mesafelerde durak ol - madığı görülmüş, tramvay durakları - nın ihtiyaca göre değiştirilmesi ve bazı yerlerde çoğaltılması kararlaştırı!mış- tır. Bu iş için, kaymakamların da iş- tirak edecekleri bir komisyon teşkil ö- lunacak ve yakında çalışmalara başlı « yacaktır. Mecburi durak yerlerinde bi« rer sundurma yapılmasının ve tram « vay bekliyen halkın yazın — güneşden, kışın yağmurdan kurtulmasının da mü vafık olacağı düşünülmüş ve tedkika« ta başlanmıştır. | [ Bacaksızın maskaralıkları : Etme komşuna gelir başına l