t Harf ı'nk:!_â.l;îqalmz Ve yalnız Atatürkün eseridir Yazan: Muhittin Birgen ürk inkılâbının bütün esasları benim ilk gençliğimin en canlı idealleri arasında yaşıyan prensipler üze- rine kurulmuştur. Siyaset ve fikir haya- fımızda uzaktan ve yakından, doğrudan doğruya veya bilvasıta yaptığım bütün faaliyet, kademe kademe, hep bu esaslara doğru yükselip gitmiştir. Cüumhüriyet we demokrasi fikirleri, bütün prensipleri we bütün teferrüatlarile benim zihnimde 'Türk için tasavvur edilebilen en ideal rejim olarak, cumhuriyetten çok evvel yaşamıştır. Bundan başka, ben bu mem- lekette — daima İleri fikirleri neşre çalış- tım ve dalma bu ileri fikirlerin tahakku- ku için, fiilen, hayatımla, harekâtımla nümüne vermeğe gayret ettim. Fakat, itiraf etmeliyim ki, harf inkı- Tâbı karşısında ben bocaladım, önce, memleketten uzakta, Kafkasyada ilimle uğraştığım sıralarda harf inkılâbına ta - raftardım. Esasen bugünkü harf inkılâ- bına, yazı ve elifbe tekniği bakımından taraftar olmamıya da imkân yoktur. Bu- mu tahakkuk ettirebilmek için takib edi- Jecek usulleri, nazari olarak, o zamanlar ben de zihnimden geçirmiştim. Bununla beraber, Türkiyeye döndüğüm zaman, harf inkılâbının ilk sözleri söylendiği sı- rada ben bu inkılâba taraftar olmadım. Beni buna sevkeden iki sebeb vardı: Biri içtimat bir mülâhaza, diğeri tatbiki bir mahzur. İçtimaf mülâhazam şu idi: Geniş bir jakılâb hareketi içine giriyoruz. Gelecek Türk nesilleri ile geçmiş Türk nesilleri arasında yegâne bağ ve münasebet va - mtası olan elifbeyi değiştirirsek belki de ruhan çıplak kalırdık. 'Tatbiki mahzura gelince, bu inkılâbı yaparken lâzım gelen takib kuvvetini Kösteremezsek «eski hayrattan da olmak» tehlikesi vardı. Ayni zamanda, maarifin yayılması ba- kımından elifbenin mühim bir rolü ola- bileceğine de inananlardan değildim. Bu- nun için harf inkılâbı sözü ilk ortaya a- tıldığı sırada, 920 ile 923 tarihleri arasın- daki fikirlerimin peşinden gidemedim ve geri kaldım. Tereddüd ettim, hattâ inkı- lâbın buraya kadar gitmesine taraftar olmadım. . * Hahbuki bu inkılâb yapıldı. muzaffer oldu ve nesil yetiştirdi. Bu güzelginkı - Jâbın karşısında bugün samimiyetle itiraf etmem lâzımdır ki ben, bu mevzu karşı- sında bir aralık durdum, bocaladım, ile- riye doğru gidemedim. Bu, benim fikri hayatım için bir kusurdur; fakat kusurun itirafı da samimi vicdanlara haz ve - rir; bugün, hiç olmazsa, ben de bu hazzı Guyuyorum. Harf inkilâbhı güzel bir inkılâb oldu ve benim düşündüğüm mahzurlar da ya pek az tahakkuk etti; yahud hiç tahak- kuk etmedi. Pek az tahakkuk edeni iç- timat mahzurdur: *Yeni nesil eski neslin kitabını okuyamaz oldu ve dün ile bugün arasındaki bağ tampımen koptu. Ancak bunu harf inkılâbı yapmasaydı, dilin za- rurf olan istihalesi yapacaktı. Türk Os- manlı dilile konuşup Yazmakta devam e- demiyeceğinden, on senede olmazsa bile Resimli Makale: Bilinen insan karakterleri arasında en fenası.. Karakter- sizliktir.. SOZ Yarışlarda en çok Tehlikeye Maruz bulunanlar S a Yarışlarda, yarışa iştirak — edenler raış sayılırlar, Fakat yarışa dahil olma dan her yarışda kendilerini tehlikeye atanlar yarışcılardan ziyade, yarışa a- id muhtelif safhaları tesbit eden kısım- Yarını almak için uğraşan fotografcı - lardır. —— ——— rüatlarile, hep iştirak hakkımız vardır; Bunlarda bize de bir amelelik hissesi dü- şebilir. Fakat, elifbe inkılâbında, itiraf etmeliyiz. bütün hak onun, Atatürkün - dür. O kararlaştırdı, o yaptı. Hattâ, biz- lere rağmen, biz münevverlerin ve ilim adamlarının hemen ekseriyetle göster - dikleri muhalefete veyahud, hiç olmaz- sa muhalefete rağmen! Zaten, Atatürkü bizim gibi hayatları ve eserlerile fanf olan küçük insanlar - dan 'ayıran büyük fark ta buradadır: Bi- zim sendelediğimiz yerde o dimdik dur- du, bizim düştüğümüz yerde o bizi tuttu ve kaldırdı; bizim cesaret edemediğimiz cür'et hesablarını bir kalemde halletti! Diyebilirim ki kadın inkılâbı için de de çok çalıştım; diyebilirim ki cumhuri- yet fikrini ben de ideal olarak tanıdım ve genelerce taşıdım; diyebilirim ki, mü- İnevver bir Türk sıfatile ve valanını se - İven bir fikir adamı olarak, ilk Ankara hareketi esnasında en sekter mukavemet fikrini ben de canla ve başla müdafaa et- 20, 30, kırk senede olsun bu bağ elbet kı-'tim. Fakat, ben ve benim gibi olan bitün rılacaktı. On sene evvel, yirmi gene son-|ekseriyet, münevverile, üâlimi ile harf Ta, hep âyni şeydir. Bir milletin haya - tında, yüz senenin bile kıymeti büyük de- Bildir. İkinci, tatbikat mahzurunu ise hiç gör- medik. İnkılâb yapıldı ve benim zannet- tiğim dereceden daha kolay meydana gel- di. Bundan dolayı bügün hatamı zevkle ltiraf edebilirim. Türk milleti güzel bir elifbe tekniğine sahib olmuş bulunuyor. Gelen nesil, giden nesil için yaşamaz. Bel- ki de gelecek neslin içinden çıkacağı bir muhit olmak vazifesile mükelleftir. Şu halde eski elifbeyi tanımıyan yeni ne- gi de kendisine ve kendisinden doğacak olan nesillere temiz bir elifbe, temiz hir yazı tekniği ve güzel bie dil yaratmak ba- kımından tamamen muzaffer olmuş de- mektir. * Bugünün fan! bizleri için de, gelecek nesiller için de söylenilmesi ve bilinmesi elzem olan bir hakikat vardır ki şöyle ifade edebiliriz: Elifbe inkılâbı, yalnız ve yalnız Atatürkün eseridir. Cumhuriyet fikrinde, demokrasi duygusunda, bur. - Tarın bülün prensipleri ve bütün teler- #nkılâbı karşısında bocaladık, şaşırdık, geri gitlik! Fakat, bugünün eski harfleri tanımı - yan nesilleri, bu harflere yarım karga - cıkla burgacığa bakar gibi bakacak olan nesiller, hep şunu bilmelidirler ki Ata - türk bunu bizlere rağimen yaptı ve yap- tıktan sonra da herkese beğendirdi ve benim gibi bir çoklarına da hatalarını böylece samimiyetle itiraf etmek lozze- tini tattırdı. Ah, Atatürk, sen neler yapmadın! Muhittin Birgen İSTER halıdır, sadece pazar günleri meydana İstanbul belediyesi bunu mantıksız bulmuş, iki tarifeyi birleştirmiye karar vermiş, haklıdır. Fakat eğer kulağımıza gelen rivayet doğru ise yeni yapılacak İSTER kendilerini güçe koymuş, tehlikeye at- | benzer, cansızdır. gMA | Hergün bir fıkra | Sus vapurunun kusuru Sus vapuru Bandırmıya ilk seferi- ni yapıyordu. Yolcular arasında bu- Tunan bir bayan; hiç durmadan va - purun güzelliğinden, sür'atinden, vA- hatlığından bahsediyordu. İstanbul- dan ayrılalı saatler olduğu halde mü- | temadiyen söylemiş, kimseye sıra bi- Takmamıştı. Bandırmaya yaklaşıldığı zaman bayanın bir ara nefes alma - | sından fırsat bulan bir gazeteci ar- kadaş: alnız küçük bir kusuru var! Dedi, bayan sordu: — Nedir? — Vapurun iemi salonların duvar- ! larında da yazılı olmalıydı. LA A e n İtalyada Yahudi Muharrirlerin Kitabları toplattırıldı İtalya propaganda nazırının emri- le müellifleri İtalya haricinde bulunan Yahudiler tarafından yazılmış kitab - lar ortadan kaldırılmıştır. Bu memnu- iyetten şimdilik İtalyada oturan Ya - hudilerin yazdıkları kitablar istisna e- dilmiştir. Menedilen kitablar arasında Nobel mükâfatını kazanan Thomas Man'ın e- serleri vardır. Tbomas Man beş sene evvel İtalyadan hudud harici edilmişti. Buz üstünde 3 çeyrek saat yatan avukat İşleri iyi gitmiyen Nevyork avu - katlarından Roben Cons çok para ka- zanabilmesi için şimdiye kadar kimse- nin aklına gelmiyen bir çare bulmuş- tur. Bir çok talimden sonra üç çeyrek saat buzda yatmağa vücudünü alıştır - mıştır. Şimdi duvarları, tavan ve döşe- mesi buzdan ibaret olan bir odaya gi- rip banyo kıyafelile tam üç çeyrek sa- İNAN, Vaktile kim ve ne sebeble böyle düşünmüş bilmiyoruz, fakat Adalarda nakil vasıtaları için iki türlü tarife vardır. Birincisi ucuzdur, hafta arası tatbik edilir. ikincisi ise pa- at orada yatmaktadır. İngiltere en kıymetli tayyarecisini kaybetti İngilterenin tanınmış pilotlarından ve hava müdafaasının esas elemanlarından, en seri bombardıman tayyarelerinin de- sinatörü yüzbaşı Barnwell, kendi yaplığı tayyare ile uçarken düşüp ölmüştür. Deniz fenerinden bozma köşk Landra baş hâkimi ile karısı yaz tatil- lerini bir ahbablarının misafiri olarak, de- miz fenerinden bozma bir köşkte geçir - mektedirler. İSTER bulunacaktır: çıkar. talimatnamede haf- İNAN, lerce bekletemez. ARASINDA İyi veya fena muayyen sıfatı olmıyan bir mezar taşına İngilterede kör Güreşcilerin Muvaffakiyetleri İngilteredeki körler mektebinin bir güreş ekibi vardır. Güreşciler her za- man muntazaman antrenman — yapar - lar, Ve aralarında tertib ettikleri haki- ki maçlar çok sıkı olur, kör güreşciler teknik itibarile gözü açık güreşciler - den hiç de aşağı değildirler. 83 yaşındaki adamın 26 ncı çocuğu doğdu Vaşingtonlu 83 lük bir adamın üçüncü karısından 26 ncı çocuğu dünyaya gelmiş- tir. Dinç ihtiyar: — Yahu bütün izimleri kullandım. Ak- na Ot ismini takmıştır. Çocukların hepsi de sağdır. 60 liralık tayyare ile dünya seyahati İki tayyare fşığı genç elden düşürdfik- leri 60 liralık bir tayyare ile dünya seya- hatine çıkmışlardır. Vaktile bir kaza ne- ticesinde düşerek parçalanan bu tayyare enkazını satın alan iki kafadar ganimet- lerini bir garaja taşımışlar, aylarca sü- ren bir çalışmadan sonra tayyareyi tamir etmişlerdir. saatte 160 kilametre katetmektedir. Amiral Hortinin Almanya seyahati Macar kraliyet naibi Horti, 22 ağustos- ta Almanyaya yapacağı resmi ziyarette, Hitlerin hususf davetlisi sıfatile, amiral- hk yatı olan Grille'de kalacaktır. Bu ziyaretin hedefi, Almanya ile Ma- caristan arasındaki dostluğu tarsin et- mektir. İNANMA! tanın her günü için fiat birliğinden gayri şöyle bir madde — Bir müşteri isterse bir arabayı günlük olarak tutabilir, onunla sabahtan akşama kadar gezebilir, fakat meselâ bir gazinoya girip te veya çam altına uzanıp ta arabasını saat- İSTER İNANMAİ hma bir şey gelmiyor, demiş ve yavrusu- Y Tayyarenin motörü 40 beygirliktir ve | Sözün Kısası Cekle ve zulmete karşı Açılan cihadın 10 uncu yıldönümünde Ç L Tolü ugün, harf inkılâbının onuncu yıldönümüdür. Ön yıl evvel, karanlığın âmansız düş « manı olan Atatürkün nur dolu varlığı, Sarayburnu parkında, cehle ve zulmete karşı yeni bir cihad açmıştı. Arab tesiri altında kaldığı detçe ileriye doğru tek bir adı tamamış olan Türk kültürünü mazinin uyuşturucu kayıdlarından kurtarmak ve hem ileriye, hem de yükseğe hamlelerini kolaylaştırmak lâzımdı. Bizi, Arab harfe lerinin, Osmanlı imlâsının binbir zorluke larına bağlıyan kalın ve paslı zincirleri «Şef> imizin mucizevi kudreti - her yapı tığı inkılâbda olduğu gibi - hir anda kırıp <ı. On yıl oluyor.. Dünyanın, en son olduğu için şekil v fonetik bakımlarından en basit ve müs tekâmil alfabesi olan yeni Türk alfabesi sayesinde, eskiden irfan ışığına kapalı duran gözler açıldı. Ve harf inkılâbınm ne mes'ud semereler verdiğini herkesten fazla takdir edecek mevkide bulunan biğ gazeteciler, bugün bu inkılâbın azameti karşısında hayran, müteşekkir ve meb « hutuz. On sene içinde, aziz yurdun her köşee sinde, şayed hâlâ okuyup yazmanın gu« rurla karışık zevkini tatmamış olanlar varsa, bu zavallılar, yeni alfabenin ko« laylığından ve basitliğinden bile istifad'a edemiyecek kadar kabiliyetten fıtratan mahrum bulunanlardır. Harf inkılâbı, bizce, yaptığımız inkı « lâbların en meşküru, en hayırlısı olmuş, zira kör gözlere rüyet nimetini iade eder gibi, nasibi - Arab harflerinin güçlüğü dolayısile - ebedi zulmet olan kocaman bir kütleye geniş ve aydınlık bir ufulğ On yıl oluyor.. Atatürk, bu ufku © vakte kadar örten kalın, siyah perdeyi kendi mübarek elle« gile sıyırırken, bizzat hocalığını etmek « ten çekinmediği sevgili milletine - tıpkât İzmir kıyılarından düşmamı denize dökke tüğü zaman ordularına söylemiş olduğu gibi - atiyi işargt ederek, zımnan: 1 Hedefiniz kültürdür... İleri! demek istemişti. Büyük Şefin büyük gönlünde sezdiği bu arzuyu millet on yıldır yerinâ getirmeğe çalışıyor. Ve bugün Türkiye « İnin millt hududları dahilinde, okuyup İyazmak sayesinde manen ve maddetefi yükselmiş yüz binlerce yurddaş çu mute lu yıldönümünde, büyük Mürşide karşı İduyduğu sonsuz minneti tekrarlamakta. E. Talu “Harf inkılâhı (Baştarajı 1 önci sayfada) Üniversite konlerans salonunda yapı « lacak olan töreni, Üniversite namına, Profesör Fuad Köprülü açacaktır. Bun dan sanra, Üç ayda okuyup yazma öğ « renen altı yaşında bir çocuk Türk harf lerile yazılmış olan bir yazıyı, mütea« kiben, evvelce hiç okuyup yazma bil « mezken az zamanda Türk harflerile o- kuyup yazmayı kolayca — öğrenen bir ibtiyar da, gene Türk harflerile yazıle maış olan bir hitabeyi okuyacaktır. Yüksek tahsil gençliği namıma eda« biyat fakültesi talebesinden Karaheniın hitabesini müteakib de, saat yirmi bi« re çeyrek kala meş'alelerle Üniversite önünden hareket edecek olan muazzamı fener alayı, Sarayburnu parkına gide« cektir. Parktaki Atatürk heykeline, ü« niversileliler şükran çelenklerini ko « yacaklar, bundan sonra da, alay, Hak kevinin Sarayburnu parkında tertih ef« tiği merasime iştirak edecektir. Bu akşam, bütün Halkevlerinde de merasim yapılacak, harf inkılâbının fe yizli neticelerini tebarüz ettiren kon « feranslar verilecektir. İstanbul festival komitesinin «Türl harfleri» ismile hazırlattığı broşür de, Sarayburnu parkında merasime iştirali edeceklere tevzi olunacaktır. Bu Tborahim Necmi Dilmen tarafından bir konferans verilecektir. Gene bugün Kadıköy Halkevi tara« fından Süreyya sinemasında bir tören yapılacaktır. Törene Bay Nihad Cemal Tokerit konferansile başlanacak, bunu müte « akib bir konser verilecektir. müde