23 Temmuz DüN ün, BUGÜN ün, YARINın tarihi: 5 Avrupanın a Itındaki ateş 1935 senesinden bugüne kadar Fransada olup biten hâdiselerin içyüzüne kısa bir bakış Yazan: Emrys Jones Ceviren: İbrahim Hoyi Laval Blum Harbden sonra Fransa, Almanya X İtalyayı muhtemel birer düşman olara telâkki etmişti. Daha bir kavga “vmlcıı, noktası haline gelmiyen, fakat bo_vjc b'u' çatışma için, tam bir bahane olan Nice i.'e Savoy 1870 denberi Fransızların elinde bu lunuyordu. Bu iki eyalet İtalyanın tek bir ülke haline gelmesine çalışan Fran - sızlara mükâfat olarak sunulmuştu. Önüun için, şimdi her ne zaman Fran- sızlarla İtalyanlar hududlarınmı bir W- cundan öbür ucuna birbirlerine bağırıı_ız- ya başlasalar, bir çokları, Müussolini - nin, Fransaya aid bü kanun! hakkı um.- mıyarak, çekinmiyerek, Savay ile Nıce'ı İllayaya ilhak etmek üzere, buralara 98- ker gön korkmaktadırlar. Fransa da, İtalyanların Afrikada oyna- mak istediği oyundan g(zcunmakl_ndır. Zira İtalyanın Afrikada gözü olduğunu ve genişlemek için de Aldı-mzıı_ı cıeı,ı_r.— de ve İtalyanın tam cenubuna düşen Tu- mis'i en müsaid bır_mınuık.ı olarak ta- hayyül ettiğini bilir. Bundan ötürüdür ki; etmek, ve hattâ daha ilci Fransanın emniyetine dokunmam tile İtalyanın moenfaat ve ihtiraslarına mümaşat etmek, desteklemek harb son- rası Fransız politikasının temel taşını teşkil etmiştir. i 1935 de Romaya giden Fransız hariciye nazırı Laval, Fransa ile İtaly rasmda- ki bütün pürüzleri ortadan kaldıran bir muahede imzaladı. z Laval, Orta Avrupada, İtalyanın mü- zaheretini temin etmek vâüdite mukabil Libyada bir çöl parçası verdi. Fakat Mıîs- solini, işi başka türlü anladı. Elde ettiği bu tavizatla Habeşistanda da istediğini 0y nayacağını düşündü; ki bu ileride bir sü- Tü ileri geri lâf edilmesine bir vesile oldu. Ayni senede, Fransa, İngiltere ve hı_ıl- ya, Stresa'da toplanarak, muahede hü- kümlerini hiçe sayan devletlere - karşı koymak üzere, meşhur fakat çok kısa &- mürlü Stresa cebhesini kurdular, Laval, Fransız emniyeti plânını ta- mamlamak için de, 1936 martıhda, Fran- sız - Soyyet muahedesini imzaladı. Bu suretle, Fransaya emniyet temin ı—dewğ_ım diye, mülkiyet esaslarını çiğnedi. Zira Sovyetlerle yapılan — müahede, Pran - sada gayri kabili ictinab bir surette komünizmin yeniden canlanması, Ve kuvvetlenmesi demekti. Hem muahede, müdhiş surette komü- nist aleyhtarı olan Almanya ile münase- betlerin iyileştirilmesi fırsatlarını muay- yen olmıyan bir vakte bırakıyordu. Fransızlara bakacak olursanız, faşist ve Htalyayı placı gi k şar- rejiminin mütecaviz politikasıdır. ki, bu muahedeyi mecburt ve zaruri — kılmıştı. Bu muahede Fransa ile İngiltere arasın- da bir gerginliğin vücude gelmesine se- bebiyet verdi ve böylelikle çok korkulan Berlin - Rama mihverinin temeli atıldı. Fransızların bu Avrupanın her - tara- fında kurdukları bu ittifak çemberinin kendilerini kuşatmak için hazırlandığını sanan, tasavvur eden Almanları kim hak. gz çıkarabilir. Hattâ Fransanın do bile, ışıklar beldesi hükümetinin bu ha- Teketini şübhe ile karşılamış ve 1914 de olduğu gibi yeni bir umumi harbe saik olacağından korkmuşlardı. Bundan ötürü de, İngilterede arada sı- Tada hoşnudsuzluk Besleri yükselmeğe başladı. Almanya ve İngilterenin bu hal- leri Pransayı şaşırttı. Zira Fransızlar halis muhlis, su katılmamış sulhcü oldukları- na inanıyorlardı ve sulhü temin maksa- Staviski ile de attıkları adımlar Avrupada har- bi tesri edecek durumlar, ve daha fenası şübheler uyandırıyordu. demek.. Tfakat, Almanyanın Fransayı istilâ etmiş oldu- ğu bir an için olsun akıldan çıkarılma- malıydı. Fransa hududları dışında emniyet si- göortalamaya çalışırken, içeriden de kuv- wetlenme savaşına girişti. 1929 da başla- maş olan iktısadi buhran Fransayı diğer devletler, milletlerden daha fazla sars- mıştı. Fransa bu mücadeleden yüzünün akı ve zaferle çıkmadan Fransızlar, Fran- sız politikasının içyüzünü seyretmek tır- satını buldular, Bu seyir, bir taşı kaldı- rıp ta altında pisliği görmek gibi bir şey oldu. Fransanın eli bulunan al! hükümetin malı değildi. Bunları ğından artınan halkının et, üzerine titrediği emniyeti için, âhlara oluklarla para döktü. Dirbiri r düştü, yeniden kurul- enin getirdiği büdce bir et okuttu. dişi idi. terdiler, 1994 senesi baş açına kadar bu halde bocalıyan Fransa, bir adamın intihar etmesile az kalsın yeni bir ihtilâle sahne olacaktı. Kendisini öldüren bu adam, Parisin a- aş mahallelerinden yükselerek zengin ve büyüklerin salonlarında saltanat sü- ren ve çevirmediği pâra dolabları kal- mıyan kalpazan iş adamı Aleksandr Sta- viski idi, 1926 senesinde, iki borcası, Staviskinin kendilerinden 70 bin İngiliz lirası dolan- dırdığımı iddia ettiler. Bu suretle, dolan- dırıcının ismi ilk defa olarak matbuata aksetti, kendisini yakaladılar ve <mu- vakkaten» de serbest bıraktılar. Ondan sonra da tekrar ve «muvakkaten» tevkif olunmadığı için, dalavereci iş adamı kumpasını kurarak istediği gibi dolab- larını çevirmeğe başladı. Asıl büyük rezalet 1983 de başlamıştı. Staviski, güya Bayon şehri belediye re- hin mağazası tarafından çıkarılmış olan sahte tahvil senedlerini serbestçe piya- saya sürmüş, işin tuhafı Şotan kabinesi nazırlarından biri de bunları etrafa tav- siye etmişti. 1933 noeli sıralarında hâdise kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Bu işde bir dolab dönüyor, deniyordu. Günün birin. de, işle slâkadar olanlardan biri, Sta: kinin bu senedlerle olan ilişiğini meyd: na çıkardı. Sonra poliste de eli olduğunu ortaya attı. Rezalet ayuka çıkmış ve bü- tün gazetelerin baş sayfalarında bütün fecaatile sırılmıştı. Staviski, kurtulmak ümldile Chamo- nix'e kaçtı. Lükin rezalet büyüdükça bü- yüdü ve nihayet kendisini öldürdü. Ba- zıları hükümeti müşkül bir mevkiden kurtarmak, halk müvacehesinde yüzünü ak çıkarmak için polis tarafından vurul- duğunu iddia edenler de oldu. Siaviski iyaset adamlarile sıkı fıkı de sağ cenâh partil ğu anlaşılıncı , rüşvet alma ve tefessühe ş olmakla itham ettiler, Nazırlar- dan Daladler, (şimdiki başvekil) Paris polis müdürü Chiappe'yi azletti, Başvekil Şotan (Chautemps) istifa et- mek mecburiyetinde kaldı. Yerine Dala- dier geçti. Bunun üzerine, faşistler ayan beyan meydana çıktılar, Paris sokakla- rında görünmeğe başladılar. 6 şubatta Pariste bir ihtilâl baş gösterdi. 30 bin kız- (Devams 10 ncu sayfada) T UA Bu sene gördüğümüz filmler içinde (Kartopu) ve (Metropol Bar) da bihak- kım kendipi göstermiş - olan Amerikan san'atkârı Tyrone Power, babası, büyük babası gibi hem Ban'atkâr, hem meşhur bir muharrir olmak arzusundadır. Babası bundan yirmi sene kadar evvel bir taraftan aktörlük ederken bir taraf- tan da muharrirlik yapardı. Birçok se- yahatnameler ve ciddi mecmualara alâ- kah makaleler yazmıştır. Büyük babası bir hayli sene evvel (A- merika ihtisasları) adında pek ziyadae şöhret bulmuş bir kitab yazmıştır. Bu kitab kendisine tiyatrodan kazandığı pa- radan daha fazla para temin etmiştir. Şimdi ise ayni vadiye sapmak istiyen Tyrone Powerin bütün arzusu babası hakkında bir eser yazmaktır. Kendisini eser yazmağa alıştırmak için 'Tyrone çevirmekte olduğu (Süveyş) fil- minden hergün bir saat kadar ayrılmak- ta ve bu müddet zarfiında yazı yazmak- tadır. Meseleden haberdar olan birçok Ame- rikan mecmua ve gazoteleri makale yaz- ması için Tyrone'a müracaat etmişlersa |de gan'atkâr şimdilik hiç birine müsbet şhxr cevab vermemiş, muharrir olmak için ahnmış hiçbir- kat'i kararı — olmadığını bildirmiştir. Söylendiğine göre san'atkâr muharrir- likte şöhret kazandığı takdirde sinema- dan çekilecektir, Tyrone Power sinemadan - çekilerek mul_ıarrir olacakmış! Büyük babası v? babası da hem aktör, hemde muharrirdi. San'atkâr muharrirlikte muvaffak olduğu takdirde sinemayı terkedecek Tyrone Power, Madeleine Carroll ile çevirdiği Londra Postası filminde Tyrone Power “Robenson Krüzoe,, yeniden çevriliyor Meşhur Alman sinema prodüktörlerin- Gen biri (Şili) hükümetine müracaat e- derek on büyük film çevirmek için mü- saade almıştır. Bu on film içinde Robenson Krüzoe filmi vardır. Bu film romanda yazıldığı mahalde yani Valparaisoya 6.500 kilo- metre mesafede kâin Juan Fernandez a- dasında çevrilecektir. | Yıldızların koleksiyon merakı Sinema san'atkârları içinde koleksiyon merakı olanların sayısı bir hayli yüksek- tir. Meselâ bunlardan bir kaçını sayalım: Cecil de Mille: Kılıç, tüfek, bayrak tup- lar, Sinema müzesi yapmıştır. Bu müze yarım milyon dolar kıymettedir. Sylvia Sidney: Eski, tariht mobilyuları toplar. Bu mobilyalar onca çok - büyük bir kıymet taşımaktadır, e Gary Cooper: Çevirmiş olduğu tilm. lerde kullandığı silâh ve elbiseleri saklar. Çünkü kendisi vaktile kovboy filmlerii çevirmiş, ve çocukluğundanberi harbe ve mücadel.»e karçı büyük bir düşkün- lük göstermiştir. 6 Bing Crosby: Çevirmiş olduğu — film Terdeki tabloları, dekorları satın ahır. e Claudette Colbert: Robları, kostümler ri saklar, Bu suretle ihtiyarladığı zamar eski günlerini çok daha iyi bir şekilde hatırlıyacağına kanidir. e Norma Şerer: Güzel bir inci koleksi yonu vardır. Bundan bir müddet evve! laymetli incilerinden birini kaybetmiş ve bunu bir çeamet addeylemiştir. Filha: kika bir müddet sonra kocası ölmüştür e Jeanette Mac Donald: Gramafon plâk- ları, ve notalar koleksiyonu vardır. Dün. yanın en eski notaları kendisindedir. Holivudda semirmek modası çıktı Şimdi semiz görünmek hevesi bütün Amerikan yıldızlarını kaplamış — bulun« maktadır. Modaya uymak için kaybetmiş olduk- ları kiloları yeniden almak için Joan Crawford, Spencer Tracy, Willlam Po- İwoell, Olivia de Havilland, Bette, Davis, Jimmy, Stewart durmadan süt, tereyağ, bal yiyip içmektedirler. Bu rejime karşı duran yalnız Gary Cooperdir. O, ne yapsa semirmiyeceğine , kanidir, Danielle Darrisux Hem istirahat etmek hem de Pariste iki film çevirmek Üzere Fransaya avdet eden Danielle Darrieux'nün arlık Amerle kaya avdet etmemeğe karar verdiği söye lenmektedir. Bu kararından haberdar 0« lan Amerikadaki prodüktörü Cowdin a« lelâcele Parise gelmiştir. Aralarında mü- zakere cereyan eylemektedir. Bu güzel yıldızın iki film daha çevirdikten sonrâ yalnız üç ay kalmak için son defa Ame- rikaya gideceği zannedilmektedir. |