EŞEK Vak'a Karasuda olmuş: «Kocaların: kılıbık yapmak için on- lara eşek dili yedirmek isteyen kadın- lar bir eşek bulmuşlar, dilini kesmiş - ler. Fak: ip yediremeden ya- kayı ele v Bir an için düşündüm Eşek dili kikaten kılıbik ol Kendi kendime: — Olmaz! Cevabını verdim. Fakat de caydım: — Ya oluyorsa! İçime bir şüphe girmişti Eşek dil - lerindeki bu hassayı ben bilmiyor - dum, fen keşfetmemişti ama, ya bütün | kadınlar bil k ediyorlarsa.. Şüphe, şüpheyi canlapdırdı: Köşede kâğıd zarf satan adama bak- tım. Üstü başı temizdi. Kâğıd zarf diye bağırıyordu ama.. zarf kâğıd — satışını kendine siper yapan bir gizli eşek dili tüccarı olamaz mıydı? yanıl akabinde kâğıd aldı. Ve konuştu. Bir zarfla bir kâğıd almak için bu kadar uzun boylu konuşulür mu? Muhakkak eşek dil. Yürüdüm, yeni yapı manın önündeyim.. Taş birine sordum: — Bu apartımanı kim yaptırıyor? — Falanca! — Necidir? Bilmiyorum sözü, zihnimi kurcala- dı. Aparlımanı yaptıran da eşek dili ti- caretinden milyoner olmuş biri olma - sın? Bir kadın geçiyor. Elinde bir paket var, Yüzü sevinç içinde.. — Pakette ne olabilir ki? 'Tahmin ettim, hattâ kat'i hükmü - mü verdim: — Ne olacak, eşek dili! Evimde, odamdayım, baktım: mıştır. lan bir gpartı * taşıyanlardan pencereden L Baunları biliyor mu idiniz? | Dördüncü Hanri ve 14 rakamı Meşhur Fransız kralı dördüncü Hanri 1553 senesinin (14) üncü birincikânu- nunda doğmuştur. Doğduğu senenin ra- kamlarını cemederseniz (14) bulursunuz. Bu kral (1610) senesinin 14 mayısında ölmüştür, Bu (1610) rakamını (U4) e tak- sim ederseniz kı taksim olduğunu gö- türsünüz. Dördüncü Hanri (1554) sene- sinin (14) birinci kânunuevvelinde yara- Tanmıştır. Bu tarih ile ölümü arasır.dan /14 sene, 14 ay ve beş defa (14) gün geç- miştif. Dördüncü Hanri meşhur İvri mu- harebesini 14 martta kazanmıştır. Katili olan Ravayyak, kralı vurduktan 14 gün sonra idam edilmiştir. Görülüyor ki (14) rakamı dördüncü Hanrinin haya- tında tuhaf bir rol oynamıştır. Bir nişanlı Üzerindeki Tereddüdler İhtiyarlar bir yuva kurma teşebbüsü- nü duydular miı: «Aman nişanlılık müd - detini uzatmaymız!» nasihatini verirler, Bu söz yersiz değildir, işte misali: Ankaradan İ. E. B. inisiyali ile mektub gönderen delikanlı diyor ki: «— Bir sene kadar evvel bir genç kız- da nişanlandım. Fakat araya bazı mühim Bebeblerin girmiş olması, nişan müdde - tini uzatmamız zaruretini doğurdu. Bu a- rada mektublaşıyorduk. Fakat günler geç tikçe bende bir kanaat yer etmeğe baş - ladı. Kendi kendime: «Bu kız beni mes'ud etmiyecek, bedbaht olacağım!» — diyor - dum. Mektublarımı soğuk ve gayet kısa yaz- mağa başladım ve nihayet kestim. Fakat Aradan kıda bir zaman geçince anun beni gok sevdiğini, kendisini bırakırsam bed - baht olacağını duymağa başladım. Bu da beni müteessir ediyor. Ne yapacağımı, na- tıl hareket edeceğimi bilmiyorum. Bana bir yol gösterebilir misiniz?» bana Yavrum, gözlerimle görmüş, kulağım- ddd — | yen erkek acaba ha - lma -| mışım, yanına bir kadın gidiyor. Zart| İLİ Bir kadınla bir erkek birlikte yürü- yorlar, Erkeğin başı önünde, — kadın |serbest: » — İşte dedim, bu kadın da muhak - k_k kocasına eşek dili yedirenlerden ir. Komşunun evinde bir patırdı oldu. mşunun sesini duydum: — Vallah billâh karıcığım ben yap- madım. Darılma karıcığım... Kadının sesi yükseldi: | — Seni rezil utanmaz. Erkeğin sesi yumuşadı: — Ayağını öpeyim — karıcığım beni affet? — Bizim komşuya da karısı eşek di- H yedirmiş. Dedim, karım vemck odasından ba- ğırdi: | Yemeğe gel! — Gelmiyorum. Yemek masası hazırdı. Masadaki ye- rime oturdum. 'Tabağıma yemek konuldu: — Ben dil yemem. — Niçin yemezsin? — Sevmem! — Bu da bugün mü çıktı? Her za- man dil, diye bayılırdın, — Bu gün sevmiyorum, yemiyece * Bim! — Yiyeceksin. — Gözlerine baktım; hiddetli, hem de | çok hiddetli idi. Korktum: — Peki yiyeyim! Dilden bir parça kesip tabağıma a- lyorum. — Ye! Yedim, fakat istekle değil, korku - dan.. Ama ben neye korkmuştum? Bu- na sebeb mi vardı? Sakın eşek - dilini |daha çok evvelden yemiş olmıyay İsmet Hulüsi | Avuklralyı vahşilerinin çamur banyosu ! Avustralyanın bazı — vat kabı.r]..n hasta çocuklarını çamur bmxmuna ya- tırır, soğuk almış olanlar için kızgın tuğ- la makamında kaplumbağa kabuğunu - sıl:ırak karınlarına veya ayaklarına ko- da duymuş gibi biliyorum: Sen evlenece- Bin kadında hiç bir Havva kızına nasib olmıyan meziyetler aramıştın. Onun hem güzel, hem hassas, hem şık, hem mukte- &d, hem cemiyet ve hem de ev kadını ve #alre vesalre olmasını istemiştin... Nişan- hhk müddeti uzayınca — inkisarı hayale tğradın. Hayal semasından hakikatin sert zeminine düştün. Fakat oğlum, kul küsursuz olmaz... Nt- ganlın da senin hakkında bayal kurmuş elsaydı eminim b da aynl vaziyete düşe - cekti, Eğer nişanlında yuva kurmaya haki- katen mani olacak kasurlar yoksa kara- rından vazgeçme.. Çünkü yarın nişan - hlik müddeti kısa sürecek başka bir ix - divaç teşebbüzsü neticesinde yeni seçece - Bin kadında belki halihazırdaki nişanlı- Kadın Köşesi Ellerin güzelliği Elleri yumuşatmak ve beyazlatmak için: Miel blane Huile d'Olive Lait d'amande 50 gr. 100 gr. 100 gr. 8 g. 20 gr. Bu krem elin sertliğini, kırmızı. lığını geçirir, güzel bir beyazlık ve yü- muşaklık verir, Kendiniz yapacaksanız hepsini tahta kaşıkla birbicine karıştırır, sıcak suya batırılmış bir kabda ısıtırsmız. Bir şişe kutuya koyup saklarsınız, Size bir sene yeter. Çünkü her defasında an- cak derinizi yumuşatacak kadar sürmek Azımdır. Buna da pek azı kâfi gelir. * Ellerdeki * çatlaklara, karşı kullanılacak krem: Alcoolate de citron Teinture de benjoin Camphre en poudre Teinture de benjoin Aleoolate de thym Giyc&rine 5 ge 10 gr. 8 gr. 100 gr. 20 gr. Bütün bu maddeleri toprak bir kaha koyar, sıcak bir yerde erimeye bırakır- t vakit tahta kaşıkla karıştı- Anonge rırsınız. Eriyip su gibi olunca borselea bir kaba boşaltır, soğumaya bırakırsınız. Sonra ağzını sıkı sıkı kapar, serin bir | |yerde muhafaza edersiniz. Akşamları el- lerinize sürerseniz çok geçmeden tesiri başlar. * Tırnağın üstündeki beyaz benekler heş bir şey değildir. Elerin güzelleşme- sini isterken onları oldukları yerde bırak- mak doğru olmaz. Acide sulfurigue EFau de Cologne Aleoolate de citron Baume de la mecgue Terkibini yaptırıp kullanmalı. Dikkat: Bu ilâçların hepsi, bu maksad- lar jçin kullanılan iyi cins hazırlarınkine çok yakındır. Daha da ucuz çıkar, 2 g. 40 gr. 2 gr. 2 gr. çare daha var ki elin güzelliğine inanı mıyacak kadar yardım eder; sulu bir li- monla hergün ellerinizi iyice oğunuz. nın mesiyetlerini — de — bulamıyacaksın. WMevcudla iktifa et ve bulduğun noksan « ları düzeltmeye çalış... Dimyata pirince giderken evdeki bul- gurdan olma ve vicdanına bir genç kızın hayatını berbad etmek azabını yükleme Ooğlum! kırmızılıklara | e Bunlardan başka en pratik, en ucuz bir | yan 11 yaşında diğer bw çocuk, dün müd- deiumumiliğe sevkedilmiştir. Sabri ismindeki bu küçük maznun, ilk mektebin henüz üçüncü sınıfında bulun- maktadır. Küçük maznun, Sütlicede Ka- raağaç mevkünde arkadaşları ile bi te top oynamakta iken, 16 yaşındaki H san yanlarına gelmiş ve oyuna işlirak mek istemiştir. Sabri ise, buna razı ol « Tmamış ve bü yüzden aralarında şiddetli bir kavga çıkmıştır. Kavga sırasında bir aralık fazla hiddetlenen Sabri yanında bulunan büyük bir çakıyı çekmiş ve Ha- sanı amzundan ağırca yaralamıştır. Dün müddeiumumilikte sorgusu ya - pılan Sabri hâdiseyi hiç saklamağa lü - zum görmeden, şöyle anlatmıştır: — Biz top oynuyorduk, Hasan, geldi, oyunumuza karıştı, ben de kızdım. Çakı- yı çektim, onu yaraladım. Benim okuyup yazmam vardır. İlk mektebin üçüncü sını- fına geldim. Babam tuğla harmanlarında çalışır. Adı Kerimdir. | Müddeiumumilik 11 yaşındaki eli bı- çaklı çocuğu, farıkı mümeyyiz olup ol - madığını tesbit için adliye tabibi Enver Karana göndermiştir. Doktor kendisine bazı sualler sormuş ve neticede müddelumumiliğe müsbet ce- vab vermiştir. Sabri, hakkındaki tahkikat neticele - nince, mahkemeye sevkedilecektir. Haırsızlık yaparken — tutuldu 14 yaşımda bir çocuk hırsızlık ya parken yakalanarak, adliyeye sevkedil- miştir. Sebze halinde çalışmakta |nihayet maznunen hâkim olan ve huzuruna | sabah saat 6 sularında Hırkalşe - rifde Nazireye aid evin 2 inci kat pen- cerelerine tırmanarak, tir. 'Tam evi soymağa başladığı sırada, uyanmış bulunan Nazire çocuğu gö: müş ve feryada başlamıştır. Nazirenin bu bağırmasından bütün mahalle halkı heyecana kapiılmış, yakalanacağını an- hyan Macid de evin alt katına koşarak, kömürlük kapısından dışarı kaçmıştır. Fakat peşinden koşanlar hırsız ço- cuğu arsada yakalamışlardır. Derhal polise teslim edilen Macid karakolda her şeyi inkâr elmiş: — Apıiı'! bozmağa arsaya girmiş - Suçlu, hakkindaki muamele ikmal müddelumumiliğe sevkedil - Mııbaknmmı asliye 4 üncü cezada, hafi celsede yapılmış ve suçu sabit o- lan 14 yaşındaki hırsızlık maznunu 2 ay müddetle hapse mahküm edilmiş - tir. | Sahte şahadetname kullanan- ların muhakemesi yapıldı Bahaeddin ve Hüseyin adında iki genç bundan bir müddet evvel sahte şahadet- name tanzim ve kullanmak suçundan a- ğirceza mahkemesine - sevkedilmişlerdi. Dün duruşmalarına devam edilen suçlu- lardan Bahaeddin, - mahkemeye vermiş olduğu bir istidada kendisinin sabık ka- yınbiraderi Hüseyinin tahrik ve teşv ile bu işi irtikâb ettiğini söylemiş, ma - sum olduğunu ileri sürerek, beraetini is- Bacaksızın maskaralıkları : İsevkedilen Macid adındâki — bu çocuk | içeriye girmiş- | 11 yaşında bir çocuk, top oyununa karıştı diye başka bir çocuğu yaraladı Küçük mücrim suçunu oldugu gibi anlatıyor, tabibi adil çocuğun farıkı mumeyyız nldugunu tesbıt etti h»r. ı lunmuştu Bu noktal. ettiren müddeijumumi muavini Reşad Sa- kat — Hüseyinin muhtelif suçlarda oldu'u gibi bu sahtekârlık suçunda da iştira ci olduğu yapılan tahkikatla sabit bulun - duğundan kendisinin 491 ve 512 nci mad: delere göre ve diğel çlu Bahaeddinink sahte şahadetnameyi bilerek kullandığını ikrarile sabit olduğunun ceza kanununı a 942 nci mâddesi mucibince cezalandırıl. malarını istemiştir. Muhakeme suçluların müdafaalarını hazırlamak için mühlet istemeleri üzeri- ne, 6 ağustös cumartesi gününe bırakıl- mıştır. « Bir suçlu “ İçki, motörün yağı gibidir,, diye müdafaada bulundu 30 yaşlarında Fehmi isminde garib bir adamın sarhoşluk suçundan Kadıköy sulh ceza mahkemesinde duruşması yapılmış - tır. Fehmi hakkındaki iddia Kadıköyünde Yoğurtçu parkında, fazla sarhoş olarak, başkalarını rahatsız etmiş olmasdır. Hâkim Muhlis Tünay, suçluya: —Yoğurtçu parkında ne yapıyordu - nuz?.. diye sormuş, suçlu: — Ben, şairim. Parkta şiirler, yazılar yazıyordum, demiştir. — Peki ama, fazla sarhoş olduğunuzu im, Fıknl kimseyi rahatsız etmiş de- ğilim. İçmeden yazamıyorum. Bu, motö- rün yağı gibidir. İçince, müfekkire işle - meğe başlar. Beni, içki yüzünden mah- keme kararile vesayet altıma aldilar. Hep, içki sebebile. Ama, gene de içerim. Duruşma sonunda suçlunun fazla sar - hoş olmakla beraber, fena bir harekette bulunmadığı, mahalle çocuklarının ken- disini hiddetlendirdikleri bu yüzden on- lara bağırdığı anlaşılmıştır. Bu sebeble hâkim içki müptelâsı şairin suçunu sabit bulmıyarak, beraetine ka- râ: miştir. Şüpheli bir halde dolaşan bir sabıkalı mahküm oldu Dün asliyo 4 üncü ceza mâhkemesi sa- bikalı bir maznun hakkında enteresan bir karar vermiştir. Ahmed İsmindeki suçlu evvelce mü - teaddit hırsızlıklardan dolay mahküm e- dilmiştir. Son zamanlarda da Aksaray cl- varında şüpheyi davet edecek şekilde do- laşmağa başlaması Ahmedin sabıkalı ol- duğunu bilen zabıta memurlarının haza- rı dikkatini celbetmiştir, Nihayet dün gece gene Lânga eivarın- da şüphe uyandırıcı bir vaziyette dola şan Ahmedi polis yakalıyarak, müddel- umumlliğe sevketmiştir. Asliye 4 üncü ceza mahkemesinde mu hakerme edilen maznun, sorgusunda: — Ben, hırsızlık maksadile dolaşmıyor dum, Evime gidiyordum. Evimin kapıs- na iki dakika kala beni yakaladılar, de miştir. Fakat duruşma sonunda suçlunun bu dolaşmasının dikkati çekecek bir meahi- yette olduğu sabit olarak, 1 ay müdğdetle hapsine ve derhal tevkifine karar veril « Mi: Küçük kardeşle alay