Dünün, bugünün (Baş tarafı 9 uncu sayjada) € — Üçüncü mühim mesele de, Wil- sonun 14 maddesinden birinde mündemiç idi. Polonyaya, halis Leh ahalisinin bu- lunduğu araziyi ve denize bir mahreç vwâdediyordu. Bu Klemansonun işine geliyordu. İşte 'Almâar oyayı budamak için tam fırsattı. Prusyayı, Almanyadan ayırarak pzig limanı Polonyalılara verilebilirdi. Loyd Corç, <Bu kadarı da fazla» diye sesini yükseltti, fakat hususi bir komis- yon bu mıntaka ahalisinin Polonyalı ol- duğunu söylemesi üzerine Klemanso e- melinde muvaffak oldu ve İşte bu suretle 'Avrupanın meşhur dağdağalı Polonya koridoru meselesi doğmuş oldu. Bununla beraber, Klemanso, Wilsona karşı bür fedakârlıkta bulunarak Dan- zigin Milletler Cemiyeti tarafından ida- re edilen bir serbest devlet olmasını ka- bul etti. Büyük dörtler, üç ay kadar böyle gaç saça, başbaşa geldikten sonra, bildiğimiz sulh muahedesi meydana çıktı. Aradan yirmi sene geçtikten sonra, bu muahedenin Almanyayı sınat bir millet halinden çıkararak kötürümleştirmek maksadile yapıldığını insan kapalı gözle bile anlar. Almanya bütün demirinden ve kömüründen vazgeçecekti. Zengin ve endüstri sahası Alzas-Loren Fransızların olacaktı ve yukarı Silezyanın da en zen- gin kısmı Polonyalılara peşkeş çekili- yordu. Belçikalıların hisselerine de Eupen ve Malmody eyaletleri düşüyordu. Alman- yanın ticaret filosu müsadere edilecekti Müstemlekeleri muzaffer devletler ara- sında bölünecekti, Tamirat için de mu- azzam ve mikdarı daha henüz taayyün etn iş bir para ödiyecekti ve harbin bütün mes'uliyeti de gene — Almanlara yükleniyordu. Bu muahede, umumi harbde halkıin katlandığı en büyük ıztırabın bir sem- bolü, sonu idi. 7 mayıs 1919 da Alman delegeleri sulh şartlarını duymak ve anlamak üzere Pa- riste Trianan oteline kabul edildiler. On- Müteferrik : Balkanlar arası şimendiferler konferansı devam ediyor Cumartesi günü — Ankaraya giden Balkanlar arası şimendifer konferansı murnrhıslan dün sabah şehrimize dön ve dokuzuncu işletme binasın- le müzakerelerine devam et - mişlerdir. Konferansın mevzuunu teş * kil eden yolcu tarifelerinde, beş dev - letin demiryolları idaresi muayyen nis- betlerde ucuzluk yapmayı kabul et - mişlerdir. Konferans eşya tarifeleri müzakere- Jerini de bir iki güne kadar bitirerek tarifeleri hazırlıyacaktır. Ziraat Vekilinin şehrimizdeki teftişleri Evvelki sabahki ekspresle Ankara - dan şehrimize gelen Ziraat Vekili Fa * ik Kurdoğlu dün Vilâyet Ziraat Mü - dürlüğü, Baytar Başmüdürlüğü, Ay - gir deposu ve Ziraat Vekâletine bağlı sair bazı müesseselere giderek -tedkik ve teftişlerde bulunmuştur. Vekil, bu gün de bazı tedkikler ve teflişler yap- * tıktan sonra bu akşamki ekspresle An- karaya dönecektir. Yeniden 1750 seyyah geliyor İki Ağustosda Markopulo — vapuru 450, Roma vapuru 700, üç Viktorya vapuru 600 İtalyan seyyahi ile limanımıza gelecektir. 1938 sene - sinin ilk yedi ayında memleketimize gelen seyyahların yekünu geçen sene- nin on iki ayındaki seyyah yekünuna tekabül etmektedir. Liman tarife komisyonunun toplantıları TLiman tarife komisyonu ikinci top- Tantısını bugün Deniz Ticareti Müdür - lüğünde yapacaktır. Bugünkü toplan- tıda Denizyolları, Akay ve Şirketi Hay Tiye tarifeleri tedkik edilecektir. Bugün iki su tankı geliyor Lâiman işletme idaresi — tarafından Almanyada yaptırılan — iki büyük su tankı bugün öğleden evvel limanımıza getirileceklerdir. Son sistem — tesisatı havi bulunan bu tankların beheri 300 ton su almaktadır. Sür'atleri — saatte YTÜLLE weildir. Tanklar vanurlara su bo- ve yarının tarihi |lar Fransaya muhafaza altında gelmişler ve rıhtımda esirler gibi karşılanmışlardı. Alman heyetinin reisi, kültür sahibi demokratlardan Kont Brokdorf Rantsau (Brockdortf-Rantzau) idi. Muahede şart- ları Almanları şaşırttı. Zira bu şartlar korktuklarından daha ağırdı. Kont ağır ağır fikrini söyledi: — Bu şartları kabul etmek, Almanya- nın mevcudiyetini inkâr etmek olur. Ve 13 mayısta da, Almanya nanuma bu şartları reddetti. e Daha hâlâ itilâf devletlerinin ablakası altında inliyen Almanlar Wilsonun 14 maddesinin âkıbetini Goracak oldular. Wilsona ne olmuştu?... Peygamberleri- nin kendilerini aldattığını, onlara hiya- | net ettiğini geziyorlardı. Kızmışlardı. Daha fenası haysiyetleri bir paralık ol- muştu. Almanya hükümeti Versaya bir pro- testo gönderdi. Muahedenin yapılışında bir köprü gibi kullanılan Wilson, sevgili SUN FUSYA Muvıilıkıyıtsızlik ve şanssızlık Bursadan — Rüh- mâ imzasile soru- luyor: — Muvaffak ola- cak meyem? Kendi kabiliyet- leri — dahilindeki muvaffakiyet ta- lebleri ekseriya müsbet netice ve- rir, - Olduğundan fazla görünmek istemekle muvaffakiyet- sizlik meydana gelirse şanssızlıkla izah edilmemelidir. e Hesabini bilir bir tip Kadıköyden Ni- yazi de karakteri- ni soruyor: Başkalarına pek ehemmiyet — ver- (Milletler Cemiyeti) fikrine yapıştı kal- dı. Hiçbir değişikliği kabul etmiyordu. Loyd Corç, vaziyeti düzeltmek istedi. Yukarı Silezyada Almanya lehine - bir plebist yaptırttı ve 1935 yılına kadar Saarın Fransa yerine Cemiyeti Akvam tarafından idare edilmesini, 1935 yılının sonunda da Almanya veya Fransaya il- tihak edip etmiyeceği hakkında da hal: kın karar vermesini temin eyledi. Muahede kitabı beyaz olarak cildletti- rilmişti ve bu değişiklikler de kırmızı mürekkeble kenarlarına yazıldı. Kitab Alman delegesi başkanına teslim edildi, kendisine: — Almanyaya beş gün mühlet veriyo- ruz, kararını versin!.. denildi. Kont vakit kazanmak için Almanyaya döndü. Fakat Almanya hükümeti, ülke- sinin mahv ve istilâ edilmesinden ve Fransanın takındığı tavırdan korkarak 28 haziranda muahedeyi imzaladı O tarihten beş sene evvel ve ayni gün- de, bütün Avrupayı harbe sürükliyen ilk kurşun Saray Bosnada atılmış bulu- nuyordu. Kültür işleri : İstanbul kültür direktörlüğüne bir muavin ilâve ediliyor İstanbul kültür direktörlüğüne bir muavin daha ilâvesi takarrür etmiştir. Yeni muavininin vazifelerini kültür di- rektörü tayin ve tesbit edecektir. Sarıyerde bir ortamekteb açılıyor Sarıyer kazası dahilinde İstanbul ve otta mektebi olan diğer kazalardaki orta dereceli mekteblere devam eden çocuk- ların sayısı bin beş yüzü bulmaktadır. Bu çocuklar önümüzdeki ders yılından itibaren Sarıyerde Hasanpaşa köşkünde açılacak orta mektebe devam edecek, mekteb binasının kirası Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilecektir. Orta tedrisat Umum Müdürü geldi Maarif Vekâleti orta tedrisat umum müdürü Avni Ankaradan İstanbula gel- miştir. Umum müdür İstanbulda kaldığı müddet zarfında önümüzdeki ders yılın- da çift tedrisat yapacak, orta mekteblerin vııiyetlennî gözden geçirecektir. Hendek icra memurluğundan: Himmete bir kıt'a ipotek senedile 250 lira ve masarifinin itasına borçlu Baş- punar — mahallesinden Meryem, — Os- man Mehmed ve Hanifenin Baş- punar — mahallesinin Ada şosesi ü- zerinde —vaki şarkan Ahmed şi- malen Mustafa, garben Ali, cenuben Mustafa tarlasiyle mahdud 21/3/836 ta- tih ve 38 No. lu tapunun ihtiva ettiği tar- la 5514 metre murabbamda ve 240 lira kıymetinde olan tarlanın paraya çevril- mesine karar verilmiş olduğundan bu kere birinci açık artırma ile 16/38/938 salı günü saat 10 da Hendek icra dairesinde paraya çevrileceği ve haddi lâyıkını bul- madığı takdirde ikinci açık artırma ile 31/8/988 çarşamba günü ayni saatte Hen- dek icra dairesinde paraya çevrileceğin- den ayni haklara irtifak haklarına vesair haklara malik olanlar yirmi gün zarfında evrakı müsbitelerini ibraz etmeleri aksi takdirde paylaşmadan hariç bırakılacak- ları talib olanlar yüzde yedi buçuk depo akçesi veyahud banka mektubunu ibraz etmeleri daha fazla malümat almak isti- yenler Hendek icra dairesinin - 938/862 No, lu dosyasına müracaat etmeleri ilân seleceremecen | BİNİ mek istemiyen, müstağni — davra- nan bir hali var. Kendi fikir ve ha- reketlerini beğe- nir, Menfaatlerini israf ile başkaları lehine fedakârlıklara katlanmak niyetinde değildir. İşini, hesa- bını bilenler gibi hareket eder, Muntazam bir lıı Gebzeden Neşet te karakterini ». Tuyor: Çetin işlerle mü- cadeleden, müna- kaşadan çekinmez. İğbirarı — devamlı olabilir. Elbisele- tini, eşyasını iyl kullanmasını bilir İntizam kayıdları. na pek lâkayd kalmak istemez. Husust- yetlerini etrafına taşırmaz. e Yumuşak başlı bir tip Ankaradan Ali jJotografının tahli- Tüni istiyor: Zeki ve yumu şak — başlıdır. Bu halile — kendisini sevdirir. Bir Eçde #nayak olmaz, Da- ha ziyade başkala- rına tâbi olur. Ca- nı tatlıdır. Tehli- kelerden, zararlardan çabuk uzaklaşır. Hatırşinas bir gyenç Çorludan Neca- ti de fotografının tahlilini istiyor: Zeki ve hatırşi- nastır. İlk zaman- larda telkin ettiği duyguların de- vamlı olabilmesi t- çin birdenbire kız- mamalıdır. Giydi- yakıştırmak, intizama riayet elmek suretile hayatını kayıd altma alabilir. Bir mevzu üzerinde münakaşa yıpıhllir, kafasını işletir. Sakin bir lıı Maçkadan — Zar hid de karakterini soruyor: Sakin ve sessiz bir hali var. İçin için etrafı gözetir, zekâsımı birdenbi- ce meydans vur- tmaz. — Kendisine göre hesabları, prensipleri vardır. Daima ihtiyatlı davranmak ister, Son Posta Fotograf tahlili kuponu Süveyş Kanalı (Baş tarafı 7 inci sayfada) nasıl açıldı? Disraeli kanal hisselerinden ileride e- ketinki hiç derecesinde kalıyordu. İsmail| dilecek istifadenin para dökmiye hem de Paşa müsrif bir adamdı. Parası yetme- dikçe bir düzüye Osmanlı padişahından ödünç alırdı. Nihayet borçlarının hesabı milyonları buldu ve dehşetli bir para darlığına düştü. İster istemez kanaldaki hisselerini rehine koymaya mecbur kaldı. Hisseler kime geçiyor 1875 yılında, sisli bir akşam üstü Lon- drada bir evin önünde bir araba durdu. Bu arabanın içinde siyah saçlı bir adam vardı. Evin alt katındaki bir odada da biri, bu adamı bekliyordu. Arabadan inen, Pall Mall gazetesi sa- hibi Greenwood'du. Odadaki zat kraliçe Viktoria'nın pek takdir ettiği Disraell a- dında bir hükümet adamıydı. Disraeli, hidivin kanal hisselerini satacağını arka- GBaşı Rotschild'den duymuştu. Greenwood da bunu bir Alman bankerden işitmiş, önce bir lorda müracaat etmiş, red ceva- bi almıştı. Şimdi de Disraelj ile görüş- meye geliyordu. fazlasile değdiğini derhal anladı. O sıra- da parlamento içtima halinde değildi. Fa- kat o, Baron Rotchild'den, Süveyş kanalı şirketini kontrol hakkına mukahbil, lâzım gelen istikraz yapmanın yolunu buldu ve bu suretle seksen sekiz bahri mil uzun- luğunda bir kanalı işleten büyük ticaret şirketini İngiliz kontrolü altına sokmuş 'oldu. Süveyş kanalı şark yolunu üç bin mil kısaltmaktadır. Bunun için İngiltere ile Hindistan arasında bir can damarı de- mektir. Cihan harbi bu kanalın, memle- ket müdafaasındaki mühim rolünü açık- ça gösterdi. Alman denizaltılarının hi- kim olduğu kısa bir zaman istisna edilir- se, bütün harb boyunca buğday, et, yün, demir ve petrol hep Süveyş kanalı vası- tasile nakledildi. Bir Fransız kafasınım yarattığı bu su yolu, tayyare postalarına rağmen, bugün hâlâ ayni ehemuniyeti muhafaza ektedir. Eski diplomat ve devlet adamları Milletler Cemiyetinin kuruluşu mevsim- siz idi, henüz de mevsimsizdir. Nasıl an- latayım: Bu müessese, olmamış bir çey- dir... Ham bir meyva gibi! — Şu halde, sulhun muhafazası için, sizin tâbirinizle bu «Ham meyva» dan fayda yok! Ayni fikre iştirak eden bazı diplomatlar, harbin önüne geçmek İçin, muahedelerin tashihi meselesini üne sü- rüyorlar. Bu noktai nazarı doğru buluyor imusunuz? — Hayır! Sulh, muahede ile olmaz! Hatbe karar veren devlet, evvelâ mua- hedeyi ihlâl yoluna sapar! Hâdise, ma- alesef, fiilen böyle tezahür ve böyle cere- yan ediyor: Yeni muahede ile, tarafeyni tatmin mümkün mü? Tabil hayır! Çünkü, bu mümkün olsaydı, harb sebebi tahad- düsş etrezdi zaten! Çubuklu sahilleri karanlığın serin ku- cağına gömülmek üzere idi. Gece bastırı- yazdu artık. Nazırlığın ihtiyarlattığı, şa- irliğin gencleştirdiği sayın muhatabıma teşekkür ve veda ederken: — Siyasi hayatınızın en heyecanlı ha- tırasını anlatmanızı rica edeceğim, âedim. Bay Ahmed Reşid Rey: — Yaşım, heyecana müsaid değil, eski- lerini de artık unuttuk, cevabını verdi. İsrar ettim: — O halde yazınız, dedi. En büyük te- essür ve heyecanı, memleketimin umumi harbe karıştığı gün duydum! Sabih Alaçam Suçlu“Bacağısakatolan dilenci midir,, diyor Alaca oğlu Ali Osman adında 60, 70 yaşlarında bir adam, dilencilik suçundan adliyeye sevkedilmiştir. Suçlu ihtiyar, Sultanahmed 2 nci sulh ceza mahkemesinde yapılan muhakeme- sinde: — Ne münasebet demiştir, ben dilenci falan değilim. Aşçılık yaparım. Memur- lar bir ayağımı sakat gördüler. Dilenei zannederek yakalayıp huzurunuza ge - tirdiler. Her ayağı sakat olan, dilenci ol- maz yal.. Hâkim Ali Osmana kaç yaşında oldu- ğunu sormuş, suçlu: — İyice, bilmiyorum, der-;tir. Nüfus kütüğünden bu hususun tahki- ki için, duruşma talik edilmiştir. Bir kan gütme davası Kan gütme yüzünden Kurtuluşta ta- banca ile sabıkalılardan Saidi öldüren İhsanla suç ortağı Mehmed, taammüden öldürmeklen idam talebi ile, ağırcezaya verilmişlerdi. Mehmedin yaşı küçük olduğu cihetle, muhakemelerine dün hafi celsede baş « lanılmıştır. Biri otümüobil“alektrike"diroğlüs çarptı, iki kişi yaralandı Şoför Kümilin idaresindeki 2815 numâ - ralı otomobil Fevzipaşa caddesinden geçer- ken caddenin sağ tarafındaki elektrik dire- gine çarpmış, otomobilin içindeki — müşteri Mürteza ile Talât bağ ve bacaklarından ya- ralanmışlardır. Yaralılar tedavi altına alın « İstanbul Sıhht Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan : Mikdar Am — Çoğu Aarpa 3000 — 3500 Saman 2000 — 2500 Kepek 3500 — 4000 Şişli Çocuk hastanesinin arpa, saman Muhammen fiat Muvakkat garanti 5,50 29 lira 63 2,50 3,50 ve kepekleri için teklif edilen fiat fazla görüldüğünden yeniden açık eksiltmeye konulmuştur. Mikdar, muhammen fiat, muvakkat garanti yukarıda yazılıdır. İha lesi 3/8/938 Çarşamba günü saat 11 de yapılacaktır. İstekliler cari seneye aid Ticaret Odası vesikasile 2490 sayılı kanunda - yazılı belgeler ve bu işe yeter muvakkat garan ti makbuz veya banka mektubu ile bir- likte belli gün ve saatte komisyona gel meleri, — «4öl4. Orman Umum llldürllğ'llndeıı , şerid. : satın alınacaktır. Kolaylıkla taşınabilecek hafif alât ve edevat tercih sebeblerin- den biridir. Bu alât ve edevatı vermek istiyenlerin son tadilâtı gösteren kataloklar ile cins ve nev'i, fiatı, teslim edebilecekleri tarihi gösterir teklif mektublarını 30 Temmuz 1938 tarihine kadar Orman Umum Müdürlüğünde teşekkül eden komisyona ge- tirmeleri veya taahhüdlü olarak göndermeleri. 8 Ağustos 1938 saat 10 da teklif ettikleri alât ve edevattan birer tane ile bun- lar hakkında her hususta izahat verebilecek bir mümessil bulundurmaları lâzım- dır. — «43479>