I Hoş sözler I Yavaş yeyin Lokanta garsonu, yemek yiyen müş- İtinin kulağına eğildi.: — Gayet yavaş yeyin ve yemeğinizi kün olduğu kadar geç bitirmeğe Yret edin! — Siz ne karışıyorsunu: N —Sizin iyiliğiniz iç'n söylüyorum. :"lızdı oturan boksördür. Şapkası- bu, Üzerine oturdunuz. Şimdilik far- değil, fakat siz kalkar kalkı iötasının naz ne hale geldiğini görecek - n OCl bi'ir Semur, müdürün â — girmişti. “dür memurun elb'sesine baktı: — Elbiseniz çok eski, dedi. Hem bu “delde elbiseler yirmi sene evvel gi- “Yordu. ll“mur cevab ve — Olabilir müdür bey, Ben bu elbi- .'"'naaz,ım:ı son zammı yapltığınız za- #lmıştım. e Tekrar eder misiniz? — Karşısındakine meramını anlata- ah insan bir budaladır. Dediğimi ihız mı? ..;Tlıhuen bir daha tekrar eder mi ; v_ Takma dişer h “eceleri dişlerinizi gıcır: Ç Mısıniz? S Aslal SInn — Yatarken dişlerimi takımi &rır, komodinin üzer n © Beleş Beleşej Söyledi: Bik, Bugün tam otuz tane siğa- ' v 4 İçtim, ) ş*klıi tanıyan da söyledi: Gay Gltra içen . dostların pek n :ı; Gel cicim, gel yavrırm, gel G h., — (Köpeğe) Çağırdığı herhal- ben değilim, sen olmalısın! 'a SN Mam, - Yalmız ©yi Unutmuşsu m? Betiyeleri g öndermedim. Cokey — (Ata) Beceriksiz sende, be nim kadar da olamıyorsun!... ——— hesaplama — Bir senede kaç dakika vardır, bilir misin? Hayır bilmiyorum. — Tam beş yüz yirmi beş bin altı yüz. — Bunu bana söylemene sebeb ne? — Ben hesabladım da.. sen de zah - mete- girip hesaplamal!, o Bunun için Yaşlı adam, kızını istemiye gelen gen- ce baktı — Kızımı istiyorsunuz ama, ne serve- tiniz var. Ne de bir işdesiniz!.. Sabık nalband, ayakkabıcılık ya piyor. Ev endi — Nişanlımi o kadar çok severdim ki, ! ona hergün bir mektub gönderirdim. — Sonra ne oldu? — Nişanlım evlendi. — Kiminle? — Kendisine mektubları götüren pos- ta müvezzlile, e Gü eş İki pehlivan ringde güreş ediyorlardı. Pehlivanın biri ötekini belinden yaka- ladı, kaldırdı, ringden aşağı atacaktı: Beni ringden aşağı atıyorsun ha? Dedi, — Evet. — Sağ tarafta bir sarışın kadın otu- ruyor ya, çok hoşuma gitti. Onun kuca- ğına at! Yafet sofrase hazırlan di mı? ehemmiyetsiz bir gey unutmuşum, —TT — Ismarladığınız kuru poğaçaları ge- tirdim bayan, T İştiha Doktor sordu: İşlihanız nasıldır? — Bazan geliyor ama hemen | şeçiyor. — İştihanız gelince yemek İyiyiverin! — Yemek yediğim için işti- ham geçiveriyor yal e Otelde — Garson sizde uyku verecek bir ilâç var mı? — Siz mi içeceksiniz? — Ben içsem de olur, yattı- ğim odadaki tahtakurulara içir- seniz de olur. l Güzel fıkralar | Kardeşimi getircim Bir gezinti tertip etmişlerdi. Gezinti- ye iştirak edenlerin hepsi bir şeyler eceklerdi. Biri dolma yapmış ge - Öteki meyva getirmişti. Daha başk: İki sevgili arasında: — Artık hep geceleri buluşalım. . , bir daha o adamın yüzünü görmemelisin, dedi. e Âdetim değil Kavga ettiler, biri bağırdı: — BSözlerinizi tartarak söyleyiniz. Öteki cevab verdi; — Yanımda baskül değildir e Niçin? Mendiline bir düğüm yapmıştı. — Neye mendiline düğüm yaptın, dediler, bir şeyi unutmamak için mi? — Evet, burnum aktığı zaman men - dille silmeyi unutmamak için! Lokantada taşımak — âdetim — Bana imlâ yanlışı getirin! —?1???? — Önüme koyduğunuz listede gör - düm de.. | İrine göre havada mevcud asid karbonik- Fordun hayali hakikat olacak mı? Fasulya suyu ve otobüs ile otomobil işletmek Âlimler tedkiklerine devam ede dursunlar otomobil kralı geniş arazisine fasulya diktirmiye başladı Hanri Ford Fasulyadan <esans» çıkar mı? diye dü-| şünmeyiniz... Amerikalı büyük sanayi adamı Henry Ford şimdi sırf bu işle uğ- raşıyor. Henry Ford bütün dünya âlimlerinin yapmış oldukları tedkiklere göre tahmi- nen üç yüz sene sonra kömür madenle- rinde hiç kömür kalmıyacağını düşün- müş, 50 sene sonra petrol kuyularında bir damla petrol bulunmıyacağını da he- rak büyük Amerikalı âlimlerin ilmi bir toplantı yapmıştır. konuşmalardan ve müzakereler- arılması düşünü! lardan istifaşle etmek çaresi durulmuştur, Malüm olduğu üzere, yeşil nebatlar havada bulunan (asid karbonik) teki «karbon» u toplamaktadırlar. Amerikalı ilim adamlarının tahminle- Üzerinde ten iki bin milyar karbon çıkarılabilir... Gene âlimlerin nazariyelerine göre: İnsanların teneffüsleri; volkanların in- difaları; denizlerde halledilen bikarbo- natların tefessuhu dolayısile husule ge- len asid karbonik yeryüzündeki zihayat| mahlükları derhal yok edebilecek mik- dardadır. İşte canlı mahlükları bu müd- hiş asid karbonikten kurtaran yeşil ne- batlardır... | Çünkü yeşil nebatlar havada mevcud | karbonu daima emmek ile meşgüuldür. Nebatlara bu hususta yardımı yapan kuvvet ve kudret veren güneştir. Güneşten husule gelen bazı şualar ne- batlarlı bu, emmek hassasını vermiş bu- Tunmaktadır. Âlimlere göre petrolden, muhtelif a- meliyelerden sonra esans elde edildiği gibi yeşil nebatlardan da ayni şekilde bir nevi «kuvvet> toplanmaktadır. Âlimler buna «güneşin kudret ve kuv Kasımpaşayı tifo Membat olmaktan Kurtarmalıdır ! Kasımpışa — okuyucularımızdan — Necib Erdoğan yazıyor e— Her yaz İstanbulda tifo başgösterir ve şehir birkaç ay bu kötü hastalığın en- sile çalkanır, durur. Bu yaz tifo sal- n tedbirlerle inşallah — olmiya- At gene çıkarsa, membal Ka- a olacaktır. Çünkü: Bizim oturduğumuz Kasımpaşa- nın Gani Kadı mahallesinde birçok bos- tanlar vardır ki, bepsi de Kurtuluş ve Ye- nimahalle Iâağımlarile sulanır. — Marullar, salatalar ve bütün sebzeler bu pis su ile yetiştirilir ve ortada takayyüd mevcud bu- lunmadığı için de çehirde, bilhasın bizlm ve oğlu vetini şişelere koymak» adını — vermiş- lerdir. Bu iş öyle sanıldığı gibi kolay değildir. İşte meselenin bütün esasını düşünen Henry Ford da bu iddiasında yalnız kal: mamıştır. Ona General Motors adındaki muazzam Amerikan müessesesinin reisi Charles Kettering de yardım etmekte- dir... Yardımdan maksad sermaye koy- mak, yahud beraberce çalışmak değildir. Ayni meseleyi halle çalışmak ve başar- mak gayesidir. Bu suretle Mister Kette. ring Fordun tasavvurundan istifade ede- rek büyük menfaatler teminine — çalış- maktadır. Şimdi âlimler yeşil nebatlardan karbo nu ne suretle çıkaracaklarını düşün mektedirler, Şimdiye kadar yapılan tedkiklere gö re karbon verici «yeşil nebal» ın en mü: kemmel örneği «Soy Bean» adındaki bir nevi fasulyadır. Âlimler buna şimdilik ersatz petrol is mini vermişlerdir. Tasavvurlar tatbik mevkline geçtikten sonra bu yeni petrol bir nevi ziraf mahsul şekline girecektir. Çok müteşebbis ve durbin bir adam © lan Henry Ford şimdiden Detroit'te Rouge-plant —mıntakasındaki — binlerce bektar genişliği olan araziye Soy Bean fasulyası diktirmiştir. İşin bir de çok garib tarafını anlatalım: Soy Bean fasulyadan karbonenin suretle çıkarılacağı henüz keşfedilmemiş. tir. Buna rağmen Fordun bu fasulyayı bu kadar fazla mikdarda diktirmesinin se- bebini düşüneceksiniz, değil mi?. Bunun cevabı da şudur: Bu cins fasul- yadan şu madelor çıkarılmaktadır: 1 — (Ford) un otomobillerini boyattı- ği bir nevi yağ. 2 — Bir çeşid odun hamurü 3 — Bir nevi küspo, İhtiyar dünya belki yakın bir zamanda fasulyadan çıkarılmış esanslarla işliye- cek otamobilleri görecektir. muhitimizde serbestoe satılır. Bu lâğımları gelip görseniz, bayretten gözleriniz açılır: Bostan işelleri olan Ar- navud bahçıvanlar hiç çekinmeden, elle- rindeki küreklerle lâğım ağızlarına yakla- pırlar, pls suları muhtelif arıklarla tarla» ya tevzi ederler. Bilmiyorum, belediye memurl: renç hali gördüler mi?, Fakat sımpaşalılar görüldüğü halde, t madığı Iddlasındadırlar. Şehrin sıhhati le alâkadar olan sıhhiye müdürümüz ve betediyecilerimizin nazarı dikkatini celbe- derim » Okuyucularımızın sorgularına cevablarımız reddin Bilen'e: ikirleriniz muğlâktır, ne istediğinizi anlıyamadık. Daha vazih bir şekilde vaz- manızı rica ederiz bu iğ- Ca LA A AŞ ER e aK ĞAL e DEliRE Müyee Şd Z İ aa gaailüe —qh_wı——ı_ıa KA a < ea ŞA Gi l gel aü çi eee dinüntaya p ElüĞartepati çeti el 78 e eĞi e aati 5 Güllai —<