ON POSTA Mimar Sinanın yarattığı lâyemut eserler Bf'!ük Sinan Türk san'atını Türk kafasile kavramış ona Türk olmıyan hiçbir yabancı unsur ilâve etmemiştir Yazan: Müzeler mimarı Kemal Altan Güzel san'atlarımızda, mimar Musa ta-Jinceliği ve mahareti seçilmektedir. Gene Tafından 1378 tarihinde Çandarlılı Hay-|bu Sarıgüzel semtinde yeni açılmakta 0- Teddin Paşa için İznik şehrinde inşa edi- |lan stadyom meydanına karşı koca Sina- len «Yeşil camii», yeni bir örnek olarak | nın kendi hayrına yaptırmış olduğu, Ken- Sok temiz bir esas teşkil etmişti. Mimar |di adını taşıyan (Sinan ağa mescidi) var« ; bu eserile Selçukilerden alınan | dır. Yıkık ve harab bir halde olan bu Ayrılmış, fenni kaldelerle bü-| mescidin gövde sathı sekiz köşe üzerine Yük kubbe teşkilâtını meydana koymuş, | ve başlığı da destekçe tabir edilen zarıf Yuvarlak maktalı sütunlara ciddi bir ziy-| süs kemerciklerini havi kapalı şerefeli üet vVeren Cevherintraş şekillerle Türk | bir mönaresi durmaktadır, Üslübuna mahsus - elyevm sütunlarımız -| — Mescidin yıkılmış duvarlarının temel « da şekli muhafaza edilen - başlıkları icad | leri, betonla şeridvari ihata edilerek et- etmişti. rafının taflan gibi yeşilliklerle tanzim e- Bundan sonra Konyalı mimar Alâcd -| dilmesi, minarenin de ulak bir tamirle dinin, daha ziyade Selçuk tarzına yak-| meydana çıkarılması, Sinan ihtifalinde eserlerinde ise, kalın ayaklar va -| Sinana gösterilen kadirşinaslıktan ziyade Bitasile müsavi taksimatta mütenddid | hatırasını anmağa en samimi, en ebedi, kubbe mahsus usulü, diğer ikn- | bir cemile olur. €i bir şekil olarak cami plânında uzun -| *steeseeerasareaeRAALAALAAAEAAAEALARAE BELAAA: Koca Sinanın Selimiyesi Büyük mimar bu şaheserini y;pmıya başladığı zaman 79 yaşında idi. Bitirdiği zaman ise 85 yaşına varmıştı Tuk gösteren sahayı iki murabbaa ayıran Yanyana ve çifte kubbe esasını buluruz. Bilâhare klâsik üstadlarından mimar Kemaleddin ile Yavuzun İran seferi dö- Nüşünde beraberinde getirdiği Azeri 'Türklerinden olup Acem lâkabı verilen Mmimar Alinin vücude getirmiş olduğu kıymetli eserlerde de bu ciddi esaslar tatbik olunmuştu. Mimar Ali 1534 tarihinde öldüğü za - man hassa başmimarlık mevkilni koca Sinan; k den evvelki ;__'"-nnıı hazırlayıp meydana koyduğu ürk san'atını, Türk kafasile kavrıy Ona Yabancı hiç bir şey ilâva etmemiştir. Yaltız yeni bir tarzı taksime mahsus plânlarile en Büzel şekillerini meydana koymuştu. Sinanin inşa ettiği camileri içinde han- Bi güzel bir eserini tedkik edersek ontn lüş manzumesine hâkim yüksek kubbesi etrafında geniş Rısıf kuübboler, Yarım küçük küreviler, daha alçak satıh- larda süs zümreleri halinde mütevazin #ekil gösteren konturforlar, ayaklar des- n körküsü i İekçeler hepsi yerli yerinde tertib edil -| o ttrmıstır. © ME Miştir. Ayni zamanda İçteki tertibat,| vur Sinan Ki Büdin ğylı:;ı ve teşkilâtın mükemmeliyeti de | g. (çimdiki Buda Yledik, İ peşte) Bağdada, Mek Koca Sinanın yüksek san'at bilgisi, yat-| keden Kırıma — ka - Diz Camilerinde değil, sivil mimariye | dar uzanan Türk im. Mahsus her biri asrın mimarisine birer Öörnek teşkil edebilen diğer eserleri üze- Tinde de çok kuvvetlidir. Bugün büyük Türk mimarı koca — Sinan | merh ölümü « nün 350 ınci yıldö « nümünü — yaşıyoruz. ©O Mimar Sinan ki * 16 ncı asrın kılıçla » rına bütün dünyaya |baş eğdirirken Türk, lerin, kültür ve san" Aatça da bütün cihane © üstün olduğunu gös termek için Edirne |de Selimiye tapına » ğ gibi yüce anıdir! yapmış, Türk gücü lan İparalnr]ııkumm elin. de olan illerde binden çok cami, — mabed, Koca Sinanın böyle yüksek plâna ma- lik kıymetli eserlerinden Topkapı sara- yındaki: mutfaklar, Haseki semtindeki Haseki imareti ve medresosi ve Haseki timarhanesi vardır. Fakat mazlesef bu sonuncular, bugün bakımsızlıktan harab bir halde bulunmaktadır. İstanbulda mevcudu ancak üçe baliğ olan; Davudpaşa, Yenicami — kasırlarile | beraber koca Sinanın inşa ettiği Bakır _[.1,,4 köyünde Çavuşbaşı çiftliğinde buluman Siyaveş Paşa kasrı da harab bir halde - dir. Bugün bir kireç devosu olarak hor ellerle kullanılan bu eşsiz kıymetteki e-| Ber, Sinanın tersim çeşnisinden Ukmışl İr san'at pırlantasıdır. Siyaveş Paşa nn dış zemin ihatasında dört kö | Üzerime bir havuz duvarı yapılmıştır. Bu havuzun tam ortasında bulunan kasır, al- findaki suların tereyanını temin eden a- Sik kemer menfezli temeller üzerine ku- Tulmuş, zarif bir fıskiye gövdesi gibi çık- Buştır, Sinanm Şuraya, buraya serpti Metli küçük san'at incilerinden, Niye camil yapılırken — Ko: Taber çalışarak su yolları i ÜF edilen mimar Neccar Mehmedi Fatihte Sarıgüzel semtinde, san'atkâra Mahsus Besl görü bir kiz Vatkârane yapılmış bit ti lür. Bu türbenin sade ve temiz İşçiliği olmakla beraber içerisinde Se- Köşeye geçen teşkilâtında bir san'at medrese, köprü, imaret, mesken, kütüp- hane, saray, kervansaray, sebil, çeşme, su kemerleri, hamam inça etmiştir. Osmanlı imparatorluğu bugün — tarihe karıştığı halde onun eserlerinin çoğu hâ- l4 o dehanın ne kadar yüksek olduğunu anlatmak üzere bir taşı bile düşmeden yaşamakta, gözlerimizi kamaştırmakta « Mimar Sinanın Edirnedeki eserlerini burada sayalım. 1: Edirnenin su yolları, 2: Rüstempaşa medpaşa hamamı, 5: Defterdar camli, 6 Alipaşa camil, 7: Mahmudpaşı camü, 8: Selimiye cümlii, 9: Selimiye medrese « leri, 10; miye mektebi, 11: Taş odaları, r kosa Sinanın yalnız Edirnede leridir. Edirne ile İstanbul ara- Sinanlıda, mecede ge- Üp geçe , büyük Üst bilgisinin İve dehasının'ne kadar yüksök olduğunu İstanbuldan Bağdad, Şama doğru da ilar boyunca #nadolu içlerinde daha . ük eserleri de vardır. Sinanın nice. büy' bugün hanı, 3: Alipaşa çarşısı, 4: Sokullu Meh- 5 12: Selimiyedeki sebil, 13: Şeyh Çelebi | camiü, 14: Sarayiçine giden Kanuni küp- * millt sınırlarımız dışında kalmışllah Efendi eamii onun eseri olduğu gibi Mimar Sinanın, tâ Budapeşteden Bağ- dada ve Mekkeden Kırıma kadar koca Osmanlı tmparatorluğunun her tarafı- na inci gibi dağıttığı harikulâda eserle- rinden İstanbulda bulunan birkaç camli. Yukarıda volda Şehzadebaşı; sağda Edirnekapı; ortada solda Atikalipaşa, soğda Ahmed paşa; aşağıda Piyale camiişerifleri ÇST NRL e J Büyük Sinanın son şüheseri olan Edirnedeki Selimiye camüşerifi. Koca Sinan bu son şüheserine 79 yaşında iken başlamış ve 85 vaşında iken ikmal etmiştir Bulgarların kilise yaptıkları Mehmed - a paşa camii de Sinanındır. Belgradda, Ma- | eserlerdeki mebzul taş oymalar, Sen Pis caristanda, Bosnada, Makedonyada, Kı -| yerdeki tezyinler, heykeller yoktur. Fâ- sımda, Suriyede, Mekkede, Irakda da ni- ce eserleri yaşamaktadırlar, Aslen Kayserili olup babasının adı Ab- dülmennan, dedesinin adı Yusuf idı. De- mek ki hâlis Türk oğlu Türk idi, Dayısı- nın tavassutile acemi oğlanlar kışlasına getirilmiş, o zaman Harbiye mektebi olan © kışlada tahsil ve terbiye gör- müş, san'at öğrenmiştir. Sonra 5- rasile orduya çıkarak Yavuzla be- raber — Çaldıran, — Misir seferlerin - de harbetmiş, Kanuni devrinde Belgrada, Rodos, Mühaç, Bağdad, Buğdan seferle- rinde bulunmuş, savaşlara girmiş, düş- manla dövüşerek ad, san almış, yavaş ya- vaş zabitliğe kadar yükselmiş idi. Si nan san'at gücünü ilk önce Bağdad se- ferinde Van gölünde yaptığı gemilerle göstermiş, Buğdan seferinde ise Pirüt ır- mağının üstüne. kurduğu büyük kövrü ile tanıtmış idi. İşte bundan sonradır ki Sinan mimar olmuş ve yaptığı 1000 ka « dar eseri 50 sene içine sıkıştırmıştır. ki buna şaşmamak elde değildir. Sinan en büyük eserlerini artık kocamış olduğu yaşlarda yapmıştır. Meselâ Edirnedeki eski Türk şınırlarında da bir çok eser -| Selimiyeyi yapmağa başladığı zaman 79 leri mevcuddur. yaşında, bitirdiği zaman 85 yaşında (di. Meselâ Sofyanın ortasındaki Seyful -| Selimiyeyi yaptıktan sonra da- ölünciye kadar gene durmadan çalıştı. Büyük mimarın ebedi Türk Edirnesinde diktiği ebedi Türk anıdı Selimiye camlinin, nefiz silüeti Ayasofya Sen Piyer Ve Süleymaniye Kadıköyünden gelirken; İstanbu! sırt. larında Ayasofyanın muhakkak azametli bir görünüşü var- dır, Büyük bir ha- cim, büyük — bir mikâb — üzerinde bulunan büyük bir kubbe! Fakat tramv yolundan aynı & sere doğru gider « ken bakılınca, eser büyüklüğünü kay beder, Şöhreti ilx mütenasib bir fev- kalâdelik göze çarpmaz, — İçeriye girilince İş gene değişir. Geniş bir kubbe, bu genişlik, — Şehzade camlinin bu yükseklikteki — minare tezyinatı iç şekli, duvar kaplaması, ziyanın — saha içine intişarı, renkler, her şey insanın içinde hayranlık hisleri uyandırır. Gerçi kubbenin bir köşesi kamburlaş. mış, bazı kemerler tebdili şeki) eltmiş, yamrı, yumru olmuştur. Fakat bunların hiç birini, iyice dikkat etmedikçe gör « meğe umum! güzelliklerin verdiği heyes can mânidir. Gotik baziliklerin en mütekâmilindeki san'at, en çok tafsilâtta kendinı gösterir, Binanın dışı çatılı, içi mütekati tonozlu olur. Sık sık direkler üzerinde küçük a. çıklıklı kemerler, az geniş tonozlar, çok yüksek bir hacim, kimi yerde çek ay « dınlık, kimi yerde karanlık köşeler, çeşid çeşid, ince ince taş oymalar, elhasıl bir anda çok emek, çok hünere muhtaç şey- ler göze çarpar. Sen Piyer, 44 metre kutrunda bir kul- be, dört tarafı dört yüksek dehlizden mü- rekkeb ve inşası yüz sene süren bir eser- dir. Yüz seneden sonra da gene bir çok Hlâveler yapılmış, önü açılım lonad « lar, antik mimariyi tafsi'â den silmeler, kurnişler Dâ İçeriye girince uzun bir deh nür. Kubbe altına gelince, kubbeyi göre- bilmek için başı havâya bakscak kadar kaldırmak lâzımdır. Ve insanda yaplığı tesir, büyüklüğü ile mütenasib değildir. Süleymaniyenin uzaktan silueti yuka- mdaki eserlerin hepsinden güzeldir. Ze. minin biraz yüksekliğinden başlayıp orla kubbeye tedrici ve ahenkli çıkış, ne Aya. sofyada, ne Gotik katedrallerinde, ne de Sen Piyer ve emsallerinde olmıyan bir hususiyettir. Yaklaştıkça bina daha büyür; çünkü cephesinde insan mikyasında küçük di « İrekler ve kemerli bir reva! ların yanında göz kıyas seklik ve genişlik daha sarih g hiç bir eserde yoktur. İçeri girince yalnız çizgi İziyanın müsavi intişarı ve derrcesi insa « »ı hayran etmeğe kâfidir. Kubbe içleri ve bütün saha tamamen gözönünde ferahli. , açıklığı gösterir. (Gerçi* Ayasofyadaki mozeikler, gotik ykat mihrab tarafının müs! menberin hendesi şekilde yontulmuş taş oymaları, som taş kısımları, direk baş « lıkları, kemerleri en iİnce san'at, en te e miz bir işçilik mahsulüdür. Mimar, en büyük tesiri, büyük çizgiler İile halletmiştir. 'Tezyinat muayyen noktalarda toksif ©« dilmiş, bu suretle her birinia değeri tes |barüz ettirilmiştir. Hülâsa Süleymaniye, uzaktan görünüş, yakın görünüş, içeriden görünüş güzelliğini cemeden, mimarf ve inşaf kusuru as'a olmıyan mimari ve şehircilik bakımındaın anlik €« serlere ilâve edilmiş çok mütekâmil hu« na çinileri, .| susiyetleri bulunan en yüksek bir eser. dir. Belediye imat şubesi müdürü ZİY Sinanın en büyük dava: şeyde üstün olduğunu büti nıtmak İ O, ömrü olduğu, çalıştı ve dilec ik Sinanın 250 nci nü yaparken istediğimiz şey $ küsünü gençlerimize aşıla yüreğinde zaten oalan Türk Türk üs « tünlüğü kavılcımını — yalınlandırmaktır, Rahmet koca Mimar Sinana N. PEREMECİ onların