29 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

29 Mart 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Giresun fındıkçıları İktisat Vek alet müracaat ettiler Giresan (Husu - liadik pek hayall Bir ehemmiyeti ha- tdir. Findık piya - Rasındaki en küçük Bir değişiklik bütün levreyi şiddetle & - Mkadar eder. Ba Yi ftatlardaki düş- künlük bütün müs- tahsili mmütcessir et- Müiştir.. San yıltar - fındık ptyasasın- da bu kadar dü - üklük kaydedilme - Mmiştir. Bu yıl fin « dik rekoltesi 22 mil- İyon dört yüz bin — başkâtibi Osman Oldüğu halde ihra- Güren tatı bunun Üüçte ikisi nisbelinde — olmuştur. Geçen yıl bu mevsimde 68-70 kuruş olan pi- a işe bu seme 32-33 kuruşa düşmüştür. 15 Marta kadar ihrae edilen 6496318 ki. © fındık içine kargı ele geçen para 2,331,484 iradır. Kabakla fimdik sevkiyalı İse 317,415 Kilo ve taları 320,461 llcadır. Rekoltenin üç- & ikist elden çıkınış olduğu için fiatlarda bir yükaeliş olsa bile zararları karşılaması - ha imkân yoktur. Müstahsilin yeçâne ümi- di hükümetin önümüzdeki yıl alacağı ted - birlere ve önemli kararlara bağlıdır ve bu- bun Önüne geçecek yegâne çare de fındık Mmahsullerimizin Almanyaya mümkün öldü- kadar serbest bir şekilde sokulabilme - üindedir. Her sahada muvaffak tedbirler a- n hüktmetin me ihrae maddelerimiz- n olan fındık hakkında da yerinde bir arara varacağı kati görülmektedir. Bir fındık kongresi toplanmak üzere İk- kasad Vekâletine başvurulmuştur. Bu kön - fmdıik İhracatmım — kolaylaştırılması, tihsal ve hazırlama işlerinin wlakı, kali - mim yükseltilmesi, randımanın arttırılıma - n çazeleri görüşülecektir. Bu kan vilâyet ve Kiza tiearet ürnessiller çağ: nden muvafık bir cevab bek Şark Demiryolları hey'eti umumiye toplantısı 'Tasfiye halinde bulunan Şark Demiryol- arı Şirketinin tasfiye memurları Döryl ve Şaserio dün Avrupadan gelmişler, saat 11 de fokuzuncu işletme idaresinin birinci katm- faki şirket tasfiye işleri odasında toplanan tey'eti umumiye içtimama iştirak etmişler- fir. Toplantıda tasfiyeye ald hesablar ted - tk edilmiştir. Tasfiye memurları — tekrar nemlekellerine dönmüşlerdir. 25 kilo nümuünelik afyon idhal edilecek Vekiller Hey'eti son bir kararla, üyuştu- tucu maddeler inhisarının nümüne — olarak Yugoslavyadan getireceği muhtelif menşeli 15 kilb afyonun memlekete idhaline müsa - vde etmiş, keyflyet gümrük ve İnhisarlar ve- tâletinden alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Borsanın Ankaraya nakli işi bitti İstanbal Borsası komiserlerile müdürleri te Borza dalreleri memurları Ankaraya git- nişlerdir. Darada, Borsa muamelâtının ted- firi için yalnız Üç memur kalmıştır. Bu me- nurlar üç gün dağa burada talacaklar, per- yembe akşamı Ankaraya hareket edecekler. tir, Giresun ticaret odası Ankara Bocsasının bütün hazırlıkları ta- namlanmıştır. Nisanın Ük günü, Borsa kı niserliği ve Galreleri, İstanbuldaki toeşki a Ankarada faaliyete geçmiş olacaklardır. Böorsa acentaları da begünden — İtibaren Ankaraya gitmeğe başlayacaklardır. Bazı a- sentalar, İstanbulda da birer büro bırak - naktadırlar. Börsü komisertiğinden boş kalan dalreye ilçü ve üyarlar başmilfettişliği — taşına - taktır. Boş şeker sandığı alıyoruz 'Türkiye şeker fabrikaları mnonlm şirke- 4, Yugoslavyadan yüz bin aded boş şeker tandığı getirtecektir. Vekiller Hey'eti bu san fıkların, bedellerinin Türk Tütüm Lmited Hirketinin Yugoslayya tuz inhişar İdaresine attığı 21 bin ton tuzun bedeli iİle takas Hlmek suretile memlekete sokulmasına ka- 'Ar vermiş ve alâkadarlara bildirmiştir. İrgüpte bağcılık inkişaf ediyor Ürgüp (Husust) — Ürgüpde 937 yılı üzüm nahsulü her senekinden Beşde bir noksandır. Jegüp Üzümünün kuvveti her tarafa östün dAduğu cihetle İnhisar İdarest her sene bü - #n üzüm ihtiyacımı Ürgüpten temin etmek- edir. Bu sene gene mahsulün o kadar az ol- naşına rağmen İnhisar fdaresine 200,000 ki- © Üzüm vermiştir. Yalnız İnhisar idaresi - Ve verilen üzüm bedelinden Ürgübe 24 bin ira girmiştir. Bundan başka Kayseri, Bivas, fersin cihetine Ürgübün Üzüm iİhracatı iki fâz bin kiloyu geçmiştir. Ve elyeym halk ye- ünde de üç yüz bin kilo üzüm olduğu kuv. Jihtiyacı vardır. Ürgüpte 35 bin parça ürüm bağı mevcuddur. Yetiştirilmekte — olan bağ sayızı da 3,500 ü geçmektedir. Yalnız bağla Tnn toprakları kumsal olduğaundan kuvvete Ihtiyaç fağladır. Bağlara verllen kuvvet gü- verein gübresidir. Üzümlerin lezzeti — ve kuvveti — iyidir. Ürgübün üzümcülüğü meşhur olmakla bera- ber birkaç tane de şarap imalâthanesi var- dır. Kazada şazabın kilesu 15 - 20 kuruşa satılmaktadır. Kayseri; Sivas, vekair yerler- de Ürgüp şarabı ihracati yükselmiştir. Bazı memleketlerle ticaretimiz için yeni hükümler konuldu Evvelce biyden yaptığı ldhalât, bize yap- tığı ihracattan Yazla iken bilâhare vaziyaeti bunun eksine dönen memleketler hakkında yeni tedbirler alınmıştır. tedilen bir kararnameye göre Türki - yeden bu memleketlere ihrac edilen malia - rırı bedelleri olan dövislerin hasabları Mer - kez bankasında tutulacak ve ancak bu pâ- ranın yüzde sekseni nisbelinde © memle - ketlerden idhalât yapılmasına müsasde e - dilecektir. Bam memleketlerden de yapılacak pa - müuk İpliği, bakır, kalay, bam deri, çuval, güt Ipliği ve mensucatı ve kauçak idhelâtı da ancak bu malların mukabilinde İktısad Vekâületinin tayin edeceği bir veya birkaç Türk malının ihracı suretile mümkün ola- bilecektir. Kasaplık hayvan şirketindeki hisseler İstanbulun kasaplık hayvan ihtiyacını te- min etmek üzere belediyenin kurduğu te - şekküle ald proje ve tallmatname- Vekâlete gönderilmiştir. Şirkete hiç bir müllt banka (dahil olmıyacak, ticaret serbestisi de tama - men baki kalacaktır. Söylendiğine göre, Şirkete, 250,000 lira 1- le belediye, 150,000 Hrayla, Kazaplar Şirket! 50.000 liraylan Ahmed Kara, 50000 Urayla da Uzunküprülü Ali iştirak odeceklerdir. Frank düşüyor Fransız frangı dün Londra — barsasında bir mikdar daha düşmüştür. Evvelki gün bir s! n karşılığı 162 küsur frank o - larak kapanmışken, dün, 164,75 frank üze - rinden munmele görmüştür. G XÜY MK K T CA GA İstanbul Borsası kapanış fiatları 28 - 3- 1938 ÇEKLER Açılış Kapanış &7,76 — €8 0789820 0,7820 26,1875 VO SSRİ VI &8 SON FPOSTA Harikulâde bir maceranın hikâyesi (Baş tarafı 1$ üncü sayfada) Kapıda üniformalı bir polis bekliyordu. Polis bize doğru geldi, selâm verdi ve ö- tomobilin penceresine doğru eğilerek, sordü: — Müösyö Beğhin mi?.. — Evet. — Sizi, ana cadda ile Sablettes'ten ge- len yolun birleştiği yerde bekliyorlar, Mösyö St. Gatlen garajında kayıdlı olan otomobül beş dakika evvel döndü. — Âli. Tekrar hareket ettik. Beş dakika sonra da, yolun ilerisinde duran bir otamobilin arka ışıklarını gördüm. Otomobilimiz yavaşladı ve geldi, bu otomabilin arka- sında durdu. Beghin yere atladı. * Öndekt otomobilin yanında uzun bay- lu, zayıf bir adam bekliyordu. Beghini karşıladı ve el sıkışlılar. Bir müddet ko- nuştular. Sonra, uzun boylu adam kendi otomobiline yürüdü. Beghin de bizim a- rabaya geldi ve binerken de bana: — Bu merkezden müfettiş Fourinerdir. Onun mıntakasına giriyoruz şimdi. Sonra kapıyi kaparken de şolöre: Müfettişin arabasını takib et, dedi. Tekrar yollandık. Çok geçmeden cad- dedeki ağaçlar seyrekleşti Birkaç fab- rikayı da arkada bıraktık. Derken, ışık- ları bol, merkeze doğru tramvay yolla- rile kaplı, kaldırımlarının iki tarafında birçok kahveler sıralanmış bir câddeye saptık, Toulon'a gelmiştik, Birkaç saniye sonra da, gayet ihtiyatla hâreket ederek, karanlık. dar sokaklarla çevrili ve çelik kepenk'lerle örtülü ma- ğazalarla, evlerle dolu yerlerden - geçi- yorduk. Sonra evler de azaldı. Nihayet, ardiyelerin yüksek duvarlarile kaplı bir caddeden ilerledik ve bu sokakların bi- rinde durduk. Sıcak bir gece idi. Rütubetli taşlara 2- yağımı bastığım zaman titredim, ürper- dim. Bu da belki heyecandan, sinirden ileri geltyordu. Fakat asıl sobeb, korku idi. Sardüm: — Şimdi ne olacak? Henri fısıldadı: — Bir ziyarete gidiyoruz. Meraşimli, nazikâne bir ziyaret bu.. hem artık ko- nuşma, zira, yaklaştık. Sokak darlaştıkça darlaşmıştı. Köşeyi döner dönmez ayaklarımın altında taşla- ran kaymasından bir yokuştan aşağı in- diğimizi anladım. Her iki tarafımızda da mahud, beton duvarlar yükseliyordu. Birden bu duvarlardan birinin üstünde bir şeyin kımıldadığını farkettim. Yüreğim oynadı. Henrinm elini yaka- ladım: — Orada birisi var! diye mırıldandım. — Sus!.. Adamlarımızdan biridir. Gi- deceğimiz yerl evvelden sardırdık. Birkaç metre daha ilerledik. Henrinin sesini duydum: — Sol tarafa doğru yürü, tiyatla bu emre uydum. Kollarımı öne doğru uzattım. Ellerim bir duvara değdi derken, elektrik fenerinin kuvvet- N aıçığı karanlığı yardı, ve so! taraftaki duvara isabet eden tahta bir kapmın ö- nünmde duran diğet arkadaşları gözdüm. İlerledim, elektrik fenerini kapıya tut- tular ve şunları okudum: WAPUR ACENTASI METRAUX Beghin, tokmağı yakaladı ve yavaşça çevirdi. Kapı içeriye doğru açıldı. Henri, <İlerle'» der gibi arkama vurdu. Ben de Ötekileri takib ettim. Ufak bir karidora vardık. Yukarı katlara, ulaşan demir bir merdiven gözüküyordu. Yukarı sofadaki sarı, çiy bir ışık, duvarlarda garib akis- ler yaratıyordu. Beghin merdivenlerden çikarken, ba- samaklar gıcırdamaya başladı. Ben de ©- nun arkasından çıkarken, arkamdan ge- len Henrinin cebinden kocaman bir ta- banca çıkardığını gördüm. Beghin, ikinci katın baş'na varmıştı ki, birden durdu. Bize beklememizi - işaret etti. Sonra müfettiş lle birlikte sofada kayboldu. Bir müddet sonra, müfettişin başı göründü ve bize tlerlememizi işaret etti. Burası da, aşağı katın ayni idi. Bir far- kı vardı. O da ışığı yoktu. Polisler, derin bir sessizlikle kapınım önünde sıralan- dılar. ? Beghinin elini tokmağa uzattığını, bir 'arıa bitiyor) Daha neş'eli olması beklenen bir tip Edirneden Adil Güldürücü de şa- nW soruyor: — Muvaffak olu cak mıyım? Bazı halleri, zor- luk — çekilmeden mizah temayülle- rini göstermekte- dir. Daima neş'eli olması lâzım gelen bu tipin zaman zaman asabi ve İorıcı halleri de pek yok değildir. Elinden bazı işlerin gelebilmesi de muvaffakiyetini tek sahaya inhisar ettirmiş değildir. * Enerji sahibi bir genç İstanbuldan Sa- lühaddin imzarile soruluyor. — Muvaffak ola. cak mayım? İntizam ve ener. ji, — Muvaffakiyet Goğuran — vasıflar. dandır. Yalnız tu. tulan iş memuri- yet nevinden ise; daha yumuşak başlı olmak gerektir. * Sevimli bir yavru Küçük — Güner fotograjının tahli. v lini istiyor: Zeki ve sevimli olan bu yavrunun, velileri tarafından verilecek — terbiye ve gösterilecek a» ( — lâka ile hayata ha: Beğ zırlanması lâzım, dir, * Zeki bir tip Ankaraıdan Lüt. Fi Toygar da şunu soruyor: — Muwvaffak ola- cak miyım? larile — zedeleme. mek ve zekâ kud. retlerinder İstifa. de etmek lâzımdır. * Münakaşayı seven bir tip Bakırköyden M, Akarva da — şunu soruyor: — Muvajfak ola- cak mayım? Mücadele ve mü. nakaşa matlub bir halde olunca ener. ji — alâmetleridir Yalnız kırıtı » muvaffakiyet çı- Bırlarını zedeleyici mahiyette olman.. hdır. x İntizamperver ve temiz bir genç Samsundan Akij te şunu soruyor: — Muvaffak ola. cak mıyım? Tuttuğu işin te mizliğe, intizama, dikkat ve alâkaya olan münasebetler rini gözönünde bm. lundurmakla mu- € vaffakiyet iht. mallerini çoğallınış olabilir. * Mevsimsiz dilekler üzücüdür Karastıdan Ben insiyalile fotograjının dercini istemiyen okuyucumuz soruyor. — Dileğime kavuşacak muayım? Mevsimsiz dileklerin tahakkuku endi. şesini şimdiden taşımak bir hayli üzücü olur. Zamanı gelince: Biri, diğerinin ta- mamlayıcısı olarak tahlatile meydana ge- lecektir. Yalnız meseleyi hayal ve his cebhesinden mütalex etmemek heyecan. Dileğine hazırlanması lâzım gelen bir tip Malatyadan Ce- mal Kult — şunları #oruyor: — Mühendis « » lacak mıyım? « Yhendis. Uk> bir hesab ve kafa işidir. Yalke nız özenmek kâfi #Ç değildir. Eğer dersleri — arasında riyaziyeyi seviyorsa mühendis mektebi. ne girmek için lâzım gelen evsaf ve çe« raiti haiz olması ve buna kendisini gime diden hazırlaması lâzımdır. * " Ağırbaşlı bir ti Hayreboludan Mustafa Çetin de karakterinin tahli. Tni soruyor: Ciddi ve a başlı bir hali var- dır. — Başkalarile kolaylıkla — anlaş- maz, minnet et. mekte — müstağni davranır, Husuüsi- yetlerini pek belli etmez. Yapılan fenâ. lıklarını uzun müddet unutmıyabilir. Ve rilen işde yorulmadan çalışır. Tahakkü« me ve ağır muameleye pek gelemez. ' DİKKAT Fotograf tahilli için bu kuponlardan Bi 5 adedinin gönderilmesi şartlır. 12 yaşında yarış Kazanan küçük Amazonla mülâkat (Baştarafı 9 uncu sayfada bir buçuk sene sonra, yarışa girdi, Üçüneü geldi. Geçen gün de, bildiğiniz gibi, birinciliği kazandı. — Maalesef bulunamadığım o yarış hak « kında birax izahat verir misiniz? — Yarışa beş kişf girdi. Üçü kız, ikisi er- kekdi. Ve Leylâ, bütün rakiblerinin çocukla- rı sayılabilecek bir yaşda idi, Üstelik, yarış- a bir metre yüksekliğinde, andan fazla dü manla vardı. Ve Leylâ, altım tacı da, birinelliği de ga- yet kolaylıkla kazandı. Küçük Leylâ, tombul ve güzel kedisile bir- likte yanımıza dönmüştü: — Ben, dedim, beygire kiraseden yardım görmeden binebilliyor musun? Kısa çoraplı körpe Bacaklarını uzattı: — Görmüyor muüsunuz — ne kadar uzun? İnsan bu kadar uzun bacakla, beygir Üzene gisine değli, fil Üzengisine bile uzanabilir!., — Atımzın adı ne? — Yarışı Efekızı ile kazandım. Fakat o at, Tana değil, Sipahl Ocağma alddir. Benim €aha atım yok, fakat bir tayım var... Şimdi Adamnada bulunüun bu tayla daha bir çok ya- rişlar kazanacağımı sanıyorum. Şimdilik o orada büyüyor, ben de burada!.. — Demek bir çok yarışlara girmeğe niyete lisin? — Tabil.. Yalnız şimdi fik gayem, mek « tebimi bitirmek. İngiliz mektebinin — altıncı gnafndayım. Orasını tamtunladıktan sonra ftayım da at olacak. Ve onu düznyanın en bü- yük yarışlarına hazırlıyacağım! Küçük yavruya, muvaffakiyet — dileyerek uzaklaşmaya niyetlenirken: ek, dedim, en çok sevdiğin kayvan, — Onu en fazla sevişinin sebabi ne acaba? — Beygir hayvanların hepsinden güzel « Glr! Kısa bir tereddüd geçirdi. Küçücük yüre« #inin bülün masum ecüt'etini bir araya to - parladı. Ve ilâve etti: — Hattâ bana sozarsanız, bir çok insan « lardan da güzeldir!.. Ç derimize şen bir bayram — geçirtmek için şimdiden hazırlanalım.

Bu sayıdan diğer sayfalar: