Haftanın filmleri | Bu hafta güzel yıldız Marta ”. .,L. Eggert'in yeni bir Bu helta Sakarya sinemasında «Namus lekesi» filmi göste rilmektedir. Bu film Liz Dölamar, Viktor Fransen ,ve Sessue Hayakava tarafından çevrilmiştir. Mevzuv gudur: Mühendis — Piger, Asyada yol yapmak. tadır. Yolun — yapıl. masına engel olan bir arazi vardır. Buranın sahibi — prens — Li Lang'ın kâtibidir Valfar adında olan bu adam ayni zaman- da Lotuş kumarhane «i sahibi Tang Linir damadıdır, Bunlar yolun yapılmasını is. temiyorlar. Mühenı disin karısı Döniz, prens ile tanışmıştır. Bir gün genç kadın ILbtus kumarhanesi. he gidip oyun oynu. yör ve yüz bin frank kaybediyor. — Parayı veznedarı bulunduğu hayır cemiyetinin ka- sasından alarak bor. cuhu ödüyor. Ertesi günü prensten para | alıyor ve bu suretle kasa açığını kapatı- | yor. Prens parayı sırf kadına sahib olmak için vermiştir. Ertesi gü kadın parayı | tade edince prens Ümidlerinin suya :Iliş-; tüğünü görüyor ve mühendisten inti almağı tasarlıyor, yeni köprüyü tahrib ettirmek suretile Piyeri azlettirecektir, Piyer Parise celbedilip tekdire uğru- yor. Bunun müsebbibinin prens olduğu- Nu öğreniyor ve prensin de Pariste bu- lunduğunu öğrenince onu görmeğ- gidi- yor, fakat onu odasında ölü olarak bulu- yor. Prensin kâtibi mühendisi katil diya yakalattırıyor. Piyer katil olmadığını iddia ediyor.Fakat Valfar prensin nezs dinde bulunan karısının broşunu kendi. sine gösterince, katilin kendisi olduğunu Böylüyor, fakat karısı işe müdahale edi- yor, İş nihayet meydana çıkıyor. Prens kadına tasallut edince öldürülmüştür, SARI ZAMBAK Melek ve Saray sinemalarında müşte- Tekefi gösterilen bu film, Marta Eggert tarafından vücude getirilmiştir. İşle Mevzuu: Büyük bir muvaffakiyetle başarılan bir temsil, Muvaffakiyete sebeb revü ar- tisti Marietta Duval'dir. Arkasından ko- şan bütün erkekler neticenin nereye ve- filmi gösteriliyor. Marta Eggert Sarı Zambakta y— Haftanın sinema Programları Türk — : 1 - İstiklâl fedalleri 2 - Aşk İçin yaşıyor Saray — ; Barı zambak Melek — : Barı zambak İpek ; Çifte çapkınlar Sümer : Fanfari ve Klodin Sakarya : Kalbin sesi Namus lekesl (Pazartesiden itibaren). Üç mes'ud ay geçiyor. Bu müddet zar- SON POSTA Ankara mektubları: Ankarada yeni bir radyofonik temsil grupu Ankara: M — Mari Radyo artık musik! gibi, Uyatro gibi, «i - nemh gibi bir san'at ve kültür vasmtası ol - du. Türkiyede bugün mevcudu tesbit edil - miş elli bin radyo makinesine orta bir he - sabla radyo başına on kişi desek yarım mil- yon vütandaş tarafından dinlenen Tradyo - muz Haziranda açılacak olan 155 kilovatlık büyük Ankara istasyonile sesimizi — bütün dünyaya işlitirecek kuvvetli bir eleman oöla- caktır. 'Tabil bu değirmene bir de su ister, Ona göre itinah bir program hazırlamak ve bu programı tatbik edecek unsurları yetiştir - mek de ihmal edilmez bir zaruretti. Ankara radyosu bu işe hem de en güclle şimdiden başlamış bulunuyor. Üç hafta oluyor. Bir öğle neşriyatında Ankara radyosu bize gu haberi verdi: «Yarın akşam 21.15 de hepsi yüzsek tah- si) görmüş güzide gençlerden mürekkeb hu- süsi bir grup size «Karmene | temsi! cde - cektir. O gece bunu duyan bütün Ankara - hlar radyolarının başında merakla bekledi- ler.. Bir gün sonraki «Ulus» da çıkan tak - dirkâr bir yazıda bilhassa: Bü şnsili cidden muvaffakiyetle başa « Pan gençlerin kullandıkları sahne Türkce - sinin temizliği tebarüz ettiriliyordu. Büandan birkâç gün sonra İstanbu! rad - yosuhdaki «Karmen» 1 dinleyen okuyucula - rın sihinlerinde bir teşbih uyanmaması için hemen şunu kaydedelim: Ankara radyosunda oynanan «Karinena meshur oöpera İvresinin yarı spiker yarı ar « tisiler tarafından oynanmış bir çekli değil- | a. 1988 de Parla radyosunda — posta nazırı Mendel şerefine tanınmış artist Koro Lopar- çeri Rişpen'in hazırladıği hususl radyo fo - nik bir piyesdi. Ve, gerek eserin gözelliği ge- rek oynanışı, gerek müziği Ankarada çok beğenlidi. | Bir bafta sonra ayni grup bize «Taskaw yı dinletti. Bu da tamamile radyo için yazıl - mış bir piyesdi. Toska oymanırken — hiç mübalâga etmiyorum— büyük Atatürk bul- varından geçen bütün — okuyucularımız da görmüşlerdir ki gazinolarda, ordu evi aala - nunda, Galatasaray klübünde, mühendisler birliinde herkes oyunanu, mütalemnsini bi - rakmış sade kulak kesilmiş, derin bir alâka ile radyoyu dinliyorlardı. OGrupun «Toska» temalli hakikaten bü - yük bir muvaffakiyetti. Bunu kulağile tazdik etmek İsteyen oku - yucularımıza her perşembe akşamı — saat B de veya 9 da Ankara radyosunu bulmaları- n taysiye ederiz, Bizim asıl gayemla bu gençleri medbet - mek değil. bunların nasıl - bazırlandıklarını | |tedkik etmekti. İ Bu grubun bir çalışma ye prova saatinde |nazır bulunduk. Dört kadın yedi erkek ar- |kadaş bocamı demeli, rejisör mü demeli bil- Sayfa 9 Dünyayı alâkadar eden üç yeni ve garib hâdise Güzellik enstitüsü işleten papaz - Güneşin işlediği cinayet - Yarım beyin ile yaşayan kadın Son Avrupa ve Amerika gazeteleri,|rikan sermayedarlarından bir çoğu kena harici siyasi hâdiseler dışında bilhassa : disine müracaatla teşriki mesai etmesini üç enteresan hâdise üzerinde tevakkuf | teklif eylemişlerse de Carolus bunlarım etmektedirler, Bu şayanı dikkat hâdise-| hepsini reddetmiştir. Şımdi Avusturyas leri okuyucularımıza birer birer nakle|nın Almanya ile birleşmesinden — sonra diyoruz: Berlinde de bir şube açmağı düşünmeke Güzellik enstitüsü işleten papaz — | tedir. işlediği cinayet 5 temmuz 1917 tarihinde Pomeranyada bir çiftlik sahibi esrarengiz bir surette ölü bulunmuştu. Cesedi, evinin salonun« da bir divanın üzerinde ve şakağında bir kurşun yarası olarak yarıyordu. Rovols ver de divanın yanında bulunan masa« min Üzerinde duruyordu. Odada hiçbir Oşya yerini değiştirmemişt! ve pencere. ler açık bulunuyordu. Zabıtanın yapmış olduğu tedkikat ve taharriyat neticesinde, adarıcağızın ö münden pek az evvel kendisile hiç te iyi geçinmiyen bir komşusunun ziyaretine geldiği ve kavga ettikleri tesbit edilmiş ve bu adam derhal yakalanarak hapse tıkılmıştı. Mahkeme de kendisini müebbed küree ğe mahküm etmişti. Geçenlerde bir avukat bu meseleyi e« Avusturyada Salzburg şehrinde —Mo-'yine almış ve tedkikata girşmiştir. Nihâ« zartplatz caddesinde on altıncı asırdan ! ÇAt elde ettiği neticelere göre, cinayetin kalma ufak bir kilisenin yanında küçük 1 1endiği yerde bir keşif yapılmıştır ve ke bir ev vardır. Yaz mevsiminde Salz- | çi? güneşin çok kızgın bu uğu bir gü. burgun meşhur müzik festivallerinde »e tesadüf ettirilmiştir. Bunun da-sebebi Avrupa ve Amerikanın en tanınmış ka- einayetin gene temmuz ayının çok gük dın simaları burada buluşurlar. neşli ve çok sıcak bir gününde işlenme» 1937 senesinde Marlene Dietrich te gel- <idir mişti. Komedi Fransezin, Viyananın | Çiftlik sahibinin oturduğu — mahalle meşhur Burgtheatr'ın san'atkârları hep'bir manken vaz'edilmiş. nn Üzeri. bu küçük Alman evinde birleşirler. — |ne de namlusu menkene müteveccih olae Ev, her taraftan sarmaşıklara sarılı- | yak dolu bir rovolver bırakılmıştar, dır. 1649 senesinde inşa edilmiştir. Evin kapısında bir tabelâ vardır. Tabelânın yazısı şudur: DAĞ OTLARINDAN KREM RAHİB CAROLUS Frater Carolus »kimdir? Bunu kendi- sinden dinliyelim: — Asıl isminin Karl Speck'dir. 38 yaşın dayım. Pek eski bir Salzburglu aileye mensubum. Büyük babam ve babam ra- hiblerin nezdlerinde mualiımlik etmişa lerdi. Benim de rahib olmamı istediler. Rahib mektebine girdim. Yirmi yaşında papaz oldum, Viyanada büyük fröreslee| Avukat, müddelumumi ve müstantik rin hastanesine hastabakıcılığa tayin e- | odanın bir köşesinde yer alarak bir hayli dildim. Çok hastam vardı. Benden boyuü- | müddet beklemişler, tam iki saat sonra fında tiyatro fena vaziyete düşüyör. 'mem. baslarının idaresi altında bir mekteb Turneye çıkıyorlar. Mariettanın bulun- | talehesi itaatile oturmuşlar. Hepsi — tahsil na ayna İsterlerdi. rovolvar kendiliğinden ateş almış ve racağını bilen Marietta taralından daima redle karşılanıyor. Poloklüpteki suvarede Marietta her- kesçe toy olarak tanınan Hansla tanışı- yor ve sevişiyorlar. Bir müddet sonra Hans Mariettaya ti- yatrodan vazgeçmek gçartile kendisile evlenmesini teklif ediyor. Marletta ka- bul eğmiyor, — Ayırılıyorlar. Marietta | duğu kasabaya yakın bir şehire gidiyor- lear. Marietta kocasının birkaç günlük ayrılığından Istifade ederek tiyatro sey- re gidiyor ve bütün trupu evine davet ediyor. Marietta coşup şarkı söyleyip danset. tiği sırada kocası eve geliyor. Bu hali gö- rünce Mariettanın mazeretini dinlemi- yor, kavga ediyorlar, ayrılıyorlar. Mari- etta tekrar sahneye dönüyor. Hans onu takib ediyor. Marletta eski rağbetini bu- Juyor. Bunu gören Hans Marlettaya ta- lâk teklif ediyor. Marjetla kocasını sevdiğinden bunu bertaraf etmek için, bir hileye baş vu- ruyor. Hansa duyuracak vaziyette birile barda bir separeye gidiyor. Hans kıs- kançlık saikasile oraya gidiyor. Büyük bir kavgadan sonra Marietta hem tiyat- Hansı çok sevdiğinden nihayet tiyatroyu |Toda oynamağa hem de kocasını yanında terkedip evleniyor. alıkoymağa muvaffak oluyor. İgürmüş münevver kimseler.. Aralarında Ko- | leğ merunları, Üniversite mezımları var... En (azı Hseden çıkmış. çoğu yabanet dil |Hepst genç, hepsi de İnsan güzeli.. | — Xendilerine önce oynayacakları eser hax. kında umun isahat veriliyor. Bu eserin ya - |buncı radyolarda oynananları hakkında baş İka düterde çıkmış tenkidler okunuyor. Bü - tön karakterler gözlerinin önüne seriliyor.. Sıra «okuma» ya geliyor. | — Her kelimesi üzerinde ayrı, ayrı durüla - rak röller pişiriliyor. Bu çalışmanın baricin- de bu gençlere «ses ve nefes terbiyesla, arad- yo diksiyonus etrafında temrinli konuşmalar yapılıyor. | Bir eseri ortaya koymak için bir hafta e- İmek veriyorlar.. Betim, bunların çalışmala- rını gördüğüm zaman, bir grup, hararetle | şen bir kotnedi hazırlyorken diğer bir grup İda cahla başla «Moris Maeterlink'in: meş - hur Monna Vanna'sını prova ediyordu. Ara- |l!rlrıdı mini mini çocuklar da bulunan bir Kgrop da hayvanlar âleminde bir çocuk pi - yesine çalışıyordu. Bir yandan piyanoda mürik sörlerin ya- nında nasıl yürüyeceğine dikkat ederken ka- zara bir Mezür hata etmesin. Derhal reji - sör bağırıyor: — Yanlış.. baştan... Het elini attığı işi uğurlu bir muvaffa - kiyetle başaran Nafla Vekilimiz Ali Çetini ya, bu mühim davanın da anahtarını ken vi disine hâs sakin ve vakarlı bir — namleyle| bulmuştur. Onu övmek için gene güzel ve hiç de küçük sayılmıyacak bir vesile de bu İişdir. | . M Kİ |Tokırdıglı Hüseyin'in teşekkürü 'Tekirdağlı Hüseyinin Paristen dönüşün - den sonra memlekette pehlivanımıza karşı İçok candan bir alüka göstermeğe başlan -| dı. Buna en canlı misal, son birkaç gün . İdenberi okuyucularımızdan aldığımız müte- İaddld telgraf ve mektublardır. Bunlarda; |pehlivan Parisde para için yenilmeyi kabul etmiyerek geri döndüğünden dolayı mag; ve tebrik edilmektedir. Bu kabil bir çok telgraf ve mektublar da Ankaralı Hastaların aynaya bakıp uyınıdıııı-'mınken yere yuvarlanmıştır. Bunun Ü« rını görünce çektikleri üzüntüleri, sima- | Zerine Müddeijumüumi mahkemeye müra. larından anlar ve kederlenirdim. Buna | Câât ederek mahkümun tshliyesini taleb "İbir çare bulmağı dü; düm. Bazı otla- rın vücüde, cilde tesirleri hakkında ted- kikat ve tetebbülerde bulundum. Tesa- düf bu ya,.. Nomberg kilisesinin kütüb- hanesinde 1650 senesinden kalma bir ki- tab buldum. Bu kitabda otlardan yapı- lan kremler ve losyonların formülleri vardı. Bu formülleri yapıp hastalarıma tatbik ettim ve iyi neticeler aldığımı gö- rerek çok sevindim ve tecrübelerime de- vam ettim. Karl Speck, namı diğerle rahib Caro« lus bu hastanede yedi sene kalmıştır ve yedi sene sonra şu mühim kararı vere miştir: Rahib elbisesini bir kenara bırakarak tevarüs ettiği bu küçük kilisede bir gü- zellik enstitüsü açacaktır. Bu kararım 1980 şenesinde hakikatleştirdi. Gene sözü rahibe bırakalım: — Tatbik ettiğim tedavi usulü, alelü- mum güzellik enstitülerinde kullanılan usullerden çok başkadır. Fsas todavi ta- bif ve sıhhi bir kremdir. Noniberg kili. sesindeki kitabdan çıkarmış olduğum formüller çok basittir. Selülleri insan derilerine az çok yakın olan olların yap- raklarından çıkarılan usarelerden istifa. de etmekteyim, Ben yalnız cildi besle- mekle iktifa ederim. Otlardan çıkardığım yağlı maddelerin «hayvani yağlar» n kat kat fevkinde olduğunu müşahede et. tim. Bunların sureti istimallerini küçük bir kitab halinde bastırdım. Müşterilezi- me veriyorum. Enstitâ açılır açılmaz pek büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Müşterilerin ardı arası kesilmemiştir. İk) sene evvel, rahib nihayet Viyanada dahi bir şube aç mağa karar vermiştir. Viyana şubesini asistanları idare etmektedirler. etmiştir. Biçare adam da 20 sene sonra, 75 yaşında olduğu halde hapisten - çıka- rılmıştır. Yarım beyin ile yaşıyan kadım Amerikada Pistburg sehrinde büyük bir aile pansiyonu işleten madam E. Tho- mas tıb nazariyelerini alrüst etmiştir. Bir sene evvel, madam E, Thomas'ın beyninde bir tümör çıkmıştı. Doktorlar hemen ameliyat yapılmasına karar vere diler, Toplanan-cperatarler beyninin sağ N N e) Ihxnunın tamamile çıkarılması için mu« Itabık kaldılar. Bu kararı vermekle bera- |ber doktorlar kadının vücudünün - sol kısınının meflüç bir balde — kalacağımı tahmin ediyorlardı. Bu mühim ameliyatı yapan Pitsburg İşehrinin tanınmış opera'örlerinden dok- İtor Stuart W. Rewe'dir. Ameli İsonra kadın dört gün beygın bir halde |kalmış, kendisinden ücud kezilmiş bir hâalde iken beşinci günü kendine gelme. ğe başlamıştır. Bir avy son14 tamamile # | Tekirdağlının adresine gönderilmiştir. Pehlivan bunların sahitlerine gazetemiz| — Rahib Carolus'un kazanmış olduğu bul Yiltşmiş ve sokağa çıkarak eski işlerini b Viktor Pransen «Namus lekesi> filminde.. . <04 ej yasıtasile teşekkür fe Harikülâde muvaffakiyet üzerine Ame-| (Devams 13 üncü sayjada)