27 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baş tarafı 12 inci sayfada) — Ahne...e...e, diye haykırıyor ve bu | haykırış, cehennemi gürültü içinde bo- — ğulup gidiyordu. Zincirler şangırdıyordu Ve yılanlar hep ıslık çalmakta devam edi- Yorlardı. Bu, ateşin tatlı bir ihtirasla ge- Miye girmesi idi. Ben, uyuşmuş kalmiş- — dam.. yanımdan insanlar geçiyar, bi Ünmez hereye, karanlıta atılıyorlardı. Saçları; Tüzgârda dalgalanıvordu; ağızları açıktı; boğuk boğuk sesler çık'-ırwıırı'—ır havkı- Tıyorlar, alabildiğine açılmış gözlerinm tkları, fitreşen karanlık içinde, korküu ile - pParıldıyorlaraı, Duman yumakları beni de sarıyordu. Bir kamara duvarına sıkışık olarak dur- duğum vapurun haş tarafmda sıcak ve k | İzdiham artıyordu. Sırtında beyaz ceket, başında aşcı kü- | Çâhı bulunan bir adam, ağır bır tencere Bürükliyerek güvertenin parmaklığına Ö kadar koştu; varmaklığın üzerinden atla-| | di; evvelâ tencereyi fırlattı arkasından da |— kendisi nehre atıldı. Yarı çıplak bir kadın da ayni şeyi yapmak istedi, parmaklık- tan aşağı karanlık sulara baktı; ellerile | Bgözlaerini kapıyarak ümidsiz bir çığlık- â) | T İ | ) la kendısini gerisin geriye attı. birisi ©- | mnun göğsüne bastı. Birinin ayağı kadının beyaz elini çiğnedi Ve bu el, bu ayak al- — tında kayboldu. Vapur ise, hep ileri atılmağa çabalıyor- dü. Ateş, gittikce artan bir azgınlıkla ge- | minin arka tarafında çıtırdığor ve islik- lar çalıyordu. Vapurun arkasında nehir, kıpkızıl bir hal alıyor, dalgalarınin kö- pükleri kan gibi görünüyor, ve bu köpük- ler arasında, çılgınca yardım isteyen si- jyah noktalar yüzüyordu. Kıvılcım küme- leri havada uçuşuyor ve bu noktaların ü- zerine düşüyorlardı. Saçları ömuzlarına dağılmış uzun boy- ha bir kadın, küçük, beyaz ve ağlıyan bir tismi başı üzerinden fırlattı; bu cisim bir an için havada göründü ve acı bir çığlık- | Ja bordanın arkasında kayboldu. Başın. daki şapkadan duman tüten hasır şapkalı bir adam, oluk oluk dumanlar çıkararak | ayaklarımın dibine çöktü ve soyunmağa | başladı. İri yarı birisi, kısık bir sesle ba- | Gararak bunuüri Gzerine bastı, ve küfrede- rek onur Üzerine düştü. Birisi daha, on-, larm üzerinden parmaklığa atıldı ve| kayboldu... - Aşağıdan, tehdidkâr seslerle haykırı- |' yorlardı: — Balta ile parçalayınız!. Darbeler işttiliyor, su hep çırpınıyor, ateş ise, her istediğini kemireceğinden e- min, acelesiz, hep ayni şekilde, birteviye ıslık çalıyor, ve her şeyi kemiriyordu. Gözün kavrıyamadığı bir şey, çok bü- yük bir facia cereyan ediyordu. İhsanlar | bir görünüyor, bir kayboluyor, birbirle- | rine çelme takıyor, biri ötekinin elinden her hangi bir tahta parçasını, bır iskem- leyi çekip alıyor, dövüşüyorlar, ağır bir kanape taşıyorlar, ve bu kanapeyi - im- dad isteyen çılgın bir sesin geldiği, fakat kimsenin kulak asmadığı tarafa « borda- dan aşağı fırlatıp atıyorlardı. Rüzgârda dalgalanan yırtık pırtık bir şeyler giymiş, yarı çıplak şişman bir ih- tiyar kadın, duvarlara tutunarak yavaş yavaş bana yaklaşıyor ve hazin bir sesle şarkı söylüyordu. Dişsiz ağzımnı açarken bütün çenesi sarsılıyor, yüzünde dehşet- ten başka bir şey farkedilmiyordu. Birisi enu arkadan itti ve kadın düştü. Hemen o dakika, başkaları da onun üze- .rine düştüler, Ve ortada, çabalıyan bir insan yığını meydana geldi. Bu insar yı- Banı, vahşi hayvanlar gibi uluyor, birbiri- le dövüşüyor, ve bunların üzerine diğer bir takım insanlar da düşüyorlardı. Ve — İşte bu canlı et dağı, güvertenin parmak- lıklarına kadar yuvarlandı. Bir çatırdı koptu ve bağırıp çağrışmalar arasında *L 'hepsi de aşağı düştüler.. Dayanilmaz bir sıcak basıyor, su ateşe dokundukça cızırdıyor, yanan odun part- çaları havada uçuşuyor, bunların sudaki akişleri tıbkı altın balıklar gibi görünü- yordu. Birisi ümidsizce: — Allahım, kurtar!. diye haykırıyordu. Birbirlerinin koluna girmş oldukları — halde iki çocuk kuş gibi yanımdan geç- tiler.. insanlar, hayvani bir korku İile a- — kılsızca hareketler yaparak, birbirlerini İterek, birbirlerine söverek, hıçkırarak Buya atılıyor, hep çabalıyorlardı.. gemi- nin bir yerinde, ruha haşyet verer kor- kunç, kuvvetli bir şangırtı ile bir cam karılıyor.. vapur hep ileri atılıyor, ve şim- narak daha hızlı gidiyor gibi idi. teş geriye atılıyor, devriliyor, kan renginde muazzam bir bayrak gibi ha- vada dalgalanıyor, onun altındakı su da, önun gibi, erguvant bir renkte görünü- yordu. Aşağıda bağırıyorlardı: — Parçala, bırak!. Ve ansızın ilerde, önümde yüksek, simsiyah, korkunç, uçları göğe varan bir şey peyda oldu. Bu görünen şey, sür'atle bana yaklaşıyordu; vapurla çarpıştığı za- man ezileceğimi anladım. Çok sıcak öl- masına, başımın üzerinde ateşler ıslık çalmasına rağmen ben hiçbir harekette bulunamıyordum, Ayaklarımın dibinde, ezilmiş çılgın bir ihtiyar kadın yuvarla- nıyor ve inliyordu. Önümüzdeki şey, git- tikce bize yaklaşıyordu. Bu, nehrin he- men hemen dimdik dağlık sahilleri idi.. Bir çarpışma, müdhiş bir darbe ve sarsıntı oldu.. ben yerimden kopuyor, a- lev dilleri arasından bir taş gibi uçarak süya düşüyordum... Bende, boğuk bir gürültü ile, sanki bir şey parçalanır gibi oldu.. su kulaklarımın dibinde ıslık çalıyor, beni suyun yüzüne fırlatıyordu.. sahile yanaşmış ve devrilmiş olan vapuru görüyordum.. bir saat evvel o, bir kuğu gibiı beyaz ve güzeldi.. etrafımda, kendi- lerini yutan su ile boğuşmakta olan in- sanlar. vardı.. fakat bunlar artık bağrış- mıyorlardı. Güçlükle nefes alıyorlar, bo- ğuk boğuk sızlıyorlar.. ve pek garib so- luyarak suda kayboluyorlardı. İnsanların bir kısmı ise, her hangi bir tahta parça- sına veya kanapeye tutunmuşlardı.. Oh, ben de bir tahta bulabilseydım?. Hırsla etrafa bakınıyordum; üzerime ya- ğan ateşli kıvılcımların yağmuru altın- da, su üzerinde durmak, benim için, o ka- dar güç ki... Birdenbire, bir tahta parça- sının, kendiliğinden, göğsüme çarptığını farkediyorum. Sevinç hıçkıriklâarile, saa- det ve helecanla bu ağaç parçasını, kol- larımla sarıyorum.. bü âdeta benim bir sevgilimmiş gibi, onu öyle ihtirasla, öy- le bir hazla göğsüme bastırıyorum ki... Hattâ gülüyorum bile.. fakat tahta suda batmağa başladı. Birdenbire titrek, sönük bir ses işit- tim: — İkimiz birden boğulacağız!, Bunu söyliyen kimdir?. Kim bu?. Tah- tanın öteki ucunda, kendi yüzümden en fazla dört arşın bir uzaklıkta bir yüz gö- rüyorum... Bu, onun yüzü idi... Benimle orada, vapurda bulunan, kendisine aşk- tan bahsettiğim kızın yüzü.. Ona, bu kıza, fedakârlıklar yapacağımı vâdetmiştim.. acaba o, şimdi benden bu fedakârlıkları istemeğe kalkacak mi?: Oh!, Ben onun ısrarla yüzüme baktığını hiz- sederek gözlerimi indirdim.. tahta gittik- ce suya gömülüyordu.. — Kendinize bir başka tahta alınız!. sözlerini işittim. Etrafıma bakındığiım zaman tutunabi- lecek bir başka tahta göremedim. Genç kız tekrar etti: — İkimiz birden tutunamayız!. Ben bunu anlamıyor mu idim?. — İçimizden birimiz kendini feda et- meli... Evet, içimizden bırunız tahtayı bırak- malı.. bu, böyle. Fakat, bütün insanlar ay- ni derecede yaşama hakkına maliktirler.. Ben artık boğuluyordum... Tahtayı bü- tün kuvvetimle kendime doğru çekmek istiyordum. O zaman kız onu elbette elin- ka tahta yok mu idi?, Etrafımızdaki suyun yüzü dümdüzdü; yer yer, üzerinde, zaman zaman görünen siyah noktacıklar beliriyordu.. bu nokta- cıklar, boğulmakta olan insanların başla- rı idi... Ben de artik batıyordüm.. — Vapur, rüzgârla sallanan sarı kırmızı çiçeklerden mürekkeb muazzam bir fidan çiçek açmış gibi yanıyordu. Su kulaklarımda uğulduyor, başım dö- nüyordu. Yavaş yavaş suya gömülüyaor- dum. Kulağıma güçlükle bir ses çalını- yor: — BPeki, şu halde ben.....« Bu sözlerden sonra tahtanın yavaş yavaş yükseldiğini hissediyordum... Ha- kikaten zamanı idi.. tam zamanı!, Zira bir an daha geçseydi ben tahtayı bu kızın elinden çekip alacaktım.. evet almiş ola- caktım.. Genç kızın başı bir chh daha suyun MAi 5 el BARİ adak Ka e Heitün G yüzünde görünüp kayboldu. Sonra eli gö Te *A SÖON POSTA Şimdi ben, her tarafı alevlerle sarılı| HİKÂYE: BİR AŞK RÜUYASI Sönra, hepsi kayboldu.. bir ben ve et- rafımda alabildiğine sakin, simsiyah, ağır sular kaldı.. Bu sular, işvekâr bir eda ile omuzları- miı ve yanaklarımı okşıyarak, beni de a- şağı çekiyorlardı.. Fakat ben sudan korkmuyordum. Tah- ta parçası, beni rahat rahat tutabilirdi.. ben rahat rahat yüzerek yardım bekliyor- dum. Yardımın çabuk gelmesi lâzımdı; çünkü bu yanan vapuru sahilden görü- yorlardı; geminin etrafında suyun nasıi cızırdadığını, alevden dillerin nasıl ıslık çaldıklarını işitiyorlardı.. su gittikce be- ni aşağı çekiyordu. Sol omuzumu öyle sessizce itiyor, onu Öyle sarsıyordu ki... * ceksiniz!.., Uyanınız!... Ben irkiliyorum., sıçrıyorum.. ve şaşı- rıyorum.. boğulmuş olan kız, hafifce gü- lümsiyerak, yanmış olan vapurun güver- tesinde ayakta duruyor, kara gözlerinin yumuşak ve okşayıcı bakışlarile yüzüme bakıyordu.. Tekrar ediyor: — Şapkanızı suya düşürecektiniz!, Ben, yalvaran bir sesle söze başlıyo- rum: — Af buyurun Bayan.. şey, yani size çok teşekkür.ederim Bayan.. - O, okşayıcı bir sesle: — Teşekküre değer bir şey değil, dedi ve başile selâm vererek uzaklaştı.. Ben, yüreğim heyecan içinde olduğu halde arkasından baktım. Onu boğmamış, batırmamış olduğuma o kadar sevinmiş- Şafak söküyordu. Gökte sabahın kızıl- lıkları tutuşmağa başladı.. nehir, bir çe- lik gibi ışıldıyordu. Dağlık yeşil sahiller o kadar neş'eli ve o kadar okşayıcı idi ki... Uzakları sis bürümüştü.. gökyüzün- de yıldızlar sönüyor, içimde bir sevinç tutuşuyordu., Demek ki ben bu kızı boğmamıştım?... YARINKİ NÜSHAMIZDA: Kalbinden hasta-kadın Yazan: Somerset Maugham den bırakırdı. Acaba yakınlarda bir baş- | Çeviren: İbrahim Hoyi İstanbul Borsası kapanış fiatları 26 - 3- 1938 ÇEKLER Açılış Kapamış Londra 628, 628, Mev-York 0,7880 — 0,7880 Paris 25,926 — 265,925 Milâno 159 16, Brüksel 4.6890 4,6890 Atina 87,0222 — 87,0222 Cenevre 3,4466 — 3,4466 Bofya 63,6942 — 63,6942 Amasterdam 1,42854 1,41284 Prağ 22,6112 — 22,6112 Viyana 4,22 4,22 Maürid 12.7388 — 12.7388 Berlin 1,9710 1.9710 Varşova 4.1894 4.1894 Budapeşte 3.9810 — 3.9810 Bükreş 10621 — 106.21 Belgrad $4,6337 — 34,6337 Yokohama 2.73655 2,7355 Moskova 23,895 253 895 Siokholm 53.09 3.09 ESHAM Açılış Klpınıı Anadolu öâm. $ d0 peşin —a çe A, Şim. $4 G0 vadeli — — Bomonti * Nektar o — Aslan çimento Do - Merkez bankası 100 100 İş Bankası 1040 10 d0 Telefon 810 — İttihat ve Değir. 12768 Şark Değirmeni 110 — Terkos 7 - İSTİKRAZLAR Açılış 19 20 Kapanış 19 20 Türk borcü I peşin » DB | <D vadek İLÂT Açılış 40 — — Şapkanızı bordadan aşağı düşüre- | iden Şaban soru- |di sahalarda olma« | bilirlerse |fak olmuş sayı: |lırlar. İleyman Saka do iye gelemez, büs. Muvaffakiyetinden emin olabilecek bir tip Zonguldaktan Sadık soruyor: — Tahsilimi bi- tirip muvajfak o- lacak mıyım? Dileğinde sami- mi ise » fevkalâde hâdiselerle karşı- laşmadıkça * mu- vaffakiyetle neti- eeleneceğinden e- min olabilir. © Muvaffak olabilecek bir genç İzmitten Hakkı imzasile — sorulu- yor; — /| Zengin muvaffak miyım? Enerjisi, istida- dı dahilinde mu- vaffakiyet vâdedi. — yorsa da zengin olmak — emelini müsbet teşebbüslere bağlaması lâzımdıı. pye olacak a Neş'e yerinde kullanılmalıdır Tekirdağ oku- yucularımız- yor: — Muvaffak ©! 1 cak mıyım? Acele etmek, vak kitli vakitsiz kız. mak veya neş'e- lenmek — muvaffakiyet — ihtimallerini zedeliyebilir. Lâzım olan bu halleri ye- rinde kullanmakla muvaflfakiyet ümid- leri çoğaltmış olur. B Dürüst bir genç Bakırköy- den Ferhad imza- sile soruluyor: — Muvaffak ©'-- cak mıyım? Dürüstlük, mu- vaffakiyet — doğu- ran — sebeblerden«- dir. Yalnız, başka- larının — fikir vae mütalealarını —da ihmal etmemek lâzımdır. © Kafayı işletecek mevzular Ankaradan Du- Tan Tuüncer — sarü« WF.' — Muvaffak o.0- cak mıyım? Muvaffakiyet di. leği ameli ve mad- dıkça kafayı işle- tecek — mevzulara rağbet etmek lâ- zımdır. 8 Gözü açık bir tip İsmini yazmıyan bir. okuyucumu> soruyor. — Muvafjak ola. cak mıyım? Açıkgöz — olan- lar, doğru ve mak- bul hareketlerile de etrafını kazana- muvaf- 3 Mahcub bir tip Kütahyadan Sü. fotografının tahlis lini istiyor: Mahcub ve çe. kingen tavırlıdır. Müşküllere karşı çabuk yılar. Ağır söze ve müuamele. bütün şaşırır, İyi r da karakterini so- — Muvaffaluyat Iıazan : kendiliğinden gelir Çerkesköyden Ahmed — imzüasile soruluyor! Tuttuğum muvaffak miıyım? Tuttuğu işin halarile kabiliyet. leri Aarasında &- henk varsa mü- İ vaffakiyet kendi. liğinden meydana , lir. © Daima çalışmak, daima çalışmak Ankaradan Züh- tü imzüsile — sgoru- yor: — Muvaffük olur cak mıyım? Okuma çağında olanların muvaf:- #akiyetlej rinden — şübheyr düşmeleri, kafala- rını yormak iste- mediklerine delâlet eder ki aksi davıyı göre muvaffakiyet mutlaktır, © Çevik bir tip Eskişehirden Ek- Tem Berkan da şu- nu soTuyoOr: — Muvafja: cak mıyım? Tavır ve hare- ketlerdeki çevik- lik, zekâ ahengini bozmadığı takdir- de kuvvetli iradr- lerle maksada laşmak mümkün olabilir. Nes elenmesi beklenen bir tıp Ankaradan Şük- Tü Erkoçanın sor- gusu dü şu: — Muvafjak o cak mıyım? Zekâ ve neş'e durgunluğunu ham rekete getirmek ve bu membalarda istifadeye koyul mak lâzımdır. * CA olacak Saadet her zaman mevcuddur Okuyucularımız. dan Ercanın sar- yusu da şu: — Evleneceğim eşimle mes'ud ola« cak mıyım? Eşini seçmekte isabet edenler, kiu racakları yuvanın saadet temelini atı mış olurlar, An« cak devamlı bir heyecan ve saadete im« kân olmadığını kabul etmek ve ufak tes fek hâdiselerle de zaman zaman sarsılan yuvadaki havayı bedbahtlıkla tavsif el memek lâzımdır. 6 Nefsine itimadı olan bir genç Edirneden Nural ruyör! İ Elinden iş gelir * ve bıkmadan çalı- | şabilir. — Kendini gösterici hareket- lerden uzak kalır ve yumuşak başlı davranır. Parayı düşünerek sarfot« |mek ister. İnlizam kayıdlarile alâkasını! kesmez. Nefsine daha ziyade itimad et« mesi lâzımdır. Son Posta j Fotograf tahlili kuponu Ad'“ ... DİKKAT Fotograf tahlili için bu kuponlardan 6 adedinin gönderilmesi şarttır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: