Yazan: Muhittin Birgen ehlikenin çok yaklaşlığını gören Çekaslovakyanın, kendi hudud » ları içinde yaşıyan Almanlara bir takım haklar vermekte olduğundan ve dahâ da vereceğinden bahseden bir takım haber- ler gelmeğe başladı. Daha düne kadar Alman ekalliyetleri. nin tahrikâtına karşı, şiddetli ahkinı ihtiva eden hususi kanunlar neşrile meş- gul olan ve Avusturya vukuatı esnasında «Biz Avusturya'değiliz!. diye yüksekten konuşan Çekoslovakyadan şimdi nasıl o« luyor da birdenbire yumuşak sesler geli- yor? Fransa gibi, Avrupanım büyük bir aâkeri devleti ile ittifakı olan, Rusya gi- bi Âvrupanın en büyük ordusuna malik bulunan iki müttefik sahibi Çekoslevak- ya, arasında bir de Küçük Antantın ön beş senelik tarihine malik olduktan gon. ra şimdi neden korkuyor? Neden, bir za- mandanberi Hodja hükümeti, Almanya ile dostluk yapmanın çarelerini arıyordu? Arkasındaki kuvvetler kâfr değil midir? İşte, merak edflecek meseleler bun - lardır, * Evet Fransa büyük bir askeri kuvvet- tir; Rusya belki daha büyük bir askeri kuvvete sahib bulunuyor; Küçük An « tantın askeri kuvveli de ufak bir şey de- Bildir; bütün bunlar doğrudur ve var - dır. Fakat, bu kuvvetlerin arasında çok gayri mütecanis cihetler bulunduğunu da bir tarafa bıraksak, gene orta yerde var olan ikinci bir şey dana kalır: Çekos. lovakya içinde iki buçuk milyonu tam kesif bir kütle teşkil etmek üzere üç bu- guk milyon Alman nüfusu vardır ki bun- lar bütün diğer Almanlar gibi Alman ve Çeklere nisbetle de kültür bakımını en Yyüksek vasıfları haizdirler. Bu Alman - ların evyelâ bir Almanlık davaları, gon- ra da arkalarında, kendi'erine Çekoslo - vakyanın hududlarında bitişik olan Al. manyanın Almanlık kütlesi vardır. Şu halde Çekaslovakyanın davası bu ba « kımdan münakaşa götürür. Almanların ve Almanlığın davası da, gene bu ba - kımdan kuvvetli görünebilir. Bu vaziyet yüzünden Almanya bir me- sele çıkardığı gün, dünyanın bütün mem- Jeketleri Almanları haksızlıkla itham e- decek değillerdir. Hududlarda — milliyet prensiplerinin hâkim olmasını istemek, haksızlık ve adaletsizlik değildir; bilâkis bunun aksint istemek haksızlıktır. Bun- dan dolayı, Almanlar ve Almanlık, kuv- vetlerine güvenerek bir mesele çıkarınca, Çekoslovakyanın Alman kütlelerine zor- la hâkim olmasını haklı bir dava, olarak telâkki edip bu yüzden büyük bir Av - rupa harbi çıkarmayı kabul edecek mil- let bulmak güç olur. Büyüyen bir Alman. yanın, civar komşular üzerindeki tehli - kesi ne olursa olsun, bu işlerde alâkadar milletleri idare eden devlet adamları, bu şekilde görünen bir davayı müdafaa için kendi ordularımı Çekoslovakyanm, haklı elmıyan davasını müdafan için harekete sevkedemezler, Çünkü, zamanımızda, es- kisi gibi, sade askerler harbetmiyor; har- beden milletlerdir; tayyarecilik Bugünkü hale geldikten sonra da harb sade ordu halindeki mitleti değil, belki de beşikteki çocuklara kadar bütün mülleti bir anda alâkadar ediyor. * ; Bu vaziyeti böylece izah etmemizin se- | bebi Çekaslovakya ile Almanya arasım - daki haklılık ve haksızlık davasını hal - letmek için bir hukuk mahkemesi kur - mak ve hâkimlik yapmak değildir. Şun- ları söylemek isteriz: Zamanımızda harb yapmak şaka değil- gdir. Bütün milletleri birden ateşe atacak İnsan canlı ve seyyar bir fabrikaya benze:-, bir fabrikanın kiymetini ölçmek için nasıl verdiği randımana bakarlarsa insanın maddi ve manevi kıymetini anlamak için de meyda- na çıkardığı eserin mikdarına bakarlar. Hükmü görünmiyen şeye değil, görünen eserlere göre veıiılcı FÇT SON POSTA Öğrenmek, bilmel nu unutmayınız. D İnsan bir makinedir $8 mak mühim bir şeydir. Faka nizden, ihtisasmızdan bir eser çıkaramamış iseniz, yer altın- da kalmış, meçhu! bir madene benzersiniz, ratdıman veren eahillik, randıman vermiyen âlime datma müreccah olduğu- k, seçtiğiniz meslekde ihtisas sahibi ol- eğer öğrendiğinizden, bildiği - ——— — —— —rn SUU ARASINDA Çocuk ile fok balığı Arasındaki dostluk Resimde gördüğünüz minimini ço- cıkla hayvanat bahçesindeki fok balı- & pek sevişmektedirler. Çocuk her sa- bah hayvanat bahçesine girince sevgili dostu fok balığının yanına koşmakta ve gördüğünüz gibi aralarında hararet- 1i büseler teâti edilmektedir. Bazı çiçek kokuları ses kısarmış Bir Fransız doktoru, birkaç dakika için sesi kısan ve nefes darlığı getiren koku- lar hakkında kadınların nazarı dikkatini celbetmektedir. Bu kokular arasında gümbül, leylâk, menekşe, akasya, tume- roz ve traem bulunuyorlar, Bu kokular bir an için sesin kaybolma- sından başka bazan da muvakkaten ses sizliğe sebeb olabilmekte imiş. Bundan başka kokular çok defalar nefes darlığı da getirirlermiş. Kokular en ziyade şar. kı söylemek için ağızlarını açmak mec- buriyetinde bulunan san'atkârları müte- essir etmektedir. lar ve tenakuzlar üzerine oturttu. ve bundan dolayı Avrupa bugün muztarib- tir. » Bugünkü dünyada milletleri haksızlı - Hın ve adaletsizliğin müdafaasına sevket- mek ne kadar müşkülse bir milleti hak. ve adaletin müdafaası için a; mak ta o kadar kolaydır. Hakikat üzerine istinad etmiyen bir Avrupa nizamı, bü- tün (htiyat ve emniyet tedbirlerine rağ - men, bir çok sarsıntılar geçirmek şartile ancak, yirmi yıl yaşıyabildi. Bugün bu olan kararların kütleler tarafından ka - bul edilmesi için müdafaa edilen davala- rın ezher cihet haklı olması da lâzımdır. Harb için top, tüfek, tayyare, mühımmat ve para ne kadar lâzımsa milletlere har- bettirmek için böyle manevi kuvvetler ve âmiller de o kadar elzemdir. Haklı bir dava müdafaa ettiğine kani olmıyan bir Milleti harbe sevketmek kolay değildir; sevkedilse bile o millet bu barbi şevk ve hıye—ılı yapamaz ve ilk fırsatta iühıı O Fransa ki, kendisine hâkim bir istik- bal yapmak için sulh muahedelerini o va- kitki devlet adamlarının fantezist ta - savvurlarından doğmuş bir takım tezad. nizam çökmüştür ve yerine bir başkası- nın kurulması lâzım geliyor. Bunu ku - racak olanlar, eski hatalara tekrar düş - * | memek için bu mühtm hakikati iyi bil « mek ve şu tecrübeden mecburiyetindedirler. Muhittin Birgen iyi ders almak muhtar orada bulunmadığı sırada köy İSTER İSTER İNAN, Kızılcahamamda oturan bir dostumuz anlattı: Kazamızın Kocalar köyü muhtarı Ahmed Tezerin tahriri arazı işlerindeki hizmetine karşılık olarak alacağı para için komisyon re'si tarafından tanzim edilen istihkak varakası, HERGÜN BİR. FIKRA | Hasisin oğlu oğlu Haşisliğile meşhur İrlandalılardan biri bir gün ağluna bir şişe verir: — Git, bu şişeye meyhaneciden bi- *a doldürt ve getir! — Peki ama, para nerede? — Para olursa herkes bira alabdiüir. İş onu parasız alabilmektedir. Çocuk gider, bir müddet sonra e - tinde boş şişeyle döner, babası kızar: — Ben sana bira al demedim mi? Çocuk cevab verir: —, Şişede bira olursa herkes içer, iş bira olmadığı zaman onu içmektir. * Amerikada geçen Sene 2 milyon insan Kayboldu 1937 senesinde Birleşik Amerika hü- kümetleri dahilinde 1,800,000 insan kay- bolmuştur. Amerikanın büyük şehirleri- nin zabıtası hiçbir memlekette görülme- miş bir faaliyetle bu kayıbları bulmak için çabalamaktadır. Son günlerde bir İngiliz gazetesinde şu aşağıdaki ilân mün- deriçti: «Edvard Koen'in 20 yaşındaki karısı kaybolmuştur. Madam Amerikadan gel- miş, misafir edildiği evden kaybolmuş- tur. Kaybolan bu kadın daima elinde bir yalancı bebek bulundurmakta ve kısa fistan giymekte idi, İlk tesadülte küçük bir kız zannedilmesi ihtimali vardır.» Madam Koen üç gün sonra bir kız mek- tebinde dersleri takib ederken bulun- muştur; Çocuk gibi giyinerek mektebe gitmek için misafir olduğu evden kaça- rak başka bir eve pansiyon olmuş imiş! * Tayyarecilik sahasında yeni bir icad İngiliz gazetelerinin Nevyorktan al- dıkları telgraflarda, Birleşik Amerika hükümetlerinin — deniz — tayyarecilerin, bugünlerde tayyareler için çok mühim bir keşfin tedkikile uğraşimakta alduk- Tarı bildirilmektedir. Bu keşif sayesinde saatte 300 kilometre sür'atle uçan bir tayyare sür'atini hiç kaybetmeden hemen geri geri gitmeğe müktedir olacağı gibi tnerken de yolunu kaybetmeden birden- bire çıkmağa çıkarken de gene ayni veç- hile inmeğe muvaffak olacaktır. Eğer bu keşif tahakkuk ederse, tayyara muhare- | 'beleri usulünü esaslı surette değiştirmiş | olacaktır. İ İSTER İ bırakılmıştır. Hafız sonra muhtar gelip imamı Hafız Aliye İNAN, İSTER ıl_ bulmuş, sigara saracak kâğıd ararken, bu vesika gözüne iliş- miş ve bir parçasını yırtarak sigara satınıştır. Bir müddet bu garib bıkâyeyi dinlemiştir. t İNANMA! Pedikür yaptırmıya Meraklı bir fil Resmini gördüğünüz fil, seksen kü- ur yaşında olduğu halde modaya ve sü- se pek düşkündür, Bilhassa manikür ve pedikür yaptırmaktan çok hoşlanır. Fakat, pedikürcülerin genç ve güzel kızlardan olması şarttır. Onun için ya- runa güzel kızlar yaklaşınca hemen a- yağını kaldırıp bususi bir kütüğe koy- makta ve keyifli keyifli hortumunu sallamağa koyulmaktadır. Amerikalıların saadet reçetesi Kart koca boşanmalarının en çok gö- rüldüğü Amerikada evlilik hayatına dair olan mübahaseler datma günün meselesi addolunmaktadır. Pek çok senelerdenbe- ri karı koca davalarına bakan bir Ame- rikalı hâkim evlilere çu aşağıdaki on na- sihâtte bulunmaktadir: 1 — Mütekabil tahammül 2 — Beraber çalışıp beraber eğleniniz. $ — Küçük münazaalardan kaçınız ve büyük ihtilâflarınızı yatıştırınız. 4 — Uzlaşma, boşanmayı intaç eden zehirin yegâne ilâcı budur. 5 — Daima sempati, hüsnü niyet ve mütekabil anlaşma şeklini tercih ediniz. Bunlar bir aile ocağınım temelini teşkil ederler. 6 — Sabah yemeğinden evvel ve son-|ğine dair dedikoduları, yalan bilenler bile, birbirlerine tatlı tatlı mübalâğalarla tekrara başlamışlardır. —a O TAKViM ra tükürmeyiniz. 7 — Birbirinizin hısımlarını takbih et- Mmeyiniz. 8 — Bir odadan 1baret olsa bile müs- takil evüniz olsun. 9 — Birbirinize karşı değil, üçüncü şahsa karşı mücadeleci olunuz. 10 — Kolayca affediniz. NANMA! Ali bir iki gün sonra bir mikdar tütün istihkak varakasını sormüş ve imamdan Sözün Kısası Yazı Çok Oldüğu İçin Frank düştükçe Suriyede pahalılık da artıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Tusunu isterseniz, bu dedikodular bir k sım siyasi muhitte endişe uyandırmak beraber büyük bir kısım Suriyeli de ; Hatay işinin böyle bir netice ile h. dilmesine memmnun o:acak, Sebebi, Suri yenin bu Manda işinden bıkıp usanm olmasıdır. Fransa müsştemlekecileri * balkı kendilerinden soğutmak için b ne mümkünse yaptılar. Bugün Fransa nın Avrupadakli müşkülâtmı görenli memanun oluyorlar ve Suriyenin Mandi dan kurtulması zamanınıtı — yaklaşlığı görüyorlar. Süriyenin son günletdeki ızlarabı bü yüktür. Suriyeli her sabah uyandığı zi man, «Bugün ekmeğin, etim ve bütün y yecek ve içecek şeylerin fiatları düne vi betle acaba daha ne kadar pahalanacak! diye derdleniyor. Frank düştükçe hi şeyin flatı çıkıyor. Bir dostum, dün ban diyordu: «— Fransada fırkalar kavga ediyorla Fransa Avrupada politikn yapıyor. Bizir bu işlerle ne alâkamız var ki cezasını b çekelim. Paramızı Fransız frangına baj hyan Manda ida bayatı zehir | diyor. Fransada frank düşüyor #ma, bı nun netiçesinde piyosada hâsı! olan fi: farklarının hayata olan tesirini Frans ümeti daima yeni yen: yedbirler| hafifletiyor. Halbuki bizde yalnı: n düşüp eşya fintları çıkıyor.> Müstemlekecilerin abdal zannettikle Suriyeliler bu işleri pek güzel anlamıl tadırlar. Hakikaten memlekette hayat kadar pahalammıştır ki cihan harbind olduğu gibi, şimdi Surryenin muhtel yerlerinde kıtlık hüküm sürmektedir; yı ni, bir takım halk yiyecek ekmek alm imküânmı bulsa da bunu alacık para bi lamıyor. Yer yer, halk «Açız!s diye fo yada başlamıştır. Geçende Halebde büyük bir hâdise, | deta bir nevi isyan oluyordu. Hükümı firkası işe müdahale ederek Haleb kü çük esnafımın yaptığı bu hareketi, rica v istirham ile, türlü türlü vâdlerde bulu narak güçlükle teskin edebildi ve iki gü Halebde inzibat, mütemadi surette jar darma, polis ve askeri devriyelerle temi Bu ahval, gerek Fransanın ve gere onunla anlaşarak çalışmayı tercih ede hükümetin mevkiini çok müşkülleştir miştir. Muhaliflerin kredileri yükselmi' taraftarları çok artmıştır. Şimdiye kada müfrit Vâtanf zümresine mensub n!ınj Kabet gazetesi bile geçende Fransa Münasebetlerden ve hâlâ neticelenemi yen istiklâl ve ittifak muahedesindi bahsederken: «Biz Manda değil, istikli istiyorduk. Fransa ise bize Mandayı bu defa da istiklâl ve ittifak muahedesi ka hbına döken bir muahbede verdi> diyi muhaliflerin iddialarını aynen teyidi mecbur oldu. Hülâsa, halkın vaziyeti vahim ve şi kâyeti büyüktür. Bunun için Hatay hu dudlarına Türkiyenin asker tahşid etti