30 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖON POSTA ASNti İkinci Hergün Mekteblerde disiplin Meselesi hakkında ben Nasıl düşünürüm? Yazan: Muhittin Birgen 5) ir cemiyetin selâmeti mutla- K—) ka inzibattadır. Mekteb de ev- velâ cemiyetin içinde bir parça olduğun- dan sonra da bizzat, başlı başına bir ce- miyet teşkil ettiğinden iki katlı bir İinzi- , bata muhtaçtır. Bunun için mektebde iki * katlı disiplin hüküm sürer: Cemiyetin — umumi inzibatına aid ahlâki ve hukuki kaideler, bir de bunların üzerine mek- teblere mahsus inzibat. ” Şu halde, mekteblerde, son zamanlar- — da fevkalâde elim tezahürler yapan in- zibat noksanının önüne geçmek, iki ba- kımdan disiplini bozulmuş bu cemiyet 'organına yeniden küvvetli bir inzibat vermek bir zaruret ise, bunu temin için ne yapmak lâzımdır? Bu hususta fikirler değişiyor: Şiddetli inzibat kaideleri koymak, yahud bugün mevcud yumuşak kaidelerin muhafaza- - sile iktifa etmek. Kendi kendisinin ha- — yat meş'uliyetini vicdanında küvvetle hisseden bir nesil yetiştirmek maksadi- le, eski mektebin inzibat sistemini kal- dırıp bunun. yerine yenisini ikame eden, — Mmükâfatsız ve az cezalı terbiye sistemini «tercüme terbiye» diye beğenmiyen - fi- kirlerin yanı başında eski usullerin kıs- men olsun iadesini istiyenler var. Bu- günkü mükâfatsız ve az cezalı usulü be- ğenmiyen inzibat sistemine bazı mual- 'İlimlerin de itiraz ettiği görülüyor. Bu- nunla beraber, bugünkü sistemi beğe- nenler de yok değildir. Ben bunlardanım. * Bugünkü demokratik dünyada, demok- ratik bir istikbale doğru gitmek istiyen ve gitmeğe mecbur olan Türkiyede eski — gsülleri, hafif,şiddetlerile dahi iadeyi dü- şünmek, Türkiyede içtimaf bir muhafa- zakârlık olur. Dünyanın her yerinde hâ- | kim olan bu terbiye nizamidir. En şid- detli ceza usullerile cemiyeti yeni bir ni- zama sokmak için uğraşan Ru&yada, ayni Resimli Makal_eî DE İnsanlarda rüyet zaviyesi.. 38 tabiidir. Herkesın rüyet zavıyesi kendisinin gözüne, zevkıne, mu- hakemesine ve bilgisine göre değişir. Birisinin güzel buldu- ğunu bir başkasınır fena bulması hem mümlzün, hem de demektir. Herkesin her şeyi sizin gibi düşünüp görmesini istemek muhallin arkasında koşmak demektir. Muhal elde edilemez, elde edilmesini istemek tabiat kanunlarının fevkine çıkmak Ö Bisikletle polo Oyunu icad edildi Şimdiye kadar atla oynanan bu o - yunun artık kâfi derecede zevk ver - tarzda otoriter bir nizam sahibi olan Al- manyada ve İtalyada bile usul ayni u- &uldür ve bunun prensipi de şudur: «İyi olacaksan kendin için, kötü olacaksan da kendin için!» Bizdeki usul de budur. Bugün için başka tarzda bir inzibat ni- O zamını benim aklım bir türlü alamaz. Fakat, her terbiye usulünün — tatbiki bir esas şarta ve bir esas unsurun vücu- düne bağlıdır: Terbiye şartı ve mürebbi unsuru. Hangi inzibat sistemini tatbik e- | dersek edelim, hoca unsuru kuvvetli ol- — Mazsa alacağımız netice kötü olur. Bizim bugünkü mürebbi unsurumuz, sür'atle » genişliyen mekteb teşkilâtımızın inkişaf ihtiyaçlarını tatmin edemiyor. Hoca, mü- rebbi yavaş yetişiyor, mekteb kadroları gçabuük genişliyor. Bunun için her mekte- bin kadrosu ayni derecede kuvvetli bir unsur eline verilemiyor ve araya, pek az da olsa, bu mesleğin bütün — şartlarını Nnefsinde cem'e vakit bulamamış olanlar da karışıyor. Bütün derd buradadır; bütün hastalık — buradan geliyor! h. e , ş * Ben hayatımda on iki sene hocalık o yaptım. Bu on iki sene içinde, belki ilk senem müstesna, bir defa mükâfat ve hir defa da mücazat vermedim. Halbuki be- nim hocalık ettiğim zamanların mühım bir kısmında bu üsuller vardı. Ben oön- Jarı kullanmadım. Buna rağmen, beri — talebem çok sevdi ve benim sımıfımda | | hiçbir inzibatsızlık vak'ası olmadığı gi- İıi bazan başka sebeblerle tahaddüs et- :mı; olan inzibatsızlıkları, ben talebemin “üzerindeki nüfuzumla, iyi bir — şekilde — hallettim. Bunun sebebi gayet basittir: j :;Ben talebemi sever ve onun iyiliği için - Uğraşırdım. — Bir hoca talebesini severse, ona öğret- 'r_mek için elinden geleni bütün harareti — ve muhabbetile sarfederse, ona iyi şey- — İler gösterip, iyi nümuneler verirse ve ©- - nun zâflarını bilip kusurlarını affeder — ve bu kusurları bir daha yapmasına mâ- “ ni olacak sözleri bir baba ve bir iyi ar- kadaş saffet ve samimiyeti ile söylerse bu talebenin iyi olmamasına imkân yok- — tur. Böyle olmıyan hoca elinde ister fa- y bulunsun, ister izinsiz olsun, netice — birdir; talebe ile hoca bir türlü anlaşa- — Maz ve inzibatsızlık hâdiseleri kendili- mediğini düşünen fikri icad sahibleri, |bir de bısikletle tecrübesine girişmiş -| ler, ve bu yepyeni çeşniye bayıldıkları için, bundan böyle hep bısikletle oy - namaya karar vermişlerdir. Yirmi beş sene sonra dünya nasıl olacak ? Sikago üniversitesi profesörlerin - den Ogburn'a göre, 1962 senesinde, ya: ni bundan yirmi beş sene sonra: Dünyanın nüfusu azalacak, çocuk - lar daha zeki olacaklar, fakat his, he - yecan kabiliyetleri eksilecek, şehirler küçülecek, boşanma vakl'aları sık sık o- lacak ve evli kadınların yarısından faz- iası işe gireceklerdir. zun seviyesini, mekteb — teş'silâtımızın ihtiyaçlarile mütenasib olacak derecede yükseltmeğe çalışmak, derdi kökünden izale için kâfidir. Sonra, biraz da mübalâfa — ediyoruz. Bugünkü Türkiyede yirmi sene evvelki Türkiyeye nisbetle üç ve belki de dört misli mekteb ve belki daha fazla nisbet- te muallim var. Eğer buğünkü hâdisele- ri eski hâdiselere nisbet edersek görü- rüz ki mekteb inzibatı kaybetmis değil, kazanmıştır. Eskiden inzibatı iki tabur askerle temin edilen mektebler büulun- duğunu unutmıyalım! Eğer muallimle- rimizi seçerken ve yetiştirirken — biraz daha dikkatli olur, bu mes!leğe biraz dâ- ha yardım edersek bence mesele kalacak değildir. Maarifimizin tatbik ettiği terbiye u- sulleri, herhangi millet için olursa olsun, en mükemmel ve en asri usullerdir ve Z ARASINDA Ö riie ği eli ee HERGÖN BİR FİK? Fransızca konuşuyorlar | Bir mecliste çocuklara ecnebi lisa- nt öğretmekten bahsediliyordu. Ora- da bulunanlardan biri: — İyi ama, dedi, bizim çocuklarda lisan öğrenmek kabiliyeti başka mem- leketlerin çocuklarına nisbetle çok az, Saordular: — Bunu nasıl anladımız? — Parise,gittiğim zaman anladım. Orada beş yaşındaki çocuklar bile bülbül gibi fransızca konuşuyorlar.. D derd o'A İngilterenin Chanselier lordu Haislam bügünlerde çok karışık bir meselenin halli ile uğraşmaktadır. Mâlüm olduğu üzere İngilterede de hâkimler kaydı ha- yat şartile tayin olunurlar. İçlerinde pek ziyade ihtiyarlamış oldukları halde hâ- kimlik sandalyesini bırakmayıp muhakemede mütemadiyen 'uyuyanlar bile vardır. Bu gibi ihtiyar!ların memu- riyetlerine nihayet vermek istiyen Loörd Haislam yaptığı bir listede bütün Büyük Britanyada on bin hâkimi ihtiyarlıkları dolayısile istifaya davet etmiştir. Bun- ların arasında yaşlarının çok ilerlemesi dolayısile sağır olanlar olduğu gibi mü- temadiyen uyuduklarından dolayı mu- hakemeleri takib edemiyenler de vardır. Fakat listede isimleri yazılı hâkimler istifayı kabul etmemektedirier. Bunlar- dan bir ihtiyar hâkim: «86 yaşındayım. 40 senelik hâkimim. Hâkimlik kürsüsü üstünde yüz yaşında öleceğim. Binaena- leyh daha on dört sene hâkimlik yapa- cağım» diye cevab vermiştir. İTİ sene evvel Pirenin nüfusu 12 kişi imiş Pirenin liman idaresi —memleketin nüfusunun artması ve İlmanın faali - yetleri hakkında çok enteresan bir is - tatistik neşretmiştir. Bu istatistiğe gö- re 1827 senesinde Pirenin bütün aha - lisi 12 kişiden ibaretmiş! 1834 de 600, 1839 da üç bin kişiye baliğ olan memleketin ahalisi 1937 de üç yüz elli bini bulmuştur. Gene bu istatistiğe göre 1858 de Pi- re limanına senede birkaç küçük gemi gelip giderken 1920 de 4,720 vapur ge ab ingilterede ihtiyar hâkimler esnaylı . ) Okuyanların kafaları Gitgide büyüyormuş Amerikanın ve belki de dünyanın ta - nınmış arkeoloğlarından Flinders Petrie | şahsında yaptığı tecrübelere istinaden şu sözleri söylemişitr: — Münevverler yaşlandıkta — kafaları da büyümekte, şişmektedir. Meselâ ben 21 yaşında 53 numara, 30 irmda 54 nu - mara, 40 ımda 55 numara, 50 imde 55!4 numara şapka giyerdim. 60 ımda da Şapkalarımı hususi surette yaptırmak mecburiyetinde kalıyorum.. 172 yaşındaki ihtiyar gençleşmeğe çalışıyor Madin Mohan ismindeki Hind reisle- rinden biri Tapsi Bişam Das adlı bir mu- cidin idaresi altında, mühürlü bir odada gençleşme rejimine girmiş bulunmakta- dır. Tapsi 40 yaşında gibi görünmesine rağmen 172 yaşında olduğunu iddia et- mektedir. Ve denildiğine göre de, 172 yaşındaki reisin yüzünde bulunan kırışıklar düzel- meye, ellerinde ihtiyarlık titremeleri kaybolmaya ve vücudü dinçleşmeğe baş- lamıştır. Reis, daha düzgün de uyumak- tadır. Rejim 41 gün sürecektir. Meşhur Zeplin süvarisi Dr. Ekner ağır hasta Meşhur Graf Zeppelin balonunun kaptanı Dr. Eckener'in hastalığı de - vanı etmektedir. Son günlerde bir a - meliyat geçirmesine rağmen, — duru - munda iyilik eserleri görülmemiştir. Hastalık vahametini muhafaza etmek- ;ıi:ıdıııçıku Mektebludehıihıtteıiıiiçmuhhe—l |ğimiz, yiyecek mahsullerimiz, | yayı anladık. Buna rağmen hâlâ: r' Sözün AŞ İktısadi Bi Bozgunculuk larca, bazan hiç de 18* _' ' mıyarak, vahim neticelerini Çd rek, soğukkanlılıkla, ahmâkw yicesine iktısadi bozgunculuk Ği s—î w «Akıl Frenkistan; n].t.anl man!» ve yahud: «Kendini #| giliz sicimi ile as!» umnüüü rini evlâdlarımıza tekrar eti ogl ğüd makamında belletmektef * mışız. Kendi ana yurdumuzda 09“ bugün el kadar parçaları dül) f““ lerinin camekânlarını süsliyeh ! maşları bir tarafa bırakıp d' fabrikaların tapon — mallarınıl koşmuşuz.. Şuursuz frenkperestlik can” muş.. Garbdan gelen ne kadâf süprüntü varsa, onlara, güm zin himayekâr ve cemilekâr tâte, yesinde, kapılarımızı ardına * mMışız.. ' Soframızda Frenk arpasi, * riyesi, Frenk bezelyesi, Frenk Frenk lâhanası bulundurmayh * kadar yabancı ülkelerden g€ ir barlık saymışız.. Halbuki bizim kendi topra£ gi kiler gibi mümbit, ustalarlm“* kârlarımız onlarınki kadar zekâmız onların zekâsı kadar )' başarıcı imiş, Bunun böyle oldu ze cumhuriyet rejimi iyiden' 19 etti. ,Bugün hemen bütün ihti yerlı sanayi fazlasile temin € kumacılığımız, koselecüığımm E. Talü — , üşünüyorum da.. yıllare ) H da bir çok mahsulât ve masnuâ ka memleketlerde çıkan ve yâF salinden hiç de aşağı değildir. Ve şimdi anlaşılıyor ki o Me sersemcesine bozgunculuğu evv ! mamış olsa imişiz, elimizde DUS gün daha çok esaslanmış, kokla?â* j bir endüstri, çok ilerlemiş küçük ve hatırı sayılır bir de milli lunurdu. Allahtan ki zamanla gorumü' aklımız başımıza geldi, Hanyaytı —— — Avrupanıtıki başka!.. Diyen, yerli malına nazarl ile bakan züppe zihniyetler vâr- Bunların ne kadar hata ©* millf ideale karşı - bilerek, bilm fenalık işlediklerini münasib veS” —— | retmek hepimize borçdur. , Ka Artık hiç bir cephede bozgun LA hammülümüz kalmamıştır. Her î q , rinde, intihabında, tercihlerind€ Harekâtına bir propaganda çeş:lf v mek şartile! F JTT gönderiliyor IF*" Birkaç gün evvel Behran © pdl rahim adlı genç bir Habeşlinil ’ portunda tahrifat yaptığı jddiasit b kemeye verildiğini ve netic f“î kararı alarak serbest bırakıldı ğıl” | mıştık. ı İbrahim dün Emniyet mud“;bşy müracaat ederek köstenceye tediğini, fakat yol parası © kendisine yardım edilmesini tir, Genç Habeşli Köstenceyt meccanen gönderilecektir. TAKVİM, *"ı ! îa t İ B eşk uui değildir. Munllim hdromu-gl asla tercüme usüller değildir. Hâdiseleri 'lip gilmiş ve geçen 1937 de gelip giden | tedir. İKİNCİKÂNUN izam etmiyelim ve bu usulleri baltala -'her devlete mensup gemilerin adedi| — Yapılan ameliyatın da ne oldugu bil | miyalım! Muhittin Birgen |7,500 ü bulmuştur. dirilmemektedir. Hat mesa z 1353 x uTinuı ge p . 17 İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Dün İstanbulda çıkan gazetelerden birinde şu satırları | ve büyük bir rağbetle karşılanacaktır.» GÜNEŞ | okuduk: * BErL <«İnhisarlar İdaresi sigara içenlere bir yenilik olmak üzere Mühterem meslekdaşımızın bahsettiği purolar piyasaya ı | 50 yeniden bazı sigaralar hazırlamıştır. Bunlar arasında yerli | çıkalı bir aydan fazla zaman olmuştur. Binaenaleyh arkada- )a purolar da vardır. Bu purolar yakında piyasaya çıkarılacak şımızm verdiği haberin gecikmiş olmadığına: Öyle > |D İSTER İNAN, İSTE R İNANMA! e. İ7 | os ; z |ıa | 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: