Rasputın ölmeden evvel ihtilâli keşfetmiş mi idi? Korkunç papas, imparatoriçeye : “ Beni öldürürlerse bütün imparator ailesi mahvolacaktır ve Rusya kana boğulacaktır ,, demişti ve ihtilâl patladı Ürkent hükümdarı ölmüştü "hur Oğluna emret!i: " Yanına 5200 süvari al yarın şafakla yola çık! Urkenti muhasara edecex ve benden emir bekliyeceksin!,, Kent Mrayının harem dairesinden | ad koptu, kmlm , saçlarını yola Hüseyinim h dımvu bana haram ol- a c haykıra L idızlaı-[a Yatakı haykıra ağlıyordu. Süslenmiş gül 1K Üzerinde, henüz s ,:“Jldn Harzem hüküm- fü) nun biruh cesed derli çehrelerle birbirlerini iterek ina dolarlarken bunla- vrkgına,nım Dehliz- YA başlamıştı. B rkaç deh- #onra bir kapının önün- b'" ipek perdey So:;erı ı:raı,p ııeml olan bu adam, be;—'rmn başını kaldırarak: TMırildan mnı r' Yüra , San, Huk Kadın, ellerini | a Ömürler versin, Hân-| 3N emri, yerini buldu Kıra hıçkıra ağlamıya başla- L.;:am da ellerini başının a- 8 'Wrdu İki hıçkırık, bir- rdu. kı p”"*d-ı başlıyan bir gürül iyordu. vlanııı hâalk, gittikce ço- apıcılarına soruyorlar feryadlar, C * (Hü yzvı. Kapıcıj Cıli l?de)u"' Sevah vermiyorlardı. El İStiyorla M"'ıımk.ar.a halkı da hedir?. Yoksa, Sofu) vefat mı e :l““““de ağlıyan adamı, bu kluğh y Hmişti. Başını çevirip dı- dç Zaman, kapıcılardan biri- m'"ah. ihtiyar bir ada- Hdl"ı L'oıu'ıı: A' şmiş! a) Hey. ka d'hm Picilari. Mızraklar aşağı Mayınız, ATmaştı. k Ş "ımk ların uçlarını ye G Ter adım geri çekilmişler- 'y Çey -üm_ daki hzk gözlerini pen- Zamn, b. n Siğler 'ye Biln, 'b"hİHPrinğn (î('hf ağlıyor... İNi ga SÖYlenmi '“'—aı ;î'l bir h Anlaşıldı; Şler.. birdenbire kalb- hüzün ye elemle, sessiz Tmişlerdi. kand - 'l’-k..hmlk , şehrinde (Timurlenk) ee lan bir .Bpısı önünde; kan ter için- u P,"' dürür durmaz çatlamış, 'çm'şlı Üstündeki meşin di k bir hareketle yan ta- q;ı: âtın altında kalmaktan İçlagadü bi an yt & h:de "âlın N bile durmadan, kanlar l'rı _vı,ıp :"M bir kere bile ba-; ü“jh g.n ü '31 lan, kapıdan içeri OEru koşmıya başla- l“rhîl bu adamı tut- inden fırlamışlardı Tn Zabiti: ; | vah:ncı değil, Taniyo-| an, ı:o'a koşa f:buk Hâkan'a haber ve- ir haber getirdim. '" xnvv—rlenndr—r— olan o 'Kika kaybolduktan son- kulaklarına |1, » Hâkan seni bekliyor. Diye, haber getirmişti. Meşin elbiseli adam, Iloş bir dehlize doğru ilerlemişti. Dev cüsseli, topukla- rımna kadar hırkalı, uzun sakallı; oklar, kı Si nön srasından dızlı bakır urga kapıdan içeri gi u a, gene ılev gibi iri bir adam onu karşılamıştı. Sağ elinde- | ki yalın kılıcın tersini, rak eldin. z.ıkl: Mirke? Hâkan, Hoş sabi Se Çabuk seni bekl Diye mırıldannıştı. aralık duran, misin, içeri gir. sedef işlemel ştı. Köşede sedi- yük ber bt'îl'd*' n anla; n Sofu ne halde?. ğa kalkarak cevab vermiş- a Tanrı, size ömürler n Sofu, vefat etti. Bi versin. — Ne zat nle, tam beş . Onun vefatını hal Hâkan l da, ata bindim. Menzillerde ğim di yalmnız â buraya geldim. — Hüseyin Sofunun velfatı, » nde nasıl bir tesir husule ge! — Çok acı, Hâkanım... Ben Urkent. ten ayrılırken, halk deı in bir matem i- çinde idi Halk, onun hastalığını biliyor mu A(ı . — Herkes biliyordu: Ve herkes onun Hâkanım. Fakat ün kudre- b olduğu- n Sofunun arfettikten sonra rdu. Ve kendisi, ha tin nu n bu alandığı — Pekâlâ.. Onun yerine, tahta kim çıkacak — Tabildir ki, oğlu.. Yusuf Sofu. — Halk, Yusuf Sofu için ne düşünü- yor? — Çok acele hareket ettiğim için bu vücudlü | kestirerek sür'atle | |bususta kat'1 bir şey söyliyemiyece- ğim, Hâkanım. Fakat halk, Yusuf So- fudan da çok memnun görünüyor. — Bunu, neden anladın? — Ben, sarayda cereyan eden hâdi selen yakı an takil “atımı lı.ıu.mıkrn balktan şöyle bir vak'a düy Mirke, saray kâpısında geçen vâl arlattıktan sonra, sözüne devam etmiş- koluna yatıra- 1 eden Fa- — Sarayın avdet halk. çok n kat bunların içi |Z Hiç müt |Sofu, bize babasti O mü teesir balinde bile bize ehemmiyet ver- di. Kapıcıların münasebetsiz hareketle Iıın, menetti; diyorlardı. öbe CA - Evet, Aradan şu emri verdi. — Mirke!. Sana, üç saat izin. Bu xmmdol zarfında istirahat edeceksin. Ondan sonra; mümkün olduğu kadar sür'atle Ürkent'e avdet ederek vazife- İne devam eyliyeceksin, * Mirke çıktıktan sonra, 1 kısa bir kanım. süküt geçti. “Timür, at bu dalgınlık uzun i birbirine çarptı. sürmeden, İçeri giren, a- Iı:nd. — Oğlum Cihangiri çağırınız.. Dedi Biraz sonra içeri, on dokuz yaşların- da genç ve güzel bir. delikanlı girdi. Kapının önünde durarak yerlere kadar eğil jmuür ,oğlunu görür görmez, yüzün- de tatlı bir tebessüm belirdi. Bu tebes- İsüm, sevgisinin en büyük eseri idi. Fa- kat bu da birdenbire di, Kaşlarını çatarak ağır ağır şu emir- — Cihangir!.. Oğlum!.. Yarın sabah, güneş doğ- el, En kestirme yollardan, Ur- kent'e gideceksin. Kaleyi, her taraftan çevireceksin. F kaleyi zorlayıp | girmiyeceksin, Benden, emir bekliye- ceksin. Cihangir, gene cevab vermedi. Sade- ce, yerlere kadar eğilmekle iktifa etti. Ve, geldiği gibi, sessizce çekilip gitti. — Arkan var — bin süvari ile hareket | İ ? Yusuf ' | garib | “|İstanislas'ın hayata İten çıktı, «Rus prensi Gabriel... «Rus Çarının yeğeni, Alnlan — imparato- runun kuzeni, Yu- hisi- anne cihetinden nan kralının mıdir. «Rus prensi Gal- rel... «Rüus ihtilâlıni:. aşlangıcım- da Petrogradaa bulundu, — ihtilâl hükümetleri il temasa — girişti, bapse girdi, hapis- birçak şey gördü, birçok şey işitti, bınbir macera geçirdi.. «Rus prensi Gab- K rie l a Şimdi Paristedir ve ha 1 anla. Prens Gabriei doğdum? v şük Katerin tarafından ileride birinci Pol adı ile tahta geçecek ortasında vü- tıyor, aşağıdaki sa- olana verilen malikânı e getirilmiş bir binada. Jıkların ve ormanların parça ayırdığı bu yeis verici geniş top- akta ressam Gönzağo bir nevi muazzam park vücude getirmişti. Bir işçi 3 erek burada çitler arası şurada ormanlar arasından pati açtırmış, mimartSini de kendisi tanzim etmişti Mermer Saray 1887 yılında doğ da yüzbaşı idi sk bizim yazlığımızdı. Kışın Pet- rogradda Neva nehrinin kenarında yük- ner sarayda otururduk. Bu 1 ikinci Katerin tarafın- Orlof içi: selen mer muazzam şa! dan gözdesi Ko olduğunu işitmişs mesinden evvel öldü. İmparato- © de onu torunu Konstantine verdi. Askeri işlere büyük alâka gösteren Bü- yük Dük Konstantin temin ediliyor ki -...1a_v: koridorlarına top getirtmek gibi r âdeti vardı, hattâ söyleniyor ki koridorun pencerelerinden ateşler- aı bir mermi parçasile yaralan- masın diye ateş talimleri esnasında bronz- dan yapılmış geniş bir kavanozun içine yerleştirirdi. İmparator sarayının bu garib âdete sahne yapıldığı için mi, yahud Büyük |Dükün yolsuz bir hareketinden dolayı mı, nedense imparatoriçe mermer sara- yı istirdad etti, a7 sonra da sonuncu Po- 1 anislas'a tahsis etti. gözlerini — kapadığı n ltonya kralı ikinci Polonyalıların hareketi Polofya kralı ölünce Polonyalılar sa- dece kralın eşyasını almakla iktifa et- Katerinin ona verdiği kıymetli hediyeleri de alıp götürdüler ve 1831 y- lında Büyük Dük Konstantin öldüğü za- man bu büyük malikâne miras şeklinde mediler. .büyük babama isabet ettiği zaman pek harab bir halde idi. İlk “çocukluğumun — üzerinden — çabuk geçerek yalmız bir hatırayı - canlandır- makla iktifa edeceğim: Bir tifo hastalı- ğından sonra nekahet devresini geçiri. yordum. Üç yaşında idim. Bu münase- betle Saşa amca, Minmi teyze dediğim imparator üçüncü Aleksandr ile toriçe Mari beni görmeye Arkamda kırmızı bir rob döşambr vardı, başıma bir üzerinde fes geçirmişlerdi. Ket n İxüçük bir kılıç vardı. Birden bu silâhı çekerek imparatora hücum ettim. İmpa- İrator bu üç yaşındaki kahramanın hücu- mundan korkmuş görünerek çekildi, son- ra, katıla katıla güldü. Yumanislana seyahat 1892 yılında ağabeyimle beni Yunanis- tana, kraliçe Olga teyzemize yolladılar. Çh küzenlerimizle |na çekiler | fesinin ne kadar nazik © ordusundn başına geçemez, korkar, | salondan çıkardılar. »| linda keni Çiçek üstünde portakal ve lmon ağaç! rile dolu muhteşem bir park içindek! sa- vaya bir cumartesi günü ik Yunan- geçirdiğimiz — günler el'an hatırımdadır. Büyükleri Kostant. müstakbel krali, aramızda epeyce v lduğu için yanımıza nadire Atinadan bütün kral ailesi ile birlikte arscamın yatına binerek ayrıldık. Ev İ1â Venediğe gittik, oradan' o sıra Lcum urrelsi Karno nezdinde vazife ifa etmekte olan bahamı üzere Vichi'ye geçtik. Fra lıkları yapılıyordu bul z - Rus anlaşmasının ilk » a dönüldüğü zaman Çar bal mi, Fransada fazla alkışlanmasına 1 için biraz muahez a müni olmak babamın elin e h L esnasında (Nansi ler biz lard istasyon içinde bile Babam tanınmamak k perdeleri ka; duğunu pek biliyordu, fakat ne tatlı bır Hiç kimse mağaza bana bile bel küçücük bi hüsnü görmüştük. unutulmamıştı. Büyük bir cimden çıldırtan yabi derni gt Bu takib ede iki şeye neves ettim ki bunlardan biri bir Rus prensi hesabına garib görülecektir. Filhakika yom ile Pa mıştım. O sıralarda ikinci Giyom'un Rus o! sunda geniş bir sevilme muhiti Hattâ ikinci Nikolanın: harb halinde bizim kuzen Willy der- an İmparatoru ikinci Gi- yı tanımak arzusuna ka va miş olmasına r. Bir aralık Wisbaden'de anne- büyük n imparatc la- toplanmış! i Kayserin gelmesinden İkinci — Giyom 1 teshir eden bir hali vardı. Üzer fazla tesir yapması: kor- kulmuştu. Kendisini görmekliğime cak birkaç sene sonra müsaade ©! Bana karşı mübalâğalı bir nezaket dostluk gösterdi: Ne zarif prens bu, deyip duruyordu. Papanın nezdine de davet edildim. Be- ni o da çok iyi karşıladı. muhat: an- ü ve Derken harb seneleri geldi. Rus ordusu ile Şarki Prusyaya gittim Evinde kaldığım köylü kadımı Ile kuzl- nim Alman imparatoriçesinden bahsetile ğimi şimdi de hatırlıyorum. Kadıncağız bir Rus zabiti ile müstakbel impara çesi arasında yakın akrabalık bağlar. bu- hunabileceğini aklına sığdıramıyordu bik Alman imparatoriçesi ile muhare müteakip bu meseleyi konuşürken miz de gülüyorduk. * 1914 yılında harb her tarafta bütün dehteşi hüküm sürüyordu. Babam ka. bul ettiği fazla cesarete mütevakkıf bir vazife esnasında benim yanı başımda Ö- lümle neticelenen bir yara aldı. Ber de sihhatim fena idi. Göğsümden » muztaribdim. Cebheden ayrılmaya mec- bur kaldım. Harb akademisinde başki dr yere tayin edilmiştim. Petersburgdi ihtilâlin için için uğuldadığını hissedi: yordum. Kadiri mutlak Raspütin'den nef- ret ediliyordu. Orl * Benim en ateşli arzum daha 1914 yı disi ile dinf bir şekild lanmış olduğum getiç kızla mazel Nesterovski asil bi vaktile meşhur Marinsk di ve sunda oynamıştı. Gi rette nişanlandığımı işiten im parator bir gün bana bundan b İstediğini yap amma, ailene verme! dedi. Biraz sonra halam, Yunan kıaliços imparator nezdinde lehimize bir teşeb (Devamı 13 üncü sayfada)