tez Za O aralık didim, b, in ri Canavar gibi er mer ie ay Bibi haykırdım. He ar e doğra tiğim bu adamın bi hüve, ŞE ulduğunu ve harikulâde bir başi, sarıl, l Badığ, arılıp masaya vurmuya Nİ VE Bir gay dm Masa yuvarlandı. İs Moizin gırtlağına yapış- ei Mi e“ &vucunda sıktığı deri ara l | Pikümağı gibi kuvvetli olan herifi in saka iladık. O esnadu herifin ar sıyrılıp düştüler, Al mi? Taşı ni z ea şi ne şeytancı tu in Yakına getirtti. demek plâ - ty a ı z “e olduğunu biliyordun. O- hay, 'den böyle bir tuzakla ah & ; e; Pveti İ din bağı diye sıkılmış gırtlağı ara - Kiş yordu, O benimdir. Sen & < b © “ERİ, sen öleceksin! Bırak Ve 9 aralık Slim, €lime geçirdiğim keseri, Mİ sty Pütün kuvvetile beni alçak > İn rün, ee bu mel'unun kafası- Pazı ından aşağı kırmızı bir Si Bibi kan fışkırdı. Kan lx urlarına dolup aşağı aklı. in Ea Yuvarlandı. Kafası ikiye yn İ arasından dışarı fişler - İM Si titredi | Beye edi, Bauman derha/ ölmüş- UN ep; i plâna atıldım b gaç ni > ei kuvvetle sıkmış ki Parça alabildim. Fakat koyu bir şt, ya anın bir köşesini derbal Ada, Deyi daha sıcak olanı sildim, ; xn kanı derhal içmişti. “İk, Bumg,,, Plâmdaki şimali şarki kıs tahrib ettiği ta - İk. düyü bir Oymamıştım ki dışarı - İş an ;, ; Bürültü işittim. Küçük »lik y, »* bağrışmaları işiden bir Polisler girmişti, Nan, X Ati. katili olduğuma yanmıyo - Öymen zerre kadar bir ne - ta, ina, aktayım. Beni cinayet İn... temany, ihtiyar bir yahudinin pa İk, Sh ta, Dakeme ettikleri za - b Yuka T sirri söylemedim. Fa - See Müğyy, > bin Ta, in p etti 15 sene hapse mahküm Hizap bütün vicdanımla bir m Dasıl olsa bir gün ha- a Ne Bi bir çaresini bulup kur - ii cl <8 nelere sahib olmıya Sab T vermiş olduğum içindi. Di Sinek eg lüliyetimin hapishanede ba- dep; <eğİNİ hiç besablâmamışım. NİL Gaya EZ beni ölüme mah - l ederim ki beni ası! ii Ml andır. Magda ik gün- Bh, Pakg, ç #ğliya ağlıyı peşimde o. Ümid ara bütün teminatıma e kesmiş gibi göründü. i ii m ölümile onun tat- İİ AA a kendini şüpheli İnd geçim etmiş olan kinini gi diyorum. Ertesi sene Mey iimesi için defineleri a - bütün antikaları sat- Vİ temin Sing nina ban; fi bir kaç bin lirayı $ hiç ki sâ9a yatırdım ik, Me başından geçme. iy mü, A s iyi, Arkada, e mahküm bir a- iğ ii r 1 emr 5 ağn iv AE SAdığim korkunç bir yüzün) im, dereden su getirerek! i m #derim ki buna hiç gam | f pi med biç bir şey söyle- Btu, her hu İstanbulda gömülü milyarlar etrafındaki gi vi > elime geçirdiğim keseri sağ elimin bütün kuvvetile Bauman'ın kafasına Alnından aşağı kırmızı bir kan fışkırdı ve gözlerinin çukurlarını doldurdu. Bir iki defa sallandıktan sonra yere yuvarlandı I «— Ben değil, sen öleceksin, Birak plânı.» “ Son Posta ,, nın sergüzeşt romanı Op — larını ve bütün esrarı olduğu gibi anla - tarak bırakıyo: Jümlar elde oldukça definelerin yerini bulmanin son derece kolay olduğunu zan nediyorum Vâkii Bauman ölmüştür. Fakat onun teşkilâtının adamları ber halde define » deri ele geçirmek için çalışacaklardır. 1914 de muvaffak olamadılar. Plânlar esrarını tekrar 24 sene altı ay 18 gür son- ra, yani 1988 senesi içinde bir defa daha ebedi güneşe açacaktır. O vakit, mel'un define gangsterlerin - ». Bu plân ve bu MA -İden evvel davranınız ve uğrunda, belki |iSin 2-2 gündür Anadoluya balık gönde İbir çok günahlarla ölüme mahküm ola- İrak helâk olduğum X HI definelerini meydana çıkarınız. -SON — Şile önünde müsademenin uyandırdığı bir deniz hatırası (Baş tarafı 9 uncu sayfada) muvasalat saatimizi bildirdi; yarım için «muhtemel muvasalat; saat 14> dedi. O gün öğle yemeğinde bermulad sa - londa masaları dolaşan ikinci kumanda- na sordum: — Her şey o kadar ölçü ve hesab de olduğu halde neden muvasalat saatini «muhtemel» olarak gösterdiniz? Deniz, bu... dedi; Denizde sürpriz vardır, herşey <ihtimai- dahi - lindedir. Onun İçin âdet «muhtemel 0- larak söylemektir. İkinci kaptan doğru söylemişti. O ge- ce, bir aralık, gemide değişmiş bir sey sür'atin düşmesi ve alışmadığım korkunç bir ses beni uyandırdı; karyolamın için- de doğruldum. Korkunç bir ses, şeamet- li bir sayha, küçük fasılalaria kulakları "dolduruyordu. Pencereden dışarı bak tım; gündüz bir aralık gene içine dalmış olduğumuz kesif sis tabakası pencerenin önüne artık bir perde germ gti! daima dım. Sür'at düşmüştü; geminin çıkardığı ses, bizim tanımadığımız bir nevi düdük sesi idi; düdük değil, bir boru, hayır, bir devin gırtlağından çıkan korkunç bir sa- da, Demek, sis nihayet gemiyi ve he - sabı mağlüp etmişti!. O gece sabaha kadar uyuyamadım. Vehm içinde, cankurtaran yeleklerine ba- karak, tehlike halinde bineceğim, kü - çük gemi kadar büyük sandalın numara. sini zihnen tekrarlıyarak sabahı eitim. Arada bir o korkunç ses duruyor; bir müddet sonra küçük fasılalı bağırmaları na devam ediyordu. Ah, şu son geceyi de şelâmetle bir geçirseydik! * Geceyi selâmetle geçirdik; fakat, sis bir türlü geçmemişti. Bir gün evvel öğ- leden itibaren başlamış olan sis, gece fevkalâde kesafet kesbettikten sonra, $a- | bahleyin güvertede üç metre fasıla ile iki insanın birbirini görmesine mani 0 - Tuyordu. Gecedenberi gemi, zaman zaman Ya- rım yolla gidiyordu. Bir aralık tesadüf ettiğim ikinci kaptana? — Sis, âletlerinizi ve kesablarmızı mağ $ bir maceradan son-İlüp etti! dedim. — Hayır, “dedi; mağlöp olmadık. definelerin plân -İNew - York'a yakın olduğumuz ve bu - | rahatça girip çıkmaları için, Bir müddet, endişe içinde, öylece Kal. | )sular çok kalabalık olduğu için ihtiyat gösteriyoruz. İ * Günün bu ilerlemesine rağmen sis bü- tün kesafetile devam ediyordu. Saat on dört olduğu halde, gemi, pek az hafifle- . İyen sis içinde yarım sür'atle yoluna de- vam ediyordu. Limana ne zaraan varaca- | ğmuzı bilememezlikten gelen bir sinirli- lik ve sıkılma içinde, bana denizin s0 - luk ve sincabi rengini pek az gösterecek kadar hatiflemiş olan sis içinde, kapalı güverteden, geminin yardığ: sulara da- Jarak, vakit geçirmeğe çalışıyordum. Birdenbire gözüme bir şamandıra i - İ lişti. Biraz sonra bir daha, arkasından i üçüncü, dördüncü... Limana mı geldik? | Bu sis içinde bu vapur limanı nası: Buj- | du? Soruşturup öğrendim: Nevyork li - manına giren gemilerle çikan gemilerin çik hatlı trenlerde olduğu “gibi, şamandıralarie iki İ yol yapmışlar. 100 - 120 metre genişli - İ ğinde ve iki sıra şamandıra hattı ile tak- | did edilmiş bu yolun içinde imişiz. «Ya- rım saat sonra İlrnan!» dediler; Ben, böyle şeyler görmemiş ve sisde miş Şark çocuğu hayrelle idim; her şeyi kabul ediyordum; fakat, bu geminin & şamandıra hattının İçine nasıl girdiğin girdiği hattın, çıkanlara değil, girentere | mahsus yol olduğunu nereden bildiğin: | bir türlü anlamıyordum. Bu işde bir huk Tâzim geliyordu! İkinci kaptan beni temin etti: — Âlet ve hesab, dedi; biz sahilde mu- J ayyen noktalara elektrikle mevceler gö: gön İderiyorüz ve cevab alıyoruz. Bu sayede İ geminih vaziyetini metre metre ölçmek kabildir! * Ben denizi ve kaptanlarla konuşinâyı severim. Bu hikâyeyi pek çok kaptanı - mıza anlattım. Hepsi de bana ayni tarz- da cevab verdiler: Evet, oralarda fen terakki o etmiş, bizim bilmediğimiz ve görmediğimiz â - letler var. İşte, ben de bunun için diyorum ki bizim gemicilerimizi dost memleketlerin gemilerine stajcı olarak (o göndermek ve dünys denizlerini böyle güze! gemilerde delöştirmak lâzım. Marmara ortasındaki Sevinç faciasi- ni unutmayalım! Muhitsin Birgen | dokları, İstanbul, İzmir, Mersin, Trabzon | İstanbuldan Üsküdara geçememeğe aliş- | kabazlık, bir sihirbazlık, bir trük olmak | | Denizbank teşkilâtı ve kadroları hazırlanıyor Denizhank Umum Müdürü Yusuf Ziya Öniş banka teşkilâtı ve kadroları fize- İstanbul Borsası kapanı; rindeki çalışmalarına devam etmektedir. Bankaya bağlı müesseseler “Tahlisiye, fiatları 14 - 1- 1938 Gemi Kurtarma ve Fenerler idaresi, De. 22 niz Yolları, Akay - Yalova ve Vangölü ç , ÇEKLER işletmesi, deniz fabrikaları ve İstinye Kap* iş Açılış Londra )iman ve klavuzluk idareleri olmak üze re bir takım gruplara #yrılacaktır. Fabrika ve Havuzlar idaresi müstakil bir müdürlük halinde umum müdürlüğe | bağlanacak, diğer kısımlar işletme mua- | Brüksel Atina ereve vinliğine tâbi olacaklardır. m ei Denizbank faaliyete geçtikten Prag 2.6612 26 İdaresi altına girecek müessese viyana e mürâkıbların vazifesi de nihayet bula. | “v9 Tee cak ve bu murakıblar Denizbankta baş- > aleni Y ka vazifelere tayin edileceklerdir Denizbanka © geçecek * $. v4 406 5286 106 müesseselerde '$ Bükreş altmış yaşını dolduran memurlar da taş-|g Hera ape ve b okol 7 2.7512 fiyeye tâbi tutulacaklardır otkora 21.700565. 2374 Balıkçılar İktisad Vekâletine (| ““**-> ai müracaat ettiler ARAM Aşkı Kopan Devlet Demiryolları balık nakliyatında | yeni bir usul ihdas etmiş, balıkların her: | gün saat 12 de Haydarpaşada alâkadar- lara teslimini şart koymuştur. Fakât ba- | Anadolu gm. © © peşin A 9m * 00 vadev Bomonu « Nektar Uikçıl 8 “ epi İğ) Aslan çimento 9» 938 ıkçılar bu saate, balık yetiştiremedikleri İğ Avan çimente. anki 1 ii İş Bankas 025 — rilememiştir. Balıkçılar bu sulün değiş-'İ Telefon Se tirilmesi için telgrafla İktisad Vekâleti- iğ ittihat ve Değir. ME ne müracaat etmişlerdir. Şark Değirmeni ib — “ | erkon 7 — Karamanın ihracatı İSTİKRAZLAR Karamanda bağcılık büyük bir inkişafa e Çİ AA Zİ doğru gitmektedir. Bu yıl Mersin tarikile dış Parki piyasalara Iki milyon kilo üzüm, alı yüz va- Türk boron Ii peşin e ci gun buğday, yüz on altı vagon bulgur ihrac » » I vadesi 1875 1875 olunmuştur. Karaman halkının yüzde altmı- » » UM vadesi 18.725 18,0 © bağcıdır. Halk bahçelerindeki ağaçları hastalıklar- dan korumak için iliclamağa mecbur tutul. | muştur. Ağaçlarda ökse otu hastalığı başla- | mıştır. Bir aylık mühlet garfında ağaçlarinı Miclamıyanlar cezalandırılacaktır. Dün gelen zahire Dün İstanbul zahire borsasına 16 va- İİ“ gon buğday ve 20 vagon arpa gelmiştir. Arpalar tamamen “satılmış, buğdaylara alıcı çıkmamıştır. Zahire piyasası dün gevşek geçmiştir. “İfşa eden idam olunur! ,, (Baştarafı 7 nci sayfada) run dairesine uğrıyalım da biçare ada- ların her nedense sıhhatleri pek bö-İmın her halde hasta olduğunu habeş zuk.. dalma bedbin ve solgun çehreli 0-| verelim.. işden menetsinler.. küçük bir luyorlar... İşte bakınız meselâ bir tane- insanıyet yapmış oluruz.. Benzi ne kadar sarıl. Bu mutlaka) — Ben de âynı şeyi rica edecektim, beyaz bir Rustur... profesörüm! Merakla yerimden fırlayıp camlardan) Dedim. aşağı koridora baktım Üç işci fabrika-| Doktorun dairesi yedinci pavvon- nm dahili pavyonlarına (giriyorlardı.|daydı. O pavyona geçmek için elektrik Fakat bir tanesinin yüzü hakikaten son | asansörile motör dairesinin üstünden derece garib bir şekilde sapsan, gözle-| geçmek lâzım geliyordu, Tam asansö- ri sanki yüksek fiyevrii bir hastanın|rün bulunduğu yere geldiğimiz vakit bir gözleri gibi donuk donuk parlıyan birlamelenin telâş içinde oradaki imdad :. Diğer iki işti onu âdeta ko-İelefonuna koştuğunu görüp durduk, rüklüyorlardı. İşci telefonu açar açmaz: Ben hayretle: — Doktor orada mısınız? diye bağır- Fakat bu adamcağız hasta! dı sör acı acı güldü: Ve soluk soluğa şu haberi verdi: vet.» .sBakılınca hummayi ti-| .— Cabuk, altı bir pavyonuna geli- foididen yatan bir hasta ayakta yürü-İniz!, Şimdi bir amele. koridora düşüp yor yannedilir.. fakat bunların çoğu bu|öldü. . Efendim?.. Âni olarak... Sebe- ide, sihhatlerinde maddi hiçbir şey|bini bilmiyoruz.. kaza değil!.. Öldürül- yok.. vücudec hasta filân değiller.. fa-İmüş olamaz... Bilmiyoruz... Sizi bekli- kat hemen hepsi ruhan hasta... Memle-! yoruz... ketlerinden ayrı düşmüşler... Mesele! İşcinin telefonda verdiği haberi işi- burada... dir işitmez profesör dehşet içinde yü- O aralık fabrikanın işbaşı düdüğü or-| züme baktı: talığı çınlatmağa “başlamıştı. — İşittiniz mi? dedi. Profesör hemen yaprak sigarasını| — Hayır! Leh lisanını bilmiyorum... masanın üstüne bıraktı, Çok müteessir — Bir amelenin şimdi düşüp öldüğü- bir halde: nü haber veriyor.. mutlaka demin gör- — Manmafih.. dedi. şu gördüğümüz|düğümüz adamcağızdır.. gördünüz mü, adamcağızın ağır hasta olduğu muhak-|pek geç kalmışız?.. Doktora gitmemize kak.. lâboratuara geçmeden şu dokto-! hacet kalmadı. — Arkası var — TAHVİLÂT PARALAR 1 Türk altını 1 Banknot Os B Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, oArtritizm, Romatizma » mL emi lk ai * ği kli kali 4 | yay bala