.. Hergün Almanya - Fransa Münasebetleri Yazân: Muhittin Birgen elbos şarki Avrupaya seyahate # çıkarken Berlin istasyonuna gel- diği zaman, o tarihe kadar hiç görülme - miş bir hâdise olarak, Baron Von Neu - rath'ın kendisini selâmlamak üzere istas- yona kı geölmek nezaketini gösterdiği- ni gördü. Bu hâdise, o zaman bütün dün- yanın” dikkatini celbetti. Almanya ııe;' Fransa arasındaki münasebetlerde — bir değişiklik ve bir yenilik ifade eden bu vak'a mabaadsiz de kalmadı. Eski bir Fransız başvekili, Almanlarla hususi ve | dostane görüşmeler yapmak üzere Ber- line kadar bir seyakate çıktı ve «iyi in- tıbalarla» geri döndü. Bu hâdiselerden sonra, nasyonal sos - yalizmin baş gazetelerinden biri olan Völkisecher Beobachter, Almanya ile Fran sa arasındaki münasebetlerden ve bil - hassa Delbosdan bahseden bir makale neşretti. Fransaya karşı çok cemilekâr bir dille yazılmış olan bu makalede, Alman gazetesi, bilhassa Delbos'un şahsı Üzerin- de ehemmiyetle durmuş ve onun medhül senasını yapmak için kelime kullanmak- ta; büyük bir semahat göstermiştir. Av- rupanın en samimi, en akıllı ve en sulh dostu adamı olarak tasvir edilen Fransa hariciye nazırı, bu makaleye göre, âdeta bir «melek» dir ve kâmil bir ingandır. Şimdiye kadar, ne 918 den evvel, ne de 918 den sonra, bir Alman gazetesin- de, bir Fransız hariciye nazırı hakkın - da bu tarzda bir yazı görülmüş değildi. » Şu halde bu da bir hâdisedir ve mühim bir hâdise, Bu hâdiseler, elbat sebebsiz ve esassız değildir. Elbet bu hâdisele gizlenen bir mana ve bi Dafma Almanyac $ esası Üzerine , kurulmuş olan Fransız siyasetine, şarki Avrupada yeni bir müdafaa sistemi kur- - mak Üzere seyahate çıkan Delbos hak - « kında bu kadar güzel sözler yazmak için sade Almanyanın zihninde bir fikir bu - lunmak kâfi değildir. Byunun yanıbaşın - da, Fransada da bir değişme husule gel- - miş olmak lâzımdır. Zaten Flandin'in Berlin seyahati de bunu göst Sade Fransaya değil, belki Fransa da y yaklaşmak istiyor. Karşılıklı iki fikrin ve iki siyasetin, birbirlerine doğru gitmekte olduklarını kabul etmek. sizin bu hâdiselere mana vermek kabil olamaz. y Fransa, Maginot ve Temdidi, Almanya da Sigfried hatlarımın arkasıma çekilip birbirlerine karşı birer kuvvetli müda - faa zinciri vücude getirdikten sonra, el - bet dünyanın bugünkü selerine bir dereceye kadar başka bir gözle bakabi - Hrler. Bir hattı geçmek, ötekini aşmak | İçin iki, üç milyon insanın cesedini çiğ- nemek 1 iki taraf da kat'i olarak hüküm ve: iphi ne e olabilir. Bilhassa, Alman Jaka bir şeyler yapmak isted terenin Uakşarkda çok me: Bu sıralarda Alma a j Fransanın da Almi ile dostluk yap - malarına ciddi sebebler vardır. | ya şarki ve merkezi Avrupada mak istiyor, Fra da, amanlarda kendisinin çok yalnız kaldığını görerek kuvvetli komşusi ş ymek fikir « | lerine yaklaşıyor. Bu sebebleri ancak bu | Süretle ifade ve hülâsa edebiliriz. * Almanya, şarki Avrupada bir şeyler yapmak istiyor ve bunun hazırlıklarile Meşguldür. Romanyadaki siyasi hareket | de gösteriyor ki Paris, bütün müdafaa sis- temini kaybetmiştir. Artık Avrupa 922 senesinden evvelki Avrupa değildir. Şu halde, Almanya, şarktaki hesablarını ile- *i götürmek için garbdan emin olmak is- “vor demektir. Buma mukabil, Süvyetlerle olan *m gül bulundu. a ile, Fransa da, sindedir. Bunun için iki memle birbirlerine karşı dostluk göstermi Udaha doğrusu, dostluk oyunu oynamaları için şu dakikada, ciddi rebebler vardır. Onlar da, şimdil karşılıklı girişmiz bolunuyor. Hiç şüphe oyuna Fransanın ya- prlabilir? Ru: izlede çok mesen!'cen, İagilterenin başın- bda Uzaksark ve dünya meseleleri varken Resimli Makale: SON PO STA Hü eee Z BE Bağırmadan söyleyiniz $8 İngiliz maarif idaresi tam maaşla tekaüde sevkettiği ihtiyar bir öğretmenin künyesine şu «Dövmeden, bağırmadan,*kızmadan ken $ dırlmasını ve sevdirtmesini - bilirdi, hiçbir talebeye hiçbir ceza vermedi. İsti yapılması için kâfi geliyordu.» SÜzZ Siyamın Güzellik Kraliçesi J Yukarıda reşmini gördüğünüz — dilber, Nang Sao Marjuri Vişoya Vatana İsmin- de Siyamlı bir dilberdir. Ve yapılan bir müsabaka neticesinde Siyam — güzellik kraliçeliğine seçilmiştir. 1937 senesi İngilterede havalar nasıl geçti? ) İngiltere hava nezaretinin, rasadatı havaliye müdüriyeti, neşrettiği bir bül- tende İngilterede 1937 senesinde um'! miyetle çok yağmur yağmış, az güneş olmuştur. 57 senedenberi de ilk defa olarak en karanlık ay nisan ayı olmuş- tur. | ——— | oyununa işmesinden başka yapılacak bir şey yoktur. Bu oyun, Fransaya hiç | olmazsa vakit kazandırabilir. Üst tara - fına da Allah kerimdir! 4 * | Çin işlerini bahara kadar halledeceği muhakkak olan Japonyanın ondan sonra Rusya (le hesablaşmak fikrinde bulun - u kuvvetle söyleniyor. Almanya, bi - Rus - Japön muharebesinden isti - fade etmek fırsatını kaçırmış olduğun - dan dolayı ötedenberi pişmandır. Yeni bir fırsat zuhur edecek olursa bundan istifa- 1 de etmesini düşünenler olmıyacak mi - dır? Hattâ, bu fırsatı Almanya ile Japon- yanın elbirliği ile hazırlamakta oldukla- rını farzetmek de kabil değil midir? İşte, Almanya ile Fransa arasındaki bu | dostluk tezahürlerine bakıldıkça, ufukta | bu tarzda bir inkişaf ihtima Kgör - mek mümkündür. Muhittin Birgen şerhi verdi: l say- bütün hayatında emesi istediğinin ketini doğurur. El hem yumuşak, he | HERGÜN BİR FIKRA Geçen sene takviminin mukavvası İkdam gazetesine «Taktimden yaprak» serlevhası altında yazılar zan şeyhülmuharririn Mahmud Sa - dık Bey bir senebaşı günü mathaaya geldiği zaman çalıştığı odanın duva - Tında eski senenin yaprakları kop - müş takvim muka: bir n görmüştü. Hemen masasının önüne oturdu. Şöy- le bir mektub yazdı: Yazılarıma badema (Geçen takviminin mukavvası) — serlerhasınt koymamı — emretmişsiniz.. En yerine getireceğimi arz ile, hürmetle- rimi takdim eylerim.> sene Zile bastı, gelen hademeye: — Al, dedi, bu mektubu gazetenin sahibine götür. d * Ananas kabuklarından Çorab imal ediliyor Sun'i ipeğin sellülozdan mürekl ğu malümdur. Amerikan kim gerlerinden biri ananasın kabukl. dan dahi istifade etmeği düşünm Cenubi Amerikada ve Asyanın kıt'alarında, ÂAvu: çabuk yetişen ve fa cenub la ananas çok mikda bulu- nan bir meyvadır. Ora yerlileri ana- nasın kabuklarından bir nevi ke de etm irler, Avustralyada ney şehrinde ananas kabukları n'? ipek yapmak üzere bir f: açılmış ve ilk çorablar piy mıştır bile... Bu çorabların çorablardan daha zarif olduğu bildiril- mektedi: Weidman'ı müdafaa edecek avukat kadın Parisin korkunç canavarı Alman Weidman'ın avukatları arasında ma- dam Jarden isminde bir de kadın avu- kat bulunuyormuş. Madam Jarden A- merikada bir kolej direktörlüğü yap- mış, sonra da hukuk tahsil ederek avu- katlığa başlamıştır. İlk defa 1928 se- nesinde mahkeme huzuruna çıkı ve aşk yüzünden intikam almak için kati olan bir erkeği beraet ettirmeğe mu- vaffak olmuştu. Bundan sonra müda- faasını ya; 1 30 mühim cinayet da sından 22 sinde beraet kararı almak'a meşhurdu! dakinin mukabil bir hare- kaldıran el kaldırıldığını görür, bağı- r, kızan kızdırır, kendi kendinin klı iken haksız mevkie düşer, n hem müşfik, hem de sert olu- nuz. Gayenize yorulmadan varırsınız. ARASINDA 18 yaşında 8 yüzme | Rekoruna sahib Genç kız AA | Yukarıda resmini gördüğünüz Kitiy vis altı tane beynelmilel yüzme rTe- koruna sahibdir ve henülz 18 yaşında- dır. Floridada kendisine «Yüzme Krali- Çesi» unvanı verilmiştir. Venezuellalı yerliler niçin mes'ud imişler ? Ticaret işleri dolayısile uzun müddet .| Venezuella'nın içerilerinde oturan İn- giliz tüccarı Smonisen Amerikan gaze- telerine gönderdiği bir mektubla bu- -İvanın yerlilerinin ahvalinden uzun u- zadıya bahsetmektedir. İhgiliz tücca- rına göre Amerika yerlilerinin en es- kilerinden olan Venezuella yerlileri a- nda boşanma hemen hiç görülme- mekte ve evliler arasında hiçbir vakit kavga ve gürültü zuhur etmeyip bü- yük bir saadet içinde yaşamaktadırlar. | Smonisen evlilik hayatının bu mes'u- diyetini yerliler arasındaki garib bir Jan'aneye atfetmektedir: Kaynana evli evlâdı ile hiçbir vakit birlikte ika- da bunlara tesadüf etmekten kaçın- lm imiş. Eğer kaynana tesadüfen kta bunlara rasgelirse ya kafasını çevirip görmemezliğe gelir veyahud yolunu değiştirip uzaklaşır, Şayed kar- şı karşıya gelmek mecburiyetinde ka- '*vnn © vakit te kat'iyen söz söylemez itmiş.. İT AAA Z İSTER İNAN, İSTER İNANMA! İnhisarlar İdaresi piyasaya hem eyi, hem de ucuz ye- | içmeğe başladı. Bu sigara İstanbul cihetinde piyasaya ni bir nevi sigara çıkardı. Adı Tiryaki gara için birçok ta reklâm yapıldı. Bu reklâmların tesi- rile de piyasaya çıkarılan sigaralar da sigarasıdır. Bu si- | ha İlk günden ka- ayın üçünde çıkmıştı. Fakat ayın dördünde ve beşinde İstanbul cihetindeki dükkânlarda Tiryaki sigarası bulmak mümkün olamadı. Çünkü inhisar depolarında bile sigara kalmamıştı. Fab- pışıldı. Halk sigarayı beğendi ve herkes Tiryaki sigarası rika da piyasaya sigara yetiştirememişti. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! met etmemekte olduktan başka daima | © Sözün Kısası Maziyi tasfiye Edenlere minnet! E. Tala ıkılan Osmanlı imparatorlu” ğu zimâmdarlarının — doş” mak bilmiyen iştihaları yüzünden 24 vallı milletin sırtına yükletilmiş olafi afırlıkları Cumhuriyet idaresi kaldırâ kaldıre bitiremedi. O menhus devirde bir yabancı sel" mayedarın dilediği imtiyaz ve menfaafi nasıl kopardığını, kendisi için' en mü* said, yani memleket ve millet hefabir na en zararlı şeraiti ne türlü temin €)” lediğini yakından bilen bir arkadaşlâ geçen gün bu bahis üzerinde görüşü” yorduk. Yalnız bir Alman mali müessesesi” nin bir takım işler görmek için, o 7â* man kimlere neler vermiş olduğunu, O1 t yıp dökerken, hayretle kati* bütün radır. İ nin ne türlü yağms ğunu gördük v k. Ve bittabi, Osmanlı saltanatının bü seyyiat mirasını tasfiye elmek, mülkü ve milleti mütemadi bir zarardan kur” tarmak icab etti. Yabancı sermaye bize karşı dürüst davrandıkça, ona hürmet etmeyi bilef. yurdun ekonomi ve endüstri kapıları” nı ona seve seve açık bulundurmaylı ve karşılıklı, fakat mütevazin menfaat” ler mevzuu bahsoldukça yardımlarının İher türlüsünü esirgememeyi şiar edi” nen yeni Türk varlığı, o eski, mide bü* landıran, emniyet ve itimad telkin ede* miyen mukaveleleri, şartnameleri boz* maktan, yırtmaktan başka bir iş yapâ* mazdı. Çünkü onların hükümleri de* vam ettikçe, içinde yaşadığımız temni$ ve dinç hav ifsad ediyordu. | etli naftamızın, şuurlu ve â* |zimli bir program dahilindeki şirket satın almaları ve mazi tasfiyesi bu ha” |vayı büsbütün arık kılmak endişesile- dir. * |— Ve onun içindir ki bu müesseseler” den her biri tarihe karıştıkça ferah dü- | yuyoruz. Hasis ve ferdi menfaatler mukab!lin de, şu veyâ bu çelebiye adetâ hağışla” nır gibi verilen ve ek: va muhtelli zamanlarda, muhtelif vesilelerle devle* tin başına gaile açmak suretile nimet- şinaslıklarını ar eyliyen bu kurum: İlardan bizi kurtaran Kemalist rejim€ ne kadar minnet göstersek azdır. Bundan sonra, kendi kıyılarımızdâı gemicilere sahili selâ Çü ck, yahud ki tehlikeyi düşünmek b —e nnn sane” Sabaha kadar yanacak lâmbaların sayısı çoğaltılacak 3â lâmbalardan bir kıs- t yirmi dörtten son” te, diğerleri sabaha kadaf Bundan sonra sabahâ kadar yanacak lâmbaların sayısı çoğal, Ulacaktır. Sokak levhaları saçdan yapılacak Sokak isimlerini gösteren levhalar edir. Fakat emaye levhalar taşlarla pek çabuk kırılmaktadır. Bun- dan sonra levhâlar Avrupada olduğu , gibi saç'dan ( o_l.__ıcğlîur. TAKViM İKİNCİKÂNUN mı gece yarısı & —— Arabi sava 1356 Kasın Kum we 53 Resml sena | 1938 PERŞEMBE 1 c Kâzun v