6 Sayfa Hâdiseler Karşısında TELEFONDA T elefonu açtım ve düşündüm: Bu telefonda birçok abonele. rin konuştuklarını dinlemek imkânı ol- saydı.. acaba neler duyardım? Düşünürken duyar gibi oldum ve duyar gibi olduğum mükâleme kırıklarını bir kâğıda yazdım. — * Bir kadın sesi: — Bu akşam yemeğe mi geleceksiniz' Ne iyi, buyurun bekleriz.. kocama da * lefon edeyim, memnun olur, o da eve er- ken gelsin.* Biraz sonra bir erkek se: — Lokanta mı zannediyo rlar bilmem, hani bir daha yemeğe geleceklerini söy- | edikleri zaman ağızlarının payım vere- cektin.. ben bunlardan bıktım. Sen d2 bıktın ama, gene senin yumuşak yü: lüğünden istifade ediyorlar. * Bir başka erkek sesi: — Hayhay, © camekânda gördüğün yü- züğü istiyorsun ha. Elli lira mı, bir şey değil, şimdi alır gelirim cicim.. evi atlat. mak kolay, sen onu hiç merak etme!. Ayni erkeğin sesi beş dakika sonra: — Çok fena vaziyetteyim dostum, ka- rım hasta, çocuğum hasta, elli liraya çok ihtiyacım var, bir adam göndereyim de ver., teşekkür ederim... Beni ihya ettin, kârım ve çocuğum da benim gibi sana #mürleri oldukça minnettar kalacak'ar- Gene bir başka ses: — Neresi, ha ben de seni arıyacaktım, Urfa yağına karıştıracağın mârgarini ha- zırladım. Şimdi adamını gönder, aldır.. Gene bir başka ses: » Emredersiniz bayım, en iyi Urfa ya- ğı bizdedir. Ekstra ekstra.. kat'iyen mü- essesemiz böyle bir şey yapmaz. Emin 0- |labilirsiniz, Bir teneke mi?.. Akşama yol- larım. * Ne oldu bilmem sesler birbirine karış- t Kulağıma inceli kalınlı birçok ses bir- İden geldi: Duacınızım efendim. — Hayvan. — Cicim sen misin?.. — Yanımda olsaydın suratına bir yum. ruk indirir, otuz iki dişini birden kırar- dim. — Sizin kadar âlicenab insan dünyada irmedim. — Sersem sen de.. — Yanaklarını öperim! Senin yaptığına açıkça dolandırıcı. |lık derler. Seni mahkemeye vereceğim, — Arzı hürmet ederim. — Küstah kapa telefonu! * Bana değildi ama, bana zannettim ve 'telefonu kapadım. Kulağıma gelir gibi o- lan sesler de bir anda kayboldular. (birinde memur bulunan Mösyö Erich SON POSTA- Bir telgraf hatası yüzünden servete kavuşan adam İnnerstadt şehri müesseselerinden Sehneck bir sene içinde biriktirmiş olİ- duğu 5.000 şilin ile esham ve tahvilât satın almağa karar vermiştir. Erich fikrini bir arkadaşına açmış ve mumaileyhin tavsiyesi üzerine bir |ecnebi bankasının tahvilât servisi me - muruna telgraf çekerek bir sınaf mü - essesenin hisse senedlerinden 50 ade - dinin iştirasını taleb eylemiştir. 'Telgrafa ertesi günü cevab — gelmiş. |Fakat bu gevab Erich Sehneck'i hay - retten hayrete düşürmüştür. Cevabda şöyle deniliyormuş: «Dünkü telgrafınıza cevabtır: İstop Emriniz vechile 50 bin hisse senedi a - bındı. İstop zimmetinize $ milyon şilin kaydedilmiştir. Emirlerinize muntazı - rız.. Adam ne yapacağını şaşırmış. He - men telgraf müdürlüğüne müracaat e -| İstanbulun kıyısında, köşesinde ha - derek zarar ve zivan taleb etmiştir. Tel| sılsa kalabilmiş o güzelim çam ağaçla - rının ötedenberi tepesine musallat olan bir haşere vardır: Yazın pek göze bat - mayan bu haccre, ikış gelince çamların dalları arasında, küme küme görünür. ç beş sene öncesine kadar atalarımı - dır. İsmet Hulüsi (— Bunları biliyor mu idiniz? — | Büyük çöllerin a tında eskiden deniz varmış Gözün alabildi - | ğine kumluk . lan çöllerin altın- | da büyük denizle - Amerikada Kırkağaç cinsinde | kavun yetiştirildi Amerikanın meş| şbur kavunu «Ka - saba kavunus adı- / ni taşır. Bu, bizim "İe/ meşhur. Kırkağaç | '| kavunu cinsinden- dir. Bu cins ka - vunların tohumu Amerikaya götü -| tülr * Kalifor. niyada üretilmiştir. Bizda Kasaba kavu- nu diye Kasaba işmine izafe edi- len bir kavun yoktur; fakat, Amerikada Kırkağaç cinsi kavunlara bu isim şeril- | miştir. Senevi istihsal, bizim istihsalimi- zin her halde bir kaç misli fazladır. ğunu iddia eden - Çü metre d - kadar bura- ler çoktur Üç ) rinliğine ——— tnebilenler, lardan, tıpkı büyük Okyanusta balıklara benzer mahlükat bulmu: yan * Hastanaleri icad eden eski Mısırlılarmış İlh hastaneleri icad edenlerin Mı- sırlılar — oldukları anlaşılmak- tadır. Bu hastane - * Dü yanın ilk kadın doktoru faaliyetine nihayet verdi Dünyanın — ilk kadın doktoru bir Almandır. Adı Matild — Teps'dir. 'Tahsilini Paris'de yapmış, stajını Liz bonda ikmal etmiş, sonra sırasile Por- tekiz, — Almanya, Japonya ve Çinde ierayi san'at et- için birer bakımevi o - larak yapılmış ve sonra, bugünkü has - tanelere esas teşkil etmişlerdir. Bunu, es- ki Yunanlılar taklid etmişlerdir. Esxi zengin Yunanlıların, kendi hususi bakım. evleri olduğu gibi, eski Türklerdeki ima- retler gibi fakirler için hususi bakımev - leri vardı. aa —— tine nihayet vererek İsviçreye çekilmiş- tir. _>©-O—îv AAA GÖNÜLİSLERİ Evlenmek Kaşı. 4 Beşiktaşta oturan bir erkek okuyu- cum, yazısından anlaşıldığına göre iyi tahsil görmüş bir delikanlı benden ©3 yaşında bir erkeğin evlenmek çağına girmiş olup'olmadığını soruyor ve ha. ber veriyor ki bu suale ebeveyni müs- bet, kendisi menfi cevab vermekt-dir. Bu takdirde benim için yapılacak rol hakemlik rolü olacak demektir. Fakat bu vazifenin yapılabilmesi elde tavay- yen bazı malümatın bulunmasına mü- tevakkıf, o malümat ise verilmemiş binaenaleyh cevablarım şarta mual'âk olacaktır. 1 — Eğer genç tahsilini bitirmiş, as. kerliğini yapmış, para kazanmıya başı lamış, müstakillen bir yuvayı ge ndı rebilecek vaziyete gelmiş ise, ü: bir de zengince bir ailenin çocuğu ol mak saadetine mazhar bulunuyorsa ev. lenme çağı kendisi için muhakkak ki hulül etmiş sayılır. Bu vaziyette genci evlenmiye teşvik eden aileyi tamamen haklı bulurum. Geçende bir faclanın son sahneleri- ni yaşadım. Bir aile biricik oğlunu ku betmişti. Derin bir matem içindeydi, bir aralık kulağıma şu cümle geldi: — Keşke evlendirseydik, hiç olmaz- sa torunu elimizde yadiğür olarak ka- hrdi, diyorlardı. Bunu hodbinliğe letmeyiniz. Erken evlenmekte d dan doğruya alâkadarın da b menfaati vardır: Bir an evvel çocuk sahibi olacak, hayata bir an evvel e- hemmiyet verecek, yuvayı bir an ev- vel kuvvetlendirmeye çalışacaklır, Yaşlı bir babanın genç bir çocuk, bir bebek Üzerinde meşgul olmasıtın güç lüğünü düşününüz, içini kemirmesi icab eden endişeleri hatırlayınız, bana hak verirsiniz. — , 2 — Evlenmesi mevzuu — bahsaoları gencin yukarıda saydığım şartları haiz olmadığını tasavvur ediyorum. Bu tak. dirde suale menfi cevab — vereceğim. Evlenmek demek sefaletin içine dal- mak demek değildir, TEYZE 'Taber, telgrafın k. miştir. Bugün 96 yaşındadır ve faaliye- |n Bir hata neticesinae 20 bim ıngiliz lirası kazanan Erlceh Sehneck kabul etmekle be - |£ yanm gi müşaidliğini ileri sürerek hiç bir mes'uliyet kabul edemiyteceğini bidirmiştir. Erich bir avukat bulup mahkemeye müracaat edeceği sırada sahib bulun - duğu hisse senedlerinin borsada yüzde ön beş raddesinde fırladığını — öğren - miş. Bunun üzerine derhal mezkür ban kaya müracaat ederek hisse senedleri « nin hemen satılmasını emretmiştir. Bu sayede açıktan 20.000 İngiliz İirasına yakın para kazanmıştır. İngilterenin fare kraliçesi İngilterenin, fare kraliçesi Mrs. Blo - wers yeni bir tcaret fedailiğini yapmak- tadır. Daha şimdi ten 30 bin tane fare topla - Bu yüözden de büyük kâr - |lar pdeceğini ummaktadır. Bu 30 bin fa - reve ayda, vüz Ura harcıyan, kadın, muh- telif vesilelerle açılan fare - sergilerinde lpzr'ı mükâfa'ları kazanmaktadır. Diğer |taraftan dar yetiştirdiği farelerin postun- dan da kürkle- vtücdde getirmektedir. Kendisine göre fare kürkü. yükte ha « fif, pahada ağır bir matadır. Bir kürk ân- gak 500 faradem çıkmaktadır. Kadın, si- yah, beyaz, kırmızı, mavi, çikolâta, krem, qmpanvn. leylik renginde ve daha akla, ale ge'miyorek çesidlerde fareler ye - mektedi:. e her mxıkııdır ürkü 10 İngiliz lirasına sat - i sırasında ha -' ; 4, zın ağaca karşi gösterdikleri sevgi ve say- gı bizde epeyce eksilmiş olduğu için, bu haşere de alabildiğine artmış ve zaten ıp:k Reç ve güç büyüyen çam ağaçları « mızı sahiden kuşa benzetme ğe başlamış- t. Bereket versin medeni bir şehir için ağacın ne demek olduğu a!lâkadar ma - kamlarca düşünülerek, hemen işe el a- tıldı da vaziyet daha fenaya sürüklen - meklen kurtarldı, yoruz ki İstanhul vilâye'i, şehri yeni baş- tan ağaçlamak için bütün hım ile ça - lışmaktadır. Bir taraftan kurduğu fidan- lıkta binlerce yeni çam fidanları yetiş - tirirken, bir tazaftan da mevcudları ko- rumak için, onları körleten — sebeblerle inuı(—adı—le etmektedir. M: yi kutlulamak için b budavanları işitmiyoruz. asırlık çamı Bir çay safası için bir koruyu ateşe verenleri duymu- z. Belli ki alıran tedbitler halkın o eksilen ağaç sevgi ve saygısını tazele « miştir. Çamların belli başlı bir düşmamı olan | Sese tırtıllarını karşı da bu. kış savaş a- çılmış bulun”yor. Gazetelerdeki ilân gö- 'zünüze batmışsa elbet okumuşsunuzdur ki, vilâyet ziraat müdürlüğü bütün şe - hirde ve çevresinde çamn sahibi olanları bu haşere ile mücadeleye davet etmek - tedir. Husus? bHir kanunumuza dayanan bu davet, alt tarafında cezal! hükümleri de ihtiva ettiğinden, ağaç terbiyemizi kamçılıyacak mahiyettedir. Bu münase - betle (Çam keso tırtılları) hakkında öku- yucularımımı tyarmayı faydah gördüm: Çam kese *ırtılları şu serada çamlarda rastladlığınız teselerin içindedirler. Ön - Yarı bidayette hâsl eden kelebekler, Tem- muz - Ağustos ayları içinde uğuşarak | çam yapraklarının Üzer'ne yüksükvâri yumuzuarlar. Bir ay sonra bu yumurta- lsrdan çıkan minicik tırtıllar, hemen en yakın yapraklara hücum ederek - onları kemirmiye başlarlar. Kemirllen yaprak- lar kuruyup döküldükçe, çam da çıplak - laşmanın yohunu tutar. Tırtıllar bir targftan yaprakları yer - ken,bir turaftan da büyürler. Nihayet kânunlar gelince havalâar soğuduğu için ortalıkta gezinemiyerek büyücek bir ağ “r ve içine girerler. Her kesenin ıquıdı— aşağı yukarı 150-200 Urtıl vardır. Vakit vaklı havayı iy* buldukça geceleri bu vuvılııır.dın çıkıp, dizi kol hıllnde â artık bir| |bir adama elle temizlet. am Kse Tıstıllaği * & * İstanbulun dört köşesini süsliyen çamlıkların bu âmansız düşmanla- rını yok etmek için yapılacak en kestirme iş, onları bu mevsimde gizlendikleri torbalarile birlikte toplamak ve yakmaktır. Ada çamlıklarından bir görünüş ağaca yayılır ve sabaha karşı tekrar yük valarına dönerler. Böylece kışın yerlerde geçirdikten sotm ra nisan veya mayısta hep birlikte top « rağa inerler. Her birisi toprağın çatlak bir yerinden içeri girerek orada krizalit (- bancuk) haline geçer ve bir aylık uykuya dalar. Temmuza doğru her kri- zalitten yeni hirer kelebek doğar, Ve ye- niden b'rer düğün yspıp - heydi - çamla- ra uçarlar. Böcünün şu hayatına bakınca onu m iyi kıstıracak zamanı da tahmin etmiş 0- hayorsunuz değil mi? Bu zaman, onların topluca ve up'uşuk bir halde vakit ge « çirdikleri zaman, yanl keselerde bulun « duğu günlerdir. Yukarıda da söylediğim gibi onların bv çağı kânumlaro vastlar. Kânunlarda çam dallarının uçlarına doğru yaptıkları bu yuvaları kolaylıkla görmek mümkündür. O zaman yapıla « cak iş hemen Lir ağaç makası tedarik e- dip bu yuva'arı taşıyan delt altından ke- gerek ateşe atmaktır. Yalnız bu işi ya « parken sağa sola tırtılların dökülmeme- sıne çok dikkat etmelisiniz. Düşerse bile tekini bırakmaflan öldürmelisiniz. Hava ne kadar toğuk olurs; rtıllar o kadar uyuşuk olacaklarından büyle bir havayı seçmekte fayda vardır. Keseleri suya at- mak, üstünkörü gömmek veya şöyle böy- Te bir ateşe atıvermek te olmaz. Kül o « Tunciya kadar yakmadıkça keseleri öldür. mek müymkün değildir. Ağaç makasları hususi! surette hazır « lanmış oldukları için en yüksek dallar « daki yuvaları da kolavlıkla kesersiniz, Bu mâkas bir sırığın ucura takılarak iş- tenilen yere kaldırılır. Makasın ağzını iş. letecek sağlarrca bir İpi-de beraberdir. Keseceğiniz dalı makasın ağzma yerleş- tirdiniz mi, ini çekmek; dalb kesmek için kâfi bir zahmettir. Bununla beraber kü- çük ağaçları hiç kesmeden elle temizle- mek te kabildir. Bir de, çam ağaçlarının boyuna büyümesini temin eden tam te « yen kesilmez. Bu dal - vası versa onu her halde k gerektir. Yok- sa ağaç büyümekten kalır, Temizliyecek adam da tırullara el sürmekten çekin - meli, bir eldiven, hiç olmazsa bir eski çorabı eline takıp Öyle temizlemelidir. Çünkü bu tırtıllar bir revi kaşıntı ve « ririer, Çam kese tıstıllarının şüphesiz başka türlü mücadele usulleri de vardır. Fakat bizim için cn kestirme yol, ziraat mü » dürlüğünün tavrsiyesi veçhile de bu yol» dur, Çam kesr tırtıllarile bi tarzda mü - gadelenin muvaffakiyeti; birlikte yapıl- ma ile çok &lâkadardır. Bu işi hiç savsat» (Dn—ımı 12 hd ıuyfıda) da da tırtil y ı İkl ahbab çanaşlar. Noelbabanın marifeti