Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
çerer D 14" LRİL L G | İ ! i E_ setmiyelim. 'L'y.î' Sayfa Son Posta'nın tefrikası : Bo ——— | ğ H Ü remağ Yazan: Ziya Şakir 31 mart vak'asından Abdülhamid ve saray halkından hiçbiri haberdar değildi. Çıkacak bu kanlı isyanı sadece Halil Eey biliyordu. Çünkü isyanın elebaşılarından olan Arnavud birkaç çavuş, Halil Beyle temas etmişlerdi Fakat onun en mühim rol oynadığı yer, Yıldız sarayı ile civarındaki Arna- vud taburlarının kışlası idi. Kaba bir adam gibi görünmesine rağmen, son derecede nazik ve terbi-! yeli idi. Onun için saray halkı üzerinde cazib bir tesir husule getirmişti. Hün- kârin o derecede büyük teveccühüne mazhar olmakla beraber, kat'iyen ki- bir ve gurur göstermezdi. Aynı zaman- da, saray haricinden kendisine müra- caat eden adamları da büyük bir dik- katle dinlerdi. Eğer para çıkacak gibi bir iş ise, ciddi surette alâka gösterirdi. Değilse, gene nazikâne bir şekilde, at- lativerirdi. Müşir Tahir pasa; tüfekci bölüğünün kumandanı idi. Fakat Halil bey, Arna- vud tüfekcilerin hâmisi, ve manevi â- miri roölünü der'uhde etmişti. Arnavud tüfekcilerle, Boşnaklar a- tihaz eylemişlerdi. Bunun üzerine, ge- ne Abdülhamidin en sadık bendegüâ- nından tütün kıyıcısı Mustafa ağayı, gizliden gizliye âsilerle temasa memur eylemişlerdi ve isyan hâdisesinin bas- İtırılmasını müteakib de, bu hareketle- rinin cezasını, hayatlarile ödemişlerdi. Halil bey sarayda, yalnız bir adam- dan yılmıştı. O da, gene nöbet yerinin mühim erkânından (tüfekci Boşnak ÂA- rif ağa) idi. Arif ağa, eskidenberi Ha- lil beye kat'iyen ehemmiyet vermezdi. Verenlere de gülerdi. Bir gün, arala- rmda zuhur eden küçük bir münakaşa, birdenbire büyüyüvermişti. Halil bey, -çok öfkelendiği zaman bazı saray erkâ- nına yaptığı gibi- Arif ağaya da taban- casını göstermişti. Fakat; vaktile, Taş- heca müftüsünün refakatinde senelerce Arif ağa, evvelâ parlak bir kahkaha at- Avusturya askerlerile harbetmiş olan! 'hamidin tiyatro merakından bahsede- yim. Evvelâ şunu arzedeyim ki; ilk saray tiyatrosu, Dolmabahçe sarayının karşı- sında (Hâs ahır) ın yanında idi. Sultan !Aziz zamanında yaptırılmış olan bu ti- | yatro, çok müzeyyendi. Ve üç yüz kişi- 'yi alacak cesamette idi. Fakat Sultan Aziz, tiyatrodan pek ©o kadar hoşlan- madığı için, bu binadan da uzun zaman fistıfade edilmemişti. Hattâ sonraları |perdeleri ve dekorları da kaldırılarak, -Dağistan alayına depo olmak üzere ve- |rilmişti. | Abdülhamid, (Ali Suavi vak'ası) n- 'dan sonra Yıldız sarayına yerleşirken, yeniden yaptırdığı binalar arasında bir de tiyatro yaptırmayı ihmal etmemiş- ti. Bu tiyatronun yapıldığı yer dar ol- yduğu için, binanın içi kasvetli idi. Sah- rasında kavga eksik olmazdı. Bunlar, mış, sonra da kendi tabancasını çeke- ne, oldukca Bgenişti. Sahnenin karşısın- bazan harem kapısında bile, saldırma- lara ve rovolverlere dayanırlardı. O za- man Halil bey, kosa koşa gelir; bunların aralarına girer.. iki kelime ile Arnavud- rek: | — Aç gözünü Halil, ben senin gibi büyük bir balkon vardı. Abdülhamid mevzuu bahsetmediği ileri sürülen ha - bahçıvan çıraklığından gelmedim. Bir kurşunla seni çivi gibi yere mıhlarım.. |da, hemen hemen sahne cesametindeki burada oturur, oyunu seyrederdi. Bu balkonun tavanı, duvarları ve ları geri çekerek kanlı bir hâdisenin demişti. Ve onun bu sözleri, Halil beyi kapıları, sor derecede müzeyyendi. Bü- önüne geçerdi. Boşhnakları da: — Efendimizin kapısında birbirinize | silâh çekmek yakışır mı? Siz, Boşnak- lar; medeni adamlarsınız. Bizim cahil dağlılara uymamalısınız.. diye tekdir ederdi. Halbuki; bu kavgaların çoğunu, biz- zat Halil bey tertib ederdi. Bundan maksadı da; hem böyle silâhlı mücade- lelerin ortasına pervasızca atılarak ce- saretini göstermek, hem de, iki kelime ile Arnavudları teskin edebilmek kud- ret ve kabiliyetini isbat ederek Abdül- hamid nazarında bir kat daha ehemmi- yet kesbetmekti. Halil beyin en mühim vazifesi, (ikin- ci fırka) nın zabitlerini kontrol etmek- ti. Bu zabitler arasında birçok ahbab- ları vardı. Bunlar vasıtasile kışlaların zabit odalarında konuşulan şeyleri da- kikası dakikasına haber alırdı. Abdülhmid, bazı jurnallerin tahkiki- ni, veyahud isticvab edilmesi lâzım ge- lenlerin evlerinden alınarak saraya ge- tirilmesini Halil beye havale ederdi. O, bu işlerde de huşunet göstermez; kim olursa olsun, daima nezaket gösterirdi. Eilhassa saray adamlarından biri jurnal edilip de padişahın hiddetini mucib 0l- sa Halil bey derhal ortaya atılarak o a- damın maruz kalması muhtemel olan bir felâketin önüne geçerdi. Halil beyin Abdülhamid nezdindeki nüfuzu o derecede mühim idi ki; müşir 'Tahir paşa bile kendisinden çekinirdi. Hele başkâtib Tahsin paşa, başmabeyn- ci Ali paşa gibi padişahın en mühim mukarribleri, âdeta ona dalkavukluk e- derlerdi. Halil bey, en facialı rolünü, (31-Mart) vak'asında oynamak istemiş- ti. Bu kanlı hailenin vuku bulacağın- dan, ne Abdülhamid, ve ne de saray halkından hiçbiri haberdar değildi. Çı- kacak isyanı sadece Halil bey biliyor- du. Çünkü, isyanın elebaşılarından olan Arnavud çavuşlardan birkaçı, Ha-! lil beyle temas etmişlerdi. Halil bey, bunlara karşı da kurnaz davranmış; böyle işlerden vazgeçmele- ri için nasihatler vermişti. Halbuki öy- le bir lisan kullanmıştı ki; aynı zaman- da teşvik mahiyetinde idi, Sonradan öğ- rendiğimize göre, Halil bey bu mesele ile (Cevher ağa) yı da alâkadar etmiş- “ti. Abdülhamidin bu iki haris bendesi —uzun uzadıya müzakereden sonra: — | — Bu işden, şimdilik efendimize bah- İsyan, başlasın. Tabif şek- lini alsın. Bakalım, netice ne olacak? | Eğer âsiler müuvaffak olurlarsa, o za- man onları elimize alırız, Meşrutiyeti ortadan kaldırtırız. Efendimizin kudret ve hukuku şahanesini iade ederiz, Böy- lece de, bir kat daha teveccüh ve muü- | habbet celbeyleriz. — . *W gnn - Diye, kendi aralarında bir îı:arîı-ğî;.1 ves süküta davet etmiye kâfi gelmişti. YILDIZ TİYATROSU Size, sarayın en dikkate şayan yerle- rinden biri olan tiyatrodan ve ÂAbdül- yük kıt'ada, arkaları yüksek, oymalı a- ğaç kısımları altın yaldızla cilâlı, He- reke kumaşından bir koltuk hünkârın ikametine mahsustu. (Arkası var) RA Eugünkü program 23 Birincikânun 1937 Perşembe İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi, 12.50: Hava- ı.dl.ı. 13.05: Plâkla Türk musikisi. 13.30: Muh- telif plâk neşriyatı. Aksam neşriyatı: 18.30: Plâkla dans musikisi. 19: Necdet ve arkadaşları tarafından Türk musikisi. 19.30: Spor musahabeleri: Eşref Şefik. 19.55: Bor- İsa haberleri. 20: Cemal Kâmil ve arkadaşları |tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları. |20.30: Hava raporu. 20.33: Ömer Riza tara- 1fındlm arabca söylev. 20.45: Fasıl saz heye- 'ti: Okuyanlar: İbrahim, Küçük Safiye, Ali, keman Cevdet, kanun Muammer, klarnet Hamdi, tanbur Salâhaddin, ut Cevdet Kozan, 21.15: Bedriye Tüzün: Şan, Orkestra Tefa. |katile. 21.45: Orkestra. 22.15> Ajans haberle- ri. 22.30: Plâkla sololar, opera ve operet par- “Çaları. 2250: Sön haberler ve ertesi günün programı. 23 Birincikânun 1937 Perşembe ANKARA Öğle neşriyatı: 12.30: Muhtelif plâk neşriyatı, 12.50: Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15: Dahili ve harici haberler. Akşam neşriyatı: — 18.30: Muhtelif plâk >neşriyatı, 19: Türk 'musikisi ve halk şarkıları (Halük Recai ve arkadaşları). 19.30: Saat âyarı ve arabca neş- riyat. 19.45: Türk musikisi ve halk şarkıları İ(Hikmet Rıza Sesgör ve arkadaşları). 20.15; Musiki konuşması: Halil Bedi. 20.30: Plâkla dans musikisi. 21: Ajans haberleri. 21.15: Stüdyo salon örkestrası, 21.55: Yarınki prog- ram ve İstiklâl marşı. - Nöbetci Eczaneler '| Bugece nöbetçi olan eczaneler şunlar- | ir: | İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Pertev). Alemdarda: (Eşref Neşet). Beyazidda: (Belkıs). Samatyada: (Erofilos). Eminönünde: (Bensason). Ey-Ğbde: (Hikmet Atlamaz), Fenerde: (E- | milyadi). Şehremininde: (Hamdi). Şeh- zadebaşında: (Üniversite). Karagümrük- te: (Arif). Küçükpazarda: (Yorgi). Ba- kırköyünde: (Hilâl). - İi Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk). Galata- da: (İsmet). Taksimde: (Nizameddin). Kurtuluşta: (Necdet). Yenişehirde!: (Pa- runakyan). Bostanbaşında: — (İtimad). Beşiktaşta: (Nail Halid). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (Ömer Kenan). Sarıyerde: (Nuri), Kadiköyünde: — (Büyük, Üçler). ,r Bir Doktorun Günlük Notlarından Anne himaye Edilmeden çocuk Himaye edilemez Çocuğun himayesi, annenin himayesine bağlıdır. Nüfusun çoğalmasına birinci derecede anneler âmil olduğundan anne- lerin himayesi ve fena âdetler, batıl iti- kadlarla mücadele ve annelerin bizzat Ççocuklarının sıhhatlerini, terbiyelerini ve ahlâklarını muhafaza etmelerinin ve bu suüretle sıhhatli, ahlâklı, terbiyeli çocuk yetiştirmelerinin temini de Çocukları E- sirgeme teşekkülünün en mühim vazife- lerinden biridir. Anneyi ihimaye, medeniyet tekâmülünün ölçüsüdür. Hayat kaynağı ,olan ve hayat tohumunu yücudünde gizliyen anneye hürmetten başka tabli vazifesinin ifası için lâzım olan şartları da temin etmek iktiza eder, Annelik hürmete lâyık bir vazife olmakla beraber cemiyet her ka- dına annelik vazifesinin, gebeliğin, em- zirme müddetinin devamınca — çocuğun neşvünemasına elzem olan sihhi hayat | şartlarını temin etmelidir. Bu hususta sösyeteye rehberlik edecek teşekküllerin biri de Çocukları Esirgeme teşekkülleri- dir. Perşembe (©) (*) Bu notları kesip saklayınız, yahud bir albüme yapıştırıp koöleksiyon yapınız, Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Halkevinde musiki dersleri Eminönü Halkevinden: İkincikânun ba - şından itibaren Evimizde (Parasız halk mu - siki dersleri) ne başlanacaktır. Bu dersler: Solfej, Koro, Keman, Piyano, Viyolonsel, Al- to ve Bas derslerinden ibarettir. Derslerden |berhangi birine deyam etmek arzu edenler |Cağaloğlurda merkez binamıza gelerek bü - .rrndı kayıtlarını yaptırıp bu husustaki şart- j larımızı öğrenebilirler. İstanbul İkinci İflâs Memurluğun- 'dan: Müflis İlya Zalmanın malı olup ma- sa memurluğunca satışına devam edilen mada takdir edilen bedelin 90 de 75 ini bulmadığından ikinci artırmaya bırak kılan mallarla diğer artırmaya çıkmı- yan malların satışına 24/12/937 cuma 'günü saat 9 dan itibaren 14 de kadar 'devam edileceğinden isteyenlerin Sul- tanhamamında 6/l1 Nolı mağazada masa memuruna müracaatları ilân olu- hur — F OTŞ ” A, ar Bt gel cA 2 İ Hakem Ş. Tezcana ebedi boykot cezası verildi ması şahsına karşı b ç—eabkğ ? Fenerbahçenin hususi yaptığı bir maçı idare ettiği sırada Misafir oyunculara karşı çirkin hareketlerde bulunan Fener- | İrumu tarafından Berlin olimpiyad oyun- |başına kadar lig lideri olacağı tahmin edi- 'yun göstermiştir. tuhafiyeye aid eşyalardan birinci artır-| li oyuncuların bu nahoş muamelelerini görmediği için, verdiği raporda hâdiseyi kemlerimizden Şazi Tezcana, futbol fede- rasycnu müebbed boykot vererek evvelce eline vermiş olduğu İisansı geri aldı. Spor teşkilâtının klüblere, idareci ve sporculaia icab ettiği zaman nevi ve şek- line göre ceza veren talimatnameleri hiç şüphe yok ki hakemler için de tatbik e - dilmelidir. Fakat şimdiye kadar yaptığı maçlardan dolayı ihtar bile aldığını hatir- lamadığımız Şazi Tezcan, Türk spor ku - larına görgü ve bilgisini arttırsın diye gö- türülmüş, memleketin yetiştirdiği iyi ha- kemlerden biri idi. Bir oyuncunun düştüğü her hangi bir İngiltere Lik maçları İngiltere lig maçlarının on dokuzuncu | haftası oyunları bozuk havalara rağmen oyunu fazla sisten dolayı tehir edilmiştir Liverpool: 2 — Arsenal: 0 Altı haftadanberi lig maçlarında zafer den zafere koşan Arsenal takımının yil- liyordu. Pakat Arsenal ilk devrenin ba - şında ve sonunda yediği göllerle dev - reyi 2-0 mağlüb bitirmiştir. İkinci devrede bu vaziyetir telâfi edile- ceği zannedildiği bır sırada —Arsenalın kalecisi sakatlanmış, takım kaptanı Hep- göod kalecinin fanilâsını giyerek kaleci oynamağa başlamiştır. On kişi kalan Arsenal bu vaziyette meğlübiyetten kurtulamamış, Hepgood kaleci olarak harikülâde dalışlar, atla - yışlar yapmak suretile fevkalâde bir o- Arsenal bu mağlübiyetten sonra ikinci vaziyetten dördüncülüğe düşmüştür. Li- verpool takımı ligde on dokuzuncu vazi- yettedir. Bu maçta 40,000 kişi bulunmuş- tur. Brentford: 0 — Birmingham: 0 Lig lideri Brentford, ligde on üçüncü vaziyette clan Birmingham fle yaptığı maçta bütün gayretine rağmen berabere kalmıştır. Bu maçta 23,000 kişi bulun - müuştlur. Wolves: 2 — Chelsea: 0 Ligde en kuvvetli bir takım olan Chel- sea ligde altıncı vaziyette olan Wolves takımina 2-0 mağlüb olmuştur. Wolves ıki sayıyı ilk devrede yapmış- tır. Bü maçta 30,000 seyirci bulunmuş - tur. Sunderland: 0 — Preston: O Kral xupası birincisi Sunderland ile ikincisi Preston takımlarının, kupa ma - çından sonra yaptıkları bu ilk karşılaş- ma çok hararetli olmuş, neticede iki ta- kım berabere kalmıştır. Bu maçta 30,000 kişi bulunmuştur. Aston Villa: 1 — Bransley: O İkinci ligde çok nazik vaziyette bulu - ran Aston Villa bütün zorluklara rağmen her tarafta yapılmıştır. Lig maçlarının üÜç | 1andı Şimdiye kadar bir ihtar cezası bile almıyan değerli bir hakemin böyle ceffelk2'em spordan uzaklaştırıl- yapılabilecek büyük b ir haksızlıktır ea E kem Şazi Tezcan bir Fener - Galatasaray maçında iki takım kaptanile yanyana hataya hakemin de âüşmesi kadar tabil ne olabilir? Memlekette yapılan futbol maçlarında hakem voksuzluğunun ne kadar acı bir şekilde teclli ettiğini her gün yapılan şu veya bu oyunlarda görüyoruz, Uzun emek ve tecrübeler neticesinde yetişmiş olan bir hakemi, topun seyrini takib ettiği bir sızadaki vaziyet dolayı - sile göremediği iddiasını ileri sürdüğü halde; tamamile listeden silmek suretile ortadan kaldırmak, daha doğrusu feda edivermek, onun şahsiyetine karşı yapı- labilecek pek büyük ve ağır bir cezadır. Türk spor kurumundan bu şiddetli ka- rarı tasdik etmeden evvel işi disiplin di- vanına vermek esuretile kendisine hiç değilse müdafaa &debilmez hakkını ver- miş olmasını bekliyor ve bu vaziyetin en tabif yoldan tashih edilmesir.i, bu sahadâ az çok emek. vermiş bir arkadaşın şahsi şerefi :çin lâzımdır diyoruz. Ankara At yarışları Ankara (Hususi) — Soönbahar at yarışlâ- rının on ikinci haftası kalabalık bir seyirci önünde yapılmıştır. Yarışlara saat 15 de baş- Birinci koşu, satış koşusu! Mesafe 1800 metre, Birinci Sada, ikinci Ülker. İkinci Kko- şu Handikaplıydı. Bu yarışa Said — Halimin üç atı girecekti. Lâkin yarış zamanı geldiğİ vakit bu yarışın yapılmıyacağı radyo ile bil- dirildi, zaten aynı ahira mensub bu üç atın yarışı zevkli olmıyacaktı. Üçüncü koşu; kuv- vet koşusu: Mesafe 2000 metre. Birinci Tom- ru, ikinci Baylan geldi. Dördüncü koşu han- dikaplıydı. Bu günün en alâka ile takib edi- len koşusu oldu. Bu yarışın favorisi, Ceylân İle Mahmure idi. Birinci Fevzi — Çakmağın Bayburtu, ikinci Gülizar oldu. Beşinci koşu: | Mesafe 1800 metre. Çok zevkli olan bu koşü sonunda Bahtiyar birinci, Çan ikinci oldu. İkili bahis: Sekiz atın iştirak ettiği he - şinci koşuda ikili bahis vardı. 5/3 üzerinde oynayanlara (700) kuruş verildi. Çifte bahis üçüncü ve dördüncü koşular arasında —lüL 4/1 üzerinde oynayanlara 16 lira 7T0 kuru$ verildi. - B. Tezcan Bükreş muhteliti dün Ankaraya gitti Ankara ve İstanbulda iki temsili maç yapacak olan Romanyanın Bükreş muh- teliti, dün öğle trenile Ankaraya hareket etmiştir. Bükreş muhteliti” dün sabab Taksim stadında tamamile atletik olmak üzere mükemmel bir idman yapmıştır. Bükreş muhtelitı pazar günü Ankaradâ yapacağı maçtan sonra akşam trenile İs- |tanbula dönecektir. İzmirden oyuncu ayartılmak istenmiş İzmir (Hususi) — İzmirin maruf oyuncu- larından birine İstanbul klüblerinden biri tarafından gönderilen bir mektub. dedikodü uyandırmıştır. İstanbul klübü İzmirli oyun- cuyu, kendi #saflarında yer almak fiks olarak bir mikdar para teklif etmekte- 'dir. Mektub Ankarada, Spor Kurumuna derilecektir. muştur. A, Villa takımının ihtiyat mer- kez muhacimi ilk devrenin ortalarında 0- yunun yeğâne sayısını yapmıştır. Sisli ve yağmurlu bir havada oynanan maç çok sert cereyan etmiş, bu oyunda — bu mühim maçı kazanmağa muvaffak ol - 12,000 kişi bulunmuştur.