23 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yapuru Karadenizde baflı | - bir kişi kurtuldu, 24 ölü vari (Baş tarafı |1 inci sayfada) — gearet müdürlüğüne, P*D A D E N — Hman ve tahlisiye i- ( ea / Z - darelerine müracaat çr.,**e çe — etmişlerdir. Akşam ıgvm oq*-“’ v e — saat 16 raddelerinde ” YAK çe g” tahlisiye ve liman i- — darelerine Anadolu- | — kavağı tahlisiye ida- | * — resinden (Hisar) va- !" — purunun Boğaz di- — £ şında Beyvkoz ile Şile — 4 Arasında İrva dere- |* ) — gi -önünde — Eşek |— sdacığı — önünde ka- faya düşlüğü ve İrva tahlisiye istas- - yonüu tarafından tahlisiye işine girişil- - diği bildirilmiştir. " Tahlisiye umum müdürlüğü, İrva iz- — tasyonu ile doğrudan doğruya telefonla — bağlı değildir. Kavak tahlisiye ambarı — İrva ile ve hususi bir tel ile bağlıdır. Bu itibarla İrva istasyonu ile Kavak tah- lisiye ambarı vasıtasile konuşulmıya teşebbüs edilmiştir. Bir yandan bu iş yapıla dursun, di- — ger taraftan vapur sahiblerine, (Hisar), © in karaya oturduğu bildirilmiştir. Ara- |—dan bir saat geçmeden de kara haber, | İiman idaresine ve tahlisiyeye gelmiş- hi tir; , İ «Hisar vapuru, saat 14 de İstanbula | gelirken İrva deresinin karşısında Eşek — adası önünde dalgaların şiddetine daya- — namamış, makinesi sukut etmiş, Eşek — adasının poyraz cihetindeki kayalar ü- — zerine yandan düşmüş, parçalarımış, on — dakikada kaynamış, Mmürettebatından — Rizeli Şaban oğlu Seyfullah eline ge- — çirdiği ankazla denizin üstünde kala- — Yak kurtarılmış, diğerleri garkolmuş- — lardır. Tahlisiye bu vaziyette bir şey — yapamamıştır.» — Hisar vapuru hakkındaki malümat — Hisar gemisi 5 bin tonluktur. Ahşab- — dır. Harbı umumiden evvel alınmıştır. — İbrahim kaptanın idaresinde bulunui- — yordu., İkinci kaptanın ismi Mehmed, — telsiz memurunun ismi Hasandır. Ge- — Mi, sigortasızdır. vi İbrahim kaptan kimdir? — — Facia kurbanlarından (Hisar) vapu- — Çunun süvarisi İbrahim kaptan Rizeli- — dir. Soyadı Giridlioğludur. On beş se- — nedenberi kaptanlık etmektedir. Bun- — dan evvel Yeşilirmak ve Teşvikiyede bulunmuştur. 38 yaşlarındadır. 6 çocu- — ğu vardır. xSon Posta» istihbar şebekesi iş başında - Dün akşam faciayı haber aldığımız — zaman saat altı idi. Fırtına hâlâ devam — ediyordu. Değil facia mahalline gitmek, — gokağa çıkmak bile insanı düşündürü- — yordu. Buna rağmen bütün arkadaşla- — tımızı harekete geçirdik. İşte neticesi: — Facia şahidleri neler anlatıyorlar? 0 İrva tahlisiye istasyonu efradı «Son — Posta» ya gördüklerini şöyle anlatıyor- H lar; — — Saat iki buçuktu. Rüzgâr yıldız ka- — Tayelden esiyor, gittikçe şiddetleniyordu, nihayet 11 metreye kadar çıktı, malüm I'şa 12 metre sür'at buldu mu biz buna ka- - Bırga deriz. l . Deniz adetâ görülmedik Gerecede fazla idi... İstasyonun gözcüleri dikkat kesil- — mişler, gözlerile denizi tarıyorlardı. Bir — hissi kablelvuku ile gözcülük etmek va- — zifesile mükellef olmıyanlar da onların ';v'gnmnda yer a'mış bulunuyorlardı. — Derken gözcülerden biri: | — Bir vapur! diye haykırdı. — Evet hakikaten sis ve pus tabakaları a- _»îğıfasından birden bir vapur çıkmıştı. Dev — gibi dalgalar arasında bocalıyor, baştan |— kara etmek üzere karaya yaklaşmağ ça- Obalıyordu. Fakat ne mümkün.., Deniz — gittikçe kuduruyor, rüzgâr her an sür'a- — tini arttırıyordu. —— İstasyonda derhal tahlisiyelere emir — werildi. Sandallar denize indirildi ve ku- | durmuş dalgalar arasına atıldılar. 0 Bu sırada erkadaşlardar biri bağırdı: — — Bu bizim gemilerden Ybiri. — Bir diğeri *lâve etti: — — Hisar vapuru! — Evet Karadenizin kara dalgaları ara- O sında bir limon kabuğu gibi bocalıyan zavallı gemi hakikaten Hisar vapuru idi. — Artik sahile doöğru gelip baştan kara et- ekten ümidi kesmişti. Karadan - 1000 y N Danlar. z Birinci kaptan İbrahim İkinci kaptan Mehmed Üçüncü kaptan — Hasan Çarkçı Süleyman Yağcı Receb Yağcı Ahmed Ateşçi Mehmed Ateşçi Diğer Mehmed Ateşçi İsmail Ateşçi Yusuf Telsizci Hasan Bunlardan başka tayfadan 13 kişi Vi ' — doğru sürükleniyordu. Hevecan içinde o- nu takib ediyorduk. Nihayel adanın poy- raz cihetindeki Cöküntülerine yaslandı. Artık kurtulmak ümidi kalmamıştı. Fa- cia muhakkaktı. Bu yer çok netameli bir verdi. Vaktile Gerze vapuru buraya çar- pıp batmıştı. Tecellii Adalet vapuru gene bu civarda sulara gömülmüştü. Bu sular Harkof :simli büvük Rus vapuruna da mezar olmuştu. Filhak/ka çok geçmeden facia lahakkuk etti. Bizibiri arkasından gelen üç korkunç dalga gemiye çarptı ve 5000 tonluk (Hisar) kağıddan bir oyun- cakmış gibi bir anda dağılıverdi. Tahlisiye sandalları facia sahnesine doğru yaklaşmağa çabalıyordu, fakat o |jmüdhiş dalgalar arasında ilerlemek ne imümkün... Arada üaha bir hayli mesafe vardı. Heyecan ve teessür içinde bakıyor- duk. (Hisar) vapuru sür'atle kaynayıp gitti. Acaba tayfası ne olmuştu? Nazar- lar denizin sathını taramakta devam e- diyordu. Bu sırada bir enkaz parçasına yapışmış bir kazazede görüldü. Sandal- lar ona doğru yaklaşmağa çabalıyorlar- dı. Derken kayalıklardan biri üzerinde iki gölge daha belirdi. Bunlar da kurtu- labilen iki biçare idiler, fakat bu kur- tuluş muvakkat oldu. Müdhiş bir dal- ga başlarından aştı ve ikisini de sürük- leyip götürdü. ) Bu vaziyette gemi mürettebatından yalnız birisi hayatta kalmış demekti. O da dalgalar arasında hâlâ çabalıyordu. Nihayet sandallar kendisine yaklaştı - lar, ip atarak kurtardılar. Bu adam, Şa- ban oğlu Seyfullahtır. Sandallarla is- tasyona nakledildi, geldiği saattenberi yarı ölü bir halde yatıyor.» Faciadan sağ kurtulan yegâne denizci anlatıyor » Şimdi faciadan yegâne sağ kurtulan, (Hisar) vapurunun ateşcilerinden Ri- zeli 22 yaşında Şaban oğlu Seyfullahı dinliyelim: -— Sabaha karşı üçte Zonguldaktan kalktık, Gece hâdisesiz geçti. Sabah 01l- du. Hava yavaş yavaş bozuyordu. Öğ- leye doğru Kefken önlerinde fırtınaya tutulduk. İlk önce aldırış etmedik, Eh, | yeni denizci değiliz. Az mı fırtına gör- dük... Fakat bu kayıtsızlık uzun sür- medi. Bu deniz her zamanki denizlere |benzemiyor, gittikce büyüyor, korkunç- laşıyordu. Boğaza yaklaşmak üzere i- dik... «Ah bir Boğazı bulabilsek» der- ken birden makine dairesine su girmi- ye başladı. Ne oluyor demeğe vakit kalmadan ocakları su bastı. Korku ve dehşet içinde hemen güverteye fırla- diık. Makine tabii stop etmişti. Dümen »dairesi de su içinde idi. Tehlike bir vıl- dırım sür'atile başgöstermiş ve yapaca- ğinı yapmıştı. Herkes güvertede idi. Telsizci Hasan kaptan — mütemadiyen imdad istiyordu. Fakat imdad nerede? Bu havada nasıl ve kimden gelir? Ufuk boruboştu. Artık işim'z Allaha kalmıştı. Gemide tayfalar arasında panik başla- mişti. Ağlıyan, bağıran, dua eden ede- ..ız_p."'.:. ,' #Li — ünkü İstanbulda — bir felâket halini aldı Dün Karadenizi, İstanbul limanını ve şehri altüst eden ve emsali pek az görü- len kasırga denebilecek kadar müd- hiş bir firtına Olmuştur. Bu ır- tına Karadeniz boğazı haricinde -tüyler ürpertici bir deniz Taciasına sebebiyet vermiş, Kalkavan oğulları (Kalkavanza- deler) in (Hisar) vapuru Irva deresi Öz nünde Eşek adasına düşmüş, kayalara çarparak parçalan'tış, on dakikada bat- miştir. Facianın en hazin taralı şudur: Vapu- run içinde bulunan yirmi beş kişiden | yalnız bır tayfa kurtulabilmiş, başda Ri- zeli İbrahim kaptan olmak üzere yirmi dört kişi maalesef kurtulamamış, boğul- müuşlardır. Facianın tafsilâtını kısmı mahsusümuzda bulacaksınız. Dünkü kasırgada bundan başka yüzler- ca kaza olmuş, birçok mntör, mavna, ka- yık batmış, vapurlar demirlerini tarıya- rak birbirleri üzerine tdüsmüşlerdir. Ha- liçte sayılamıyacak kadaz çok mavna da birbirleri üzerine bind'rmişler ve kısmen |de parçalanmışiardır. Bu esnada şehirde de /birçok kazalar clmuştur. Bütün kaza- ları tafsilâtile ve sırasile yazıyoruz. Kasırga nasıl koptu? Evvelki gece Karadenizde Yıldız - Ka- rayel fırtınası başlamiştır. Sabaha karşı kuvvetli rüzgârla karışık yağmur yağ- ruşlır, Fırtına şehrimizde de başgöster- miştir. Fırtına sabaha karşı biraz hafiflemiş- tir. Fakat saat öon büçuğa doğru tekrar şiddetlenmiştir. Bilhassa saat 12-14 ara- sında Karadeniz, Marmara, lıman, Haliç ve şehir 10-15 dakika süren ve çok şiddetli olar. boralarıa altüst olmuş, deniz az- gin bir hal almış, hava kararmış, rüzgâr korkunç bir sür'at iktisab etmiştir. Bu dakıkalarda denizde münakalât durmuş, herkes can kavgusuna düşmüş, şehirde de hayat âdeta felce uğramış, tramvay telleri kopmuş, münakalât durmuş, hat- tâ rüzgârın şiddetinden bazı ötomobiller bile oldukları yerlerde tevakkufa mec- bur olmuşlardır. Fırtınanın kuüvvetli zamanında rüzgâ- rin sür'ati Istanbulda görülmemiş bir dereceye çıkmıştır. Bu esnada deniz, poyraza düşen sahil- leri şiddetle âövüyor, limandaki büyük, küçük vasıtalar rıhtımlara tosluyorlar, şehirde kiremidler, dükkân tabelâları u- çuyor, evlerin, dükkânlarin camları kırı- lıyor, duvarlar yıkılıyordu ve sokaklarda yürümek kabil olamıyordu. İmdad! İmdad! Deniz ticaret müdürlüğüne, liman Ti- yasetine, tahlisiye idaresine, Gemi Kur- tarma şirketine, emniyet beşinci şubeye muhtelif verlerden telefoniar ediliyordu: | — Kadıköy - Haydarpaşa arasında mav- nalar batıyor. İmdad! — Marmarada motörler batmak üzere. İmdad istiyorlar. — Limanda vapurlar demirlerini tara- dı. Karaya düşecekler. — Üsküdarda motörler karaya düştü. Ve en nihayet şu haber geldi: — Irvada Hisar vapuru karaya düştü. Bütün bu idareler çalışıyorlar, fakat eldeki vasıtalar, istenilen yerlere imdad yetişecek kadar değil. Vesait yok. Olsa bile vaziyet müsaıd değil. Liman, klavuz- luk ve tahlisiye idareleri bir şey yapamı- yorlar. Büunlar da kendi - vasıtalarının kurtulmasile uğrasıyorlar. Vapurlar, birbirleri üstüne düsüyorlar Sirkeci rıhtımında demirli bulunan De- nizyolları idaresinin Antalya. Anafarta, İnönü vapurları bu esnada demirlerini taramışlar ve birbirlerinin üzerine düş- müşlerdir. | Büunların arasında parçalanmak tehli- kesine maruz mavnalar da bulunduğun- dan hemen romorkörler gönderilmiş ve tehlikenin önü alınmıştır. Anafartanın bu çarpışmada dümeni kırılmıştır. Ro- morkörler, Analarta ve İnönü vapurla- rını çekerek Dolmabahçe önündeki koya götürmüşlerdir. Fakat İnönü vapuru de- mirinı kırmış, Sirkeci rıhtımına çarpmış, salonun parmaklığını kırmıştır. Amerikan vapuru karaya düşüyordu Fırtınanın şiddetinden limanda şaman- dralara bağlı olâan Ameriken Eksportlayn kumpanyasinın Ekzamiya vapurunun ha- latları kopmuş, gemi sürüklenmeğe baş- lamıştır. Geminin sürüklendiği — istika- met, Sarayburnudur. Bu tehlike karşı- sında klavuzluk idaresinin kayıkları ye- tişerek gemiyi üç tubaya bağlamak su- tetile karaya düşmekten kurtarmışlardır. Kadıköyünde batan mavnalar Kadıköy - Haydarpaşa önü müdhiş bir hal almıştır. Burada dört mavna batmış, yedi mavna da ehemmiyetli surette ha- sara uğramıştır. Evrenyeli Mehmedin 15 numaralı, İne- bolulu Paşanın 263 numaralı mavnaları buğday almış ve Haâliçteki değirmene gö- türmek üzere Evrenye inotörüne bağlan- mıştır. Motör, sahilden 150 metre kadar açıldıktan sonra saat 11,45 de fırtına kop- müuş, geri dönmek istemiş; fakat dalga- lar mâni olmuştur. Mavnaların ambar kapaklarını örten muşambalar patlamış, ambarlara su dolmustur. Bunu gören Bolulu Paşa Mehmed, Ev- renyeli Mehmed ve oğlu Mahmud mav- nalardan, arkada bağlı olen kayığa atla- mışlardır. Raomorkör, mavnalardan ipi kesmiştir. Birbirine bağlı olan mayvnalar derhal batmışlardır. Evrenye motörü, kayıktakileri almış ve büyük müşkülâtla Haydarpaşaya çıkarabilmiştir. Bunlar- dan başka Haydarpasa - Kadıköy önün- de Evrenyeli Halilin 68 numaralı, tütün- cü Recebin 82 numaralı mavnaları bat- mıştır. Haydarpaşa tTaendireği ıçerisinde hasa- rva uğrıyan mavnalar şunlardır: 138 numaralı buğday yüklü mavnanın küpeştesi, mavnacılar cemiyetinin 13 nu- maralı mavnasının kübeştesi, 8 numaralı mavnanın küpeştesi, 282-4 mavnanın ar- ması ve bodoslaması, 36-5 numaralı mav- nanın küpeştesi, 54 numaralı Paşanın motörünün küpeştesi, Paşaya aid arpa yüklü 263 numaralı kayığın küpeştesi | parçalanmıştır. Diğer batan motör ve mavnalar 1 — Çubukluda EBartınli Mustafa oğlu Hşsm aid 70 tonluk motör batmıştır. İçinde bakkaliye eşyası vardır. İçerisin- de bulunan Hasan oğlu Ahmed, Halil oğ- lu İsmail, Mehmed kurtarıimışlardır. 2 — Umur yerinde Neft Sendikat de- ;;osu önüf*dğ S__ükı:': xaptanın idaresindeki urna Motorü karaya SKİ ya olurmuş, tayfası 3 — Heybeliadadan kömür yüklü ola- rak kalkan bir k: yık Mudanyaya gider- ken batmak teh”kesi karşısında kalmış, imdad istemiş, Eönde.rilememiş; fakat batmamıztır. KBŞ 4 — Kadıköy iskelesi civarında batmış bir kayık görülmüşlür. Boğulan olup ol- madığı anlaşılamamıştır. 5 — Üsküdarda Şemsipaşada İnhisar İdaresinin bir rumaralı motörü karaya düşmüş, imdadına giden üç numaralı mo- törün de makinesi bozulmuştur. Her iki- si de güçlükle kurtarılabilmişlerdir. 6 — Yedikule açıklarında bir - motör batmak tehlikesi- göslermiş, imdad iste- miş, İmalâtı Harbiye Seyid motörü gön- derilmiştir. Motör BHayırsızada açıkları- na sürüklenmiştir. T — BSebze halinin önünde bir kayık batmıstır. — ne,.. Şimdiye Hadar görmediğimiz dere- cede büyük dalgaların üstünde hiçbir şey yapamadan sürüklenip gidiyorduk. Nihayet bildiğiniz gibi Eşek adasının kayalıklarına çarptık. Bu müsademe dakikasında müretitebat denize allamiı- ya başlamıştı. Kaptanlar da onları takib ettiler. En sonra ben atladım. İyi yüze- rim. Soğukkanlılığımı kaybetmeden dalgalarla çarpışmıya başladım. Sağda solda benden evve! allıyan arkadaşlar- dan birkaçını görüyordum. Nihayet hepsi birer birer kayboldular. Ben de yavaş yavaş kesiliyordum. Çok su yutmuüştum. Kuüvvetim " Eksiliyordu. VAA AA YAKT Ü ! İ İN M K EEZĞRA ĞAS FY e a gi T - 3 4 e < di Nihayet artık yüzemiysceğimi — anladım, Tam Lendimi bırakmak üzere iken tah- lisiye sandallarını gördüm. Simid attılar ve beni sandaia aldılar. Cradat kendimi kaybetmişim. Dört sa&t kadar baygın kaldım ve istasvonda gözümü açtım. Hâ- lâ bastayım... Hasta ve derdli... Zavallı arkadaslarım!» Hiçbir. cesed bulunamadı Faetadan sonra lahusiye istasyonu ta- rafından denizde araştırma — yapılmışsa da hiçbir cesede tesadüf olunamamıştır. Araştırmalara devam cdilmektedir. Mete vapüurunun da âkibetinden eh- dişe edilmektedir. 8 — Çubukiuda liman idaresinin bir mavnası balmıştır. _ 9 — Neft Sendıkatım gaz dubaları yer- lerini taramış, Rumeli iarafına bir koya çekilmişlerdir. Bunlardan başka kaydedilemiyen ve haber alınamıyan birçok kazalar olduğu tahmin edilmektedir. Deniz seferleri yapılamadı — Adalara öğleden sonra vapur gideme- miştir. Yalovaya giden vapur geri dön- müşlür. Yalovadan vapur gelememiştir. Haydarpaşaya vapurlar isşliyememiş, va- purlar Kadıköyüne — yanaşabilmişlerdir. Fakat bora esnasında 2-3 saat hiçbir va- pur işliyememiştir. : Haliç vapurları da iki saat işliyeme- miştir. Boğaziçinde Şirketihayriye — va- purları, Anadolu kıyısının birçok iskele- lerini tutamamışlardır. Kandilli kız lisesi talebesinden 400 çocuk Kandilliye vapur yanaşamadığından Anadoluhisarına gel- mişler ve gönderilen vapurla İstanbula gelebilmişlerdir. İzmitten beklenen Kocaeli, Mudanya- dan beklenen Bursa vapuru, İzmirden beklenen İzmir vapuru, Bandırmadan beklenen Mersin vapuru gelememişler- dir. Karadenize vapurlar çıkamamışlar- dir. Posta geri kalmadı Posta idaresinin deniz motörü fırtına- ya rağmen işlemiş ve postaları Ankara ve Anadolu trenlerine yetiştirmiştir. Şehirdeki vaziyet Şehirde de kasırgadan müteessir öl- madık yer kalmamıştır. Sebze halini ade- ta su basmıştır. Halin rıhtımına görül- —- memiş dalgalar çarpmış, binanın camları kırılmıştır. Dördüncü Vakıf hanının ve diğer birçok yerlerin camları kırılmıştır. Topkapiıda herber Mihranın evi yıkılmış- tır. Şehremininde bir kısım evleri su basmıştır. Yenicami kubbesinin saçakları sökülmüştür. Bakırköyünde Ayayama çiftliği civarını su basmıştır. Köprü geçi- lemivecek bir hal alm'şiır. Şoför Hasan idaresindeki ötobüs suların — içerisinde kalmıştır. Yolcular dışarıya çıkarılmıştır. Beyazıdda bir mescidin minaresi uç: muştur. Tramvaylar işliyemedi Eminönünde Selânik Bonmarşesinin yanında Topuzoğlu elbise ve Kazmir ma- ğazasının damındaki çinkolar uçmuştur. Bir kısım çınkoları yere düşerek kazala- ra meyden vermemek üzere itfaiyenin büyük merdiveni ?_eurfimiştir. Merdiven kurulurken esen şiddetli fırtına merdi- veni parçalamış ve tramvay telinin üstü- ne düşürmüştür. Bu tehiikeli — vaziyet karşısında elektrik şirketine telefon e- dilmiş ve cereyan kestirilmiştir. Bu sefer, ıtfaiyenin en büyük merdiven arabası gelirilmiştir. Tellerin üzerine düşen merdivenin kaldırılması ve saçla- rın indirilmesi üç saat kadar sürmüştür. Bu esnada Köprü üstünde ve Taksimde tramvay telleri kopmuştur. Bu yüzden tramvaylar üç saat kadar işliyememiştir. Bazı tramvayların da sarjiarı kırılmıştır. Zarar ve ziyan Dün iimanımızda ve şehirde vukubu- lan kazalar ve bundan mütevellid hasa- rat mikdarı tamamile tesbil edilememiş- tir. Kazalardan ve hasarattan mütevellid zarar ve ziyanın mıkdarı çok büyüktür. Telgraf ve telefon hatları bozuldu Fırtına etrafta da hasarat yapmış, tel- graf ve telefon direkleri yıkılmıştır. Bu yüzden telgraf ve telefon muhaberatı ke- silmiştir. Yalnız Ankara ile telefonla gö- - rüşülmektedir. Dün akşam geç vakit şehrimizde de kar yağmağa başlamıştır. Rasadhaneden verilen malümata göre kar bugün de 'de- vam edecektir. Ekspres gelmedi Bu sabah saat 7,25 de Sirkeciye gel- miş olması icab eden Avrupa ekspresi beş saat teahhürle gelecektir. Bü teah- hürün sebebi kat'i surette anlaşılama- makla berâaber, ekspresin Balkanlarda ki şiddetli kar dolayısile yoluna devam edemediği tahmin olunmaktadır. Rıza paşa yokuşunda yangın Dün gece saat 3 sularında Sultanha- mamında Rıza paşa yokuşunda bayan Hadiyenin evinin üçüncü katında Pa- nayota aid gömlek imalâthanesinde bir yangın çıkmıştır. İmalâthane yandık - tan sonra, söndürülmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: