& Sayfa Joconde — tablosunu şair - — —-— Danonçiyo mu çalmıştı ? İtalyan şairinin 1910 senes.inde bu tabloyu sevgilisine benzediği için çaldırdığı, bilâhare bıktığından para mukabilinde geri verdiği iddia ediliyor “Amerikan gazeteleri yazıyorlar: 24 temmuz 1910 sabahı Pariste çıkan Cri de Paris gazetesi insanı heyecana Ü- rükliyen, bir çok san'at meraklılarını hayretten zıp zıp sıçratan göyle bir ha- ber neşretti. ş «Bir aydanberidir, Jocönde tablosunun müzedeki yerinde yeller esiyor. Bu dün- yaca meşhur eser çalınmıştır. Hırsızın da kim olduğu bilinmemektedir.» 'Tablonun bulunduğu Louvre müzesi müdürü, daha bir kaç gün evvel camları değiştirilen resmi, meraklılara göstererek gevrek gevrek güldü, ve: <Aldırmayınız, gazeteci yalanı'» diye de felsefe yürüttü. Filhakika La Joconde çizilmesi dört sene süren ve dört #sır da devam eden meş- hur gülümsemesile kendisini seyredenle- re bakıyordu. Günlerin diğer mühim ha- berleri arasında bu hâber unutuldu, git- ti. Fakat, camların resmi pek silikleştir - diği şikâyeti artıp 1911 yılında bu cam - lardan bazıları kaldırılınca hakikat mey- dana çıktı. Asıl tablo çalınmış, yerine sahtesi asılmıştı. Olan olmüş, telsizler bütün dünyaya bu | hırsızlığı yaymışlardı. Polis hafiyeleri, hükümet memurları, antikacılar, hırsızı bulmak, tabloyu ele geçirmek için se - ferber edildiler. Evet, kıymetli maden - ler eritilebilir, değerli taşlar yuvaların - dan sökülerek yeni baştan yontulabilir - di Fakat bangi akılsız ve yahud cür'et- kâr bir adam çalınmış olan şu dünyaca meşhur Jeconde'u satın alabilirdi. - Hiç şüphe yok ki, böyle bir malın yegâne müşterisi asıl sakibi Louvre müzesi ola- cak, yani mühim bir fidyel necat vere - rek tabloyu satın alacaktı. Bunu vermi- ye ve almıya mecburdu da. 1913 senesinde bu paha biçilemiyen ve- sim, İlalyada, profesyonel hırsizlarddda birinin evinden değil de, Perrugia de akıl hastası bir ameleden çıkınca, bü- | tün dünya şaştı, kaldı., Mahkemede, amele, resmin camlarını ve muhafazası için konulan diğer camları değiştiren dört ameleden biri olduğunu ve tabloyu çaldığını itiraf etti. Louvre müzesinin kayıdları da, amelenin doğru pöylediğini meydana çıkardı ve bu işi sırf İtalyadan bir çok san'at eserlerini kal dırıp götüren Napolyondan intikam al mak için yaptığını ve resmin, tevkifin « den dört gün evveline kadar, Vincent is- minde birinin yanında bulunduğunu söy- X!îinccnl_ hakkında Kâfi derecede delil bulunmadığı için serbest bırakıldı. Per- rugia da bu işte başkasının âleti olduğu anlaşıldığından bir sene hapis cezası ye- di. İtalyan zabıtası, Perrugia'nın hapis - ten çıktıktan sonra asıl elebaşı ile tema- sa geçeceğini düşünerek arkasına adam koyduysa da, herif 1914 dünya harbinin © karışık anlarında kaybolup gitti Şimdi biraz da Danonciyodan bahsede: m: Danonçiyo umuml! harbden ya'nız za - manının en büyük şair ve piyes muhar- riri olarak değil, ayni zamanda hava har- binde bir gö h man gibi de yükselerek çıktı. Danonçiyo şöhret budalası olmuş, dâ- | hiliğin o kendisine hâs garabetlerini iz - hara başlamıştı. Şair, kendisinin o ka - ünü kaybetmiş bir kahra - | | Tebessümile meşhur Joconde tablosu terketmiş ve çalınan La Joconde resmile |birlikte İtalyada tevkif olunmuştu. Aca- |ba bu teviif hâdisesi ile, Fransız hükü - metinin, ecnebi bir şairin borçlarını öde- | mesi arasında bir münasebet yok muydu? | Sadece bir tesadüften mi ibaretti? Yok - sa, Fransa hükümeti, bu hareketi ile, ça- lnmış olan bir san'at eserinin ele geç - mesi için eenebi bir şaire bol keseden Tüş- vet mi vermişti? Fransanın, tanınmış muharrirlerinden biri bu meşhur hâdiseyi tahlil eden bir makalesinde, bu hususta diyor ki: İlk ip ucunu, Danonçiyonun 1923 de neşrettiği bir kitabdaki şu satırlardan el- de ettim, Şair şöyle diyordu: 4*Sakladığım ve kendimi tasvir ettiğim bir çok İtalyan eşyası içinde «İtalyan gü- lümsemesi» de vardır. Louvre müzesinde | da. asılı durduğu için, Fransızların İtalyan gülümsemesine âşina olmaları baş bir id- diadır. Çünkü ben Mona Lisa (Joconde) u oradan almış, iyice tedkik ettikten sonra, arzumu tatmin ve ondan sonra da nef- ret duyduktan sonra yerine koymuşum- dur.» Şairin kafatasını kıran bir kadının hi- kâyesini anlatan, italyancası çıkmamış, |fakat bir kaç el yazı nüshası yakın dost- larına dağıtılmış olan bir fasılda Danon- cçiya şöyle demektedir: «Mona Lisanın yüksek hırsızı, tablouyu bir at çuluna sarılmış olarak bana getir- İdiği günü hatırlıyorum. Fağat günler |geçtikçe, Mona Lisayi, tombul- ellerile karşımda görmeğe tahammül edemiyor, fenası seyretmekten nefret duyu - rdum. Bir keresinde de İngiliz şajri Landon ile konuşurken Danonçiya, gürliyerek; — Neden bir adam, bir şair, bir san'at- kâr bir ölü kadına âşık olahilmesin? Bu bir roman değildir. Hakiki hayattır. İn- dar mühim ve tarihi bir kıymeti olduğu- | san bir reşme de âşık olabilir. Meselâ ben na inanmıştı ki, bir çok kadınlarla yaşa- | birisini biliş dığı muaşaka âlemlerini yazdı. Danonçiyo çocukluğundanberi Mo - ki, bütün renklerini Kkaybeden vaktile hakiki olan Mona Lisa- Joconde'u sevmişti. Joconde tablo- nadisa ve yahüd Jooknde'un hayalile ya- sunu Louvrede çalan yegüâne adam da şamıştı. Zira, onun kendi yüzünde de |budur. Bir gün Mona Lisayi çalan ada - daragalandığını sandığı İtalyanın o es - | mın hikâyesini yazmayı düşünüyorum.» rarlı gülüşile güldüğüne inanıyordu. İl- ham perisi Duse de resimdeki Joconde'a hARE Peki, diyeceksiniz, o halde İtalyan şal- hayrete şayan derecede benziyordu. Ve | ri, bu resmi neden çaldı? Sebebini şairin bu benzerliği en çok bulan da şairdi. Unutmadan şunu da söyliyelim: 1911 den 1915 yılına kadar açlık, şaire |na bir zamanlar delicesine sevdiği, dehasında ve mariz ruhunda aramalıyız. Çünkü Toconde resmi, daima ve daima o- ve — Bu fena lifları papağana ven mi öğ rettin? — Ben öğrettim a. ma, bunlar fena lâf- lardır, sakın söyliye- yim deme diye ien. bih ettim. Dinlemedim — Şiirimi — nesl buldun?.. zaman yüksek sezle — İtfaiyeye siz mi telefon ettiniz? — Evet, burnuma bir yanık kokusu gelmişti de.. — Hele siz de bir koklayın!. Ceb harçlığı — Hayat pahalı - laştıkça kocamı dü - şünüyorum. — Daha mı fazla çalışmaya başlıyor? — Hayır, ceb harç hğım — azaltıyorum Memuri yet — İşsizim. — Şimdi bir iş mi kadınlardan fazla ilham kaynağı olmuştu. | Mona Lisanın istihalesi diye taptığı fa- Alacaklılar köşkünü, san'at eserlerini, her | cia artisti Eleonera Duseyi hatırlatıyor- şeyi zapt ve müsadere etliler. Şair bu sı-| du. Ondan sonra Parise gitti. Bir müd - kıntılı zamanlarını Fransada, Pariste,|öet Rubensteinle sevişti. Ondan da ça- sonraları da Arcachonda geçirdi. Alacak- | buk bıktı. Joconde tablasu, pek yakininde hlar eşyalarını haczettirip, müzayede ile | müzede asılı duruyordu. Eğer bu Tresmi sattırırken mucize denmeğe şayan bir hâ- | elde edebilip de, evinde doya doya sey- dise oldu. Fransa hükümeti, işe müdaha- | redebilse, kendisini bedif bir ziyafet çe- le ederek şairin bütün borçlarını ödedi. Ölebilse, yepyeni bir ilham kaynağı bula- Ve tam bu sırada da Perrugia, Parisi (Devamı 14 üncü sayfada) Â VESMĞ u A . arıyorsun? Pek de değil.. Sadece bir memuri- yet arıyorum. — Ne güzel numara.. yapayım.. Ondan sonra bir temiz döveceğim.. — Müteessir olma dostum, henâz genç sayflırsın, yerli baştan evfenir.. bir yuva kurabilirsin ya.. Dasad Özür Yüzü, gözü sarılı karısınm odamına giren genç özür diledi: — Size bir demet çiçek atacaktım. Bir- denbire nasılsa şaşırdım, elimdeki dür- bünü atıverdim: “vvve Kalb Banka veznedarı kendisine uzatılan Parayı evirdi, çevirdi; parayt uratan — Niçin bu kadar dikkatli bakıyormu- muz?. — Kalp olabilir.. — Bu kadar dikkatli bakmanız, bu yüzden hoşuma gitmiyor ya! Dişçilik — Dişinize dokunur dokunmaz o ka- dar çok bağırdmız ki.. salonda bir müş- teri vardı, beklemedi gitti. — Bende © gitsin diye bağındımı ya.. bana elbise diken terzimdir. #PAN Şapkacıda — Kocacığım, ben bu şapkayı beğen- dim, mademki sen de ötekini beğendin, tek senin gönlün olsun diye her iki şapkayı birden alıyorum, BAARE Geri fikirli Baba, oğluna darikdı: — Ben senin yaşımda iken senin eve geldiğin zaman eve gelirsem — babam kapıdan içeri sokmazdı. a — Senin baban da geri fikirli adam- Okiş. — Atfetmişsin sen; geri fikirli adam x— Acaba gıdıklanıyor mudur? Anne — Gene # lumuz sokakta.. sin!.. AÂnne — Ne yapt'| caksın? Baba — Kapı dıff ti atacağım! Yankesiciler Bu adamdan ken | dini sakın, M memurudür, — Nereden - bili” yorsun? — Cüzdanımı aŞf dım. Kartını gördü Kadın — (Kocasına) bak gene dal * gınlığın üzerinde. Evden çıkarkett takma dişlerini başıma kaymuşsun, perukanı da ağzına takmışsın! Geri kalır — Bu sabah evif bir kaza oldu. nanam geçtikten an sonra duvardâ ” ki asma saat bilirim, her geri kalırdı. Götürdü — Hayır, üst katf Oluran.. — Parmağında ciyans varsa muhak> kak evlidir... * Anladım, gidiklaniyormuş..