Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Hâdiseler K arşısında TAVSIYELER — Bu iş aceledir ha, Sakın trnmvaya bineyim, deme., yaya gıder. işi yapar, ge- ne yaya dönersin! * — Büuğün pazar, biraz eğlenmek isti- yorsun öyle mi., çalgılı yerlere uğrama; kavga filân çıkar, günün zehir olur. Si- nemalara da gitme, çok kalabalıktır, ezi- lirsin.. benden sana tavsiye.. evinden di- şarı çıkma! * — — Susuz musun, sakın iyi bir memba | suyu içeyim, deme, belki karışıktır. Aç şu terkos musluğunu, daya ağzını, kana kana iç! * — Geceleri mi uyuyacaksın.. bu da ©- T A MARTT ni e *—-Ğ.—Ğ # ı ğb -.'vııı. « * lacak şey mi? Komşuların parazitli rad— yolarının seslerinden uyumana imkân yoktur. İyisi mi sen gece çalış ta gündüz uyursun! * — Karının seni sevmesi için bütün pa- ranı sarfedip onun her istediğini mi alı- yorsun?.. Ne büyük hata! Hiçbir istediği- ni alma, paranı bankaya yatır, bankada- ki paranın yekünile birlikte kafınin satla karşı olan sevgisi de artar. * — Haksız olduğunu anlayınca, sustun mu.. işte bundan fena şey olmaz.. haksız olduğunu anlayınca sesini yükseltip çı- kışmaya başlıyacaktın.. böyle yapsaydın sen haksız olduğun halde, haklı çıkardın! İsmet Hulüsi > Bunları biliyor mu idiniz? Fennin izah edemediği — bir hldısı üT n“'ıl/ xxîlı //IHNN Makine ile mücellâ bir hale getirilmiş iki çelik sathın bazan çivilenmiş gibi bir- birne yapıştıkları, bazan da bu satıhla- rın hiçbir cazibe kabiliyeti arzetmedikle- ri görülmektedir. Fen, kat'i surette bunu izah edememiştir. Bütün tahminler, el ile tutulan çelik satıhta kalan hafif rütube- tin buna sebeh olduğu merkezindedir. * Tilki kürkünün tarihi Rönar — arjante denilen kürkü kıy- metli tilki ilk defa Amerikadan — Âv- rupaya bundan an- cak 24 sene evvel » idhal — edilmiştir. “ En zengin rönar Xî < arjante çiftlikleri ei çN Norveçte kâindir. , , Bunların — sayısı: (16850) dir. Bunların derileri Norveç için çok kıymetli bir ihraç maddesi vücude getirmektedir. e — Almanyaya portakal gönderildi Bazı Alman firmaları, Mersin ve Dörtyol mıntakalarından portakal almak üzere, ma- halline, birkaç mümessil göndermişlerdir. Bu mümessiller bahçeci ve tacirlere, Al . man hudutlarında bozuk çıkmadığı takdir - de bedeli verilmek üzere tekliflerde bulun- makta, ancak bu takdirde mal alacaklarını söylemektedirler. Halbuki, port,,me;m ve teklifleri kabul etmemekte, bu şarta razı öl- mamaktadırlar. Mümessiller Dörtyol ve Mersin portakal - cıları arasında bu husustaki müzakereler de yam etmektedir. Dörtyol ve Mersinden Almanyaya #on gün |çabuk bozuldu - — ae — e eee Amerikada alçı, çakıl ve tuzdan a yol yapılıyor Asfalt yolların he ğunu gören Âme- rikalılar, alçı, ça - kıl ve tuzdan mü rekkeb — yeni bir halita vücude ge- tirmişler ve yeni bir yol yapmak tecrübesine giriş - mişlerdir. Tuzun bu işde oynadığı rol, kristal haline gelerek ru- tubetin harice intişarına mümkün mer tebe mani olmasıdır. * Deniz altında kalan bir şehir meydana çıkıyor Bundan altı a - sır evvel ve  - merikanın keşfi - ne tekaddüm e - den senelerde dün yanımn en zengin ticaret şehirleri şimal denizi kıyıların - da bulunmakta idi. Bunların en meş - huru Rungholt denilen Alman şehri - dir. Fakat bu şehir deniz sularının hü- cumile tamamile mahvolmuştur. Fa - kat garib bir tabii hâdise neticesi de - niz suları tekrar çekilmeğe — başlamış ve zamanının bu en meşhur şehrinin enkazı da ortaya çıkmıştır. VELE'Z . ” Ç “ ——— aa Bu yıl balık az Bu yıl balık istihsali geçen yıla nazaran çok azdır. Bunun için de balık fiatları biraz pahalıcadır. Et balığa nisbetle ucuzdur. Her sene bu mevsimde balık bollaştığı ve ucuz - ladığı için flatı düşer, halk balığı ete tercih ettiğinden et satışı azalır, balık satışı yük - selirdi. Bu yıl iş aksinedir. Balık pahalı olduğu için et satışı fazlalık arzetmektedir. lerde oldukça mühim mikdarda portakal ih- rac edilmiştir. Son dört beş gün 2arfında, Rizeden de, Almanyaya, on vagon kadar portakal ihrac edilmiştir. e." co - GÖNÜL İŞLERİ! Okuyucularıma Cevablarım... -- Korıkkaleden bir okuyucum mektub yazmış. Diyor ki: « Ben bir aile ile tanışırdım. onla- rı ana, baba ve kardeş gibi sevmiş- tim, Onlar da beni seviyorlar ve dai- ma arıyorlardı. Onlar başka bir yere gittiler.. mektublaşıyorduk. Tanıdık- larımdan bazıları, seni bu kadar sev- melerine sebeb, sana kızlarını ver - mek istediklerindendir, dediler, Ben de kızlarına talib olduğumu bir vasi- ta ile bildirdim. Cevab olarak kızla- rının henüz evlenecek çağa gelmedi- ğini ve beni evlâd gibi sevdiklerin- den benden böyle bir teklif bekleme- diklerini bildirdiler. O zamandanbe- ri mektub da yazmıyorlar. Halbuki ben onları baba, ana, kardeş gibi sev- miştim, bir Oğlum, İyi ve samimi insanlar olabilirler, fakat sana bu tarzda cevab vermeleri garibtir. Evlerine aldıkları, sevgi gösterdikleri bir bekâr erkeğin gü- nün birinde kızlarına talib olacağını akıllarına getirmeleri icab ederdi. Mektubundan anladığıma göre sen temiz ve dürüst bir insansın, dürüst " insanlar gibi hareket ettin.. sana da- rılmıya kimsenin hakkı yoktur. Seni evlâd gibi seviyorlarsa, kız- larını bilhassa bunun için sana ver- meliydiler.. mademki bu iş böylece bitmiş, ve sen de kıza karşı büyük' bir sevgi beslemiyorsun üstlerine düşmel!, * Ankarada O. G. C. Ş. ye: Mademki kızı seviyorsun, kendine Eyi bir eş olacağına kanaatin var.. ailenin de rızasını alır, kızı ister ve evlenirsin! TEYZE So 0’ Il Am ay Içlndı beş kişiyi öldüren canavar a < Katil Pariste emsaline nadir rastlanan bir vah- şet hüdisesi meydana çıkarılmıştır. 20 yaş- larında, — miknatisi gözlü Erugene we « « idman İisminde bir —— Alman firarisi ya - * kalanmış ve altı ay içinde 4 erkekle bir kadını öldürdüğü « ( nü itiraf etmiştir. —< Bundan — beş ay evvel h.llmmıı Ar - tistlerden Jean de Koöven — birdenbire € kaybolmuş — bütün araştırmalara rağ - men İzi bulunama - mıştı. Bunu daha bir takım kaybolma hâ- diseleri takib etmiş- ti. Nihayet yukarı « da söylediğimiz gi - bi bir kart dö vizit kalanmış, devam eden bir sor- gudan sonra, her şe yi bülbül gibi söyle. miştir. Bt, Clowmd civa - rında bulunan bir | villanın bahçesin - de yapılan hafriyat neticesinde Ameri - kalı artistin cesedi - meydana çıkarılmaş- tır. Bon dakikaya ka dar, metanetini mu hafaza eden ve in - kârda bulunan ka - tile, yakalandığı vil- laya — götürüleceği söylendiği zaman: artık bu kâbustan € bıktım. Bende cesed- lere bakacak kudret kalmadı, diye hay- kırmış. Sonra gaye'* güç işitilir bir sesle: — Ben müdhiş bir cinayet, bir değil, birkaç cinayet daha F>E İşledim. Amma söy- liyemiyeceğim. — Bir Kurbanlar parça kâğıd veriniz, demiş ve İtiraflarına bu şekilde devam etmiştir. Polisler villada bir metre derinliğinde ka- zılmış bir çukurun içinde Jean de Koyen'in cesedini meydana çıkarmışlardır. Zavallı ka dıncağız, kaybolduğu günkü kılığı ile idi, Yanında içinde aynası, pudra pomponu ve ruju bulunan çantası ile fotograf makinesi vardı. 4 Weideman tahriri itirafnamesinde şunla- rı anlatmıştır: — Arkadaşım A. Frommer'i öldürdüm, Ce- sedi kilerdedir. Esrarımın çoğunu biliyordu. Bir şoförü de Eylülde Tours civarında vur - dum. Bir musikişinas olan Röger Leblend'i de bir evde öldürdüm. Bir döşeğe bağladım. Neuiliy'de bir arabada bıraktım. Bana inan- mazsanız bakmız onun jartiyerlerini kulla- nıyorum. Cebimde de stillosu var. Villaya gelen bir emlâk komisyoncusunu da başına çekiçle vurarak öldürdüm. Filvaki katilin üstünde, emlâk — komis - e— — Kolay Ve Kazançlı - Bir İş: Böcekcilik Bir zanıııılar yurdumuzun dıaıınııyedı bu- gelir hııynaıı olan böcek | çilik, son yıllarda yeniden hızlanmış bulanuyer. Bu iş, köylüye a8 zamanda ve az emekle hiç yoktan hazanç gelirecektir. Eskişehirde yerleşmiş olan emekli bir okuyucum, benden köylerde kolaylıkla yapılabilecek şekilde fenni bir böcekçilik bilgisi istiyor. Bu yazımix iesen ana, beni bu işle ötedenberi uğraşmakta olan veya bundan sonra meraklanacak olan diğer okuyucularıma, derli toplu bir (Böcekçi- lik bilgisi) vermiye çalışacağım: Böcekçilik köylümüzün belli ve kısa bir zamandaki çalışmasını en iyi bir çe- kilde kıymetlendiren işlerdendir. Her iş- de olduğu gibi böcekçilikte de önceden bilinmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunları gözönünde bulundurarak çalı- şanlar, daima diledikleri sonuca verir - lar, işi üstünm körü tutanlarsa bittabi boşa harcanmış emeklerile kahrlar. Bu biline- cek şeyleri şöylece sıralıyalım: 1 — Bakım yerleri: Böcek beslene- cek yerlerim temizliği ilk düşünülecek şeydir. Vakitleri olanlar bu iş için ayrıca (böcek evleri) yaptırırlarsa da, köyleri- mizde çok defa evlerin birkaç odası bu|?” vazifeyi görür. Buralara girmezden önce bütün eşyayı dışarı çıkarıp temizce sü- pürmelidir. Sonra tahta bir fıçı içinde altı teneke su ile beş kilo göz taşını eri- tip koyuca bir bulamaç hazırlamalıdır. Bu göz taşılı su ile odanın döşemesini, tavanını, duvarlarını, her tarafını güzel- ce ıslatmalıdır. Bu işi bir püskürme tu- lumbasile yapabileceğiniz gibi, pek dar- da kalırsanız bir süpürge ile de yapabi- lirsiniz. Sepet, kerevet gibi eşyalar da bu Bu ile yıkanmalıdır. Ondan sonra artan sBuya kireç katarak bir badana suyu ha- zırlamalı, bir defa da bununla böcek e- vini temizlemelidir. Eğer o evde geçen sene de böcek bakılmışsa, ayrıca kükürt tütsüsü de vermelidir. Bunun için cam- ları kapayıp ertaya bir mangal koymalı, içine kükürdü atıp yakmalıdır. (On met- re mikâb için 200 gram hesabile) darlık- ta kükürt yerine saman ve odun tütsüsü de olabilir. Fakat gerek göztaşı gerek kü- kürt köy bakkallarında bile bulunduğu için tabii buma hacet kalmaz sanırım. 2 — Böcek evinin eşyası: Böcekler kerevetler üzerinde beslenir. Bu kere- vetler tek katlı, iki katlı ve daha çok kat- h olabilir. Bünun için yerden 50 santim yüksekten başlıyarak, her 75 santim yük- sekliğe iki sırık tutturularak bunların a- rası telle, kafes gibi ve seyrek seyrek Ö- rülür. Hazır kafes teller de bu işi mü- kemmel görür. Her kerevetin arasında da bir insan geçecek kadar yol bırakmalıdır |ki hizmet edilebilsin! 3 — Tohumları fışkırtmak$ Hükü- met her yere böcek tohumunu vaktinde göndertir. Tohumu mutlaka devletin kon- trolünü görmüş oaln yerlerden ve kapalı kutularla almalıdır. Gerektiği gibi kışı ivyi geçirmiyen ve fenni surette elde edil- miyen tohumlar tehlikelidir. Bu tohum- ların memleketinize gelişi tam dut yap- raklarının fare kulağı kadar olduğu za- mana raslar. Tohumları da tam bu za- manda fışkırtmalıdır. Fışkırtmada geç kalınırsa çıkan genç böcekler artık kart- laşan yaprakları yemek zoru ile karşıla- şacaklarından zayıf kalacakları gibi, son yaşlarında da fazla sıcak mevsimlere rak lhıyacaklarından hastalanırlar. Tam sırt” sında yukarıda hazırladığınız kerevetle rin üzerine temiz bir tülbend yayaıraı tohumları bu tülbentlerin üstüne sermt | lisiniz. Bu zaman böcekçilikte çok önenm” lidir. Odanın sıcaklığı ile nemi bir k* rarda olmak gerektir. Bunun için duvaf” da bir (termometre) derece bulunmalıı böcekçi gözünü bundan ayırmıyarak SF caklığı hep 15 te tutmaya çalışmalıdir Soğuk olursa sobayla, 0 bulunmazsa çok iyi yanmış bir mangalla ısıtmalı, sıcak olursa kapıyı açıp mutlaka o derecey? düşürmelidir. Bu termemotre 25-30 kur ruşa verilir bir şey olduğundan kat 'iyeni ihmal etmemleidir. Nemlilik derecesi d€ kararınca olmak için arasıra ateşe hir SÜ tenceresi koyup kaynatmalıdır. Fazla 5” caklık tohumların fışkırmasına engel ok duğu gibi, çok nemlilik te öylece dokü” nur. Tohumlarını az zamanda fışkırtabi” len böcekçi bu işe dikkat etmiş demektir: 4 — Böceklerin toplanması: Fışkıran tohumlardan küçük böcekleri almaktâ dikkat edilecek bir incelik vardır. Bunü hiç yabana atmamalıdır. Tohumlar f:$” kırdi mı, hemen bir ince tülbent daha Öl” | tüp bu tülbendin üzerine de ince kıyi” mış dut yaprağı koymalıdır. Böceklef tülbendin aralığından yapraklara çıkar* Jar. Böyle yapınca her zaman salıp oray? buraya taktıkları ipek tel de kesilir vt beraberlerinde henüz fışkırmamış yu” murtaları da çıkarmazlar. Halbuki böyle yapılmazsa, önce çıkan böceklere yumur“ talar yapışıp birlikte giderler ki sonra” dan bunlar da fışkırıp böcekler irili, W fakli, ilerili, gerili olurlar. Hattâ bunu? farkında olmıyan bazı köylüler (Böcek doğurdu!) derler. Böyle irili, ufaklı bö- ceklerin bakılması güç ve verimleri az ü" lur. Onun için önce çıkanları bir elde 9* hp ayrı bir kerevete koymalı, ikinci Çi* kanları da bir el toplamalı, üçüncü gü! çıkanları da bir elde aldiktan sonra, ta" ma edip geride kalanları kat'iyen alma- malıdır. Böcekçiliğin bundan sonraki bilgisini de gelecek sefere yazarım. Tarımman — yoncusunun saati, arkadaşının stillo ve jJar- tiyerleri bulunmuştur. Kilerden de arkadaşının cesedi çıkarıl - mıştır. Villanın bahçesinde de sahte plâkalı ve yeni iki otomobil bulunmuştur. Otomobiller- den birli şoförün, diğeri de emlâk komisyon- cusunun olduğu anlaşılmıştır. Katil, genç artisti, miknatıs gibi gözleri- le büyüleyerek, villaya getirdiğini, bir keyif ve eğlence âleminden sonra da öltlüı'ı:l'üğîlirlı iliraf etmiştir. a | İki ahbab çavuşlar: Karanlıktan istifade Ço M ABPBDUPAPU l'ırlflllılı;”ı-!l , EFEE SERESEE... . -— z âr M ö A P d