14 Sayfa Son Posta'nın tefrikası : 71 w asının Hatıraları Hasan paşanın verdiği jurnaldeki bomba kelimesi Abdülhamid üzerinde çok fena bir tesir husule gelirmişti. Çünkü o tarihde bomba denilen nesne, İstanbulda henüz herkesce malüm değildi. Bombanın ne olduğunu bilmiyenler bile vardı Hududumuz haricinde olduğu için| Halbuki bu yaverler avdet etmeden,/|maması için kapılarda tüfekciler tara- uzun tafsilâttan ictinab ederek söylü- yorum; bir akşam, Karaköyde kanlı bir cinayet işlenmişti. O tarihte (Aseyan) B_qikl.ı.ı karakolundan Hasan paşanın gönderdiği vukuat jurnali gelmişti. Hasan paşa, bu muhtasar jurnal ile; ve (Unciyan) isminde iki zengin Er-İErmeni komitecilerinin — Galatadaki meni tüccarı, bir vapur şirketi teşkil | Osmanlı bankasını bastıklarını.. rovol- etmişlerdi. Bu şirketin idare merkezil ver ve bombalarla her tarafa hücum e- de Galatada, Mehmed Ali paşa hanının|derek asker ve ahaliden bir kaç kişiyi lt katında idi. ©O gün Unciyan Apik efendi akşama kadar işlerile meşgul olmuştu. Geç va- kit yazıhaneden çıkmıştı. Mehmed Ali paşa hanının, Karaköy meydanına karşı kapısının önünde bekliyen arabasma binecek, evine gidecekti. Fakat 'tam a- rabaya bineceği zaman iki €l silâh pat- lamış; zavallı adamcağız kanlar içinde yere yuvarlanmıştı. Bu kanlı vak'a, tam (Aziziye kara- koluğnun yanında cereyan ettiği için aşkerler koşmuşlar; Apik efendiyi öl- düren iki Ermeni komitecisini Mumha- ne sokağında ele geçirmişlerdi. Cinayet mahkemesi, bu iki komiteci- yi idam cezasına mahküm eimişti. Mah- keme tarafından verilen idam hüküm- lerini daima (müebbed hapis) cezasına tahvil etmeyi âdet edinmiş olan Abdül- hamid; Apik efendinin katilleri hakkın- da verilen idam hükmünü tasdik et - mekte, zerre kadar tereddüd etmemiş- di. Bu da; komitecilere ne kadar öfkeli olduğunu göstermiye kâfi idi. Abdülhamid; bu vak'adan sonra, ko- mitecileri daha şiddetle takib ettirmiş- di. Fakat, buna rağmen, komiteciler 311 senesinde cür'etkârane bir ihtilâle atılmışlar; silâhlı kuvvetlerle Babıâliyi basmışlardı. Bu haber Yıldız garayma aksettiği zaman Abdülhamid son derecede telâş etmiş; Beşiktaş, Gümüşsuyu, Maçka, Nişantaşından Ortaköye kadar hütün saray muhitini askerle çevirterek, muh- temel bir taarruza karşı tertibatı âal - makla beraber, komitecilerin asker ve zabıta kuvvetlerile te'dibini emretmiş - | ti.. Bu sayede, ihtilâ! bir kaç saattan fazla sürmemiş; bir hayli ihtilâlcinin ölümile neticelenmişti. Abdülhamidi en fazla korkutan hâ - dise; 313 senesindeki ihtilâl idi. Çok iyi hatırlarım.. tam öğle vakti || idi. Sarayda herkes, namaza hazırlanı- yordu. Birdenbire uzaktan, top sesle- rini! andıran korkunç gürültüler duyul- mıaya başlamıştı. Bu sesler, Galata tarafından geli - yordu. Ve gittikçe şiddetleniyondu. Ci- vardaki kışlalarda, — Silâh başına!.. Boruları çalınıyor.. bu boru sesleri, işitilen korkunç gürültünün dehşetini arttırıyordu. Saray halkı, birbirine girmişti. Der- hal bütün kapıların önüne silâhlı asker kıt'aları getirtilmişti.. Tüfekciler, ha- remi hümayunun etrafını çevirmişler- di. Ne oluyordu?.. Bunu, henüz hiç kimse bilmiyordu. Vakıâ, o günlerde Ermenilerin bir ihtilâl çıkaracaklarına dair saraya bazı jurnaller verilmişti. Fakat, 311 Erme- ni vak'asından sonra, sık sık böyle jur- nallerin verilmesi âdet olduğu için son günlerde takdim edilen jurnaller, de aslı çıkmıyan diğer jurnaller kabi - linden & İlk silâh sesleri işidildiği zaman, sa- ray halkından bazıları: — Demek ki, son günlerde Ermeni - lerin ihtilâl çıkaracaklarına dair vâki| olan ihbarat doğrü imiş. Demişlerdi... Fakat, silâh sesleri a- rasında, top sadalarını andıran gürül - tüler herkesin fikrine bir tereddüd vermişti. Çünkü komiteciler, topu ne- reden bulub da ihtilâlde kullanabile- ceklerdi. Saraydan, muhtelif istikametlere ya- verler gönderilmişti. Bunlar, gidecek- ler.. bu, toplu tüfekli gürültünün ne olduğunu anlıyacaklar; haber getire - cek'erdi, öldürüb bir hayli kimseyi de yarala - dıklarını.. Aziziye karakolundan yeti- şen asker vasıtasile bankanın kuşatıl- dığını.. banka binası ile önündeki cad- denin bir harb meydanı halini aldığını bildiriyordu. (Bammba) kelimesi, Abdülhamidin ü- zerinde çok fena bit tesir husule ge - tirmişti. Çünkü o tarihe kadar (bomba) denilen nesne, İstanbulda henüz her - kesce mechul idi. Abdülhamicin telâşı, sebebsiz değil- di. Çünkü Avrupa hükümdarlarına ya- pılan sulkasdlerin ekserisi bomba ile yapıldığı gibi o sırada Çar Alek - #sandr da, bu korkunç vasıta ile kurban gitmişti. İşte Abdülhamid, bu tarihten sonra büsbütün evhamlanmıştı. Onun bu ev- hamını hişseden jumnalciler de artık verdikleri jurnallerde bol bol bornba- lardan bahsetmtye başlamışlardı. Sa- taya, herhangi şekilde bomba sokula - fından mutad olan tarassudlara bir kat daha ehemmiyet veriliyordu. Hiç unutmam. bir mart ayının ilk günü idi. Senebaşı addedilen her mart ayının ilk günü, Balıkhanede bir mera- sim icra edilir; en nefis balıklardan se- çilerek sepetlere konur, saraya gönde- rilirdi. O gün de muhlelif balıklarla, büyük bir levrek gönderilmişti. Bunlar, usulen Abdülhamide takdim edilecek- ti.., Bu balıklar tam huzura çıkarılaca- ği zaman, Çerkes Mehmed paşa, bir baston alarak bu canım levreğin ağzın- dan sokmuş; karnında bamba aramış, balığı didik didik etmişti Abdülhamid kendisine arzedilen bu balıkları gözden geçirirken, levreğin o hali nazarı dikkatini celbederek se - bebini sormuştu. — Efendimiz!. Mehmed paşa kulu- l bomba olub ol- muayene etti. Bir balığın kar - Mehmed paşanın bu hareketinin, basit ve âdi bar şarla- tanlıktan başka bir şey olmadığını da takdir ederdi... Böyle olmakla bera « ber; (Arkan var) Bir Doktorun Günlük Sah Notlarından — €) Süt çocuklarında Ölüm -i- Yeni doğan yavrular üzerinde bir çok harlcl Gâmiller de Jcrayı tesir eder Başta müuhitin derecel harareti gelir, yani soğuk ve sıcak. Boğuk — Küçük çocuklar cildlerinden mühim mikdeğda hararet kaytederler. Bu sebeble soğuğa karşı son / derecede hassastırlar. Yeni doğan çocukların 40 - Buk almaları daha yaşlı olan çocuklara misbetle daha sür'atlidir. Bizim için nor- lar için soğuktur ve derhal üşürler. Haş- talıkları sebebile doktorlara — mürucaat yit Bu bazan vücüdün muhtelif uzuv - larında mühlik tezahüratına sebeb ola- rak ölümü intac eder. Zatürretler, zatülk- cenbler ve diğer ihtikanlar vesatre gibi.. (*) Ba metları kesip saklayınız, yahud bir albüme yapıştırıp keleksiyen yapınız. Bıkınta zamanınızda bu netlar bir doktar gibi imdadınıca yetişebilir. Nöbetci Eczaneler mil), Samatyada; (Erofilos), Eminönün- de:; (Beşir Kemal), Eyübde: (Arif Beşir), Beyoğla cihetindekiler: Tatiklâl caddesinde: (Dellasuda), Ga- * (Hüseyin — Hüsnü), (Limonciyan), Paogultuda: ( Nargilel e- Heybelide: (Tanaş). Bugünkü program 1 Birincikânun 1937 Salı İSTANBUL Öğle neşriyatı: Plâkla Türk musikisi, 12.50: Hava- Plâkla Türk musikisi, 13.30: Muh- neşriyatı. 18,30: Sekizinci tasarruf ve yezli malı haftasi konferans: Kurum İdare heyetinden Muhlis Ethe, 19: Konferans: Çocuk terbiyesi Al! Kâmi Akyüz tarafından, 19.30: Konfe - rens: Eminönü Halkevi sosyal yardım şu- besi namına Yahya Saim tarafından (Ço - cuklarda korku), 19,56: Borsü haberleri, 20: Klâsik Türk musikisi: Okuyan Nuri Halil, keman Reşad, kemençe Kemâl Niyari, Tam- bur Dürrü, nusfiye Salâhaddin, ut Sedad, ka- Dun Vecihe, 20,80: Hava râporu, 20,33: Ömer HR:za tarafından arabea söylev, 20 45: Vedia Roza ve arkadaşları tarafından Türk musi - kisi ve halk şarkıları, (Saat Öyüm), 21,15: lOrkestra, 2215: Ajans haberleri, 22,30: plâk- Ya sololar, opera ve aperet Parçası, 22 60 Bon haberler ve ertesi günün proğramı. M Birincikânun 1937 Salı ANKARA Öğle 12.30: Muhtelif plâk neşriyatı. 12.60: Plâk: 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 13.15: Duhi- H ve harfci Haberler. Akşam neşriyatı: 18,30: Muhtelif plâk neşriyatı, 19: Türk musikisi ve halk şarkıları (Haluk Recai ve arkadaşları), 1930: Saat Üyarı ve arabea| neşriyat, 19.45: Türk musikisi ve halk şar - kıları (Servet Adnan ve arkadaşları), 20,15: |Konferans, 20,30: Plâkla dans musikisi, 21: | VAjans haberleri, 2115: Stüdyo salon orkes- |trası, 1 - Messager: Chant Brimann, 2 - Me- yerbter: La Prophdte, 3 - Hentsehel: Ta Seduetlor. 4 - Petras: Au Septleme, 21.55: Yarınki program ve İstiklâl marşı. İstanbul İkinci İllâs Memurluğundan; Müflis Elya Zalmaya aid tuhafiye ye müteallik malların ilân edilen gün- de satışı ikmal edilemediğinden — açık arttırma suretile satışına 20/12/937 pazartesi günü saat 9 dan 14 de kadar devam edilecektir. O gün satış bitme- diği takdirde 21/12/937 salı sabahı 9 dan başlıyarak bitinceye kadar devam edileceğinden isteyenlerin Sultanha - mamında 1/6 No. lu mağazada — masa memuruna müracaat etmeleri ilân olu- nur, — (2903) Saatli Maarif Duvar Takvimleri Taklitlerini almamak, CA L L L değişikliklerini, —Arabi, AT DN L YS LA LALLU DY U için dikkat etmelidir. MAD O L L L KA n G EE AD KA CAT AA DA TU Rümi LN di çıkmıştır. KPT AT S L LA LAİ LA L DA B L Atletizm ajanı aranıyor Üç aydanberi münhal bulunan bu vazifeyi şimdiye kadar alacak kimse bulunamadı Üç aydanberi münhal bulunan İstanbul aületizm ajanlığı için bugüne kadar bu va - zifeyi alacak bir kimse bulunamamıştı. 100 metre rekortmeni Galatasaraylı Semih 'Türk doğanın bu vazifeye gelmesi —için yapılan teşebbüsler de bir netice vermemiştir. atletizm ajanlığına nihayet eski Galatasaray - Güneş hakemi değişecek mi ? Galatasaray - Güneş maçı için iki taraf idarecileri tarafından hakem olarak kabul edilen Eyüb klübünden Feridun Kılıcın u « zun boylu bir tecrübesi olmadığı ileri sürü - lerek değiştirilmesi mevzuubahs olmakta - dir. İki taraf idarecileri bu meseleyi görüş - yek üzere bu akşam bir toplantı yapacak fardır, 7000 İngiliz lirasına satın alınan oyuncu İngilterenin en zengin klüblerinden As - ton Villa Iki ay evvel yedi bin İngiliz lirası- na bir merkez mühacim satın almıştı Klay- ton ismindeki bu oyuncu Aston Villada şim- diye kadar sekiz mâç yaptığı halde ancak bir kgul yapabilmiştir. Klüb idaresi bu vaziyetten rar vermiştir. Jeannette Mac kadınlarına (Baş tarafı 9 uncu sahifede) rich, Cerole Lombard, Loretta Young, Kay Francis, Una Merkel, Joan Crawford, Maureen O'Sullivan birinci derece şık giyinizler. Şık giyinmek ince bir zevk ve şabsi bir san'attır, ayni zamanda renk ve *çim intihab etmekte de ince bir muha- Ükeme kullanmak lâzımdır Şimdi size kadınlar hakkındaki fikirle- rimi söylemek isterim. Bu bahis Türk erkeklerini alâkadar e- deceğini tahmin ettiğim için işi ehemmi- yetle telâkki etmeliyim. Bu noktai na - zardan en doğru olan şey de bence me - ziyet sahibi olan kadınları tarif etmekle işi halietmek kolay olur. Meselâ iyi yetişmiş bir kadın güzel ol- makia beraber personalite sahibi olmalı- dır. Bir erkek derecesine varmamak şar- tile bir spora merak etmeli. Haddini bil- meli. Haksız olduğu zaman kusurunu ka- bul edebilmeli ki bu bence kadımlar için en zor şeydir. Ciddiyet ve samimiyet sa- hibi olmah. | —Kadınlarda kusur suydığım şeyler şun- İlardır: Fazla içki ve sigara içmek, kadı- na yakışmıyan erkek işlerine karışmak, çok söylemek, fazla mukyaj yapmak, er- keklerin arkasından koşmak, müsrif ol- mak, evinin ve ailesinin menfaatına lâ - zım gelen ehemmiyeti vermemek. Bu buhsi bitirmeden evvel en kısa bir şeküde söylemek istediğim şey şudur: Fena şartlar altında da meziyetini mu - hafaza etmiş olan kadınlar yüksek şa - hıslardır. | Musiki bahsine gelince, bu, hayatımın en büyük aşkıdır. Sordum: ziyelini nasıl buluyorsunuz? üç senedenberi sesli sinema klâsik musi- ki ile vasat seviyede halk arasındaki ya- bansılığı ortadan kaldırmağa muvaffak oldu. Bu suretle şimdi hem halkın musiki zevki yükselmiş, hem de sinema san'atına yeni bir kıymet ilâve edilmiştir. — Sizin de May Time, Firefiy, gibi çe- virdiğiniz filmlerdeki muvaffakiyetleri - niz, pek yüksek olmuştur diye ilâve et- tim. Artist buna: — Çok teşekkür ederim, ümid ederim ki 'Türkiyede sinemaya giden dostlarım bu parçalardan memnun kalmışlardır de- di 'Bundan sonra müzik odasına geçtik. Du varlarda Chopin, Mozart, Schubert, Wag- ner'in resimleri asılı, ve bunların arasın- da Jeanette'in yağlı boya ve dekolte bü- yük bir tablosu görülüyordu. Piyanoda Beethoven'in Moonlight so- netini ve Schubett'in Ave Maria'sını bü- yük bir meharetle çalarken güzel vücudu sonra bu oşuncuyu takımdan çıkarmağa ka- | — Musikinin #inemadaki bugünkü va- — Şüphesiz taklb etmişsinizdir, şu son | yüzücülerden ve milli xtletlerimizden Galk- tasaraylı Enisin getirilmesi muvafık görül « müştür. Fakat Enisin de bu vazifeyi — kabul ecip etmiyeceği belli değildir. Kabul etme *, diği takdirde ne yapılacağı ve kime müra <. caat edileceği hakkında hiç bir malümaf yoktur. Meşhur bir Amerikalı güreşçi İstanbula geliyor Amerikanın en maruf ağır siklet güreş < çilerinden meşhur doktor Ben Hall mütead- dit müsabakalar yapmak üzere Avrupuya 60 lecektir. 5 / Doktor Sen Hall'ın Meneceri baharda i <| |ti kabul ederek Amerikalı pehlivanı getir * meğe karar vermişlerdir. 5 Şehrimize bir Yugaoslav takımı gelecek İstanbul liz maçlarının hitamında şehri- Mizde iki maç yapmak için bir Yugoslar tar kımı müracaat etmiştir. Yugoslav takımı tas rafından yapılan bu teklif Galatasaray klü4 |bü taralından kabul edilmiştir. Yugoslaylarla ikinci müsabakayı — diğe€ kuvvetli takımlarımızdan biri yapacaktır. Donald'ın Tür tavsiyeleri da şuh bir oda ile hareket ederek mü: ziğin dalgalarını takib ediyordu. İbrahim Safa Joconde tablosunu şair Danonçiyo mu çalmıştı? (Baştarafı B inci sayfada) cağına emindi. Şair, hırsızlığı tasarıadı * Bını açıktan açığa söylememekle berabef, — çalanın tıpkı kendisine benzediğini ikraf ediyor. O halde resmi neden geri verdi, diye soracaksınız.. Çünkü şairi sıkan, üzel, resimden soğumasına sebeb olan âmile Joconde'un tombul elleridir. Zira, sabık sevgilisi Dusenin uzun, zarif ve gayet manalı elleri vardı. Monanın — istihalesi addettiği kadınin elleri bu kadar güzel olursa, aslının tombul oluşu, şairi isyan ettirdi. Ve usta bir kurnazlıkla çaldırdı" ga resmi, artık görmeğe dayanamıyarak. tekrar yuvasına yolladı. Bu suretle taritıl bir kıymeti olduğuna inanan ve son za “ m.ınlın.iı da «ebedi» leştiğini ilân edeti Danonçiyo, san'at tarihine, meşhur tab” | 1o hırsızları namilede girmiş oldu. Karaköy Topçular cad. 39 Yevmi, Siyasi, Havadls ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşğme sokak, 25 İSTANBUL zesimlerin — bütün — haklari ABONE FIATLARI Hânlardan mer'uliyet alınmaz. Cevap tçin mektuplara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta 'Telefon : 20203 ASSS mahfuz ve gazetemize aittir. |