Dünya siyaseti Dönüm noktasında Yazan: Muhittin Birgen trafında dünyanın en büyük dedikodusunu —uyandırmış ©- ian Hitler - Halifax mülâükatı hakkında şimdiye kadar yapılan neşriyat tedkik edilir ve bunların arasından saçmaya kadar giden sansasyon tahminleri, hesaba girmesi müşkül ihtimaller ayıklanırsa, üzerinde en ciddi muhitlerin ittifak et- ükleri birkaç müsbet nokta bulmak ka- bildir. Bu noktaları şöyle tesbit edebi- liriz: 1 — Bu mülâkalın mevzuu, het iki ta - raf için de muayyen teklifleri havi ve dünya ölçüsü kadar geniş bir çerçeve ile mahdud değildir. Belki de her iki taraf, kendi ana siyasetlerinin hududu içinde bir anlaşma zemini aramaktadırlar. 2 — Ne İngiltere Fransa dostluğundan, ne de Almanya İtalya dostluğundan ay- rılmak fikrinde değildirler. Bu gibi ihti- maller şimdiden bertaraf edilebilir. 38 — Her iki tarafta da garbi Avrupa sahasında karşılıklı bir emniyet sistemi vücude getirmek fikrini, esas itibarile mülâyim bulan bir temayül vardır. Bu seyahatin yegâne gayesi de evvelâ, böyle bir temayülün hakikaten mevcad olup olmadığını açık olarak tedkik etmek, son- ra da bunun vücudünde her iki taraf ta ittifak ettiği takdirde bundan sağlam bir dostlük ve sulh gayesi için ne gibi şart- lar dahilinde istifade edilebileceğini araş- turmaktır. * Bu son mülâkat hakkında şimdiye ka- dar meydana konulan malümattan ve ileri sürülen mütalcalardan çıkarılabile- cek müsbet unsurlar bundan ibarettir. Arada çok gizli noktalar varsa bunları bilmeğe şimdilik imkân yoktur. Deniliyor ki: İngilterenin maksadı gar- bi Avrupada bir sulh ve emniyet tesisi- dir. Bunun için Almanya ve'İtalya ile anlaşmak istiyor. Bu sulh ve emniyetin birinci şartı, Fransanın selâmeti demek- tir, İkinci şartı da İspanyanın her iki ta- raf hesabına ve taraflardan biri aleyhine bir mücadele unsuru olmamasıdır. Bel- çikanın bitaraflığı da kendiliğinden an- laşılan bir mesele demektir. Almanyaya gelince, 6, bütün bu pren- sipleri kabule taraftardır. Fakat, muka- bilinde ne alacak? Müstemleke mi? Yok- sa merkezi ve şarki Avrupada hareksf gerbestisi mi? Ne Almanya, ne de İtalya, bir şey almadan böyle bir siyaseti tak- viye edecek değillerdir. Şu halde ne isti- yecekler? Ne alacaklar? Muammanın en güç halledilecek tarafı da bu suallere verilecek cevabların tayi- nindedir. Almanya ve İtalyaya gönül rı- zası ile verilecek her şey bu iki memle- keti kuvvetlendirmeğe yarar; fakat, bun- Jarı gene istemekten, daha fazla şeyler elde etmeğe çalışmaktan menedemez, Şu halde, Almanyanın dostlüğüunüu — kazan- mak için ona müstemleke vermek, İtalya ite anlaşmak üzere de Habeşistan emri vakiini kabul etmek ancak muvakkat bir sükünet petirebilir ve her iki memleke- tin iştihasını artırmaktan başka bir şeye yaramaz. Bunlara öyle bif şey vermelidir ki o, bu memleketleri kuvvetlendirmek yerine zayıflatmağa yarasın. * Tahminler buraya kadar geldikten son- ra, buradan başka neticeler — istihracına doğru gitmek müşkül olmuyor. İngiltere, Almanyaya ve onun ayrılmaz dostü olan İtalyaya, garbi Avrupa ve Akdeniz hari- cinde bareket hürriyeti verecek olursa bu sayede hem Almanya ile anlasmak mümkün olur, hem de, dünyanın başlıca pehlivanları arasında bir güreş tertibine, bir şampiyonluk müsabakası. açılmasına doğru gitmek üzere imkânlar vücud bu- Vve, Bir tarafta Almanya ile Japonya, di- Amerikalı bir mühendis 25 yır evvel matbaalar için fevkalâde ehemmiyetli bir makine keşfetmişti. Keşfinin 5 yıl içinde imtiyazını aldı, çok rağbet sonra hasedcileri onun makinesinin aynini yaparak pi- yasaya çıkardılar. İki makine arasında hiç fark yoktu, fakat 20 yıl sonra bugün rağbetle olan gene ilk makine- dir. Hitlerin yeğeni Avusturyadan Şikâyet ediyor Willam Patrick Hitler, Alman Cum hurreisinin kardeşinin oğludur. Anne - si Irlandalıdır. 26 yaşında bulunan de- likanlıda Führer'in bir çok hususiyet- leri görülmektedir. Boyu, yürüyüşü, ko nuşuşu, kollarını kavuşturuşu tıpkı Hit leri andırmaktadır. Şimdi — İngilterede bulunan annesini görmeğe gelmiş olan delikanh, Avusturya tabiiyetinde bulu- nan annesinin, yurdsuz kaldığını, bu - inun da, Avusturya hükümetinin evra- kını yenilemek - istememesinden ileri geldiğini söylemiştir. içinde cereyan etmiş bulunması çok muh- temeldir. * En çök bahsedilen ve üzerinde &n çok durulan fikir, İngilterenin, yeni şartlara göre, garbi Avrupada yeni bir Locarno tesisi gayesile hareket ettiğidir. Alman- ya, Fransa, İngiltere ve İtalya arasında akdedilecek dörtlü bir Locarno paktı, garbi Avrupada bugünlük bir sulh tesi- sine, İngütereyi anâ valanında rahatsız edecek daimi bir huzursuzluk havasının ortadan kalkmasına kâfidir. Daha büyük plânları daha sonraya bırakmak üzere bugünlük sırf bu mevzu üzerinde çalış- mak manasız bir şey değildir. Belki. de İngilterenin sabretmesini iyi bilen uzak görüşlü ve uzun hesablı siyaset an'ane- lerine daha muvafıktır. Muhakkak olan mesele şudut: Dütiya siyaseti bir dönüm noöktası üzerinde Bu- lunuyor. Önümüzdeki haftalar, bize da- ğer taraftan Rusya arasında tertib çdi. |H9 fazla vuzuh ve sarahat verecektir. lecek bir güreşte İngilterenin, bir hayli müddet bir seyirci mevklinde kalması | aa kolay anlaşılabilir bir hesabdır. Fakat, hesab halinde makul görünen böyle bir plânın tatbiki ve bu tatbik ne- ticesinde meydana gelecek vaziyetin İn- gütere hesabına kazanç olmasını temin etmek kolay değildir. Bilhassa, İngiltere- nin zihninde böyle bir hesab bulunsa bi- Te bunu karşısındakilere hissettirmemesi de muvaffakiyetin birinci şartıdır. Bunun için, Berlinde konuşulan şeylerin, hiç o)- mazsa bugünlük, daha basit bir çerçeve Muhittin Birgen r Mahmud Şehir tiyatrosunun holünde SON :POSTA 96 Bir şeyi taklid değil, ikmal ediniz. 34 gördü, fakat 5 yıl — C8i sini bulan diğer bi Tenmiye sevkeder, büsbütün başkasın: ORRAĞON GA FAKAA || Bir tgk lira daha İsmail Habib, Selâmi İzzet, Esad sigava içiyorlardı. Bir aralık Selâmi, İsmail Habibe: — Seninle yazın Florya plâjına git- tiğimizi hatırlar masın? dedi, hani ben o gün coşmuş, müziğe beş lira ver - miştim. Esad Mahmud heyecanla bağırdı: — Beş lira mı verdi? İsmail Habib Selâmiye baktı: — Esad Mahmudu ne diye heye - canlandırdın, dedi, böyle şeyler bir- denbire söylenmez. Sen beni dinle E- sad, beş lira vermedi. Bir tek lira ver- di, bir tek liya daha verdi, bir tek Ü- ra daha verdi, bir tek lira daha verdi, 'Nr tek Tira daha verdi. Ağahanın annesi Ağır surette hasta İsmailiye mezhebine mensub müs - lümanların kraliçesi diye tanılan, meş- hur Ağahanın annesi ölüm yatağında- dır. Parisden hastalık haberini alan A- Bahan hususi bir tayyare kiralıyarak Bombay'a hareket etmiştir, Hanım Alihan, bütün ömrünü öz memleketinde geçirmiştir. Bir kere ol- sun harice seyahat etmiş değildir. Zen- ginliği dillere destandır, * Nevyorkta köpek aleyhdarı cemiyetin faaliyeti Nevyorkta teşekkül eden <«köpekler a- leyhinde» ki cemiyot bugün Nevyorkta mevcud köpeklerin adedine bir tane bile zammedilmesini meneden bir kanunun çıkarılmasını parlâmentoya teklif etmiş- tir. Bu kanun kabul edildiği takdirde 1950 senesinde artık Nevyorkta hattâ gangsterleri takib edecek bir tek köpek bile kalmıyacaktır. Çünkü bugün mev- cud köpeklerin en küçüğü bile o vakte kadar ölmüş bulunacaktır. Bundan baş- ka Nevyorkta tatbik edilecek bu kanu- nun bütün Birleşik Amerika hükümet- lerinde tatbik edilmesi ihtimali vardır. Amerikalılar İngilizlere Bu hususta ben: zemezler. Köpekleri kat'iyen sevmezler, Maamafih bugün Nevyorkta 500,000 kö- pek bulunduğu resmen teyid edilmekte- Nevyork belediyesi köpeklerin ver- gisinden senevi bir milyon dolar para toplamaktadır. SUŞ e | İnsanda en ziyade tekemmül eden hislerden biri de taklid hassasıdır, biraz da hasedin sevkile görüp beğen- diğini kopye elmek ister. Fakat cemiyetin kemal derece- r his vardır ki onu taklid eşyadan iğ- binaenaleyh mukallid muvaffak ola- Maz, hırsını ve hasedini ilân etmiş olmakla kalır, Taklid elmeyiniz, gürdüğünüzden fikir alabilirsiniz, fakat esas ı ve iyisini yapmaktadır. Hindlii Prensesle Nişanlanan Güreşçi Milyoner Hindli Prenses Baba ile' nişanlanan güreşçi Bob Gregory artık bir milyoner sayılmasına rağmen An- tremanlarına munlazaman devam et - mektedir, Yukarıdaki resimde kendi - sini, mahirane bir oyunla yere düşür - düğü rakibinin üzerine çullanmak üze- reyken görüyorsunuz. İngiliz mekteblerinde erkek talebelere de dikiş dersi veriliyor !nzm.”e Mmaarif nezareti, gelecek ted- ris senösinden itibaren bugün İngiliz er- kek mekteblerinde haftada bir saat ter- zilik dersi verilmesine karar vermiştir. İngiltere talim ve terbiye cemiyetinin kanaati dikiş bilmenin yalnız kadınlar için değil, erkekler için de pek zaruri bir ihtiyaç bulunduğu dairesindedir. Erkek- ler pek çok zamanlar düğmelerini dik- mek ve alelâcele elbişelerin! örnek mec- buriyetinde bulunmaktadırlar. Garib bir sebeb yüzünden boşanan karı koca Kolumbiada bir karı koca şimdiye kadar işitilmemiş bir sebeble boşanma- ğa kalkışmışlardır. Bu sebeb şudur: Ka- rı kocadan hangisi sabahleyin yataktan |daha evvel kalkmalıdır. Bunun için her şabah kavga ederlermiş. Bu kavgaları © dereceye varmış ki bir defa her ikisi HMe ertesi gün akşama kadar yatakla - rından kalkmamışlardır. Nihayet me- sele mahkemeye aksederek hâkim ka - ti kocanın bu iddialarından vazgeçme- diklerine kanaat getirince nikâhları - Bın feshine karar vermiştir. —— İSTER Atinada çıkan Akropolis gazetesi miş, Ankaraya gitmiş, oradan da zıda şu satırları gördük: ş KS TER İNAN, biri, sayın Yunan Başvekili Metaksas ile İstanbula gel- re çıkan bu meslekdaşımızın İzmir hakkında yazdığı ya- «— İzmirde de ahalinin milliyetini tefrik etmek im- —ii İSTER İ I kânsizdir. Burada muhartirlerinden ine uğramış, İzmi- imkânsızdır.» İNAN, İSTER ni Türklerden mâda herkes rumca konuşuyor. Bizim Atinada muhacirlerin türkce konuşluğu gibi, İzmirde rumca konuşulması Yunanlıların işlerini kolaylaştırmak- tadır. Kadınların da kıyafeti benzediği için, ayırdetmek İNANMA! NANMA! Yahudiler, Katolikler, muhacirler, ya- İkinettesrin 27 a —a Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı İngilterenin sulh için Yeni gayretleri (Baştarafı 1 inci sayfada) şeflerinden Lansbury'yi Prag, Varşova ve Viyanaya göndermektedir. Gerçi Lans- bury'nin seyahatine hususi bir seyahıat nazarile bakılabilirse de bu zatın evvel - ce Berlin ve Romayı ziyareti ve Lord Halifax'ın Berlin ziyaretinin de bunu ta- kib ettiği gözönünde tutulursa bu yeni seyahatin İngilterenin Avrupa sulhunu ! kurtarmak yolundaki gayretlerile alâka- , dar olduğu kolaylıkla kabıl olunabi'ir. Dün bu hususta gelen telgraflar çın « lazdır: j Londra 26 (A.A.) — Chautemps ve |Delbosun refakatlerinde Fransa harici - yt nezareti siyasi kısım müdürü Massiğ- Ni olduğu halde pazartesi sabahı buraya gelmeleri beklenilmektedir. Fransa devlet adamları derhal İngiliz ricâlile noktai nazar teatisinde bulura caklardır. Bundan sonra Chamberlain Fransız miz lerin şerefine bir öğle ye- Mmeği verecektir. Müzakerelere öğleden sonra da devam edilecektir. Akşam Eden Fransız liderlerini evinde kabul edecektir, Salı günü Fransız sefaretinde bir öğle yemeği verilecektir, Chautemps, Delbos ve Massigli salı ak- şamı Londradan ayrılacaklardır. Londra 26 (A A,) — Yorkshire Post yazıyor: Chautemps ve Delbos, İngiliz hükü- met adamlarile yalnız Lord Halifax'ın ison Betlin seyahatinin neticelerini ted- kik etmekle kalmıyacaklar ayni za « manda İspanya Uzakşark, Akdeniz ve ,belki de cenubi Afrika vaziyetlerile meşgul olacaklardır. Vakit kalacak o - lursa İngiliz - Amerikan ticaret mü - zakereleri meselesinin de derpiş edil »e mesi mümkündür. Londra 26 (A.A.) — Havas ajansı- Bın muhabiri bildiriyor: Almanların iptidai maddeler satın aabilmeleri ve mamül maddeler ihrac edebilmeleri için müstemlekelerde bir açık kapı rejimi ihdas etmek.... Al - manya'nın müstemleke taleblerine kar şı İngilizler tarafından yapılacak ve pazartesi günü Fransız nazırlarına bil « dirilecek olan mukabil teklifler işte bunlardır. Bundan maada hava ve hariciye na- zırları tarafindan dün gösterilen faa - liyet neticesinde eski garb hava pak « tının veya hava silâhlarını terketme « meseles yeniden ihya edileceği zan ni hasıl olmuştur. Londra 26 (Hususi) — Liberal par« tisinin eski şeflerinden Lansburry, ge- lecek ayın ilk haftalarında Prag, Var- şova ve Viyanayı ziyaret edecektir. Lansburry Pragda Cumhurreisi Be- neşle ve Viyanada Başvekil Schusch - nigg'le görüşecek, orta Avrupayı alâ « kadar eden siyasi ve iktısadi masele « Jer hakkında fikir teatisinde buluna « caktır. e esesene nn TA ViM Er ol, nefsini yen, bu da pehlivanlıktır.