F u —K — — —- Nazilli m”"ğ*"'_— 9 (Hususi) — Nazilli bugün, Halk ÖYÜK günlerinden birini yaşadı. ao daha geceden sokaklara dökülmüş, :uk ı(“"mu:ıı»'ı görmek için istasyona üağ *diyordu. Şehir görülmemiş bir OZAra arzetmektedir. “Nazilli bazma fabrikasının açılma töre- Hnei lerce halkın coşkun tezahüratı ara- €a Yapılmıştır. Saat 13.30 da Başvekil vekili Celâ! Ba- M Ve icra vekilleri heyeti, kamutay he- ti husus! trenle geldiler. Manevra sa- 'sında bulunan genel kurmay başkan! ASA Çakmak ve asbaşkanı General k’"'— ordu müfettişi İzzettin Çağlar, di- " Eeneraller aynı saatte Nazilli istas- Yonuna geldiler, Atatürk Saat 14 de Atatürkü hâmil olan hu- (Şüsi tren Nazilliye geldi. Büyük Şefe VSmet İnönü ve profesör Bayan Âfet fakat ediyorlardı. İstasyonda başta, svekil Vekili Celâl Bayar olduğu hal | bütün vekiller, askeri ümera meb'- Uslar ve on binlerce halk hararetle kar Şıladılar, Binlerce ağızdan «Yaşa Ata- türk, yaşa Büyük Kurtarıcı» — sesleri Yükseliyordu. Büyük Şef buradan iki 9toray ile fabrikayı şereflendirdiler. ,, Fabrika istasyonunda Sümer Bank idare moeclisi reisi Safa, Genel Direk- tör Sümer, fabrika müdürü — Targa, Trakya umumi müfettişi General Kâ- zim Dirik, Matbuat — mümessilleri ve daha bir çok zevat tarafından karşı - landı ve binlerce halkın candan teza- hüratı arasında müdüriyet binasını teş rif ettiler. Büyük Şef, balkonda görününce hal Eîıl alkışları ve yaşa sesleri etrafı cın- İlkönce Nazilli belediyesi namına a- vukat B. Sami bir nutuk söyledi, Celâl Bayarın nutku , Bundan sonra Başvekâlet Vekili Ce lâl Bayar aşağıdaki nutkunu söyle - Miştir: Büyük Reisteumhurumuz, sayın ba- yanlar, baylar, İ Milletine lâyık olduğu şerefli adı ve milletinin tabii temayüllerine hakiki istikameti veren Büyük Halâskâr Ata- türk'ün irşad ve işaretile İnönü hükü- metinin tatbik ettiği birinci beş sene- lik endüstrileşme programımızda yer alan Nazilli basma fabrikasının kurul- ması ve işlemesini Sümer Banka ema- 'net etmiştik. Bankamız fabrikayı kur- mak için Sovyet — endüstrisile teşriki mesâi etti ve şimdi yeniden göreceği- miz bu büyük ve modern fabrikayı İ ümer Bankın çok kıy ve Türk mühendis ve işçilerinin gayret ve ehliyetlerini bu- fab yüksek huzurile A E ŞA DA P 1 Celâl Bayar nutkunda fabrikanın 18 ayda kurulduğunu ve 6 milyon liraya malolduğunu söyledi Atatürk altın anahtarla fabrikayı açtı Nazilli-9 (A.A.) — Nutuklardan sonra Atatürk fabrikanın direktörlük dairesinden çıkarak doğruca iplik do - kuma ve halı makinelerinin bulundu- ğu binaların kapısı önüne — geldiler. Orada kendilerine umum müdür B. Sümer tarafından verilen altın anah- tarla fabrikanın açılışını bizzat yap - tılar, bu esnada işletilmiye başlıyan fabrikanın bütün makineleri munta- zam ve zevkli bir uğultu ile ilk pamu- ğu işlemiye başladı. Atatürk ve maiyetindeki zevat fabri- ka umum müdürünün her kısım hak- kında verdiği izahatı dinliyerek bü tün fabrikayı baştan başa gezdiler ve tetkik ettiler. Fabrikaların ziyaretini mütcakip Büyük Şef beraberlerinde İnönü ve Bayan Âfet olduğu halde hususi va- gonlarile saat 16,10 da hareket eltiler. Vekiller heyeti ve askeri erkân da arkalarından uğurlandılar, caktır. Her gün vasati 2400 işçi çalıştıra - cak Ve ücret olarak vatandaşlara senci> bir milyon lira ödiyecektir. Anlaşılıyur ki, muhitin iş hacmi ile fabrika doğru: doğruya ve bilvasıta her sene beş m! lirayı geçen yeni bir harcket ve kazanç ilâve etmiş olacaktır. Nazilli basma fabrikası ilk Türk bas - ma fabrikası olmakla tarihi bir şeref ta- şıyor. Fakat, bu fabrika o şereften daha üstün ve emsalinin erişemediği daha hü- vük bir. marharivaeta malibsir İtalya, Almanya Londra 9 (Hususi) — İtalya'nın İPanya meseleleri hakkında Fransız - giliz notasına cevabı, bugün Kont Cisno tarafından Romadaki iki devlet mümes - sillerine tevdi edilmiştir. Cevab itilâfperverane bir lisanla yazılmış — olmakla beraber, — red mahiyetindedir. Yani, Roma hükümeti Almanyayı dışarı bırakmak süretile üç taraflı bir müzakereyi imkânsız addet - mekte ve gönüllüler meselesinin ademi :güdıhılı kömitesine tevdiini Istemekte- lr., rikası Atatürk'ün dün açıldı İştirak etmiyeceğini bildrdi BSON POSTA Arşidük Otto eski günlerini yaşadı. büyük halâskâr açılış törenine yüksek huzurlarile şeref bahşetmişler ve riyaset buyurmuşlardır. Kendilerine hükümet ve bütün mesai arkadaşlarım ve şahsım na- mana derin şükranlarımı ve minnetleri - mi arzeylerim. Atatürk Nazilliden tezahürat arasında ayrıldı Nağilli, 9 (ALA.) — Atatürk bera - berlerindeki zevatla fabrikanın bulun- duğu mahalle teşriflerinde orada top- lanmış olan on binlerce halk tarafın - tezahüratla yaşa varol sedalarile karşı- lanmışlardır. Atatürk müdüriyet dairelerine ya - ya olarak teşrif buyurmuşlar ve orada biraz istirahat ettikten sonra balkona çıkmışlardır. Atatürk'ün balkona çıkışları yeni - den coşkun tezahüratı mucib olmuş - tur. Nutuklardan sonra fabrika kadın ve Otto sigan havalarını dinlerken Avusturya tahtına namzet Arşidük Ot- to, babası Avusturya imparatoru ve Ma- caristan kralı, Karl 1918 de menfaya sü- rüldüğü zaman 6 yaşında idi. O zaman - danberi ana vatanına dönmemiştir. Sor. günlerde Paris beynelmilel sergisine gel- miş, Macar paviyonunda saatlerce kala - rak, bu suretle daüssılasını bir nebze ol- sun tatmin etmiştir. Yemekte de, sigan orkestrasının şefi, ona eski günlerini hatırlatan, sigan ha- erkek işçileri spor teşkilâtı ellerin - | yaları çalmıştır. 2 de milli ve parti bayrakları olduğu hal Ankarada 6 yaşında Bir çocuk kamyon Altında can verdi Ankara, 9 (Hususi) — Bugün öğle- den sonra İstasyan caddeşinde bir kam yon kazası oldu. 2220 numaralı taş samyonu altı yaşlarında bir erkek ço- de Atatürkün önünden geçmişlerdir. Atatürk salonda biraz istirahatten sonra beraberlerinde İsmet İnönü, Ce- |lâl Bayar, Çakmak; Asım, İzzetin, Ba yan Âfet, Sümer Bank Şu. M. Sümer, |idare meclisi reisi, diğer zevat olduğu İhalde fabrikayı gezmişler, izahat al - İmışlar ve müteakiben olimobille Na - zilli istasyonuna avdet ve beraberle-| , k KAEmete ae uğuna-çarptı ve üzerinden — geçerel r_ı.ndc_xl;.-;veı_, TEM: a_zfı:ı:" Immıu » e yücudunu yamyassı etti. Derhal ölen üne E'ü“y"“ St at olluşe | 9cuk Başlangıç fabrikasında maran - mülki erkân ve mutat zevat olduğu | * S a. Gden Mehmedin oğludur. halde trenle halkın coşkun tezah D arasında Aydın -istikametfine h buyurmuşlardır. Pamuk çiçekleri Nazilli, 9 (Hususi) — Reisicumhur fabrika müdüriyeti binasına giderker g r *““>—na pamu' çiçekleri hediye etmişlerdir. sız konferansa İkinci Umumi Müfettişlik iktısat müşavirliği Ankara, 19 (Hususi) — İkinci U - numi müfettişlik iktısat müşavirliği- ye üçüncü umumi müfettişlik iktısat süşaviri Saffet Gezen 70 lira maaşla raklen layin_ı.dı.hnışı'A »' ir. e İtalya Trablusa yeni kuvvetler gönderdi Roma 9 (A.A.) — Toscana vapuru ile 'rablusa yeniden 41 subay ve 1796 as- at gönderilmiştir. Tapu müdürleri arasında Ankara, 9 (Hususi) — Açık bulu - ın Kırklareli vilâyeti tapu müdüri - etine Çanakkale tapu müdürü Sabri leriç ve Çanakkale tapu müdürlüğüne ski Rize tapu müdürü Nureddin Öner ayin edilmişlerdir. |demi müdahale anlaşmasına riayeti ka iyyen tet edememektedir. Diğer ta raftan deniz kontrolünün ve gemilerdel müşahitlerin kaldırılması ise İspanya kr ra hudatlarındaki köntrolün de kaldırı' masını tazammün eder.» Londra, 9 — (Royter tebliğ ediyor) Londra siyasi mehafili İtalyanın ker disine yapılan daveti kabul etmem: '(almasına müteessirdir. Ademi müda halenin ne akıbete uğrıyacağını ke: tirmek güçleşmiştir. Çünkü, İtalyanı red cevabı karşısında Ademi müdal ı Sabahtan Sabaha : , L © İtalyanın İngiltere ile Fransaya verdiği cevap Yazanı Selim Raçıp Emeç «& ngiltere İile Fransanın, İspanyaya karşı vaziyetini mutlak surette tav- zih ve bu meselenin bir an evvel halli için müzakere masasına gelmesini ista - dikleri ve bunun için kendisine bir nota yolladıkları İtalya, muhtelif tazyik ve ısrarlar üzerine cevabını fazla geciktir « meden nihayet verdi. Kendime bu gibi bahislerde kâhin diyecek kadar tevazu - suz bir adam değilim, Fakat daha evvel bu sütunlarda ayni mevzua temas edip İtalyanın verebileceği cevabın esasları- ni araştırdığım zamtan, bunun menfi o- labilmesinden ziyade zaman kazanmayı İs tihdaf eden leytelealleli bir karşılık ola- bileceğini kaydetmiştim. Tahminim tama- men uygun çıktı. Esasen Akdenizin siyâa sİ vaziyetini basit bir surette dahi mü - talea edebilmek mevkinde bulunanlar, bunun başkâ türlü olmasına imkân ve « remezlerdi. v İtalya, cevabında, İngiltere ile Fran « saya hak vermektedir. Daha doğrusu, ön- Jara hak verirken, ahvalin bugün almış olduğu şekli bundan çok evvel tahmin ederek kendilerini ikaz ettiğini kaydey- lemekle hâdisatın kendisini haklı çıkar- dığına işaret ediyor, mevzuun ehemmi - yetine bingen hemen müzakere edilmesi- ni kabul ediyor, bunun için de iki şartı ileri sürüyor: 1 — Frankoya muhariplik hakkının ta- nınması. 2 — Müzakerelere Almanyanın da iş- tirak ettirilmesi. Frankoya muhariplik hakkının tanın - ması keyfiyeti, İtalya ile Atmanyanın ye- ni ileri sürdükleri bir iddia değildir. U- zun zaman münakaşa mevzuu olan bu sütunlarda da çok defa izah edilen mu- hariplik hakkı meselesinin esası şudut: Deniz kuvvetleri itibarile Valensiya bükümetine faik bulunan Frankoya, bü- tün nakliye gemilerinde araştırma yap - mak salâhiyetinin temini. Bu salâhiyoti alan Franko, hariçten İspanyaya ithal c dilebilecek harp kaçağı eşyasının gir - mesine müessir surette muhalefet ede - bilecektir. Valansiyanın bu zâfını bi - lenler ise, şimdiye kadar, bu işi intaç et- tirmek istememişlerdir. Bu işin iç yüzü budur. « Bu müzakerelere Almanyanın iştira - kine gelince; böyle bir vaziyeti kabul et- mek demek, İtalyanın teklif etmiş oldu- ğu dörtler konferansının, dolambaçlı bir yoldan tekrar meydana gelmesine göz yummak demektir ki, bu da İngiltere ile Fransanın ötedenberi ilân edegeldikleri kollektif emniyet ve teşriki mesai eşas- larına muhaliftir. Bu sebeple İtalyanın cevabı ortalıkta hiç bir şeyi değiştirmiş olmuyor, tarafların mevkilerini muhafaza ettiklerini teyiden bir defa daha bildir - miş oluyor. — Selim Ragıp Emeç lenin müessir kılınması yolunda naa ileri gidilebileceği bilinemiyor. Vaziyet karışmıştır. Şurası muhsk kaktır ki önümüzdeki hafta İngiltere ile Fransanın alacakları kararlar fev rada takdir ile sevgi — ile yadederken Sövyet teknisyenlerinin bizimle sami- Mi ve bilgili iş birliğini tebarüz et - | Miştir. İslişarelere yarın da devam & - tirmekten zevk duyarım, Fabrika ma- | dilecektir. 'kinelerinin ve techizatının ekseriyeti | Fransız başvekili Şotan, hariciya na- Cevap Londra ve Parise vâsil olur ol- maz iki hükümet arasında istişare haşla- Motörsüz tekerlek Dün bir gazeteci arkadaşımız yazısında tekerlekten bahsederken: — Tekerlek insanları medeniyete ulaştıran dk vasıtadır. Fakat onun fay- dalı olabilmesi için yol ister, dedi. İstanbulda insanları iki büklüm olmaktan kurtaran yasaktan sonra hiç yakın komşumuz ve dostumuz Sövyet Rusyadan alınmıştır. Sövyetler Cum - zırı Delbos ve hariciye yüksek erkânı bu akşam bir toplantı yaparak vaziyeli mü- zakere etmişlerdir. Bu müzakerelerden sonra İtalyan ce - vabı hakkında beyanatfa bulunan Del - bos demiştir ki: «— Aldığımız cevap tatmin edici ma- hiyette değildir. İspanya işlerinde ade - huriyetleri birliği ile ekonomik iş bir - liğimizin yeni bir ifadesi olan bu fab- n_k:mın işletmeye açılışında bilhassa bir Sovyet teşekkülü olan Türkstroy |Mesaisini de memnuniyetle hatırlama- (Ği vazife bilirim. | 6 milyon lira | , Fabrika ön sekiz ayda kurulmuştur. Bina ve makineleri dahil olduğu balde) taltı milyon liraya malolmuştur. Sümer | Kank fabrikaya ayrıca bir buçuk milyon İRLERL Dü ermari RETLE eei : e ge pamuk havzasın |dan üç milyon liralık pamuk alarak iş -| Londra 9 (AA.) — Sovyet elçiliği dün liyecektir. Fabrika yirmi şekiz bin iği|akşam bir tebliğ neşrederek, Sövyet bü- be B00 otomatik tezgâh ile çalışacak ve| vük elçisi Maiski'nin 19 eylülde ademi iki milyon dört yüz bin kilo iplik istihsal | müdahale komitesi reisine terdiği nota ktir, Bununla 20 milyon metre bas- | bakkında tavzihte. bulunmuştur. Iln imal edecek, ayni zamanda eski bir| Bu notada ezcümle deniyor ki: Yz VC el sanayfi yatağı olan bu muhitin| «Sovyet hükümeti gemilerde müşahit. |9e iplik ihtiyacını temin eyliyecektir.|ler bulunması usulünün idamesini lü - LFabrika Senöde 15 bin ton kömür yaka -|zumsuz görmektedir. Çünkü bü usul, a- edilmesini istiyoruz. Bunun için de üç taraflı bir konferangın toplanmasını mü- nasip gördük. Eğer İspanyada Alman kıt'aları ve cüzütâmları da bulunmuş ol- saydı, Almanyayı da bu toplatnıya davet mi müdahale prensibinin bihakkın tatbik | kalâde mühim olacaktır. | Musolini - Hit er Mülâkatının neticeleri (Baştarafı 1 tnci sayfuda) ahedesinin yırtılmasında olduğu gibi a ni sebat ve inatla hareket eyliyecektir. Bununla beraber, Nazi liderinin, har; yüzünden kaybedilen müstemlekeleri ge ri almak için hiç bir siyasi harekette bu |lunmak niyetinde olmadığı anlaşılıyor. Bunun yerine, Musolini ile Hitler arkz- larındaki 115 milyon halk ile, İngilterc ve diğer memlcketlere şunu anlatacak - lardır ki: Bütün milletler ayni 4, ya sahip oldukları zaman Avrupa düzelebilir. Bu da, Almanyanın müsterm lekelerine tekrar sahip olması demektir Muammer Eriş Bursa'a Ankara, 9 (Hususi) — İş Bankası Umum Müdürü Muammer Eriş bugün 'Toros ekspresile ve Karaköy — yolile yoktar. bir tekerlek buhranı başladı. Şimdi hurda bisiklet tekerleklerinden çocuk arabası tekerleklerine kadar irili ufaklı tekerleklerden acayib biçim- de el arabaları ve dünkü iki büklüm hamalın yerine de dört tekerlekli ara- baları çeken insanlar görüyoruz. Tekerlek şüphe yok ki iyi bir icaddır. Fakat arkadaşımızın dediği gibi in- sanları kamallıktan kurtardığını zannetmiyofur.. Öyle olsaydı bugün İstan- bul sokaklarında tek ve çift insanların bu acayib tekerlekli arabaları çekmek için gene iki kat olduklarını görmiyecektik. Tekezlek ancak bir şartla insanları hamallıktan kurtarır. Önüne bir mo: tör takılırsa! Edison fonoğrafı icad ettiği zaman dünyanın ağzı açık kaldı ama arkasından gramofon, radyo, televizyön sökün edince fonoğraf Fir'avu- nun boynuz düdüğü gibi antikalar arasına karıştı. 'Tekerlek kim icad ettiysee muhakkak bir şaheserdi. Fakat ona motör takı- hncıya kadar geçen uzun devirlerde medeniyet adım adım yürüdü ve insan kuvveti hayvan kuüvvetince yardımcı olmaktan kurtulamadı. Dinamo teker: leğe hâkim olduğu gündenberi dünyada zaman ve mesafe mefhumu değiştiği gibi insan da hayvanla yol ve mesai arkadaşı olmaktan kurtuldu. Bugün İstanbul caddelerini tırtı bi kaplıyan tahta arabaların hâlâ me- deniye: vasıtası olduğunu iddia etmek şunün için doğru olmaz ki bu motör- süz tekerlekler mesafeleri yutmak için homurdanan otomobilin 3nünde ge- viş getiren bir camus gibi ayak bağı oluyorlar. —— ——— - Motörsüz tekerler ruhsuz bir kalptir. 'Bürhan Cahid