İstanbul Trakyanın taze meyvalarına kavuşuyor Bu yol sayesinde Kırklareli - İstanbul yolculuğu beş saate indi, haftada iki defa mahsul gönderen Tekirdağ, bu yol sayesinde günde iki defa mahsül gönderilecek Yukarıda: İstanbul - Lüleburgaz yolund aki köprülerden, aşağıda Kırklareli valisi ile Nafıa Yolla Mü dürü nutuklarımı söylerlerken Asfalt üzerinde uçan 37 otomobilden birisindeyim. Arabanın kilametre saatindeki ibreye bakıyorum: 100 rakamı üzerinde bir saat yelkovanı kadar sabit duruyor! Fakat o ibreye bakmasam, saatte 100 kilometre sür'atle uçtuğumuzun farkına bile var- mıyacağım. Ben hiç sarsılmayışımızın kerametini, bindiğimiz arabanın yenili- ğinde buluyorum, Fakat şoför: — Şu yola bakın bayım! diyor, Bu yol- da 1938 modeli Playmut değil, kurunu- | vusta modeli kağnı bile sarsmaz adamı!.. Sanra gülerek ilâv ediyor: — Motör bile keyfinden sarhoaş oldu... Nerdeyse nara atacak!.. Hakikaten, namuskâr bir zenci alnı gi- bi parıl pırıl parlıyan asfaltın cazibesi, motörü bile baştan çıkarabilecek kadar başdöndürücü! Ben, tam 100 buçuk kilo- metre uzunluğundaki asfaltta yüz kilos metre sür'atle uçmanın keyfi içinde, ki- lometre kilometre aştığımız bu yolun ka- . rış karış yapıldığını düşününce, kutlu- lamaya koştuğumuz bayramın azameti. ni daha iyi anlıyorum. Ve anlıyorum ki, üstünden geçtiğimiz asfalta dökülmüş emek terleri yağmur haline gelseydi, yurdun bütün derelerini taşırabilirdi. * Silivri, Çorlu hududunda bir tak.. De- ğirmenköy bududunda bir tak. Seymen köyünde bir tak. Çorluda tak. Ergene köprüsünde tak. Vakıflar Yeniköyde tak... «Karıştıran» hududunda tak. Lüle- burgazda tak... Talebeler, köylüler, takların kuruldu- ğu yerleri mahşere çevirmişler... Köy kızları otomobillerimizi çiçek yağmuru- na tutuyorlar ve genç, ihtiyar bütün köy- İüler, yurdlarına refah getirecek olan bu yolun manevi kapısındaki ipek kilidi kır- maya gidenleri, avuçlarına kıyarcasına alkışlıyorlar. Seymenliler, bize bekleme- diğimiz bir sürpriz de hazırlamışlar. tak- Çetinkayanın ayakları dibinde koskoca bir koç kurban ettiler. Bıçağın altına gitmekten kaçınan koçu burma *boynuzlarından sürükliyen — bir köylü: — Ulan hayvan, diyordu... Ne nazla- nıyorsun? Başını kaldır da, kurban edi- leceğin yola bir baksana? Böyle yola ben bile kurban olurum! Vakıflar Yeniköyde, ikinci bir Bürpriz- le karşılaştık: Köylüler, Lüleburgazdaki kordelânın kesilişinde bulunamıyacakla- rı için, kendi taklarına da bir ipek kor- delâ germişler. Hattâ Çetinkayanın kor- delâyı kesmek için kullanacağı makası bile hazırlamışlar. Ali Çetinkaya, anların bu masum arzularını müşfik bir peder tevazuile yerine getirdi! Bir köylü, heyecanlı bir sevinç içinde Külüyor, ve: — Her yolu bir defa açarlar, bizimki iki defa açılacak! diyor, sonra dua edi- yordu; »— Kapısı gibi, talihi de iki katlı açılır inşallah!.. * 3 üncü kolordu kumandanı General Sa- Hh bir, General Kâzım Dirik iki... İstanbul valisi Muhittin Üstündağ bir... Edirne valisi Niyazi iki, Tekirdağ valisi Sabık üç, Kırklareli valisi Hasib dört... Çorlu kaymakamı Niyazi Ülkü bir, Lü- leburgaz kaymakamı Suphi Batur - iki, Silivri kaymakamı Vakkas üç... Yani cem'an iki general, 4 vali, üç kay- makam, ve çoğunun isimlerini bilmedi- ğim tam 27 tane saylav... Ve yüzlerce müdür, muallim, âmir, memur, binlerce kadın, çocuk, ihtiyar, Köylüler Nafıa Vekiline şükranlarını arzederken tek kulak kesilmişler, Ali Çetinkayanın hoparlörden yükselen vakur sesini din- liyorlar. Ali Çetinkaya kürsüde, tpkı sigaya gekilmiş bir memur tevazuile, vekilliğini yaptığı millete, başardığı bu şerefli işin besabını veriyor. Yapılmış ve yapılacak €en küçük köprüleri bile yerlerile sayıyor. Üstünde bulunduğumuz asfaltın blokaj kalınlığını bile santimile söylüyor, sonra diyor ki: «— Bu yol, yani İstanbul, Lüleburgaz hudud yolu Trakyanın belkemiğidir. 'Trakyayı, denize, ve Ankaraya bağlı- yor. 'TâA Londradan kalkan bir yolcu, Belçi- kadan, — Almanyadan, — Yugoslavyadan Bulgaristandan ve bu yoldan geçip İs- tanbula kadar girebilecektir. Bu vesile ile tebşir ederim ki, Lüle- burgazdan hududa kadar uzayan 98 kilo- metrelik yolun tamamlanıp — açılmasını kutluyacağımız mes'ud günün de çok ya- kın olması süreti kat'iyyede mukarrerdir. Her işde olduğu gibi, bu hayırlı yol işinde de Atatürkün yüksek irşadlarını saygile yâdeder, ve dilerim ki, Trakya- hların talihleri de bu yol kadar açık ol- sun'» * Trakyanın genç maarif müşettişi Abdi SON POSTA Parisi heyecana Düşüren Esrarengiz hâdise (Baş tarafı I inci sayjada) Bunların sonuncusu, Pariste yaşa- yan beyaz Rus muhacirlerinin şefi o - lan General Miller ile gene Beyaz Rus Generâllerinden Skobline'in esraren - giz bir şekilde kayboluşlarıdır. Bundan yedi sene evvel gene Pa - | Ortamektebler (Baştarafı 1 incl sayfada) İnununun 6 ve 20 inci maddelerini değiş- tirmeğe karar vermiştir. Bu değişikliğe göre ilk mektebler sekiz sınıfa çıkarıla- cak, orta mektebler lâğvedilecektir. Va- tandaşlar sekiz senelik ilk tahsili yap- mağa mecbur tutulacaklardır. Sekiz senelik ilk tahsili ikmal edenler r'.:fe yaşamakta olan Beyaz Rus şef -İşeknik mekteblerine almacaktır. Teknik lerinden General Kutiepof'un csraren-| mektebler, yüksek mekteblerin ihzari sı- Biz bir şekilde kaybolduğu da hatırlan- | nıfları vaziyetinde kurulacaktır. Bu iti- dığından onun halefi olan meşbur Rus| barla bu mekteblerde tatbik edilecek generalinin bu esrarlı gaybubeti büs-| » rogram bugünkünden büsbütün başka bütün heyecan uyandırmıştır. General Miller, kaybolduğu çar -| Zürk porasının kıymetini şamba günü bürosunda bir mektup bı- rakmıştır. Bu mektupta şu esrarengiz cümleler okunmuştur: «Bugün saat yarımda genera! Skoh- Düşürmek istiyenler Dün meydana çıkarıldı (Baştarafı 1 incdi sayfuda) line ile bir randevum var. Bizimle be-|ler borsa harici kaçak muamele ile meş- raber ataşemiliteri ile Werner isminde gene| velerinde dolaşan bazı kimselerdir. bir Alman sefaret memuru buluna - Bu şahıslar, resmi tekzibden sonra bi- caktır. Her ikisi de çok güzel Rusçalrer köşeye sinmişler ve tekrar ortada gö- konuuyorlar. Randevu general Skob -/rünmemişlerdir. Polisçe tevkif edilen de line vasıtasile hazırlarımıştır. Fakat bu| yoktur. Borsada normal vaziyet avdet adamlardan şüphe ediyorum. Onun i -| etmiştir. çin her ihtimale binaen bu mektubu bırakıyorum.» Dün borsada sterlin 625 de açılmış, 628 den muamele görmüştür. Altın fiatları Ertesi sabah hâdise polise intikal e-| da düşmeğe başlamıştır ki, bu da resmi dip general Skobline meseleden haber- | tekzibden sonra salâha d dar edilince — hiç bir şey bilmediğini| martesi günü altın 1060 a abmıyor, 1065 söylemiş fakat bir kaç saat sonra o da| kuruştan satılıyordu. Dün 1058 den alın- ortadan kaybolmuştur. Şimdi yeni halde tebellür eden ka-|fazla altın arzedilmiştir. Saklanma azal- naat Beyaz Rus Generalinin siyasi se-| mıştır. beplerden dolayı bazı esrarengiz adam| Fransız frangında da istikrar vardır. Yalnız| Cumartesi Londrada bir sterlin mukabili General Skobline'in vaziyeti anlaşıla- | 144,65 de kapanmıştı. Dün sabah 14443 Ge mamıştır. Kendisinin ya kaçıranlarlalaçılmış, 14465 den muamele görmüş, beraber olduğuna, ya ayni şahsiyetler| 14450 da kapanmıştır. tarafından kaçırıldığına, yahut ta kork| Esham ve tahvilât üzerine dün hiçbir lar tarafından kaçırıldığıdır. tuğundan kendi kendine kaçtığına ih - General Müllerin yerine Belgrad, 27 (A.A.) — Rus muhacir-|de kapanmıştır. Bir muamele olmuştur. lerinin askerf teşekküllerince Belgrad'| Ünitürk peşin 13,60 dır. İstikrazı dahili da çıkarılan Ruskigolos gazetesi, umu |96 dır. Diğer esham ve tahvilât üzerine | £ mi askeri birliğin ikinci kısım şefi ve|muamele olmadığından fiat verilmemiş- general | tir. bu teşekkülün yüksek reisi Miller'in muavini olan General Abra- nof'un bir emirnamesini neşretmekle - dir. Bu emirname mucibince genera! Abranof, general Miller'in yerine ge- çecek ve bundan sonra datmi olarak Sofya'da ikamet edecektir. * Pariste bir Generalin Evine de bomba koydular |kabul ettik. Başka memleketler 40 saat Paris, 27 (ALA.) — Askeri şüra aza-| Çalıştırıyorlar. Önümüzdeki yıl kendi sından general Pretolatın evinde bir bünyemize uygun göreceğimiz işi müd- bamba bulunmuştur. Bomba infilâk et| detini tayin edeceğiz. meden görülmüş ve derhal kaldırılmış tır. Bomba Belediye lâboratuvar hey'- | fabrikalarınm çalışmalarımda, bu — (yıla etinin nezareti altında muayene edil -| münhasır olmak üzere, iş kanunu tatbik edilmiyor. Yeni şekil ikinciteşrinden iti- mek üzere götürülmüştür. bir kamçı gibi şahlandırdı: «— Şu anda Cumhuriyet çocuğunun başardığı azametli eserlerden birinin dâ- ha şenliğini yapıyoruz!» cümlesile yaşa- nılmakta olan günün manasını, edebi bir belâgatle ifade eden kuvvetli hatib, uzun alkışlara hak kazanan nutkunun bir ye- rinde de şu hakikati haykırdı: «— Biz yol yapmıyoruz... Biz, hududu- muzü kolordumuza... Yani ana vatanm demir kapısını, aslan ordumuzun çelik bağrına bağlıyoruz!» O anda gözlerim Ali Çetinkayaya ilişi- yor: Ali Çetinkayanın gözlerinden ko- pan iki damla, yanaklarından yuvarla- nıp ceketinin yakasını ıslatıyor, Ve anlıyarum ki, bu iki damla göz ya- şının içini dolduran sevinç, onun çetin hüvlyetinden, fam Üç yıl sürmüş bir uğ- raşmanın, bir yorgunluğun bütün zehiri- ni boşaltmaya yetiyor! * Saat tam 12 yi 20 gece, Ali Çetinkaya, yarın, nafıa müzesinin en şerefli köşesi- ne yerleştirilecek olan altın yaldızlı mn- kasla, Lüleburgaz takının ipek kordeli- Tarımı keserken: — Yolu açıyorum! diyor... Vatana mü- barek, kutlu olsun! * — Bu yoldan Trakyaya ne gelecek? Bu sutle İstanbul valisi Muhittin Üs- tündağ evvelâ gülerek şu cevabı veriyar: — Seyyahi.. Sonra ciddileşerek ilâve ediyor: — Bu yol sayesinde İstanbullular, Trakya toprağının en taze meyvalarına, ve 'Trakya köylüsü, İstanbul kadar geniş kavuşacak! Yalçın Bildivarın nutku, heyecanları, | bir istihlâk pazarına mış, 1060 dan satılmıştır. Yani piyasaya mele olmamıştır. Bundan dolayı bi- rinci Ünitürk için fiat verilmemiştir. İ- kinci vâde Ünitürk 13,70 de açılmış, 13,70 İı müddeti Önümüzdeki yıl Tekrar tayin edilecek (Baştarafı 1 nci sayfada) — Bir kanunla haftada 48 saatlik işi İzmirde incir ve üzüm işlerile şeker Bu yol sayesinde, makineli nakil vası- | laları en geniş randmanlarını verebile- cekler... Bu yol sayesinde, İstanbulun turislik kiymeti, ne zamandır tatlı rüyasını gör- düğümüz bir dereceye yükselecek! Hülâsa... Bu yol sayesinde, tasavvur edilemiyecek kadar kısa bir zamanda, tahmin olunamayacak kâadar geniş ink!- Şaflara şahid olacağız! * Ayni suale, Kırklareli valisi Hasib Koylan da şu karşılığı veriyor: — Eskiden İstanbulla aramızda on su- atlık bir mesafe vardı. Bu mesafe bu yol :ydudmüyınyınyı.yıni— saate Bu beş saatle beraber Kırklareli ne kazandı biliyor müsunuz?. —-. — Şarab krallığını... Evet.. Büyük harbden evvel Türkiyenin bütün şarabı- n veren Kırklareliydi. Şimdi gene Kırk- lareli olacak... * 'Tekirdağ valisi Sakıb: — Biz, diyor, eskiden İstanbula, deniz yölile haftada iki defa mahsul göndere- biliyorduk. Şimdi bu yol sayesinde gün- de iki defa göndereceğiz... Asfaltın açı- lışı, turfanda mahsulünü çürümekten kurtaracak yola kavuşmuş bulunan Te- kirdağına senede asgari 100,000 lira ku- zandıracak demektir. * Lüleburgazda yemek yerken, yanımda oturan Çorlu kaymakamına soruyorum: — Açılan bu asfaltın müteahhidi kim- dir? E t eder. Cu-| ” Sayfa 11 — / kaldırılacak olacaktır. Sekiz senelik ilk mekteb ve teknik mekteblerinde muallimlik yapas caklar için muhtelif kurslar açılacaktır, Avrupaya gidecek lise mezunları Bu sene İktısad, Maliye, Nafıa ve Mat- rif Vekâletleri hesabına lise mezunların« dan Avrupaya tahsil için talebe gönd rilecekti. Dün İstanbul ve hariç vilâ ierdeki liseler muallim meclisleri mekia teblerinde toplanarak mezunlar arasıns dan en iyilerini seçmişlerdir. Müsabakâl | imtihanlarına ancak bu talebeler girebis lecektir. Eminönündek Binaların istimlâkine Başlanıyor 4 (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bu binalar, önümüzdeki aylar içinde Stromann isminde bir Alman| gul olan ve Beyoğlunun bazı büyük kah- | istimlâk edilmiş bulunacaktır. İstimlâk — muamelesinin — ikmalindeti sonra, bu sahâdaki binalar tamamen yılöe tırılacak, ve Eminönü meydanı genişlek tilecek, bu suretle, çok değerli bir san'at Aâbidesi olan Yenlcami de, o binalar ara« sına sıkışmaktan kurtarılmış olacaktır. * Belediye Eminönünde, İş Bankası öe deki sahada, parke kaldırımı üzerine asfalt döşemiştir. Şimdi orada, üç türlü asfalt tecrübesi yapılmaktadır. Bu tecrübelerde en mus | vafık. bulu &şfalt, şehrin muhtelif yerlerine döşenecektir. İş Bankası önüne | deki asfalt, tramvay caddesi arkasındakf , yollardan geçirilerek, ve Babıâliden Çiş karılarak Divanyoluna kadar uzatıla- caktır. Belediye ile, tramvay şirketi arasında da, altı aydır devam eden şiddetli bir iha tilâf vardır. Belediye, tramvay şirketine rinden arabalarını geçirdiği yola ları genişletlmek hususundaki taahhüdüs | nü yerine getirmesini istemiştir. v nüzdeki yıl için, İstanbulun yol bir fanliyet programı çizmiş bulunan bes tediyemiz, tramvay şirketinin bu taahhüs ine getirmesini de temin edes baren tatbik olunacaktır. Herkes işlerini kanuma uyduracak, kanunun iş veren mü esseselerin arzularına göre — değişmiyes ceğine inanşcaktır. Biz, size: «İşçiyi haftada 48 saatten fazla çalıştıramazsınız. diyoruz. Fakat müesseseniz günde 24 saat Çalışarak ÜÇ işçi ekihi değiştirebilir. İş kanunu bütün iş sahiblerine şamile dir. Yalnız fikren çalışanlar iş kanunune dan hariçtir. Biş iş kanununu yumruk yumruğa gele meğe lüzum görmeden başarmış — bulus nuyoruz. S omamas — ÖOmsim şirketi... Bu İsim bende, teessür verici bir şüphe | uyandırıyor: — Ecnebi bir şirket mi? Muhatabım gülerek, sezdiği şüphemi Bideriyor: — Hayır... «O> Osman... «<«M> Mah« mud... «S> Salâhattin... «İ» İnşaat... «Rlw de Müteahhidliği... Yani, Osman, Mab- mud, Salâhaddin İnşaat Müteahhidliği! Sonra ilüve ediyor: . — Fakat bu, yolun Küçük Çek, den Lüleburgaza kadar olan kısmını pan şirkettir. Oradan ilerisini Abdurrahe- man Naci yapmıştır. J * Lüleburgazdan, ezametli bir millete hediye edilişine sadece seyirci olmaktan bile iftibar duyarak dönerken, gözlerim, yol kenarımı süsliyen ağaç - rularına ve asfaltta, ellerinde süpürgüe lerle, titiz birer ev kadını dikkatile d dlaşan tazzilat amelelerine ilişiyor. O zae man, Lüleburgazde dinlediğim nutukla: dan birinin şu cümlelerini hatırlıyo «— Yol kemarına 17000 fidan diktik. Ve 37 muhafaza kulübesi kurduk!. B külübelerde daima — bulunduracı memurlar, birkaç sene sonra cennete gi den yemyeşil bir koridora dönecek olan asfaltı, bir cami kadar temiz tutacake lardır! * Görüyorsunuz ya? Bir cennet kadar güzelleştirilecek, ve bir cami kadar t miz tutulacak olan bu yol... Sade Ali tinkayanın değil, bülün Trakyanın gi nü sevinçlen yaşarlacak kadar bir istikbalin yoludur! Naci Sadullak