Başvekli Akdeniz anlaşmasını | Gazetem var, Büy bugün Mecliste izah edecek * (Baştarafı 1 nci sayfada) müşterek tedbirler hakkındaki Nyon an- laşmasına dair kanun lâyihası» ismini ta- şgıyan lâyihayı ve merbut anlaşmayı ha- riciye encümeninin tetkik ve müzakere etmesine ve mazbatasını hazırlamasına fırsat vermek için kısa bir müddet tatil edilecektir. Bu müddet zarfında Parti grupunun bir toplantı yapması ihtimali kuvvetli - dir. Nyon ve Cenevre anlaşmaları İkinei ceasede Nyon anlaşması ve bu anlaşmaya müzeyyel Cenevre anlaşması ile anlaşmaların tatbik şekilleri Başvekil İsmet İnönüntün y yanat ve bu münasebetle sö: çok hatipler dinlenecek, hari encü - meninin mazbatası okunacak ve kanun lüyihası müzakere edilecektir, Başvekilin beyanatı sabırsızlıkla bekleniyor İsmet İnönünün beyanatına hususi bir ehemmiyet atfolunmakta ve sabırsızlıkla ibeklenmektedir. Hükümetin bu sabah Meclise sevkettiği kanun lâyiha ve mer- men meriyete girecek olan Attdeki hükümle- Ki kararlaştırmışlardır: İspanyada mücadele halinde bulunan ta- rafların hiç birine ald olmiyan ucaret ge . milerine karşı dentzaltı gemileri tarafından Akdenistle (İspanya —ihtilâfi münasebetile mükerrer tecavüz vaki olduğunu, bu teca - vüzlerin tiearet gemilerinin tahribi hakkın- daki 22 nisan 1930 tarihli Londra muahede- sinin 4 üneü kısmında münderiç hukuku dü- vet kaldelerini ihlâl ettiğini en iptidai İnsa- niyet prensiplerine mugayir olduğunu ve bun ların bihakkır korsanlık hareket! olarak tav- sif editmesi lâzım geldiğini nazarı )tibare alarak: Ve İspanyada mücadele halinde bulunan taraflardan biri veya diğerinin muharip hu- munlarına riayet etse bile açık denirde tica- Ti seyrüseferi kontrol etmek hakkını hiç bir süretle tanıfmaksırın ve işbu mükaveleyo İş- tirak eden herhangi bir devletin açık deniz- de her türlü müdahalelere karşı kendi tica- Ti seyrüseferini himaye #tmek Üzere ittiha - sını muvalık göreceği herhangi bir harekette bolunmak ve sonradan — kararlaştırılacak müşterek diğer'tedbirleri almak hakkına ha- ll gelmemek şartile İşbu mukaveleye tstirak eden devletler evvelemirde deniraltı gemi - leri tarafından yapılan — korsanlık ef'aline karşı aşağıda zikredilen —müşterek tedahiri mahsusayı kararlaştırmağı lüzumlu adde - butu esbabı mucibe ile anlaşma metni Meclis matbaasında basılarak geç vakit burada bulunan meb'uslara tevzi edil - derler: Tedbirler 1 — Konferansa iİştirak — eden devletler kuku kullanmak veya deniz muharebesi ka- |. »“ 8SON POSTA muharrir arıyorum (Baş tarafı 6 ncı sayfada) tir, Ben sporcuyum, yani mücadeleci, inanmazsanız, bu hususta beni imtihan etmek istiyorsanız gösterin birini, ines yim beynine! Kendimi topladım. Atlatmanın yolunu aradım: — Bravo, dedim, mükemmel. Tam be- nim aradığım muharrirsiniz. Şimdiden işe başlarız. Siz evvelâ kapıya çıkın ve şu biriken halkı bir dağıtın! — Hay hay! Poyraz gibi gelmişti. Lodos gibi çıktı. Kapının önündekileri çil yavrusu gibi dağıtıyordu. Kendi kendime; Ş — Acaba benim aradığım cins bir mu- harrir bulamıyacak mıyım? Diye düşünüyordum. Nasılsa kapıdan içeri dalabilmiş birisi; leb demeden leb - |lebiyi anlamış gibi: i — Ben varım! | Dedi, sordum: — Sen ne yaparsın? — Başmakale yazarım, havadis getiri- Tim, havadisleri sıraya dizerim, tercüme yaparım, resim yaparım, mürettiphane - ye girer yazı dizerim. Makine dairesinde gazete basarım, bayilik eder, gazeteleri dağıtırım, hattâ bir kısmını koltuğuma Jalır, kendim satarım. miştir. Lâyiha sayı numarası olarak 274 |kendi bahri kuvvetlerine İspanyada mücade.| Gene sordum: Takımını taşımaktadır. Kanun lâyihasına merbut esbabı mu - sibe mazbatasını bildiriyorum: Esbabı mucibe mazbatası «İspanyada mücadele halinde bulu- nan taraflardan hiç birine aid olmıyan ticaret gemilerine karşı — Akdenizde bazı denizaltı gemileri tarafından bir takım tecavüzler vaki olmuştur. İlkönceleri İspanya sahillerine in - hisar eden bu taarruzlar gittikçe Ak - denizin garbından şarkına kadar yayı- larak deniz ticaretinin emniyetini kal- dırmış ve bu denizi korsanlık faaliye - tine açık bir saha haline gehmüşh'r.( Bu tecavüzler beynelmilel ticareti ih- lâl eder mahiyette olduktan başka esas itibarile de her türlü insani ve hukuki prensiplere tamamen aykırıdır. Fazla olarak tecavüzlerin vukuu es- naşında ticaret gemilerine karşı deniz- altı gemilerinin hareketlerine dair Lön ; drada 6 teşrinisani 1936 tarihinde im - zalanan ve Cumhuriyet hükümeti tara- fından da 23/vi/1937 tarihli ve 3227 numaralı kanım mucibince iltihak olu-| nan Proseverbalde münderiç hukuku düvel kalidelerine de riayet edilmediği görülmüştür. Bu vak'aların tevlid ettiği vaziyet karşısında fikir teatl olunmak maksa - dile İngiltere ve Fransa devletleri Ak- Geniz devletleri ile diğer bazı alâkadar Gevletleri 10 Eylülde toplanacak olan| bir koanferansa davet etmişlerdir. İtal-| ya ile Almanya bu davete icabet et - memeleri üzerine Türkiye, Büyük Bri- tanya ve şimali Irlanda birleşik krallır &, Bulgaristan, Mısır, Fransa, Yuna - nistan, Romanya, Sovyetler Birliği ve Yugoslavya — murahhaslarından mü - rekkep olarak İsviçrenin Nyon şehrin- de 10 Eylülde tcplanan konferans dört günlük mesaidzn sonra 14 Eylülde bir le halinde bulunan taraflardan birine aid olmıyan ticaret gemilerini himaye etmek ü- zere aşağıdaki iki ve üç numaralı fıkralara tevfikan hareket etmeleri için talimat ve - receklerdir. 2 — Bahrf teslihatın tahdid ve tenkisi 1- çin Londrada 22 nisan 1930 tarihinde imza olunan muahedede zikrolunup Londrada 6 teşrinlsani 1986 da imza olunan protokol ile teyid edilen hukuku düvel kaldelerine mu - halif olarak böyle bir gemiye taarruz eden herhangi bir denizaltı gemiszine bilmukabe- Je taarruz edilecek ve mümkünse tahrip o - lunacaktır. 3 — İspanyada mücadele halinde bulunan taraflardan hiç birine aid olmuyan bir ge - minin yukarıdaki fıkrada zikredilen kalde - ler hilâfina olarak taarrüza uğradığı bir nok ta elvarında tesadüf edilen denlizaltı gemi « sine tesadüf olunduğu ahval taarruzun fa- Yi kendisi olduğu fikrini tevlid ediyorsa yu-| karıda zikrolunan bükümler kezalik tatbik olunacaktır. 4 — Yukarıda zikred'len kararları pratik bir surette lcra için konferansa iştirak eden devletler aşağıdaki huzusları kararlaştırmış- lardır: 1 — Garbi Akdenizde ve Malta kanalın- da nezaret hususu ayrı hükümlere tabi olâ- cak Tirenyen mıntakasi müstesna olmak & - zere İşbu leraat açık denizde ve konferansa| iştirak eden devletlerin kara sularında İn - Biliz ve Fransız donanmalarına —iki hükü. met arasında kararlaştırılacak tevzi şekline göre— terettüp eder. Şarki Akdenizde 9 — Şarki Akdenizde: A - Bu leraat kara — Bunların hepsini de ayni zamanda yapacak masın? — Tabii! — Sana ayda yirmi lira versem yeti « Şir mi? — Teşekkür ederim, yetişir! İdare memurunu çağırdım: — Aradığım muharriri buldum, dedim, bu bay gazetemizde çalışacaktır. İsmet Hulüsi Sivas - Erzurum Hattı Sivas - Erzurum demiryolu üzerindeki çalışmalar son hızı ile devam etmekte - dir, Hat eylül sonunda 177 inci kilomet - redeki Divrik istasyonuna kavuşmuş ola- caktır. Yol boyunca istasyon - binaları, köprüler yükselmekte, yüz ameliyatı ik- mal edilmiş bulunmaktadır. Divrikte bü- yük bir sevinç baş göstermiş bulunmak- tadır. Divrikliler istasyona gelecek tre- ni büyük tezahüratla karşılıyacaklardır. Hattım küşat resmi 29 teşrinievvelde ya- pılacaktır. Gelecek eylülde tren Erzincan ovalarına varmış bulunacaktır. Kültür direktörlüğü Divrikte bir orta okul açmıya karar vermiştir. Mektebi yol müteahhidi Nuri Demirağ yaptırmış, le- vazımını da temin etmiştir. Orta okul da cumhuriyet bayramında açılacaktır. sularında Rlâkadar hükümetlerden her biri- ne kendisine mid kısımda terettüp eder. B - Açık denizde Adriyatik denizi müstes- na olmak üzere Çanakkale boğazının med - haline kadar işbu ieraat İngiliz ve Pransız donanmalarına - duğu korkulan mıntakalarda Iki hükümet a- rxasında tekarrür edecek tevzle göre— te - rettüp eder. İşbu konferansa iştirak eden devletler - den Akdenize sahildar olanlar kendi vasıta- ları nisbetinde bu donarımalara — istenecek müzaherette bulunmağı teahhüt ederler. Bil hassa donanmaların hareketini kend! kara hap edecekleri limanlardan bu donanınsla - anlaşmaya vasıl olmuştur. |rin istifade eylemelerine müsaade edecekler- Emniyet meselesi İşbu anlaşma — mucibince Türkiye Cumhuriyeti de kendi kara sularında emniyet tesis edecek olan icraatta bu - hamnacakttır. Kara sularımız haricinde seyrüseferin emniyeti için lâzım olan icraat İngiliz ve Fransız donanmaları - na terettüp etmektedir. Türkiyenin müzahereti Türkiye hükümeti de kendi vesait- Jeri nisbetinde bu donanmalara istene- cek müzaherette bulunacaktır. Bilhaş- sa Fransız ve İngiliz. donanmalarmın hareketi Türkiye kara sularında da ta- kip etmelerine ve irae - eyliyeceğimiz Cir, 3 - Şurası da mukarrerdir ki yukarıda 1 ve 2 numaralarda zikredilen mıntaknların Hududu ve tevzlatı her zaman — vaziyetteki |her türlü değişiklik hesaba katılmak üzere |konferansa iştirak eden devletler - tarafın - dan değiştirilebilir. Mutabık kalınan noktalar 5 — Konferansa iştirak eden devletler şu husüsta mutabık kalmışlardır ki hükümlerin. icrasını kolaylaştırmak maksadile kendi de- nizaltı gemilerinin Akdenizde istimalini â . tüdeki şekilde tahdid edeceklerdir: D - Aşağıdakl B ve C fıkralarında derpiş edilen ahval müstesna olmak üzere hiç bir denizaltı gemisi Akdenizde denize çıkmaya - İcaktır. Denizaltı gemileri konferansa iştirak Jimanlardan bu donanmların istifade etmelerine diğer sahildar devletler gi- bi Cumhuriyet hükümeti de müsaade eyliyecektir. “Cumhuüriyet hükümeti evvelden be- *ti takip edegeldiği sulh, emniyet ve anlaşma siyasetinin yeni bir tezahürü olan Nyon itilâfını yüksek — meclisin tasvip ve tasdikine arzeder.» Anlaşmanın Türkçe metni Lâyihaya raptedilmiş bulunan Ny- on anlaşmasının Türkçe metni şudur: Kendi hükümetleri tarafından usulüne tevfikan salâhiyeti halz olup aşağıda imzesı bulunanlar Nyonda konferans halinde 9 ey- eden devletlerden ber birine tebliğetta bu - lunduktan sonra deniz üzerinde ve bir sa Üstü gemisi refakatinde olmak şartlle geyre- debileceklrodir. — * © - Könferansa Iştirak eden devletlerden her biri melfuf lâhikada tayin odllip A ve B fıkralarında münderiç tahdidata tibi tu - tulmiyacak olan bazı miıntakaları talim için kendi denizalti gemilerine tahsis edebilir - ler. Kezalik konferansa iştirak eden devlet- ler gu hususta mutabıktır ki mecburl tevak- kuf veya yukarıdaki B fıkrasında derpiş e - dilen şartlar müstesna olmak üzmre kandi kü- ra sularında hiç bir ecnebi denizaltı gemisi- nin bulunmasına müsaade etmiyeceklerdir. 6 — Keszalik konferansa iştirak eden dev detlerce müukarrerdir ki yukarıda programın icrasını kolaylaştırmak için ken- seyrüsefalinin tehlikeli ol - İN yazılan genneresenaseraneSAN! tekayrür edecek basi esaslı yollar tüvalye e- deceklerdir. ? — İşbu anlaşmanın hiç bir hükmü kon- feransa iştirak eden devletlerin kendi deniz üstü gemilerini Akdenizin berhangi bir kıs - mina göndermek hakkını tahdid etmez. 8 — Yukardaki hükümler Miletler Ce. miyeli külipliğine tescil ettirilmiş olan bey - nelmilel teahhütleri hiç bir suretle Ihlâl et- mez. © — Konferansa iştirak eden deyletlerden | biri Işbu anlaşmadan çekilmek — niyetinde bulunduğunu haber verirse böyle bir tebliğ olacaktır ve konlferansa iştirak eden devlet- | lerden herhangi bir diğeri de bu husustaki | niyetini mezkür tarihten evvel bilâhmek su | retile ayni tarihlte anlaşmadan ç>kilebile - cektir. Nyonda 14 Eylül 1937 de Pransızca ve İn- gilizce almak ve her İki metinde de muteber |bulunmak üzere bir nüsha olarak tanzim e- dilmiştir. Arnavutluk, Büyük Britanya ve şimali Irlanda birleşik krallıği, Bulgaristan, Mısır, ,Fransa, Yunanistan, Romanya, Türkiye, Sov yetler, Yugoslavya. | Anlaşmanın tatbiki Hariciye Encümeni Reisi 'Trabzon meb'usu Hasan Saka yarın sabah İs - tanbuldan şehrimize gelecektir, Nyon anlaşmasının kabul ve tasdi- kine dair kanun yarın mecliste kabul edildikten sonra Cumhur Reisinin tas- dikine arzedilecektir. Atatürk yarın akşam İstanbula ha - reket edeceğinden buradan ayrılma - dan evvel kanunu tesdik etmesi ihti- mali kuvvetlidir. Bu takdirde kanun 18 Eylâl tarihli resmi gazetede neşre - dilecek ve Cumhuriyet hükümeti an laşmayı önümüzdeki pazar günü tatbi- ke başlıyacaktır. Karasularımızda vazife alacak harp gemilerimiz kararlaşmış, Fransız ve İn giliz donanmalarının hangi limanları - mazdan istifade edecekleri tesbit edil - lülden 14 eylül 1937 ye kadar toplanarak he-|di ticaret gemilerine Akdenizde aralarında | miştir (Baştarofı 1 inci sayfada) rihi âbideleri ve Girit arkeoloji servisi müdürü Dr. Marinatos bir arkadaşımıza şu beyanatta bulunmuştur. Yunan profesörünün beyanatı — Çok sevdiğim İstanbula ilk defa 932 senesinde gelmiştim. Güzel yurdunuza karşı büyük bir sevgi beslemekteyim. Giritte, Kandiyadaki müzenin müdü- rüyüm, Müzemizde eski Türk san'atına dair bir çok kıymetli eserler vardır. Esa- sen Giritte, 16 ncı asırdan kalma çok de- ğerli Türk âbideleri, tarihi mezar taşları ve muhtelif levhalar vardır, bunları yeni inşa etmekte olduğumuz müze binasında toplamaktayım. Yeni binamızı, zelzele ve bu gibi tabil âfetlerden korumak - için Japon usulile betondan inşa ettirmekte- yiz. Girid medeniyeti Milâttan iki bin sene evvelki Girit me- deniyetile ayni tarihlerde ön Asyada mes- kün Hitit medeniyeli arasında pek göze çarpan bir müşabehet vardır. İki mede - niyet arasındaki bu derin benzerlik, an- cak mukabil bir kolonizasyon hareketile Izah edilebilir. Ben şahsen bu kanaatte - yim. İleride bu havalilerde hafriyat yapıl- dığı takdirde, kanaatimi teyid eden de » lilerin meydana çıkacağından hiç şüp - hem yoktur. Esasen, Giritle karşı karşıya bulunan Hatay havalisinde, Minetelbeyda ve Ras- şambrada yapılan hafriyat söylediklerimi isbat edecek mahiyette neticeler vermiş. tir. Hitit ve eski Girit medeniyetinin yek- diğerine müessir olduğu — muhakkaktır, Kurultayda yapacağım kamünikasyon buna aittir. Komünikasyonumun mevzuu «Milâttan iki bin sene evvel Girit ile Hi- tit devleti arasındaki münasebetler» ola- caktır.» Macar profesörünün beyanatı Macar âlimi Prof, Fehir Geza ise şun- ları söylemiştir: — Macaristanın muhtelif havalilerin « de Türk tarihi hakkında tetkiklerde bu - lunmaktayım, Macar maarif nezareti ta- rafından, proto Bulgarların - yani eski 'Türk Bulgarlar - kültür ve menşelerine dair araştırmalar yapmak üzere Sofyaya gönderildim. Bulgaristanda — yaptığım araştırmalar ve diğer tetkiklerim hakkında Macar, Bulgar, Fransız ve Alman ilmi mecmua - larda hayli neşriyat yapmışımdır. Eski Türk - Bulgarların dini bir yeri olan Madara'da (Şumnu civarı) Kurum ve Omurtağ hanlara ait vesikalar üze - rinde tetkiklerde bulunmuş, Türk - Bul- garların eski payitahtı olan ve şimdi Pliska (Bulgaristanda) adımı taşıyan ha- valide hafriyat elân devam etmektedir. Bütün bu çalışmalarım sayesinde vardı fam netice şu olmuştur ki, devlet mefhu- mu Türkün teşkilâtçı dehasının mahsu - lüdür. Hazırlanmış ve matbaaya verilmiş bazı Ngon Konferansından sonra (Baştarafı 2 inci sayfada) da bir dost ve tarafdar, ötek; de onda bir düşman ve aleyhtar görüyor. Fzan- sularında takip etmelerine ve kezalik int-İso günlük bir vadenin hitamında muteber | ©O kendisini tanıyanlar için Akdenizde bir kuvvet, kendisini tanımıyanlar için de bir zaaf demektir. Böyle olunca, dü- nüp döolaşıp iş de aynı neticeye varti- yor: İspanyada harb edenler, İspanyol- lar değil, Avrupalılar, Avrupanın iki mühim zümresidir. Bir vakitler, İspan- ya tacjynın varisliği meselesi Avrupada hangi ihtilâflara sebeb olmuşsa bugün de İspanya hükümetinin alacağı şekil meselesi gene aynı devletler arasında aynı ihtilâfları doğuruyor. Şu farkla © zaman ortada başka kuvvetler hüküm sürüyorlardı, bugün de başka kuvvetle- rin çarpışmaları karşısındayız. İspanya tacının veraseti meseleleri, Avrupada umumi bir rejim likidas - yonuna kadar giden bir tarih vukuatı- nın sıralanıp gitmesine sebeb ulmuştu. Acaba, bu defaki İspanya mücadelesi de bu derecede ilerilere kadar gidecck mi? Tarih tekerrür değildir; fakat, önımn inkişaf ve tekâmül safhalarında bü- yük benzerlikler vardır. Eğer bu ben- zerliklerin hâdiseler üzerindeki tesir- lerini kabul edecek olursak, Âkdenizin hangi dalgasının altında veya hangi kıvrımının içinde saklandığını bilmeğe imkân olmıyan denizaltı kaptanı Ne - mo'nun torpillerinden de son derece korkmağa ve çekinmeğe mecburuz. Şu dakikada bütün dünya bu korkunun tesiri altındadır. Bunun için Nyon kon- d a c0 Bayis 11 tarih rultayı yeni tetebbüatım vardır. Bu eserlerima de, umumiyetle Türk kavimlerinin garli (Avrupa) kültürüne yaptıkları hizmet e ler teşhir edilmiştir. ; Türk medeniyeti K Garblıların Türk medeniyetinden is e tifadeleri bilhassa şu sahâlarda görülmelir — tedir: 1 — Askerf tâbiye usulleri. 2 — Askeri kıyatet. 8 — Devlet teşkilâtçılığı. 4 — Ziraat işleri, 5 — Ticaret sahası. Eski Türk - Bulgarlar Pekin (Çin) ile Lyoa (Fransa) arasında yapılan ticaret işlerinde büyük bir rol oynamışlar, Ave rupa ile Asya arasındaki ticari münasa e — batın Inkişafında âmil olmuşlardır. * Türk - Bulgar medeniyetinin eserle « rini Volga (Rusya) nehri sahillerinde de görüyoruz. 9 uncu ve 10 uncu asırlarda burada basılmış olan Türk sikkelerine, İskandinav memleketlerinde de tesadüf ediyoruz. Hülâsaten — diyebilirim ki — Türkler, Slâvların devlet teşkilâtında birinci de- recede âmil olmuşlardır. Kurultayda okuyacağım tezin mevzuu «Türk - Bulgarların, Macarların ve diğer Türk kavimlerin Avrupa medeniyetin e deki tesirleri» olacaktır. Kurultayın büyük faydalar temin edes eeğine hiç şüphem yoktur. Türk kültür ve tarihine dair her yerde dağınık bir şekilde araştırmalar yapılmaktadır. Ku- rultay, bu dağınık çalışmaların tevhidine vesile olacaktır.> Pöre Azais'in beyanatı Askeri papaz kıyafetini taşıyan ve har len Fransız ordusunda papazlık yapan Pöre Azal, hayatının 30 senesini Habe- şistanda askeri papaz olarak geçirdiğini ve Habeşistanın Harar, Dire - Dauva gibi mühim merkezlerinde hafriyat ve tetebe büat yapmış olduğunu uzun boylu anlat- tıktan sonra, demiştir ki: — İlk defa 1918 senesinin sonunda İs- tanbula geldim. İhtısasım dolayısile Trak- yada hafriyat yapmağa memur edildim. Dedeağaç civarında çok mühim dolmen- ler ve diğer tarihi kümbetler buldum. Bunların içinde büyük bir san'at eseri o- lan vazolar ve diğer bazı eşya meydana çıkardım, Hususile Türk tarihi ve Türk kültürü hakkında çalışmış değilim, Ku - rultayın çok istifadeli olacağına emi « nim.» Tarih Kurultayı hatıra pullarının tab'ı tamamlandı İkinci Türk Tarih Kurultayı hatırası . larak darphanede bastırılan pullar ta « mamlanarak dün posta idaresine gönde- rilmiştir. 8, 6, 7,5 ve 12 kuruşluk olan bu pullar- nın üzerinde bir geyik res- Türk Tarih Kurultayı * tırası yazısı, diğer kısmında da Atati büstü ve hatıra yazısı bulunmaktadır. Bu pullar pazartesiden itibaren mevkli te- davüle çıkarılacaktır. Balkan güreş Şampiyonası (Baştarafı 1 inei sayfada) rinin marşlarını çald. Milletler kendi dillerile yaşa bağırdılar. Vali muavininin açılış nutkuna Yunan, Yugoslav, “Türk kafile reisleri cevap verdiler. Sat 19 da güreşlere başlandı. 58 kiloda Biris ((Yunan) Kenana sayile galip geldi. Bu neticeyi dost milletin gü- reşçisi kazanmasına rağmen halkımız gözlerivokşıyan güzel bir spor ruhile al- kışladı. 61 kiloda Antonoviç (Yugoslav) Filips (Yunan) a sayıyla' galip geldi. 66 kiloda Pangras (Yugoslav) Polihronyos (Yu » çi |nan) a 4 dakikada sayıyla galip geldi. 72 kiloda Ankaralı Hüseyin Fiser (Yu- Bgöslav) a sayıyla galip geldi. 79 kiloda Mersinli Ahmet Kis (Yugoslav) a sayıyla galip geldi. En heyecanlı güreşler son iki güreş oldu. 87 kiloda Mustafa Grekakis (Yunan) a 3 dakika 16 saniyede çifte çapraza al « mak suretile tuşla galip geldi. Çok alkış- landı. Ağırda Çoban Çardis (Yunan) a $ki dakika 15 saniyede tuşla galip geldi. Öğleyin on ikide Balkan güreş kongresi toplandı, 935 güreş şampiyonasına ait hesabat görüşüldü. 938 Balkan birincilik- lerinin Atinada yapılmasını Yunan mü- messili teklif etti. Pazara karar verilecek. tir. — Adnan vamrnam garerseneesreeneeenerenAAERErEEREEELELERELALA LA feransmın müsbet neticelere çabuk var- mış olmasına rağmen, bu sabah gaze- teler, dünya borsalarında tekrar bir gevşeklik kaydediyorlar! Muhittin Birgen