TUT SON POSTA Japonların Çin sahillerini abluka etmeleri nâhoş bir tesir uyandırmıştır yede uyandırdığı akisler pek derindir.| mahfelleri hali harp mevcut olmadıkça Londra 27 (Hususi) — Japonyanın Londra büyük elçisi bugün hariciye ne- Zaretine giderek, Çindeki İngiliz elçisi- Din maruz kaldığı taarruzdan dolayı hü« kümetinin teessürlerini bildirmiştir. Dünyanın her tarafından gerek harici- Ye nezaretine, gerek felâketzede elçiye taziyot ve teessür telgrafları gelmekte- dir. Mareşal Şan-Kay-Şek ilk telgraf gönderenler arasındadır. Hâüdise hakkında Şanghayda resmi ra- Por alındıktan sonra, İngiltere hükümeti lâzım diplomatik — teşebbüslerde bulunacaktır. Hâdisenin efkârı umumi- —İsganyada Cezri tedbirlerin alınması istenmektedir. Londrada akisler Londra 27 — Çindeki İngiliz sefirinin yaralanması hâdisesi hakkında hükü- metin ne gibi tedbirler alacağı henüz malüm değil ise de Şanghaydaki Japonla. Tin sadece İcessür izhar etmeleri mese- lenin halledilmesine kâli gelmiyeceği tahmin edilmektedir. Abluka meselesi Diğer cihetten Japonların Çinin cenu- bu şarki sahilini abluka aırnek fikrinde oldukları hakkındaki habet Londrada nahöş bir tesir uyandirmıştır. Londra seraasasassacan bir haftada 341 İtalyan maktül düştü Musolini Frankoya gönderdiği telgrafta Akdenizdeki müşterek medeniyetten bahsediyor - Romna 27 (AA.) — Resmi bir teb -|bulunduğum hayranlığı ekselansınıza liğ, İspanyadaki İtalyan lejyonerleri -|arzetmekle bahtiyarım. Hin 14 Ağustos ile 22 Ağustos arasında B. Musolini, teşekkür makamında Aşağıdaki zayiata uğramış olduklarını şu cevabı vermiştir: irmektedir: Zabitler 16 maktul, 60 ':;ıçmh. efrad: 325 maktul, 1616 meç- Frankonun Musolini'ye telgrafı Bundan böyle pek samimi bir ma - hiyet kazanmış olan bu silâh arkadaş- lğı İspanyayı ve Akdenizi müşterek medeniyetimiz aleyhindeki bütün teh- Roma 27 (A.A.) — B. Musolini, ge- | ditlerden kurtaracak olan nihaf zaferin Rera| Frankodan aşağıdaki telgrafı al-| zamanıdır. ar: Kıymetli İtalyan lejyonerlerinin mil Hükümetçilerin Valence 27 (A.A.) — Müdafaa ne - İspanyol kıtaatı ile sıkı bir mesâi bir- |zaretinin tebliği: liği Yapmak suretile ve kardeşçe Bah- tander'e girmekt Aragon cephesinde hükümet kuv . e oldukları. ve bu har- | vetleri Villamayor de Galtego kasaba- €en parlak ve en müşaşa — zaferini|sımı işgal etmişlerdir. Zanmış bulundukları — şu sırada da Saragos bu suretle toplarının men- İyan lejyonerlerinin emrim altında |zili dahiline girmiştir. Unmasından duymakta olduğum gu Saragos civarında vukubulan bü - Tur ve iftiharı ve bu pek sür'atli ileri yük bir hava muharebesi esnasında hü etinde göstermiş bulundukları |kâmet tayyareleri beş âsi tayyaresini #evk ve vukuf karşısındu hissetmekte İ düşürmüşlerdir. YARAAAAAARARARARARARAARE Bahtiyar uşağı Reisleri imha Edildiler ,, Elâziz 28 ( Hususi muhabirimiz - ) — Seyyit Rızanın avenesinden iki Mühim sergerde olan Bahtiyar uşağı Teisi Şahin ile Alişan dün müfrezeleri- Miz taralından gizlendikleri yerde sa. tılarak imha edilmişlerdir. Meçhul denizaltı Gemisi tekrar Gözükmedi Dün bir gazete, Marmaraya girdiği Yazılan meçhul — denizaltı gemisinin 'andırma açıklarında batırıldığının şâ- Yi olduğunu yazmıştır. Bu hususta res- Mi makamlarla temas ettik. Bize veri- malümata göre meçhul — denizaltı h_mixı tekrar görülmemiştir. Batırıl - diği hakkında da hiç bir resmi malüt - Mat yoktur. Amerikada harp Ve faşizm Aleyhdarlığı Vaşington 27 (A ı!ll"'un davetine ra, jfizm aleyhtarları» ce; inin Szaları APonyanın Çindeki aökeri faaliyetini Ptrotesto etmek maksadile Japonya se- Hetinin önüne bayraklı nöbetçiler i - &Mme etmişlerdir. ,, Cemiyetin New - York şübesi sekre- TMemlekette bulunan bütün Japon Soloshanelerinin önüne nöbetçileri ikame edileceğini beyan etmiştir. Cordell «harp ve fa- Bu kadın Kimdir? Tanıyamadımızsa 13 üncü saylamıza bakınız! Atinada tifo Atina 27 (Hususi) — Atina civarın. da tifo görülmüştür. Hastalığın teves- abluka teşebbüsünün gayri meşru — bir hareket sayılacağını ve her — ablukanın icabatından olan gemileri arama hakkı- nın hiçbir zaman Japonlara verilmiyece- ğini beyan etmektedirler. Bu haber teeyyüd ettiği takdirde İngi- liz ricali meseleyi tetkik etmeğe başlıya- caklardır. Sefirin sıhhati Şanghay 27 (AA) — İngiliz sefirinin sıhhat bülteni hastanın ahvali umumiye- sinde iyiliğe doğru sarih mahsüs bir de- ğişiklik ölduğunu kaydetmektedir. Japonlar Şanghaydaki Sovyet konsoloshanesini De bombardıman ettiler (Baş tarafı 1 inci sayfada) topçularına ışıkla nişan verildiğini ve Japon kuvvetleri hakkında ihbarat ya- pıldığını iddia etmektedirler. Sovyet Tass ajansı bü iddianm kat'iyyen asılsız olduğunu ve Japoanla- rın, Tiençinde yaptıkları gibi, bu kon- soloshaneyi de imha etmek için behane aradıklarını beyan eylemektedir. Japonlar geri çekiliyormuş Diğer taraftan Çin menbalarına gö- re, Şanghay ile Voosung arasında ya- pılan bugünkü çarpışmalar esnasında Japanlar 3000 ölü vermişler ve geri çekilmek mecburiyetinde kalmışlar - dir. Alman gemisindeki silâhlar Şanghay 27 (AA.) — Bir Japon men-| , bamdan öğrenildiğine gör: Çine — silül taşıyan Gneiseuan isminde bir. Alman vapuru sekiz gün evvel Vusung açıkla- rında Japon harp gemileri tarafından durdurularak konşimento istenmiştir. Gneisevan'ın kaptanı bu talebi redde- derek Şanghay istikametinde yol almı- ğa devam etmiş ise de Japon ve Alman konsolashaneleri arasında yapılan görüş- melerden sonra vapur Çine silâh çıkar- madan yoluna devam etmiştir. J zehirli gaz kullanıyorlar Nankin 27 (AA.) — Şang-Kay-Şekin karargâhındar bildirildiğine göre Japan kıt'aları Nanku Öönündeki muvaflakiyet. sizlikleri dolayısile 89 uncu Çin fırkasına karşı ağustosun 24 ve 25 inci günleri ze- hirli gaz kullanmışlardır. 110 tayyare tahrip edilmiş Tokyo 27 (A-A.) — Amirallık maka- mından neşredilen bir tebliğde 14 den 25 ağustosa kadar geçen zaman zarfında Japon bahriyesine mensub tayyarelerin 110 Çin tayyaresini tahrib ettikleri, 66 sı- nı düşürdükleri ve 25 hangar tahrib et- tikleri bildirilmektedir, Japonlar 16 tayyare kaybetmişlerdir. Eroin kurbanları Baloncu Remzi namile maruf olup bir çok hırsızlıklar yapmış ve zabılayı uzun müddet işgal etmiş olan sabıkalı son zamanlarda eroin iptilâsına tutul- muş ve akıl hastanesine yatırılmıştır. Remzi iki gün evvel muhakeme edil. mek üzere mahkemeye getirilmiş, bu sırada birisinden yarım gram erain al- mıiya muvaflak olmaş, bunu burnunun deliğine saklamış, hastaneye — gidince çıkaramamış, öylece uyumuş, gece ero- in kana karışmış ve Remzinin dımağını tahrip ederek öldürmüştür. v Ercinden kurtarılması için zabı - taya müracaat eden Sevimin iyi olun- caya kadar tedavi altına alınmasına karar verilmiştir. *ir Galata postanesi veznedarı Tevfiği öldüren Abdullah ile Sultanahmette polis Hasan Basriyi öldüren bahriyeli Salim tevkifhanede eroin ve esrar ka- çakçılığı yapmak suçule tekrar muha- keme altına alınmışlardır. süüne mani olmak üzere ahalinin aşı- lanmasına ve sair icap eden tedbirlerin alınmasına başlanmıştır. aA Müstakbel Mısır | Kraliçesi — | , ALEMİR E . Mısır Kralı Ma jeste Faruk'un ni- © İngiliere ile Japonyanın z 'ım:,:ğfd; arası açılacağa benziyo” büyük bir alâka i- Yazan: Selim Ragıp Emeç le karşılanmış - C İ eç ei çe eei tır. Gazeleler, ngilterenin Çin sefiri Nankinden Şan- Kral Faruk ile ni- şanlısına dair he- men hergün ma- lümat vermekte dirler, Son gelen İn . giliz gazetelerin * de de şu tafsilâtı gördük: «Şimdi 18 yaş- larında — bulunan Kral Faruk'un, ba bası Kral Fuadın ölümüne — kadar, İngilterede —tah- silde — bulunduğu hatırlardadır. Genç Kral, ge çen mayısla, an - a ı ghaya giderken o0 mıntakada harekât yapan Japön müfreze'lerinir. mekineli tüfek ateşine marüz kaldı ve ağır zürette yaralandı. Hâdise, İngilterede alduğu ka- dar bütün dünyada da büyük bir akis ve — derin bir tesir hâsıl etti ve bu suretle bir daha anlaşıldı ki, Japonlar için, Uzak- şarkta kendilerinden başkası için men- faat lanımak mevzuu bahis değildir. l İngilterenin Çin setiri niçin böyle bir — | taarruza uğradı? Sonra, bu adam, iki or- — dunun harekât yaplığı bir sahada, ne di- ye ve nasıl bir telâkki ile herçebâdâbad seyahat etmek cesaretin; gösterdi? Bu iki suale verilecek cevab, bugün Uzakşarkta mevcud karışık vaziyetin ga- rib mahiyetini bir defa daha tebarüz et tirecektir. ..- nesi ve dört kız ğ:;:.::,u::::g: üt Hepimiz Abih'yoruıl ki bugün Japonya kardeşi ile İngil - bir resmi ile Çin hali harptedirler. Her iki tarafın tereye geldiği zaman nişanlısı Safinaz| fırkaları, kolorduları, ordular, donanma (yeni ismi Feride) İngilterede bulu -| Ye hava filoları, birbirlerine - saldırıp nuyor, tahsilini yapıyordu. durmaktadırlar, Hergün binlerce asker Kralın nişanlısı marin yapılı bir| düşüp ölmekte, binlerce masum — çocuk genç kız olmakla beraber son derece| ve kadın serseri mermilerin ısabetile fe- canlı ve çeviktir. İki lisana — vâkıftır,| Ha bulmaktadırlar. Bütün bunlar - olup Bilhassa Fransızcayı mükemmel konu-| biter ve iki millet yekdiğerini ifna et- — şur. İngilizce de bilir. mek için azami gayretlerini sarfederler- — Kral nişanlısile İngilterede buluş « tuktan sonra birlikte Fransa ve — İs - viçreye gitmişlerdir. Bu seyahat beş ay kadar devam etmiş, geçen mart a - yında da Sen Moris kış sporlarında be- raber bulunmuşlardır. Kral Faruk Mısıra — avdetlerinden sonra İskenderiyedeki yazlık sarayın da nişanlısına büyük ve fevkalâde gü zel bir pırlanta yüzük hediye etmiş - tir.» Gazete, bundan sonra, müstakbel kraliçenin eski başvekillerden Mehmet id paşanın kızı olduğunu, annesinin Valide kraliçenin nedimelerinden biri olduğunu yazdıktan sonra: «Kral Faruk çocukken - nişanlısile tanışmış, daha o zaman anlaşmışlardı.» demektedir. Kan emen bir hoca yakalandı ine hasretmiş görünen Haoşlu hoca Mifi köyünden iki çocuğun kanını emerken yakalanmıştır. Bu hoca bu iki çocuğu dağa götür - müş, jiletle başlarından ve boyunların- dan kesmiş, kanlarını emmeğe başla- mıştır. Vak'ayı köylüter haber almış- lar, gidip hocayı yakalamışlar, çocuk- ları kurtarmışlardır. Hoca tıbbı adliye sevkedilmiş, doktorlar hocanın nadir görülen delilerden olduğuna kanaat ge- tirmişler ve orijinal bir hasta diye tav- sif etmişlerdir. ken, hukuki vaziyette bir değişiklik ol- muş gibi değildir. Yani Çinle Jepon ilânı harbetmemişlerdir. Ve harbi ilân etmes den silâha sarılmışlardır. Böyle bir du- rumda İngiliz sefiri, fili vaziyetten te- gafül gösterecek memlekette sulh ve sü- kün cari imiş gibi hareket etmiş ve oto- ,lmobillnı— atlıyarak seyahate çıkmıştır. İngiliz sefiri, bu hareketile memlekette — hali harp cari olmadığını göstermek ve harp ilân etmeden harp yapmanın mah- zurlarını tebarüz ettirmek — istemiştir. Fakat bu hareket belki de onun hayatına malolacaktır. Diğer taraftan harp ilân etmeyi kendi menfaatine zararlı bulan Japonya, sefire tevcih ettirdiği ikaza kurşunile, İngiterenin bu —manevrasına mukabele eder görünmüştür. Japonya- nın harp ilân etmek İstememesi Kelluğ misakını ayak altına almış addedilme- mek içindir. Çünkü bu devlet, bu misakı imzalarken harbi kanun harici saydığını berveçhipeşin kabul etmişti. Diğer taraftan İngiliz sefirinin hare- ketini de tecviz etmediği için sureta bir kaza, hakikatle birçoök tefsirlere yol a- çan hâdiseye sebebiyet vermiş oluyor. Vaziyet şu halile çok müphem bir mahi- yet arzetmekte ve hâdiseler, bu gidişle sür'atle inkişaf edeceğe benzemektedir. — Selim Ragıp Emeç Trabzon belediye bütçesi — 'Trabron (Hususi) — 907 bütcesini vilüyet makamı bazı eksikler görerek tasdik elme- mişti .Bütce yeniden hazırlanmıştır. Bütce- N nin gelir kısmı 165588 lira olarak tesbit e- dilmiş, sarfiyat Kunuada bir değişiklik yas pılmamıştır. Sabaha : Merak! Birkaç gün evden çıkamıyacak kadar rahatsızdım. Can sıkıntısından ga. — zeteleri ilân sayfalarına kadar okuduğum zamanlar oldu. Bu sayfalar mi- — zah sütunlarından daha az eğlen&li değil. Bizde de bir nevi ilân edebiyatı var ki insanı gıdıklanmadan güldürüyor. Reklâmı rekiâm etmeğe ne lüzum var., Boş vakti olanlar meselâ yüz para sermayeli bir nesnenin reklâm ede- biyatı sayesinde on beş yirmu kuruşa nasıl satıldığını bu ilânları - okuyup — anlıyabilirler. Fakat bu ilânlar arasında benim resşmi ve hususi mekteplerin talebe sinirime dokunanlar da çok oldu. Şimdi — kaydi mevsimi ya. Birçok mektepler sıra — sıra ilân veriyorlar. Bunlara göz gezdirirken Üç mektebin Üç ilânında ayni fikrin hepsi ayrı ayrı kelimelerle ifade edildiğini gördüm. Bizim eski bildiği- miz (leyli ve nehari) yerine bu hususi liseler kendi kendilerine kelimeler icad etmişler. Biri: — Yatı, gündüz. diyor. Bir başkası: — Yatılı, yatısız! diyor, Bir üçüncüsü daha ileri gidiyor: — Gecel, günsel, diyor. Leyli ve nehari olduklarını anlatmak için ilânlarını böyle üç ayrı şekilde — yapan mektepler lise derecesinde birer ilim müessesesidir, Kendi ilânlarında kendilerini takdim ederken bu kadar Hade ayrılığı göse — teren bu liselerin yetiştirecekleri gençlere nasıl bir türkçe öğreteceklerini merak ediyorum! Bürhan Cahid