| | “ARSBA yarı yatmış yatn bahçe sandale | çocuktu. Koşa koşa geldi. Bay Patpatın İru itti. Küçük boyacı neye uğradığını Otur " SON POSTA Z Ş;. EAANNAI e ZENCİ AVCI, v İ ileraklı ve Faydalı || MONOLOĞ Ssem | “Ben çok akıllıyım var, Bunlardan üç tanesini alıp odaya getirdim. — Piyano- nun dişleri üzerine de arpa koydum. 'Tavuklar — atıldılar, Tıp, tıp arpaları ye“ meğe başladılar. Ar- Siz annemi bilir misiniz? — Bilmiyor musunuz? Baba- mı?.. Onu da mı bil- miyorsunuz?. Siz de hiç bir şey bilmez- mişsiniz.. Ya beni? Haydi şimdi de: — Beni de bilmi- yoruz! Deyin de birden- bire kafam kızsın, niye gülüyorsunuz.. niye bana: paları almak için ga galarile piyanonun dişlerine — dokunur- larken dişler de ha- reket ediyor, piya- Han! yazın içine konulan suyu soğuk, D içine konul Kam ai h Suyu sıcak — tutan 82 Vardır ya! İşte bu resimde M.“"üıüböylı Bir termostur. Fakat —ıKılğı’n kızarsa :unun sesi çıkıyor- üktü . 3, ne olaca u. Tüden konulur, aa çe gğerisine €ÜÜ | — Der gibi bakıyorsunuz?. Beğenmedi" |ğum zaman, tanımıyoruz dediğiniz an-| — Ob, âlâ. köşeye geçtim, oturdum. B YN Darareti Muhafaza eder. niz mi? Ufak tefek ama, Karamürsel |nemle babam var ya! Siz tanımıyorsu-| Ve bir daha annem kapıya gelip ıT , ğ sepeti değilim, insanım... Hem de akıl-|nuz ama ben onları iyi tanırım. Bana| — Sen piyanoya çalışmıyorsun! * h insan.. hay aklımla bin yaşıyayım.)bir piyano almışlardı. Güzel bir piyano| Demedi.. ben de rahat rahat resimli a Eğri kule Gülmeyin canım.. niye gülüyorsunuz? |idi, İlk aldıkları zamanda çok hoşuma gazeteleri okudum. ımhdaln İ Ünles bedari Gülünecek bir şey söylemedim ki... gitmişti. Tin tan, tin tan öyle güzel ça-? Nasıl beğendiniz mi? Bu akıl değil lmıyordu ki., mi? Bunu bulan ben akıllı çocuk sayıl- Ama bir gün çaldım, iki gün çaldım, üç gün çaldım.. eh.. ne derler: — İnsan her gün baklava yese bıka » ben de piyanodan bıkmıştım. Tam benim bik- tığım zamanda bir de piyano muallimi ortaya çıkmasın mı? Tatsız, tuzsuz bir kadın.. güya bana piyano öğretecek- miş.. haydi ona da katlanalım. O yok- ken de günde iki saat piyanoya çalışa- cakmışım.. İlk gün, annem beni odaya kapadı: — Haydi çalış!... Dedi, Kapı kapanır kapanmaz ben de kö- şedeki koltuğa oturdum, elime bir re- simli gazete aldım, onu okudum, Biraz Bir adam: sikleti © su. tesbit & dilmiştir ki eğri maz miyim? Anladınız ya! — Akıllıyım! Demekte haklı olduğumu isbat etlim ya? — Ben deliyim! Derse, belki ona gülünür, fakat be- rim gibi ortaya çıkıp : — Ben akıllıyım ! Derse, bunun gülünecek tarafı var midir?, Akıllıyım, hem belki hepinizden da- ha akıllıyım.. hem ben bunu isbat etme- nin yolunu da bilirim.. nasıl mı isbat ederim? İsbat edeyim de görün.. Şöyle şimdi beni iyi dinleyin! Dinli- yor musunuz? — Dinliyoruz! küleden daha eğri bir kule vardır. Bu küle «Gal« da bu- #atosunun kulesidir. * ğ Tek boynuzlu boğa * * Cavada tuz istihsali Cavaya yakın bir küçük adada yerliler tazu şu şekilde is- tihsal ederler: Kumların üzeri- # ne deniz suyunu * dökerler. Su te- AAT bahhur ettiği za- man kalan kumu tatlı su dolu - kab- lara koyarlar, Bu kablardaki — suyu süzerler ve tekrar a Cerfli Deyin ki başlıyayım; duymadım, bi- raz daha hızlı, biraz daha hızlı.. hadi ba- kayım, hep bir ağızdan benimle bera- ber: — Dinliyoruz., deyin! Oldu ama, bir daha, baştan.. bu se- fer «dinliyoruz» kelimesinin her hecesi sonra annem göründü: - Çalışmıyor musun? Çalışmıyorum dermiyim hiç?. — Çalışıyoruüm, anne! Bu ; l Üi - Tn endi ea tEĞ '”llnm A ŞND n.:ı».ıîda iki saniye susmak - şartile... D_*’“';“— ama o benim çalıştığınıa l"l_n z tebahhur — ettirir. Mtur #ulatalım! B N 1 Haydi bakalım, gene hep bir ağızdan: |madı. İnanmaz ya? Hiç düşünmemiş- ler. Böyle''kle tuz istihsal edilmiş olur. İki; - Boğanın boynuzu as-| — —. Din-Je-yo-ruz! yanoya çalışırken piyanonun se- ü * Japonyada telefon 'Tokyoda 6 kadar çok telefon abenes! yardır ki yeniden birisi abone olmak is- terse uzün zaman beklemesi lâzımdır. Fakat 44-44 numarası her zaman boştur. Çünkü «4 rakamı Japonlarda ölümü de- lâlet eder. Bu yüzden hiç bir Japon bu numarayı almak istemez. seeeasak aa AA eee seşAs AAA AAM A di kin q':. fakat birbirine o kadar ya- BBi Görüm T ki, bu yüzden tek boynuzlu Müştür, Şimdi oldu. Mademki dinliyorsunuz.. | si ben de anlatıyorum.. Hani, tanıyor musunuz? diye sordu- İç gün, üç gece düşündüm. Nihayet ldum. Bizim tavuklarımız B hikâye Küçük bo ö ieei Kazananların isimleri pazartesi |' günü çıkacak sayımızdadır. ğ aasassasesesAAAAA Ö KŞü Ü, v KĞ &N Yeni bilmecemiz - Bay p, 'atpat :"'lün b'hw;îî;"ğ sever bir adamdı.) Boyacı ancak dokuz on yaşlarında bir tile boyacıyı hızla tekneye doğ- irurdü. f Vaziyette enat-| ayakkablarını boyamaya başladı. Ayak-| anlamaya vakit bulamadan kendisini ğ kabların boyanması çabucak - bitmişti. | teknenin içinde buldu. Sırsıklam olmuştu. andalyasında oturur-| Bay Patpat bu sırada biraz ileride du- - Yacının geçtiğini gör-İran u teknesini gördü. Aklına bir şey| — Füsük boyacı bağırip çağırmadı. “Yal. “ğı!ıkab_ Tının da bo-| gelmişti. Küçük boyacı yerinden — kalk- aa ÖŞAĞU ü YI çağırdı. mak üzere iken yeni boyanmış ayakka-| — Ben bunu senin yanında bırakmam! ken çSÜN Bene b dü ::'“ın bııî: Y Patpatı ""mu.ı Patın a: Ertesi b Deay, önden Patpatı Y Patpay y Patın ba Sandaj Pat henüz bahçeye K re Bündü. Küçük boyacı er-|Bir leğen buldu. Leğeni su ile doldurdu.| Diye oturuverdi. Fakat birdenbire is- Onu da sandalyanın altına yerleştirdi, | kemlenin bezi ikiye ayrıldı. Bay Patpat a tü Küçük boy ıxcımemişts. Kendi de bir köşeye çekildi, bekledi. Ya- | ta, cumbuxlgp su dolu leğenin içine yu-| mış. Şimdi siz bu hataları bulun. Resmi kesin, hatalar Bara DA Yükarıdan aşağı y iskema- İrım saat geçti geçmedi, Bay Patpat, a-| varlandı, Küçük boyacı bu hale kahka- | da bu hataların neler olduğunu yazın, bize gönd Ül Olma k ı'aı:ı Ymşı. Ve | yaklarile yerlere pat pat vurarak ney-lhnyk gülüyor: kumbarası, diğe İ tekrar Yirtılacak at birisi otu- | dana çıktı. Dosdoğru iskemlesine yürüdü.| — Nasil, diyordu, beni su dolu tekne-| ğı çok güzel hediyeler #ekilde iliştirdi | — Oh bir rahat edeyim! İye atar mısın? tede çıktığı tarihi yazmayı unutma Birçok hatalar yap- aret edin ve bir kâığıda