Hergün Adliye Vekilimizin Güzel teşebbüsünü Genişletmek lâzımdır — Yazan: Muhittin Birgen — G güzel bir teşebbüsünden bahse. diyorlar: Adliye memurlarının - çok ço- cuklu olanlarına maddeten yardım gaye- sini temin etmek üzere bir sistem düşün- müş ve bu sistemi bir kanun projesi hali- ne getirmiştir. Sistem hakkında gazete- lerde görülen havadisler, bunun tama- Taanı İfade etmiyorsa da, anlaşılan, iş bir nevi mütekabil sigorta mahiyetinde bir şeydir. Adliye Vekilimizin bu teşebbüsü- nü biz yalnız alkışla karşılarız. Gene gazetelerin verdikleri haberlere göre, Millet Meclisi muhitinde bu teklif boşmutlukla karşılanmakta olduktan baş- ka, bunun sade adliye muhitine kalmıya- rak genişletilmesi ve bütün memurlara teşmil edi ünülmekte imiş Bu da çok güzel bir cereyandır ve zaten Mil- let Meclisinden de böyle bir teşebbüse karşı başka tarzda bir kabul beklen- mexzdi. Ancak, bir adım daha ileri atmak lü- zımdır; bir adım daha ileri atarak, bu işi ne adliye memurlarına, ne devlet memur- larına hasretmeyip, daha geniş bir saha- da halka doğru götürmek lâzımdır. Çok çocuklu alleyi ve daha doğrusu bir sile- nin çok çocuğunu sade adliye muhitinde himaye etmek kâfi değildir. Sade me- mur çocuklarının himayesi doğru ola- maz, Halk arasında memur hakkının, halk hakkından evvel geldiğine dair bir kanaat uyandırması imkânı olan dar yol dan çıkıp daha geniş bir sahaya girm lâzımdır. Millet Meclisinden de bu böyle mütalea etmesini istemek münasip olur. azeteler Adliye Vekilimizin işi daha * Yardım sahası genişledikçe işi başar- mak müşkülleşir, araya bü karışır diye bir fikir meydana çıkacağını | biliriz. Fakat, biz bu fikirde değiliz; bu işi bütçe ile alâkadar dahi etmeksizin, ya- hut ilk hamlede bütçeden küçük bir yar dımla mühtelif ta çareleri vardır. Mütekabil siğorta esası dahilinde halletmek, ile bekâr ara- sında bir fark koyup bekârdan ve çocuk- suz babadan bir şeyler istemek ve bu- nunla husust bir kasa vücuda - getirip devletin idaresi altında bulunacak bu ka- Sâ ile çocuklara yardım temin etmek ka- bildir. Bunu rastgele bir fikir olarak si lüyoruz. Çünkü başka türlü hal şekilleri de vardır. Meselenin bu suretle esaslı bir tarzda halline karar verilip bu karar ile masanın başına oturulduğu zaman, ga- yet mü bi tarzı bulunması işten bile değildir. Elverir ki davanın bu su- retle halli kararlaşmış olsun ve işe baş- lansın. Bizin burada üstünde ısrar et- mek istediğimiz şey, yalnız meselenin prensip tarafıdır. rda * Bugünkü medeniyet medeniyetidir. Büti tın hedefi de, cemi; yardıma muhtaç olan unsurlara cemiye tin teşkilâth bir tarzda yardım edebilir bir kuvvet sahibi olmasını temin etmi tir. Bir milletin asriliği ve medenii ancak bu sahadaki kuvveti ile ö Çok çocuklu babalara, biri ile, bir babanın çok çocukLuııın yar- dım teşkilâtı da bu medeni teşk biridir. Bunu mutlaka temin etmeli; Mademki bütçeye yüklenmeden - bu işi temin etmenin muhtelif şekilleri v ve mademki bu muhtelif şekilleri tetkik edip iptidai bir tarzda olsun bu işe baş- lamak gayet kolay bir şeydir, neden duruyoruz? Neyi bekli; Bence duracak ve bekliyecek bir şey yoktur. İşe el koymak küfidir; alt tarafı kendiliğinden gelir; Tü , bu gibi me- seleleri Avrupat tarzda halletmenin ko- lay yollarını bilir, usullerini koyar tedrici hareketini temine mukted sas unsurlarına arlık mali' içtimaf teşkilât bu içlimal teşkilâ- Z. ve Muhittin Birgen Karaman'da bir konferatıs Karaman (Hususi) — Orta ökul riyaziye öğretmen! İbrahim Öztürk, Halkevinde, Türk tarihi hakkında uzun bir konferans vermiş- tir. Bu könferansta, Karamanın kültür ma- hafili erkânı ve yüzlerce kişi bulunmuş - tur, Halkevinde, her hafta, buna benzer kon- feranslar verilerek halk tenvir edilmektedir. tçe meseleleri |? halletmenin |* içinde inkişaf için |lar iktedir ilı'.!-ı SON Resimli Makale: Günün birinde etrafınızı kapkaranlık görebilirsiniz, istik- balinizi mahvolmuş telâkki edebilirsiniz, kendinizi yese kap- tırmış olabilirsiniz, o zaman kendi tarihinizi hatırlayınız, yeni bir hayat hamlesi için lâzım gelen kuvveti tarihimizin sayfaları içinde bulabilirsiniz. Dünyanın birbirlerine|* En bağlı İki arkadaşı HERGÜN İki çingene bir | bahseden sözünü ballandıra ball, Cevap termiş. — Ben yemedin miş, bana da o an « İngiliz Me n | 86 yaşında olan bu ihtiy l İyirmi senedenberi içtikleri su ayrı git- lar,. İhti- aT mmü- | miyen iki vefakâr arkadaşt yar, Ingıl:ırede altmış sene şı işli GC* 62 kaşık ç. Ca c'ün ada Avam r ki )ar nereye gitse hayvanı beraber götürür- müş. Kendi oturduğu evinin arkasıı da Ona göre mükellef bir ahır yaptır - mış. İşin garibi şu: At, ihtiyar efendi » sinden başka herkese karşı huysuzluk etmekte, çifte atmakta, yalnız efendisi- nin ayak seslerini uzaklan duyu zu gibi sakinleşmektedir, Altıncı esn: salonunda muhteç, a ku-| siminin bir hatıra: Vasiyetnamesini vücudüne hakkettiren adam Wilyam Valcoe isminde çok zengin bir adam Vaşington'un en maruf cil) dw doktorlarından birisine müraca rek müptelâ olduğu deri ha tedavisini istemiştir. Doktor € Pariste in çıkarmasını söyleyince hasta: Sır a|zetesinin Fi Böreceği bir şeyi kimseye söylememek | ve mı le elbisesini çıkaracağını anlat -| aç Z çenlerde bu sü larının koca tun etle omu- zunun üstünde hastanın döğülmü Si nln '7l7 hi orunca b ın duçar erinden birinden Fransız kadı ine bi hayet doktor hastalığının geçme- | meobur _wn yetnamenin oradan kaldırı-| Madam Curle, M e naklinden başka ça- re nlmadıgırı “hastaya tenbih Gtmişse|de Londraya bi de am'ın bu tenbihi zannedilmemekte imiş. İSTER İNAN Bir sabah gazetesi profesör Nisse'ne Türk tıp - talet Hakkında fikr ırdu. Profesör, bu t 4 keti î.ıl(besı kabiliyetinde, fakat umumi mı lümatının eksik ol y be de bundan teessü duydu. Çünkü fakültenin kabul şartlarını hai nazaran profesörün bu mütalcas mak lâzım geliyordu. Ayni gazeti İngilterenin Bernarşav isminde n hur bi Bu adam İrlândalıdır. Fakat İngiliz edebiys | eserler vermiştir. Bir gün bir İngiliz gazetccisi Bernarşava soruyor: dinleyec İ rupa meml, muş bulun- diyor ki: edibi vardir. İSTER İNAN BiR FKRA | Çorlbışı anlattı nuşuyorlarmış. Çingenelerden biri ö- tekine uzun uzun baklavanın tadın - dan bahsetiniş. Baklavanın tadından Verilen ziyafette 'e bu ziyafette 62 kaşık çalın » Fransada kadınlar kocala-| , rından tezkere getirmeden seyahate çıkamıyorlar r eden İntranzcant ga deni haklara sahip olmaları için i mücadele de rından kaya para yalırıp, dıklarını yazmıştık. Bugün kadın - ldukları asız kadını seyahat edemez. dedir. V sından müsaande tezkeresi ge hin her hangi bir | bulunmalarına İSTER POSTA DE En güzel misal $8 Azim, irade, sinir, inan kuvveti ve bilgi bazıları tarafın- dan uçurumun kenarında görülen bir milleti bile oradan çekip çıkarmış, şerefli bir varlığa sahip kılmıştır, unutmayın ki siz de o milletin çocuklarından birisiniz, bilerek isteyin, sebat edin, muhakkak muvaffak olursunuz. 4| İnzivadan Hoşlanan araya gelmişler, ko- bitirince öteki sor - dira anlatıyorsun, m amma çeribaşı ye- lattı * elisinde Lonâra hayvanat bahçesinin bu go- ş bir inziva hayatı geçirmek- tedir. Bütün sıkıştırmalara, çabalama- |— lara rağmen kulübesinden bir adım bile arıya atmıyan goril, keyfi istediği Meraklılardan birinin aldığı şu resimdeki lin yü - ne bakınız, ne kadar düşünceli dur- alındı aç giyme merasimi Kamarasının yı—mı"< | em bir ziyafet ve - zaman görünmektedir. Kaşıkları çalanlar «Taç giyme mera-| ma Fransada hapishaneleri paylaşamıyan şehirler s: olarak bunları ça« rak bi - Fransa muvakkat veya daimi kürek ha mahküm olan canileri menfa zindanlarına göndermek usulünü kal - d Bunda 1 sonra bu mahkümlar ce- Güyan müstemlekesinde az est olarak değil, ana vatan ha- kadınlarının siyas! rdir. Memnun olduklarını sanma- n etmektedir, Ge- din- va larda Fransız ka almadan«ban- bankadan para ala- az çok vardı, nümune sık sık görülüyordu. Fransa hapishanelerinin duvar! n aşmak pek güç olduğuna göre şimdi hepsi de yeis içindedirler. Fakat buna mukabil bu yeni karardan memnun olanlar da vardır. — Bunlar evli ise yalnızca|az nüfuslu küçük şehirlerdir. Zira se- hürriyet tahdit - daha bahsedeceğ Evet t edebilmek için kocasından pa-|nede sayısı 800 zü bulan bu mahküm- ir tezkere -w! rmek |ları mak için bu şehirlerde hapişha- pilacak, bittabi alış veriş arta- caktır. Bundan dotayıdır ki şimdi Fran uın ker küçük şehrinden adliye ba- mr__wme gidecği za-|kanlığına bir istida getmekte, hapis - ;;n nenin orada yapılması istenilmekte- ir. STER İNANMA! İngiliz olduğunuzdan dolayı ne duyuyorsunuz? — Sadece iğreniyorum! diye cevap veriyor. Bu cevabı vert inden dolayı İngiliz gençliği Bernarşavı ç etmiye kalkmış, ne de ona karşı hürmetinden bir | katre kaybetmiştir. Fne Ve gazete şunları ilâve ediyor: Vatanperverliği yanl Biz bu satırları okud anlamıyalım ve saire ve saire.. uktan sonra batıl bir davayı isbat için ileri sürülen bu batıl misale inanmadık. Sen de ey kari: İNANMA! leri din anelerinde mahpus olarak geçire -|" | Sözün Kısası | | | | ı Niçin? E. Talu $ merakir W larının dillerinde dolaşan V ıllardanberidir, güre, Y Çoban Mehmet.. Tekirdağlı HüS” Dinarlı.. Mülâyim.. Bütün maceralar, masallar, ler, muvaffakiyetler bu birkaç yiğit€ Ve bu eski göhretlere yeni bir adif fıştığı yok.. Niçin?! Yıllardanberi, koşucu Besimin, ranlı, ısırganlı tarlalarda idman  tesis ettiği rekora yaklaşan tek bif * timiz çıkmadı.. Yıllardanberi, futbal — meraklılarıMi” dillerinde hep ayni adlar dolaşıyar: ,, — Aslan Nihat.. Leblebi Mehmet- ki.. Bekir.. Bunlara ait hatıraların çoğu efsaneltf miştir. Her hafızada bu şöhretlerdet kaç macera yaşar.. B Bu eski isimlere yeni bir adın karif yok.. Niçin?! y Yıllardanberidir, resim meraklıla! Fe” sergisti” pald” pars dillerinde dolaşan şu isimlerdir: — Halil.. Namık İsmail.. Hikmet. heman.. Şevket.. e Hâlâ hayalimizde bu üstadların f79 sından serpilmiş renkler, ışıklar PA” maktadır. v Bu eski şöhretlere yeni bir adın kâ dığı yok.. Niçin?! Yıllardanberidir. edebiy Z dillerindeki isimlere kulak veriyorun"” — Faruk Nafiz. Reşat Nuri., Oft Seyfi.. Bu eski üstadlara yeni bir küdretin ” tıldığı yok.. Niçin?! a İki kelime ile cevabını vereyim: Hay' © kadar güzelleşti, öyle tatlandı ki! Bir Amerikan darbımeseli ise diyor: «Mum, iki ucundan yanmaz!ı Aşıkların? şöyle Kasa hırsızlığı rekorunu kıran adam ğ Amerikada Edgar Eanderson ismif bir adam # sonra ni elde et fak olmuştur. Bü yaman kasa hırsızı altı sene # fında tam bin tane kasa kırmağa vaffak olmuştur. Kral olduktan sonrâ zi bizzat teslim aamuştur. Kasa hi ndiye kadar hiç bif sana en ufak bir k etmemiş iMİf nız paraları çalarım, 3 lan esham ve tah şeylere el si ı demiştir. Sarışınlar esmerlerden daha tehlikelidirler... Nevyorklu bir göz mütehassısına geceleyin otomobil süren ı_ı(ınşmllfv 'den esas itibarile daha tehliF dirler... A per Doktar bu hükmünü şu şekilde 134 mektedir: a Geceleyin otomobil sürerken, kl'î";,. gelen otomobil ziyası, direksiyon BÇ da bulunanın tabit bakış kabiliyetini elde edebi” için asgari bir saniye vakit lâzımdir. anlar, esmerle! daha uzün müddette iktisap edebi eti tedirler. Önun için arabalarını gect daha yavaş sürmelidirler. Biliyor masunuz ? —————————— Tet 1 — Dürbün ne zaman icat ıw““l 2 — İstanbulda elektrik tramvay kaç yıl evvel >ğe başlamıştır? yt 3 — «Namus ve haysiyet sözü fıkarada> sözü kimindir? (Cevapları Yorıt) * Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Kristof Kolamb Amerika$i yılında keşfetmiştir. 2 — Eski ve meşhur sinema yal v Douglas Fairbanksın sabık kariti | y Pickford bugün 43 yaşındadır. KAN* 'Toronto şehrinde doğmuştur. 3 — Washington şehrinin 140 yi gı n“f“p 552,000 dir.