Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Fenni Bahisler : Benzin ve sunn'i benzin Sun'i benzin yapmak ihtiyacı niçin duyuldu, Almanlar kömürden benzin çıkarmaya nasıl muvaffak oldular ? A . * e. î* 6 5 î 4 : Petrol membaları, müstakbel harpte en büyük rolfi oynıyacaktır Benzin ve onun maddei asliyesini teşkil eden petrol için bugün dünyanın yegâne hâkimi denilse mübalâğa edil. miş olmaz. O kadar ki benzin âdeta her millet için başlı başına bir hayat veya memat meselesi halini almıştır. Filhakika bugün orduların en kuv- vetli silâhlarını evvelâ tayyare, sonra kara kuvvetlerinde (makine) teşkil et« mektedir. Makine demek ise (tank), (motör), (motosiklet) demektir. Bütün büyük askeri devletler, bir taraftan — tayyarelerini çoğaltırlarken, diğer taraftan ordularını (motörleş - tirmek) tedirler. temayülü, bazı orduülarda süvari yeri - ne hafif ve seri tanklar veya motosik- |. letler ikamesine kadar varmaktadır. Tayyare ve motörün yegâne gıdasını ise benzin teşkil eder. Benzini olmıyan ve yahut sulh zamanında kâfı derece. de benzin idhar etmemiş bulunan dev- letler, bir harp zuhurunda büyük müş- külâta uğramak, hattâ büsbütün (harp harici kâlmak) vaziyetine düşmek teh- likesine maruzdur. İşte bu tehlikeyi herkesten iyi gö - ren ve bilen Almanya, kendi toprakla- rında petrol bulunmamasından, (Al - manyada bir iki küçük petroi kuyusu vardır, fakat bu kuyuların hasılatı, Alman Benzin ihtiyacının onda birini bile temin etmemektedir) dolayı bu çok mühim harp malzemesini sun'i su- rette imalden başka çare olmadığını görmüş ve nihayet bunda muvaffak olmuştur. Almanya, zaten kimya sanayiinin en müterakki olduğu memlekettir. Bü sa- nayi Almanyada umumi harpten evvel de inkişafa başlamıştı. Umumi harp esnasında ise büsbütün, hattâ akıllara hayret verecek derecede terakk: ve tekemmül etti. Umumi harbi idrak eden herkes bi- lir, ki o vakit Almanlar bir (Ersatz) kelimesi icat etmişlerdi. Bu kelime (yerine koyma, ikame, taklidini yap - ma) gibi manaları mutazammındır. Almanlar umumi harpte her taraf - tan muhasara altına alınınca, harp için muhtaç oldukları bir çok iptidai mad- deleri tedarikten âciz kaldılar. Bun - lar başlıca meselâ (kauçuk) ve (glise - rin) idi. Bu maddelerden mahrumiyet Almanları âciz bırakmadı, derhal Al - man kimya —mühendisleri harekete geldiler ve az zamanda (terkibi (Syn thetigue) veya sun'i (lâstik) ve (gli - serin) imaline muvaffak oldular. Şim- di ise sun'i (kauçuk) imal: büsbütün tekemmül eetmiş, Almanların yaptıkla rı uydurma kauçuğu, tabii (kauçuk)tan ayırmak kabil olmamağa başlamıştır. İşte (Ersatz) imalinde bu kadar te- rakki eetmiş olan Almanlar, harp için (kauçuk) tan ve (gliserin) den belki yüz defa daha kıymetli ve lüzumlu o- lan (benzin) i de (terkibi) — surette vücuda getirmeğe, senelerdenberi ça- lışmakta idiler. Alman kimya sanayii mühendislerinin bu çalışması nihayet çok müsbet neticeler vermiş ve iki se- nedenberi Almanyada sun'i benzin imali esaslı surette başlamıştır. * Sun'i benzin, maden kömürünü (hydrogeniser) etmek, yanı (müvel - lidülma) laştırmak suretile elde edil- mektedir. Almanyada. ise kömür ma - denleri pek bol olduğundan, benzin imali için lâzım olan iptidat madde ei İN C SA M — Bu motörleştirmek |. fazlasile mevcut bulunmaktadır. Almanlar bu imalât için şimdiye ka- dar iki büyük fabrika yapmışlardır, bu fabrikalardan aldıkları benzin şimdilik Almanya ihtiyacının dörtte birini te - min etmektedir. Fakat Alman mühen- disleri durmadan çalıştıklarından ve sun'i benzin imali usullerini her gün şbiraz daha sadeleştirmek için nihayet- giz tecrübeler yapmakta olduklarından "bu imalât miktarının, bir ik! sene son- ra Almanyayı haricin benzin esaretin- den tamamile kurtaracak bir dereceye varması kuvvetle memuldür. Bize gelince, malümdur, k: bizde de, yapılan bütün araştırmalara Trağmen henüz esaslı petrol madeni bulunama- mıştır. Bu iihetle biz de (benzin) için haricin esareti altında bulunuyoruz, en ufak bir motör veya otomobilin ben - zinini bile hariçten tedarik etmek va- ziyetindeyiz. Maamafih öyle zannediyoruz, ki biz. de İktısat Vekâleti boş dürmuyor, ma- den kömüründen sun'i benzin imalini öğrenmiş olan Vekâlet, Zonguldakta (Sömikok) fabrikası gibi kömür sa- nayiine ait fabrikalar yapıldığından, beri, sun'i benzin istihsali teşebbüsü - ne de girişmiş ve galiba ilk müsbet ne- ticeleri de almıştır. Bizim kanaatimiz- ce İktisat Vekâleti, bu meseleye her şeyden ziyade ehemmiyet vermeli, bilhassa Almanların — tecrübelerinden istilade ile bizde de, kömürden benzin istihsalini umumi bir şekle getirmeğe azami gayretini sarfetmelidir. Çünkü yukarıda da dediğimiz gibiı, gene tekrarlıyorüz, ki yarının harbi demek havada tayyare, karada tank demektir. Kendi benzini olmıyan bir milletin ise tayyare ve tangı da keza yok demektir. Safie Sebati Ayda 450 lira Kazandıran bir iş ( Baştarafı 7 incti sayfada ) biraz daha pahalılaşırsa; züppe bayan- larla, züppe baylar: «Dün gece gene filân barda sabahladık!» diye değil: «Dün gece gene filân helâya gittik!» di- ye böbürlenecekler. Fakat şaka bertaraf, insan bu vazi- yeti gördükten sonra, beledivemizin İstanbuldaki helâları hâlâ nıçin çoğalt- miıyor ve her birini birer zengin ma - den gibi işletmiyor diye düşünüyor. Bunu yapsa, hem kendisinin para ihti- yacı, hem halkın helâ ihtiyacı dafedil- miş olmaz mı? Bugün bir vedakoşusu yapılacak Avrupa turnesine çıkacak olan bini- cilerimiz için Sipahi Ocağı bir veda ko şusu hazırlamıştır. Müsabakalâar için büyük hazırlıklar yapılmıştır. Bu meyanda ocağın Hârbi yedeki sahası da düzeltilmiştir. Bugün saat 15 de yapılacak olan bu koşular- dan sonra beş sübay Ve 12askerden mürekkep olan kafile hayvanlarile bir- likte pazartesi günü haâreket edecekler dir. Sıhhat memurların terfii Sıhhiye teşkilâtı kanunu mucibin- ece belediye emrinde çalışan Doktor, ebe ve diğer sıhhat memurlarının bi- rer derece terfileri 937 senesi eylülün- de yapılacaktır. ei e ni ae el n D AT DA Üİ LAY T LA Z Z A A l d 1 Melek ve İpek sinemaları: Romeo ve Jülykt Norma Şerer sözlü film. Verona şehrinde ikamet eden Mon- taigu ve Capulet aileleri biribirlerile hiç geçinemiyorlar. Daima kavga etmek tedirler. Prens dö Verona artık kavga etmemelerini, aksi takdirde idam ce- zasile cezalandırılacaklarını kendileri- ne bildiriyor. Capuletlerin kızıJulyet Pariste nişan lanıyor. Eğlenceler tertip ediliyor. Da- vetliler meyanında Montaigu âilesin - den Romeo dahi bulunmaktadır. Eğlen ce sırasında Julyeti görünca sevgilisi Rozaliyi unutuyor ve ona delica âşık oluyor. Julyetin amcazadesi Tybolt, de likarilıyı kovmak istiyorsa da Capulet büna mâni oluyor. Julyet ve Romeo biribirlerine aşklarını itiraf eyliyorlar ve buluşacaklarına söz veriyorlar. Ro- meo ile Tybolt dövüşüyorlar. Tybolt ölüyor. Prens, bunun üzerine Romeo- yu idama mahküm ediyor. Jülyetin ai- lesi düğün için hazırlıklar görmektedir, Jülyet uyku ilâcı içiyor. Onu ölmüş zannediyorlar. Sevgilisinin öldüğünü haber alan Römeo kizin yanına gidiyor ve zehir içiyor ve ölüyor. Kız uyanıyor ve sevgilisinin öldüğünü görünce o da kendini öldürüyor. « Sakarya ,, sineması : Günah gecesi Gaby Morlay tarafından fransızca sözlü film. İren Silven Fransada Kot Dazürde tebdili havada bulunmaktadır. Orada meşhur piyanist Françar ile tanışır. Delikanlının üzerindeki tesirine muka vemet edemiyeceğini anlayan İren, o- na haber vermeden Parise avdet edör. İren evlidir. Kocası avukat Roberdir. İki çocuğu vardır. Karısının birden bi- re avdetine hayret eden avukat onda muhakkak bir sır olduğunu sezmiştir. ,Bir gece verilen süvarede İren piyanist ile karşılaşır, Onun teklif ettiği rande vuyu kabul eder. Bir bâra giderler. Françar kadının tabakası üzerine bir kaç nota yazar. Ertesi gün avukat bu notaları görür. Kadın piyanist ile bir defa daha buluşur. Artık israrda bu- lunmamasını rica eder. Tam çıkacağ: sırada İren bir kadın ile karşılaşır. Bu kadın piyanistin metresidir. Tehditle İrenden para koparır. Nihaye! iş 20,000 franklık gerdanlığına kadar dayanır... Bunu elde etmek için kadın kumarha- nelere başvurur. Nihayet bir otomobi! kazası neticesinde vefat eder, tarafından ingilizce | Yukarıda ( Macaristan geceleri ) , solda aşağıda ( Romeno - Juliyet ) , sağda yukarıda (Günah gecesi), ortada (Şehirler alev içinde), aşağıda (Her yerde şen) filmlerinden birer sahne Haftanın filmleri Haftalık sinema programları ! Şehir Alevler İçinde Türk Saray : Macaristan Geceleri Melek — : Romeo ve Julyet İpek : Romeo ve Julyet Sümer : Her Yerde Şen Sakarya : Günah Gecesi “Türk,, sineması : Şehirler alev içinde Fransızca sözlü film. Mühendislik tahsilini ikmal eden (Jak) bir petrol kumpanyası hesabına hafrıiyatta bulunmağa memur ediliyor. Uzun süren bir faaliyetten sonra bir panya «Jak» a kısa bir mühlet veriyor. takdirde kredi kesilecektir. Jakın müş- kül bir vaziyette bulunduğunu gören arkadaşi Mirka öna yardımda bulun- mak istiyor. Mühletin biteceğine yakın petrol tabakasına rastlanıyor. Şehir â- deta bayram yapıyor. Herkes çalışıyor. Jak Sonia adında bir kız ile tanışıyor ve sevişiyorlar, Jak kızın annesile gö- rüşerek Çiftlikte hafriyatta bülunmak için müsaade talep ediyorsa da petrol bulunmuyor. Bu arada ÂAnapolis şehri- ne gelen kumpanya müdürü Sonia üze rinde büyük bir tesir yapıyor. Jakın a- zılı bir düşmanı vardır. Korsun adında bulunan bu adam petrol tabakasını ih- tiva eden bir araziyi ucuz bedel muka- bilinde Jaktan satın alıyor. Mahv ve perişan olan Jak bir gece petrol kuyu- suna bomba atiyor. Bunun neticesi o- larak şehir ateşler içinde kalıyor Müt- hiş bir kargaşalık baş gösteriyor. Kur- tarma ameliyatında bulunmak isteyen Jak yaralanıyor. Nihayet yangın sönü- yor, fakat şehirden de hayır kalmıyor. Mirka Jak ile buluşuyor. Ve Jak hayli meşakkatten sonra saadete erişiyor. Beş senede 2,100,000 Türk lirası | Holivudun en güzel yıldızlarından Merle Oberonun kumpanyası ile olan mukavelenamesi hitama ermiştir. Bu san'atkâr kumpanyası ile yeni bir mu- kavelename akdeylemiştir. Bu muka - velenameye nazaran Merle Oberon beş sene için tam: 2.100,000 Türk lirası ala caktır ki ayda: 35,000 Türk lirası ka- kzanacak demektir. netice elde edilemediğini gören kum-| Bu müddet zarfında netice alınmadığı | “Saray,, sineması: Macaristan geceleri Paula Vesseley tarafından almancâ sözlü film. | Mülâzım Kartl'ın babası birden bir& vefat ediyor. Mülâzım para bırakmadı* ğından dolayı babasından kalan şatoyü satmağa karar veriyor, Babasının ara* bacısının kızı güzel Julika bu satıştam vazgeçmesini Karldan rica ediyor. Kı“ zın tavsiyelerine inkiyat eden Karl a$ kerlikten istifa ederek Julika ile bir“ lülerin dedi kodularını mucip oluyaor Herkes kızı Karl'ın metresi sanmakta* dır. Fakat günün birinde Karl civardâ bir tenezzühte bulunan zengin bir kız” la tanışıyor. Onunla delice sevişmeğe başlıyor. Grit isminde olan bu kız Karl ile vakit. geçiriyor. Yakında evlenecek” lerini Karla - bildiriyor. Bu haberden son derece hoşlanan Karl, (Git) gelin* ceye kadar hasatta bulunmamağa söz veriyor. Julika üzülüyor. Ekinlerin bi“ çilmesi gecikiyor, bunlar bozulmağa yüz tutuyor. Nihayet sabrı tükenefl Julika Viyanaya gidiyor ve Git'i bulu: yor. Hemen köye gelmesini rica ediyol: 'Grit köye dönmek niyetinde olmadığı- nı, maksadının Karl ile alay etmek ol“ duğunu bildiriyor. Neticede Karl Julir kanın ne kadar yüksek ruhlu bir kıZ olduğunu anlıyor ve onunla evleniyor “Sümer,, sineması: Her yerde şen... Büyük operet ve rövü filmi Harry Vad ve arkadaşları Regal ote* linde büyük bir konser vermektedirler. Konserde caz pek büyük bir muvaffa- kiyet kazaniyor. Regalin müdürü Ro: ber onlara çalışmaları zımınında Harry diyor ve çok müuvaffak oluyor. Otele Prenses caza bayılıyor, Ve orkestra şe- fini sevmeğe başlıyor. Aralarında aşk sahneleri cereyan eyliyor. Harry sev* gilisi Prenses için bir şarkı besteliyof ve iki plâka bunu kaydediyor. Fevka' kinın ismi (mahrem aşk şarkısı) dır. Nihayet her iki sevdazede saadete ka* vuşuyarlar. Jean Murat'ın yeni filmleri Meşhur Fransız san'atkârı Jean Mu- rat arka arkaya dört büyük film çevir” mek üzeredir. İsimleri şunlardır: Alo” likte çiftciliğe başlıyor Bu hal civar köy ye teklifte bulunuyor. Harry kabul e- mütenekkiren gelen Paula namında bir. lâde bir muvaffakıyet kazanan bu şaf Şarkısı. ; ha - Troyka - Kadınlar hırsızı - Adalar |