SON POST İttihad ve Terakkide ön sene On üçüncü kısım No, 16 MÜTAREKE GÜNLERİNDE ITTIHAD VE TERAKKİ Yazanı Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Talât Paşa tarihi kongrede bütün mes'uliyeti korkmadan üzerine aldı Kongreyi, kısa bir nutukla, — Talât Püşa açtı. O gün çehresi biraz daba çizgili, gözleri biraz daha bülanık ve h:" :e örtülü idi. Fakat, ayni zamanda, T hal ve tavrı samimi idi. Sözlerinde Bayri tabif, tavırlarında — sun'i hiç bir tey yoktu, f Sadece: — Arkadaşlar! Diye hitap ederek söze başladı; ge- çen şeylerin kısa bir hikâyesini yaptı. R meı'uliy_eıi üzerine aldı. "_'a:_c- bir politikacı gibi değil, sami- ::, di tan gibi, düşündüğünü ve Te Bunu ifade etti. «Atlatmak» la ül;ü“x oımwu."ğmn' o gün, bir d İt:ıi:ı adamı gibi değil, bir vatandaş e _5'? "olarulı hareket ettiği için #eyi dürüst, açık ve samimi oluyor- i d';- Çıkışı gibi, düşüşü de sade ve tabii iz tarihi İYİ, on Tın Um ne girmek da bok, çıkmak ta bok! Diyen Galip hoca, benden bir iki sandalye ötede, Talâtın sözlerini canla başla dinlerken bir aralık: — Paşa, paşa... Ne biz senden vaz- | Beçeriz, ne de sen bizden vazgeçebilir- sin! Diye haykırdı. Galip hoca, yeniden coşmuştu. hti- hat ve Terakkiye baştan bir kere daha giriyor gibi idi. Talâp paşa, Galip hocanın, heyecan” la ve yüksek sesle söylediği bu sözlerle birdenbire müteecsygir — olarak, durdu. Yutkundü, sonra: — Hacam, dedi; sen benden vaz - geçmezsin bilirim, amma, vukuat ve talih, artık bizden vazgeçmiştir! (Arkası var) Ü AT a _W Bu günkü Frogram İSTANBUL 3 Nisath 937 : Cumartesi Öğle neşriyatı: 12,30; Plâkla Türk musikisi. 12,50: Hava- diz, 1305 Muhtelif Plük neşriyatı. Akşam neşriyatı; 18440: Plâkla dans musikisi, 19: Mandolin orkestrası, 19,30: Çocuk Esirgeme kurumu namıma konferans, doklar Kutsl Halkacı, 20: Pasıl, saz heyeti, 20,80: Ömer Riza ta - rafından a#rapça söylev, 2046: Fasil, saz he- yeti: Saat ayarı, 31,15: OÖrkestra, 22.15: A - jans ve borga haberleri, 2230 Pl sololar, BUKREŞ 16: Brahmsın yıldönümü — münasebetile konser, 17,10: Askeri barıdo, 16,35: Romanya hülk şarkıları, 19: Mektup kutunu, 10 15: Dans musikisi (salon orkestrası), 20,30: Ha- berler, 2045; Örkestra, 21/45: HHaberler. BUDAPEŞTE 17: Şarkılar, 18,50: Salon orkestrası, 30: Eğlenceli neşriyat, 21: Haberler, 21,20: Çi - ğan örkestrası (şarkılar), 22,05' Budapeşte konser orkestrası, 22,20: Casbant havaları mamen dolu ve meb'usların pek çoğu orada idi. Ş Merkezi umuminin vermiş olduğu kararı, İttihat ve Terakkiye geniş bir manevra yaptırmak kararını bilmi ler, Talâtın yukarıdaki nevi nazlanma değilse — bile, kısmen, zamanın istediği bir yumuşaklık içinde, | başkalarına yol vermek için nezaketle | bir geri çekilme, kısmen de samimi bir ferağat arzusunun ifadesi olarak alı- | yorlardı. | — Hayır, hayır... Sizin vazifeniz | henüz bitmemiştir! Tarzındaki sözler, sık sık tekrar edi- liyor, kongre azalarının bariz bir sur rette, gene Talât paşanın etrafında toplandıkları ve onu sevdikleri görü - lüyordu. Bütün hatalarına ve bütün talihsizliklerine rağmen, bu adam ken- disini muhitine sevdirmişti, Dışarda, memleket içinde cereyan eden hâdise- ler, hazırlanan hücum, — memlekete gireceğinde şüphe kalmıyan düşman, saraydaki murdar niyetler, herkesi ye- niden bir araya toplamış ve Talât par şanın etrafındae safları — sıklaştırmış bulunuyordu. Bir sene kadar bir gün mecliste fırka gurupu içtimar esnasında: Ne biz senden vaz geçebiliriz nede sen bizden vaz geçebilirsin — Vallahi, ben de şaştım, bu İttihat ve Terakki ne biçim şey... Bunun içi-| Mürai ve Bu fevkalâde ebemmiyeti ha günlerde biz, İttihat ve Terak- ün sahibi bulunan İttihatçılar müna.;umî— kıîngreleıine tevdi etmeği ü p t_vıdıik Artık biz, kendimiz ü taşımak kuvvetini duymu- hat ve Terakkiyi, ona sahip Bresi vasitasile, başka ellere €tmek lüzumuna kaniiz. Geçen y ç;; arasında İttihat ve Terakki, vETLü Unsurlar kazandı. On sene ev" bu'u:'""d'-' yalnız beş on vatanperver l an bu teşekkül, bugün, memle- mşüi Pek çok münevverini içine al * Cü | A'Hk.'onu bizim idare etmemiz M l _fkl_ul&ıı: Biz vazifemizi yaptık © çürüdük. Şimdi vazifeyi başkaları- '::_ dıe'ı're!mek zamanı gelmiştir. İçi - ZCC siyasi hayatın on senclik tecrü" '& yetişmiş insanlar ve bilhassa İ:::dumurlaı vardır. Şimdi vazife on- & ir, artık onlar işi ellerine almalı- Yoruz. İetil olan kon, tevdi: vuku, evvel, Cumhuriyelin kısa bir zamanda halle mecbur. olduğu büyük bir mesele : Kâğıt (Baştarafı 2 inci sayfada) kültürüne mensup insanlardan, kendi- lerini münhasıran matbuata veren in- 'on' Paşanın samimiyeti , Mdar.samimi, o kadar tatlı ve sar ilhı';’yl“yoıdu ki onun, günahların Kü d:h. tarzından, söylerken boğa” Yişter Oduran sesindeki dolgun titre- “ı'nkıâ:u““.i' ve hattâ müteheyyiç Sözleri lan bazıları, evvelâ onun bu ınmnım, bu gibi ahvalde söylenilmesi Ve hattâ biraz da mecburi olan Hnma sözleri sandılar. Bunun için #rada b M inün mühim bir derdi' İşte, in okumuya mecbur bir| milletin bugünkü gazete ve kitap va - ziyeti! (şarkılar), 24.05: -Haberler. FRAG 1945: Siovak halk şarkıları, 20,20: Rusyi * halk urkııınmznğâ:”nğügâr; “ı;ı_ıııîîl. : Plâk neşriyalı, 22,36: . Huşünkü vüsiyet böyüedin. Taftmel| — ” VİYANA N yarın için daha fona vaziyetlerle kar- şılaşmak tehlikesindeyiz: Ki paha- hlanıyor! Kâğıt pahalandı, daha da pa- halılanacak! O kadar ki, gazeteleri da- ha berbat bir vaziyete düşmekten kur- tarmak için son zamanlarda yapılmış olan gümtük tenzilâtma rağmen, ya - kında gazetenin kâğıdı, üç dört ay ev- velki kâğıttan daha pabhalı olacaktır. Kitap kâğıtlarına getince, önlar, belki Te de kitap basmayı imkânsız bırakacak ?:.;.D'ı:'l';:' Türk muzikisi. 1250: Havadlı. derecede pahalanmıştır. Türkiyede DİT| (3 96; Beyoğlu Halkevi Gösterit kolu tara- kâğıt endüstrisi yapmak için sarfedi-| pından bir temsil. len emekler güzel bir şeydir; fakat,| Akşam Neşriyatı: kâğıt endüstrisinin, gazete, kivap ve fi- ıa.w&dmhvüiag;:îlğı-_mâjnlîı";-ı kir endüstrisini mahvetmemes: lâzım | rans! a A a ŞiT h d0r geldiği de muhakkak bir şeydir. Bu -| Müzeyyen ve Oüküetür Vebaundm Tire nun için, cumhuriyetin en elıemm;_voı—lanmdm arapta söylev, 2045: mmıl le meşzul olup en kısa bir zamanda jve arkadaşları ':::’":;ı Trflımlgk;i ve! halletmesi lâzım gelen meselelerinden | halk şarkıları: 2 15: trn, biri de bu kâğıt mösclesidir. Kâğıt me- | 2245: Ajans ve borss haberleri. 38905 Plük- selesi yalnız fabrika işi değil, ayni za-|'" SUR F ______p B manda kâğıt piyasasıdır: Hariçteki pi - | "” yasa, dahildek! piyasa. Zannediyoruz ki kâğıdın bugünkü dahili piyasası, kâ- gözniyeki : ğıt fabrikasının himaye payı ile mü - MECMUALAR tenasip değildir. İplik işlerinde oldu -| moda Albümümün 13 üncü sayısı, İzmirde ğu gibi, kâğıt işlerinde de, hakiki şart-| çıkan Endüstri'nin T Iaci sayısı, Uroloji Kli- lara tekabül etmiyen bir yükseliş var- | niği'nin 4 üncü, Diş Tabipleri mecmuasmın dır. 74 üncü sayısı, Yeni Adam mecemuasının 169 , P üncü ve 170 inci sayıları, Arkitekt mecmua- Fakat, her ne olursa olsun, kâğıdi U-| Ça 7 İnci yil 1 inci sayısı, İntişar etmiştir. cuzlatmak, kabil olduğu kadar ucuz -| Boğaziçi — Şirketi Hayriye tarafmdan çı- mmak lüzımdır. Sade piyasanın tân -| karılan bu nefis meemuanın sayısı zimi ve ihtikâra meydan — vermemek | zragin mıündmwün ve Boğ ait çok KĞ RALA, Selin Ö mazlata -| güzel rosim ve tablolarla çıkmı tedbiri ?ı.ıgu:! .k.ıl'ı de_recede ucuzlata Halkevleri — F lezi' gü maz. Türk kâğıt fabrikası veya fabri - B g ri -İyafından bu isim altında ve çol keları da bu ucuzluğu temin ile mü -| kapak içinde 1998 yılında Halkev kellef olmalıdır. Gazetesiz vo kitapsız | hareketleri resim ve yazı ile tesbit wden bir ne dil yapılabilir, ne de kültür. Asri yi | Brogür çıkarılmıştır. a $ & Vaçt Lokman n — Doktor Paf irüsi YÜO a eiğr millet O KON S birinel şart, €N | yarulmadan — nesrettiği — Tal ta gelen ve en m şarti t a hâ -| mecınuasının dokuzüncu dayımı da ç kim olah şart budur! Muhitttn Birgen | v ğ ; & R3LÜR Ber 'J_H: ğ YT0: Plâk neşriyatı, 1810: Halk şarkı - ları, 19.20: Muhtelif Havalar, 20(10: Opera, 2155: Dans plâktarı, 22,10: Haberler, VARSOVA 1630: Muhtelif havalar, 18.10: Askeri ha- yalar, 18.25: Plâk neşriyatı, 19,80: Muhtelif müzik parçaları, 21: Senfoni orkestra, 2230: Dans musikisi. Program ir, etraftan; yır, sizin vazifeniz henüz bit- L EzSAENda sesler çıkıyordu. Salon ta Ha eee Yarınki 4 Nisan 937 : Pazar İSTANBUL TMemiştir Biyasi, Havadis ve Halk gazetesi Y'"halın. Çatalçeşme sokak, 25. K İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve Tesimlerin bütün hakları Mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FİATLARI | “Yeni neşriyat LEr | Bd 1400 | T50| 300 | 150 YUNANİSTAN (2340 | 1220 | 710 | 270 HCNEBİ 2700 1004 | 800 | 300 değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. 'dan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Bame, Pnılı;ı:u:îı İstanbul | Telgraf : Son Posta 'Telefon : 20203 ea KURNAZ KOCA Yazan: Andr& Charpentier Bay Pougue, kurnaz bir koca olmak- la ürdü. Dostlarına ikide bir: — Bizim bayan doğrusu kendini bi- lir kadındır, derdi, ama . farzı muhal - bir yolsuzluk edeyim dese ben işi der- hal çakarım, bunun için iyi bir usulüm var... Dostları hayret edecek olsa, o gü - lümsiyerek yemini basar ve; «O usulü bari biz de öğrensek, günün birinde lâ- zım oluverir!» diyenlere: — Yağmamı var! ben herkese kendi sırrımı öğretir miyim? derdi. * Bay Langlumois kıskançlıktan ku - Tumuş, kadide dönmüştü; bir gün © hiç şaşmaz usulü öğretiversin diye Bay Pougue'a o kadar yalvardı ki o da, bir| hayli tereddüd ettikten sonra daya - namadı, kalbi yumuşadı: — Bilirsin ki yüreğim yufkadir, dedi; sana da söyleyim de sen de istifade et... Langlumois dikkat kesilmişti. Bay Pougue anlatmağa başladı: — Gayet basit: bizim bayan, sütün - den pek emin olmadığım bir kimse sokağa çıkmağa kalkacak olursa ör - güsünü de yanına alır; kiminle isterse dolaşsın, ben hiç üzüntü çekmem, çün- kü örgüsü yanındadır. Langlumois gözlerini faltaşı gibi çarak: — Örgüsü mü? dedi. Antıyamadım — Dinlersen anlarsın. Bizim bayan örgü işini pek sever, Sokağa çıktığı za- man tığlarını, yününü muhakkak be - raber götürür. A ö © gün ne kadar ördi «Bu hüsüsta uzun uzun vardır. Şu kadar zamanda ne kadar ş' çıkarabileceğini kat'i olarak bilirim, yanılmama imkân yoktur. Bir saatte kaç sıra çıkar, bilirim.» Langlumois anladığını için bir gülümsedi: v — Vallahi iyi usul bulmuşsun! de - di göstermek — İşte böylece karımın, tşi ile meş. gül olduğu için başka şeylere vakit bu- lamadığından kat'iyyen emin olabili- Tim, Bay Pougue devam etti: — Benim uüsulüm ne kadar emniyı olduğunu biraz sonra sen de kendi gö- zünle görüp takdir edebilirsin. Buğün bizim bayan gezmeğe çıkmak hniyetin- de, amcasının oğlu Edgarü ile beraber biraz dolaşacakmış.., * 'Bsy Pougue, Bay Langlumois'yi e - vine götürdü. Güzel Elise — tuvaletini yapmış, takmış, takıştırmış, amcasının oğlu Edgard'ı bekliyordu; çok geçmedi, |delikanlı da sökün etti. Bay Pougue: — Bugün gezmeğe gidiyorsunuz de. ğil mi? dedi. Âlâ! Niyot ne tarafa ba - kalım? Güzel Elise: — Cligna zamanki git rt tarafına, dedi. rgümü de & Her ğim, açık çıkarırım. Langlümois'ya: r gibi bır baktı. Bay Pouguc, eGörüyorsun yal Çeviren: Nurullah Ataç ru gidelim. Elise'in uslu uslu örgüsü- ne çalıştığını seyredersin. Amcasının oğlunun surat etmesini seyrederiz. Bay Langlumois bu teklifi kabu) et ti. İki dost Clignancoürt'a vardilar, o - rada her köşeyi aradılar, bütün sıra lara baktılar: fakat Elise ile amcasının oğlunu koydunsa bul!.. Bay Pougue merak etti: — Garip şey!.. Olacak iş değil!.. A - caba neredeler ki?.. Gözleri arkadaşınınkinden keskin 0- lan Langlumois, bir kanapeye oturmuş büyücü suratlı bir kadın gördü. — Hele şuna bak, Pougue! dedi. Kocakarıya yaklaşıt yaklaşmaz Bay Pougue: Bi da ne demek? dedi; karimit ğt idi. Bir sâniye bile dinlenmeden harıl harıl örüyordu. Bay Pougue onun üzerine atıldı: — Bu ne haldir? dedi; Bayan Pou * güe'un işinin sizin elinizde ne işi var? — Ne yapayım, baycığım? Bayan Pougue buraya her gelişinde bana bu - nu verir, ben de saati üç buçuk franya onun örgüsünü örerim... Had. beni br rakın da çalışayım, sonra bayan Pou - güc gelirse bana çıkışır. — Ya kendisi nerede lu nerede? Cocakarı eli ile şöyle bir işi ? amcasının Oğ- — Bu tarafa doğru gittiler, dedi. | La mols bıyık altından gülüyor- du. Bay Pougue, hiddetinden titriye - rTek, kocaka doğru üdü: Üzeri: salo - nu» yazılı bir kapının önüne vardı. He- men içeri daldı. Cazband kıyameti ka« pariyordu. Aradığını bul! medi: Bayan Pougüe, amcasının oğluna sarılmış, dönüp duruyordu. Langlumois dayanamayıp kahkahayı saliverdi; dostuna: 4 — Doğrusu güzel usulmüş! tavsiye hiç geciktirmeden beratını ai! akıp gitti. Yarınki nushamızda : KUVVET Jean Ramcau'dan Çeviren: Faik Beremen Yazan : TAKViM NİSAN 3 | Res ci sene İ ivo7 Arahi sens 1356 Kasun M7 Kuni? sene ı 1sbü * CUMARTESİ BALA |omsak m' &.| B lMuharı'e 21