14 Sayfa *Son Postae ,, nın tefrikası: 61 151 numaralı şehit (Ertuğrul faciasına karışan aşk macerası) Yazan : A.R. Suat kapıyı açar açm kapılmıştı çünkü hiç mülâzım Asafla karşılaşmıştı Gece, hava berrak ve lâtifti. Fakat en herkes meçhul bir hüzün nde idi. Hattâ, yatsı namazından üst güvertede gece nöbetini do bile, (Mozar)ın en hazin parçalarından Bando, daha üçüncü havaya başlar başlamaz; geminin güvertesinde, nö- betçilerden başka kimse kalmamıştı. Herkes erkenden yatmış.. koca gemi, sanki bütün varlığile derin bir uykuya rini intihap etmişti. dalm * Yalnız, Suat yatmamıştı... Kamara- sına çekilmiş; soyunmadan, bırandası" pın üzerine uzanmış.. derin derin dü- şünmeye başlamıştı. Suat, bu düşünceye o kadar dalmış- ti ki; hafif hafif vurulduğu zaman, meçhul bir hisle titreyerek sür'atle kalkmış, yere atla - miş, bir hamlede kapıyı açmış.. fakat, kapıyı açar açmaz, büyük bir heyeca" na kapılmıştı. Çü ; hiç ümit etme- diği bir anda, mülâziım Asafla karşı- Taşmıştı. birdenbire kapı da iği o müthiş hastalığın tesir den henüz kendini toparlayama- an Asaf, Suadın bu heyecanını farketmiş gibi önüne bakarak: — Galiba; yatıyordun, Suat.. zan: mederim ki, seni rahatsız ettim. Diye mırıldanmıştı. — A.. estağfurullah, Asaf bey... Buyrunuz.. bir emriniz mi vardı?. — Hayır.. bütün arkadaşlar erken- den yattılar. Benim de uykum yok. Söyle bir, dolaşayım, dedim. — Buyrunuz... — Geleyim, amma.. seni de uyku - suz bırakacağımdan korkuyorum. — A.. niçin, efendim?.. Emin olu- nuz ki, benim de uykum yoktu?.. Dü- şünüp duruyordum. Asaf içeri girmiş.. ccza paketlerinin yanındaki'boşluğa yerleşmişti. Dudak- larında hafif bir tebessümle, devam etmiş — Ne düşünüyordun?.. — Hiç, efendim.. Saçma şeyler. — Hele, hele?.. — Emin olunuz, efendim.. — Sıkılma canım, anda seninle bir zabit gi Yorum. Farzet ki, samimi şınım. Onun Dü klerini serbestçe söyle. ylenecek bir şey yok ki — Bir şey yok mu?.. — Hayır, İer miş c sapan n, benden saklama. — Hiç bir şey yok mu?.. — Hayır, efendim.. Hayır. Suadın Yüzünün derileri garip bir te - Asaf, gözlerini dikti bessümle gerildi: — Suat!.. Şimdi, sen buradan, ta mamile macerasız olarak mı dönüyor- | sun — Tamamile, — E.. Ya, ben bunun aksini isbat edersem. Nöbetçi Leczaneler Bu gece nöbetri olan eczaneler şunlardır: e." dekiler: İstikiâl lüda: monu a ayınan Rece Boşiktaşta >larliçi ve Adalarda Par çehresine! az büyük bir heyecana ümit etmediği biranda | — lmkânı yok. — Yok mu>, — Yok... — Amma.. Sorduklarıma doğru ce- vap vereceksin. — Hiç bir şey saklamadan, Asafın yüzündeki tebessüm, biraz daha genişlemişti. Yanaklarının pem- be derileri biraz daha gerilmişti. Kur - naz bir müstantik gibi başını Suada u- |zatarak suallerine devam etmişti: — Yarış gününün bütün h İrini hatırlarsın, değil mi?.. * Büphesiz. — O gün sen, kumandanın (kik) i ile birinci gelmiştin. Ve, herkesin na- zarı dikkatini celbetmiştin. —Evet. — Mükâfatını almak için, yarış ko- mitesinin bulunduğu gemiye celbe - dilmiştin. — Eve — Mükâfatını alıp çikarken; genç bir kadın, seni bir tarafa çekmişti. — Evet — Onunla, uzunca bir şeyler gö - |rüşmü | | — Evet — Bu kadın kimdi? Suat hafilçe kızararak cevap ver - mişti. — Efendim.. Bu kadın.. Amerika| bahriyelilerinden.. Binbaşı.. Mister Coraldın baldızı imiş... Kendisini ba -| nDa, öyle takdim etti. | | — Fakat, bu kadınla konuşurken, rehkten. renge girmiştin. — Bilmem. — Ben, biliyorum; Suat... O gün ban, kurlandan'paşanmn yanında idim, Fakat sen, o kadar heyecan içinde idin ki; beni görmedin, Halbuki ben, 5 nin hiç bir bareketini gözden kaçır « madım. SON POSTA *Son Posta zım Tariht Tefrikame ; 104 müj İki tarafa dizilen pehlivanlar, okçu lar, saray gözçüleri, nişancılar ve nö- Silüderiyerlesikadar ööilecek Tanidiğ (hoş geldin!) diyorlardı. Tanzeri halk arasında Ün iövanlren tü lt Ykbü Tanzer Gudeanin önünde eğildi ve Giziki öğerek Ük müldüyi verdi: — Akad kralı bundan buyruğunuz — altında da sarayda sonra sizin yaşayacaktır, mellâ! Cüklmeaca geee nelkeliz — Hazinesini ne yaptın? — Boşalttım.. birlikte getirdim. — Tahtını yere vurdun mu? — Dizlerimde eğildi: «Ben, Gude- anın ebedi - tutsaklarındanım. » dedi. Eğer benimle dövüşmeğe kal tahtını da, tacını da yere vuracaktım. hangi bir adı dığını gördüğüm zaman affederim. Bahusus bu adam hasım bir hükümdar olursa.. — Altı maddelik bir anlaşma yap - tık.. bize her yıl eskisinden üç misli fazlı verği verecek ve zahire göndere- cek. Bize her zaman askerce yardım edecek. onu derhal CGCudea, Tanzerin bu muvaffakiye- tinden çok memnun olmuştu.. oturdu- okşadı ve üç kere alnından öptü. olan bu dövüşte Akadlıları etmek, bence zaferlerin en büy m — Tuhaf şey, (Arkası var) dür. Bundan sonra karşımızda Akad| —a güamer e— KUMBARA İ | ğu yerden kalktı.. Tanzerin omuzunu | | İle —— Ulu tanri seni bize ve yurdumuza ba- gışlasın ! Tanzer çok yorgundu.. Akad zaferi hakkında krala icap eden malümatı verdikten sonra: — Sizden bir dileğim var, dedi, bu kutlu günün şerefine, ihtiyar bir kadı- nın oğlunu affediniz.. onu (Ölüm ku- yusu)na attırmayınız! Gudea hayretle Tanzere sordu: — Sen onu nerden tanıyorsun? — Tanımıyorum. Yolda atımın ö- nüne atıldı. Yalvardı.. gözlerim sulan- dı; acıdım ve söz verdim ona, Gudea birdenbire kaşlarını çatarak söylendi: — Ben yasamıza karşı gelen bir suç: saydı, |luyu affedemem, Tanzer! Sen karış- ma bu işe. Yurdumuzda şimdiye kadar — İyi yapmışsın, Tanzer! Ben, her-| (Ulu tanrı)ya herkesin gözü önünde n dize gelerek yalvar-|hakaret eden bir adamın affedildiği vaki değildir. Onu sana bağışlarsam, yarın suçluların sayısı çoğalır... Tanzerin canı sıkaldı: — Ya ihtiyar kadına verdiğim vöz?. — İşin iç yüzünü anlamadan niçin söz verdin, Tanzer? Ya bu adam senin karını öldürmüş olsaydı, söz verdiğin için onu da afmı edecektin? Tanzer bu söze cevap vermedi. Gudea çok âdil bir hükümdardı. Onun kanularını bizzat kendine bi- bozdurmak veya anayasanın fev - İkinde iş gördürmek kabil değildi. Ner: — Üç püsküllü sırma kuşağı sana|de kaldı ki, - | veriyorum, Tanzer! istiklâl savaşımız | (Ulu tanrı)ya hakaret eden bir suçlu- P yu affedecektil. herkesin gözü önünde Buna imkân yoktu. Tanzer fazla israr göstermedi.. Gu- kralı gibi çetin bir düşman yoktur. .'deayı selâmlıyarak saraydan çıktı. BİRE. POİA VEREN — TARLADR aa Celâl Cengiz ee Yazan : Tanzer Gudeanın önünde eğildi ve şı deyi verdi: “Akat kralı artık sizii buyrugunuz altında yaşayacaktır,, Tanzerin, Gudeadan sonra ziyart tine koşacağı, Tunçaydan başka ki olabilirdi? Tanzer atına bindi.. karısını göt meğe gidiyordu. ; B Tunçay'ın göz yaşları.. Sevinç içinde konuşuyorlardı: — Muzaffer olarak dönüşünden çt memnun oldum, Tanzer! Sen Akai giderken herkes senin muvaffak ol man için dua ediyordu. Fakat, bir ki var ki... — Kimdir o... Sihirbaz mt bahsediyorsun? — Hayır, Babam... Tanzer gözlerini açtı: — Taner beni çok severdi. Arkam dan muzaffer olarak dönmem için mi butlara yalvaracaklardan biri de odu sanıyordum. — Hayır babam senin dönmeni bil istemiyordu. — Ben Akada giderken, beni ve ar kadaşları selâmetle uğurlamıştı. De mek arkamdan kuyumu kazmağa baf ladı?! —Evet . Sen gider gitmez mâbet lere koştu.. mâbutlara yalvardı. — Fakat, mâbutlar — kulakların! onun sesine tıkamışlar.. onu duyma ' mışlar. Sonra birden karısını kocaklıyarak, bir çocuk gibi sevdi: — Baban benden ne istiyor, Tun çay? Ben ona çok iyilikler yaptım: Herşeyden önce ona bir kız kazandır İdım.. seni kazandırdım. Pekâlâ biliyor İsun ki, ben olmasaydım, seni mâbuda İkurbanlık bir insan gibi kesmişler ve| kanını kırmızı mermerler üstüne akıt mışlardı ! Tunçay önüne bakarak cevap verdi: — İşte babam da bunun için.. yani beni kurtardığın için, senin Akadtat dönmeni iatemiyordu. O, mâbut (Bas al) dan korkuyor, Tanzer! Babam, sen gittikten sonra (Baal)ı rüyasındı görmeğe başlamış. — Mâbut (Baal) ne istemiş baban dan? — BSeni istiyormuş... Gudea - yur dirük güklerden GenAkk geei diyl benim yerime Mâra isminde bir kız kurban olarak “Nipu'ra — göndermiş. Fakat, bu kızı da Sama yolda gider mâbedinel| Mâyada ken sevmiş.. onu (Baal) teslim etmemiş. (Arkası Bir Doktorun Günlük Notlarından () Havaların iyiliğine Aldanmayınız baftalar zarfında hu Z Nitekim bir () Bu notları kesip saklayınız, bir atbüme yapıstırıp kolleksiyon y e. | Sıkıntı zamanmıda bu nollur bir dokler gibi imdadrkıza yetişebilir.