Nisan — x Ayda 450 lir y 'ıv hej lt a kazandıran bir iş: Helâ bekçiliği İçeriye girdiğiniz yer ne titiz # * & ::rlükı bir berber dükkânı, nede kıymetli eserler müzesidir, ası tam sizin aradığınız yerdir, İstanbul belediyesinin asri helâsı bir operatorun ameliyat salonu, Yazan: Tevfik Selim Asri helâlar dan biri mğuğrğnî;l nîemerle;, yeni kolalan- pirl Taril ömleklerinin yakaları gibi iziGlîâ Bicir silinmiş aynalarda tırnak ü âr çizinti ve lekecik bile yok. lvara merbut lâymananın üzerin - ek Ş t son sistem musluklar, parlaklık - an v yana aynayla boy ölçüşüyorlar. ynanın altındaki cam rafin üzeri - he, j : oyıîl A Penk_ renk mayilerle dolu boy rın arîıfanten şişeler sıralanmış, onla- tular vaî.nnda cam, alpega, kemik ku- D Parlîıv ara merbut ufacık Traflara da, konuıînîoyağ zarif ve madeni saksılar Yetiştirilmi .er birinde bir başka çiçek eee B olğ;“ Blirer girmez genziniz lâvanta, Birdeîa Ve çiçek kokusile, okşanıyor. Yüzlü %arşmızda peydahlanan güler başli Süt kadar beyaz gömlekli sinek- mihrla tiraşlı iki delikanlı sizi, Hind Şaklıuîeglîmin ;Dhşmrı âbani sargılı u- AKları GiDİ yerlere ka öi) ü lümlıyorlar: dar eğilerek se — Buyurunuz efendim! — FPaltonuzu kerem buyurun bayım! ö Şapkanızı lütfetmez misiniz pa - P ,nîzhorî]-lîu kerem buyurduktan, şap- keîıîutfettikten sonra içeri buyu - Yör, ve, Bayri ihtiyari tereddüde düşü- ü yanlış mı geldim! diye dü- Şünme $ g iy ak.kten kendinizi alamıyorsunuz! indu at etrafınıza biraz daha dikkat e- titiz b%nhyorsunuz ki, girdiğiniz yer, Vey 111" Operatörün ameliyat salonu, a üks bir berber dükkânı değildir. SİZ dîî%m— aradığınız yerdir, ve yanılan yok! Bilsinizdir, «İstanbulda asri helâ i diyenlerdir. erq? anladım ki, İstanbul şehri, bele- ri> vi)iî T ıfflhar verebilecek kadar as- tanbul halâya sahiptir. O kadar ki İs- stadw; Şehri bu Kkadar «asri» bir ip E,îargâ_ancak bir kaç'asır sonra sa - lükşi, ilir, _Haîtâ o kadar ki, bu kadar Hrqın[î asrıî bir müesseseye girerken, Ş A Çıka M “ : Eat. Çıların size: n beyaz gömleklı teşrifat £— BuVu ! rini İ € x gıyîî“:yoisuîlı.?â ae A ee :UİİU içine: «Buyurun!» denilmesi tü Tâ sayılan «helâ», pisliğin sem - iz hî ü. Halbuki, belediye helâsı, ti - İt r kadının yatak odası kadar te - rüşkî; kof.ı dorun nihayetine doğru yü- ; ueı _gqışım'e bir levha ilişiyar: > '__r_ımzı bir yere sürmeyiniz!» i g;:lsğoğ 'muî.îuı?u_z? Başka bır helâ- G d.i ıenîzâ“e.ıermız bir yere sürüle- İre höe] Ö ünüz kopar. Halbuki bele- e Csima girerken bu levhayı o - Yunca, bir helâda olduğunuzu tek - Berle'îm:ğı:ı.yor.su.nuz. ve bir kıymetli e- Bit üzesini gezdiğinizi sanıyorsu- B“î_ ıikînci levhayı okuyorum: ğîttmelerin içine iyice giriniz!> r başkasında da şu cümle yazılı: '*fx)'akiarmızı. bölmelerin önlerin - dekıı tahtaya basınız!» ah tîîıat;bu cümleyş okuyunca, çürük 19dikfeıri 1:aîımaıurnak__ ı(_;îın"basmaıuzı öğüt K SETL ka, tayı gözünüzle muayene - Beçiriyorsunuz. Çok kârlı bir iş yapan helâ bekçileri Fakat, helâdan çıkarken anlıyorsu - nuz ki, gösterdiğiniz bu ihtiyat, sizi çü- rük tahtaya basmaktan kurtarabilmiş değildir. Ve siz, belediye helâsının ka- pısı üzerindeki levhaya kanıp içeri gir- mekle, çoktan çürük- tahtaya basmiş bulunuyorsunuz. Çünkü helâ kapısı ü- zerindeki levhada: «Parasızdır» keli - mesi yazılı. Fakat buna inanıp ta içeri girdikten sonra karşınıza çıkan bir di- ğer levhada şu cümleyi okuyorsunuz: «Servis ücreti yüz paradırl» Evvelâ bu tezada itiraz etmiye ni - yetleniyorsunuz. Fakat karşılaştığınız mübalâğalı ikramın ve iltifatın mahcu- biyeti, sizi böyle bir itiraza kalkışmak- tan menediyor! * Beni dün, belediyenin Eminönünde- ki helâsını ziyarete sevkeden sebep, ' «Son Posta» nın, «İster İnan, İster İnanma» —sütununda okuduğum şu satırlardı : ) | j anlattı: «İstanbulda yeni yapıları umu- mi helâlardan birisinin bekçisi günde tamam 15 lira bahşiş toplamakta, bu hesapla da, ayda mübalâğasız 450 Jira | kazanmaktadır.» Bunu bize söyliyen arkadaş her han- gi bir iddiayi incelemeden ortava ata- maz, meraklıdır, saatlerce bekleyip he- sap etmeyi de pek sever. Buna rağmen bir umumi he'lâ bekçisinin büyük bir ticaret evi sahibi kadar para kazana - bileceğine biz inanmadık, fakat ey ©- kuyucu sen: İster İnan, İster İnanma!'» Ey okuyucu! Seni bilmem. Fakat ben buna bir türlü inanamamıştım. Ve dün oraya uğramaktan niyetim 'de, duydu- ğum itimatsızlıkta haklı olup olmadı - ğimı anlamaktı, Bu maksatla, helânın dış kapısınin kenarına dikilip helânın müşteriletini saymıya koyuldum,. On beş dakika içinde, içeriye girip çıkan- ların sayısı yirmi beşi geçiyordu. Günün daha tenha ve daha kalabâlık saatlerinde, bu rakamın daha düşebi- leceğini, ve daha yükselebileceğini dü- şünerek, helâya 15 dakikada girip ç: - kanların vasatisini 20 kişi olarak alı - yor, ve hesap ediyorum: Helâ, sabahın yedisinden. gecenin 22 'sine kadar açıktır. Yani günde on beş saat işlemektedir. Ve on beş saalte la- mam 60 tane 15 dakika vardıt. 20 ke - ve 60, 1200 eder. Binaenaleyh, asri he- lâmızın kısa gündeki kazancı adam ba- şına yüz paradan, takriben 30 lira tu'- tar!.. Bu neticeyi bulduktan sonra, tekrar A F N:. POST DüT dağis z Konuşma : Bir kaç şair Nuarullah Ataç Varlık mecmuasını bilmem muntaza - mâan takib ediyor musunuz? Doğrusu her sayısını ben de görmüyorum. Fakat iyi et- miyoruz; çünkü daima cansız şeylerle dolu değil, bazan da bize yeni bir isim, taze bir gür getiriyor. Güzel, hattâ güzelce bir şiire rasgelmek ümidi de bizi onlarca, yüzlerce boş sayıfayı çevirmeğe razı etmelidir. 15 martta çıkan 89 uncu sayı önümde duruyor, Bittabi önce manzumeleri oku « dum. Bazıları hemen unutulabilecek şey - ler olabilir, fakat bazıları da kafamızda yaşıyacak tatlı bir iz bırakıyor. Ahmed Muhib'in, insanın başı ile değil — ayakları ile düşündüğünü iddia eden manzumesin- de, bu iddianın garabetine rağmen insanı güldürmiyen, bilâkis esaslı bir muamma karşısında imiş gibi düşündüren bir hal var. Ahmed Muhib mütemadiyen arıyor; belki de çok uzun süren bir arama... Fa - kat onun bilhassa bu araması, bir merha- lede durmak istemeyişi bize sevimli geli - yor, her şirinde tazelenen bir ümide sev- kediyor. Varlık mecmuasının yeni şairlerinde de en çok dikkate çarpan şey zaten bu arama, öteden beri mevcud mevzular ve kalıplar- la iktifa etmemek arzusudur. Hani hece vezninin ön birlik ve on dörtlük mısraları- nin bir ittiradı vardır; bir kıtayı bitirir bi- tirmez İnsanı yeknasaklığı ile sıkıverir. Rı- za Tevfik'in, Faruk Nafiz'in yani hece vez- nini en ustaca kullanmış sayılan şairlerin eserlerinde bile bu hal bizi rahatsız eder. Gerçi Faruk Nafiz'le arkadaşlarından son- ra gelen şairler bundan kurtulmağa çalıştı- lar; fakat onlar da çabucak bir itirada düş- tüler; Ancak Cahid Sıdkı ile Ahmed Mu- hib'den s#onra, hece vezninde yeni bır â- (henk aramak arzusunun devamlı bir gaye haline geldiği görüldü. Varlık'ın yeni şair- leri de o yolu takib ediyorlar. Hattâ Oktay Rifat gibi (bu şairin adını daha yeni duyu- yorum) on bir hecelik mısraile köy hasre- tinden bahsedenleri, yani yepyeni bir mev- zua yepyeni bir kalıp aramıyanları bile es- ki ittirada düşmekten çekiniyorlar: Mese- lâ o şairin «Dreams about home» isimli (bu ingilizce ad niçin? aceba bir tercüme mi?) manzumesinden bir parça alalım: «Ah! ümitlerle koşardım izinde - Geceleri ateş böceklerinin. - Dönerdi kocaman da- iresinde - Ağaçlar ve gök yüzü çemberi - min.» Bu mısralardaki acemilik edası, ka- fiye yanlışları bile hoşumuza gidiyor. O kadar tazelik var... Orhan Veli'nin, Meh- med Ali Sel'in manzumelerinden de par - çalar almak isterdim, yerim az; fakat Me- lih Cevdet'in şu dört satırını zikretmemek bütün rüyalar yarı: - Bulsam, bulsam artık dünyamı - Kızıl kavsinde arıların...» Ahmet Rahmi'nin hiç bir mısramı almı- «Yakından tanıdığımız bir arkadaş* *ı tanırlar. ç eeet | içeri giriyorum: yacağım, çünkü onu tamamile okumamız lâzım. (Bittabi mecmuadaki tertib yanlışı- ni da düzeltirsiniz; «nerde», tam yedi defa '«neredev diye dizilmiş. ) l Fazil Hüsnü'nün «Devam edenv adlı |manzumesi de (serbest nazım) çok güzel... Fakat Fazıl Hüsnü tanıtılması icab eden yeni bir şair değil, şüri sevenler onu zaten yaca p çL ĞLAŞLĞ — Bu helânın müsteciri siz misiniz? — Evet... — Kaç lira kira veriyorsunuz? — Kira vermiyoruz. Fakat helânın bütün masrafı bize aittir. — Helânın masrafı dediğiniz ne o - lacak? — Elektrik, su bedeli, talaş, sabun, kolonya parası. Hattâ musluk parlat - ma tozunun parası bile bizden çıkıyor! Bu masraflara mukabil de, hasılat - tan bir miktar tenzilât yapınca, bizim | İster İnan, İster İnanma sütunundaki i yekünün İâakal isabetine inanmâamak elimden gelmiyor. Ben dışarı çikarken, yanıma soku * lan bir bildik; kapının önünde duran lüks bir otomobili gösteriyor! — Görüyor musun? diyor. Erbabı as- ri helâya, lüks otomobille geliyor. Ve ilâve ediyor: — Bir çok kimseler de buraya, et - rafa caka yapmak için geliyorlar, Çün- kü helânın lüksüne girmek te, otelin, tokantanın, barın, gazinonun lüksüne gitmek gibi itibar arttırıyor!.. * Helâların asrileşmesi, bir çok sözle - rimizi ve itiyatlarımızı değiştirecek gi- bi görünüyor. Meselâ artık «helâ suratlı adam!», «helâ kokulu yerl»e tabirleri, hakaret değil, iltifat ifade edecek. Ve helâlar (Devamı 8 inci sayfada) kabil değil: «Ateşini kaybetti alin; - Şimdi | İzmirinÜçok takımı buün: Fenerle karşılaşıyor takım galibiyeti İzmirin Üçok birleşik takımı bugün milli küme oyunlarının üçüncü turu münasebetile Fenerbahçe ile ilk maçı- ni Taksim stadında yapacaktır. İzmirde Doğanspora mağlüp olan ve Beşiktaşı | - 0 mağlüp eden Üçok ta- kımı İstanbula yaptığı bu seyahatte nasıl bir derece alacağı merakla bek- lenmektedir. Bugün Üçok takımına karşı çıkacak Fenerbahçe ise ilk turda Beşiktaşa mağ lüp olmuş, Ankarada yaplığı iki maçı- da kazanmış bir vaziyettedir. Kendi toprağinda bütün kuvvetile bu maçı yapacak olan Fenerbahçe bu gün en sağlam şekliyle sahaya çıkaca- ğına göre zannımızca galibiyet için u- zun boylu uğraşacak değildir. Son 0- yunları dolayısile hayli yorgun halde bulunan Fenerbahçe durup dınlenme- den yaptığı son maçlarda yoruimuş ol duğu için bu patırdılı günleri de Anka- rada yaptığı oyunlar gibi muvaffakı - ,yetle atlatacak olursa yüze yüze kuy- ruğuna geleceği şampiyonluğu Beşik- taşı tekrar mağlüp etmek suretiyle ka- zanmağa çalışacaktır. le atlatmak çarelerini üzerinde bütün ,dikkatini toplamış olan Fenerbahçe ni |hayet şampiyonluk kozunu İstanbulda |ki rakiplerile paylaşacağı için İstanbul |'dan ziyade şimdilik şehir maçlarına e- hemmiyet vermek zorundadır. İki klü-| bün birleşmiş şekliyle olgun bir man- |zara arzeden İzmir takımı gerek oyun cularının bizce tanınmış tarafları ve ge rekse burada mutlaka galip çıkmak âar zusunda olmaları bugünkü maça ayrı bir hususiyet vermektedir. Hücum hatlarından ziyade müdafaa tarafları daha kuvvetli olan Üçokun, Fenerbahçe karşısında daha fazla mü- dafaa ile vakit geçirmek gibi bir oyun tarzı yerine «en iyi müdafaa hücum- dur!» düsturile hareket edecek olurlar- sa iki taraf için fazla gol çıkarmak şan- 28 - 3 pazar günü Muğla stadyo- miştir. İzmir ve Ankara maçlarını galibiyet ' bir ehemmiyet ve o nisbette de büyük | munda Muğla - Çine takımları karşı -|liler Aydın San'atler mekteb laşmışlar, Muğla takımı 3-2 galip gel-| yuncu alarak takımlarını takviye et - Hfr__ iki takım “ en iyi müdafaa hücumdur! ,, düşüncesi!'e oynarlarsa en iyi müdafayı yapan temin edecektir Bugün Fenerbahçe ile karşılaşacak olan Üçok takımı sı artacak ve bu arada en iyi müdafaa .yapan takım da galibiyeti kendi tarafı na çevirecektir. Oyun tarzları daha ziyade sür'atli ha reket üzerine istinat eden Üçokun bü- tün kuvvetini yarınki oyundan ziyade bugünkü maça vermesi burada yapa - cakları ikinci maç için de bir mânevi- yat meselesi olacaktır. Ingilterede Lik maçları — | Mayısa kadar lik maçlarını bitir- meğe mecbur olan İngilizler, geri ka- lan oyunları hafta aralarında da İist üste oynamağa başlamışlardır. Stohe C. Arsenal o0 o Lik maçlarının otuzuncu oyununu yapan bu iki takımın maçında 51,000 kişi hazır bulunmuştur. . Beş mühim oyuncusundan mahrum olan Arsenal bu maçta likte on beşin- ci olan rakibini yenemediği için bir puvan kaybetmiştir. Bir tek sayı kaybedilmesi Arsenale pahalıya mal olmuş, Charlton takımı bu suüretle 47 puvanla Arsenal ile be- 'raberliğe kadar yükselmiştir. Charlton ÇChelsea l 0 Likte en başta giden Charlton takı- mı likte onuncu derecede olan rakibini 1 -O gibi bir sayı ile mağlüp etmiştir. Bu maçta 50,000 seyirci bulunmuştur. Charlton sayıyı ilk devrede yapmıştır. Manester C. Liverpool 5 1 40,000 kişi önünde yapılan bu maç ta ilk devre | - | berabere bitmiştir. İkinci devrede Manester dört gol ata- rak oyunu büyük farkla kazanmıştır. İngiltere lik maçları beş maç sonra bit miş olacaktır. Muğla - Çine takınıları arasında maç M İki takım oyuncuları maçtan evvel Maç çok heyecanlı olmuştur. Çine - inden O - mişlerdir.