ğ el SON POSTA Beğendiğiniz kadın ve erkek fipleri nedir ? - — ÖĞ — Hodbinliğin ve müşkülpesentliğin|| cezasını çeken bu genç kızı dinleyiniz! ,, Uzun senelerden beri hodbinliğimin ve müşkülpesentliğimin cezasını çek- tim. Kârım, kazandığım lecrübelerdir. Bu elim intizar devresinde, birçok ar- kadaşlarımın hislerine kapılarak kur - dukları yuvaların az sonra yıkıldığını ve içlerinden bir kısmının da bu yüz- den bin türlü perişanlıklara ve feci â- kıbetlere uğradıklarını ibretle gördüm. Bu tecrübeler gözlerimi dört açti Ar-| tık uysal ve kanaatkârım: Bir erkeğin, yüzünün beyaz ve es - mer, şu ve bu biçimlerde olması bence farksızdır. Munis yüzlü ve kusurlu ol-| maması kâfidir. Doğru sözlü, vicdanlı, mMmütevazi tabiatlerini de muvafık gör- mekteyim. Orta derecede bir aile ha- yatının stediği bir gelir temin edebile- ck serbest mesleklerden birine mensup olmasına yazıyım, Mukâfat beklemiyen ak şaçlı kız (Adres ve ismini yazmamiştır.) — GTE »Eğer anlattığım gibi bir genç kız bulursam derhal evleneceğimi ,, Beğendiğim kadın tipi şudur: Sarışın, balık etinde, boyu 1,70 den aşağı değil. El ve ayakları ufak. En aşa ği ilk mektep mezunu. Güler yüzlü, tat lı sözlü, terbiyesi yerinde, iyi bir ev kadını Varlık karşısında ne kadar so- gukkanlı ise, yoksullukta da ayni irade yi taşımak tabiatine malik. Böyle bir kızı bulduğum gün derha! evleneceğime şüphe etmeyiniz. Sirkeci T. O. Mehmet Okan - — 8 — “ Kadında tahsil mevzuubahs olamaz! ,, Teyzeciğim, Öteden beri kıymetli yazılarınızı o - kumaktayım: Yazılarınızdan aldığım il ham sayesindedir ki birçok: müşkülle- rimi halletmiş bulunmaktayım. Açtı ğiın ankete de cevap veriyorum: En çok beğendiğim kadın tipi: Vücudü: Yaşı yirmiyi geçen, kumral saçlı, ince yüzlü, gözleri kestane rengi, Uzun kirpikli, sesi güzel, ince bel ve ince ayak bilekli. Tabiati: söyler, ağır başlı, evini ve ailesini se. ver, her ne olursa olsun zevcine karşi saygı ve sevgisini ihlâl etmez, sadık bir kadın. Tahsili: Kadında tahsil mevzuu bah- Büyüğü küçüğü sayar, az| Her cevap yollıyan okuyucuya hediye verilecek, neticede en güzel cevap sahibi 50, ikinci 25, üçüncü 10 1lira mükâfat alacaklar solamaz. İçtimai terbiyesi yüksek bir aile kadını herşeyi iyi görür, iyi düşü nür, Bu kâfi. Ankara Askeri Fabrikalar ayniyat muhasibi Yusuf yanmda H. Ozan — 'Ö — Erkeğin içkisi olmamalı ! Sayın teyzeciğim, Tahâyyül ettiğim erkek şöyle olma- Vücudü kusursuz vee sıhhatli olma- h ş Tabiati: Yuvasına bağlı, eşin. ve yav rularını candan seven, tatlı sözlü, gü- ler yüzlü, içkisi ve sairesi olmıyan bir erkek. Tahsili: Kurduğu yuvanın ihtiyaçla- rını bilen ve istikbalini temin edecek | mikdarda varidatı olan memur veya es naf olabilir. Ankara Öksüzece mahallesi Argın sokak No. 37 de Mükerrem —ü “Karımın tahsili ne o'ursa olsun, ben ona ders ver.riml ,, Teyzeeciğim, Benim gibi Istanbuldan yeni ayrıl - mış bekâr bir okuyucunun taze cevap- Jlarını dinleyin: Beğendiğim kadın tipi şudur: £ ' Hediyelerim z Dünkü 61 - 65 numaralı cevapla- rın hediyeleri masa saati, tuvalet malzemesi, cigara tabakası, kol düğ mesi olarak seçilmiştir. Bunlardan İstanbul dışın - da bulunan okuyucuların hediyele- ri posta ile adreslerine derhal gön- derilmiştir. İstanbulda bulunan o- kuyucuların da idarehanemize ge- lip hediyelerini almaları lâzımdır. Hediyeleri ayrılmıştır. Kendilerini bekliyoruz, Pazardan başka hergün müracaat edilebilir. Hediyelerini idarehanemizden ala cak okuyucularımızın yanlarında hüviyetlerini isbat edecek bir vesika " bulundurmalarımı rica ederiz. || no) da öldü. Ölmezden evvei şöyle de- Çehre: Üzerinde- taşıdığı uzuvlarda ayrı ayrı güzellik aramam, fakat hepsi birleştiği vakit güzel denebilsin. Rengi: Kışın beyazı bembeyaz yapan | bir hayattan sonra plâj mevsiminin ilk »günleerinde alınan.tarif edilmez renk. Vücut: Şişmanlayıp zayıflayabilen, sıhhati yerinde, orta boylu. Tabiat: Sesi, sözü dinlenir, asil ruh-i|) Jlu, evine merbut. - Tahsil: Bence tahsilin bu işle o ka- dar alâkası yoktur. Yukarıdaki evsafı haiz olsun da tahsili ne çıkarsa çıksın. Eğer ihtiyacı varsa ben ona ders veri- rim, Yoksa o bana verir. Lüleburgaz N. A. f(Adresinin neşrini istememiştir) Tarihten Sayfalar (Beştarafı 7 inci sayfada) Dördüncü Hanri imparatorluk tah- tının elden gideceğini anladı. En gü - İ vendiği kuvvetlerin dağıldığını gör - dü. İşte bunun içindir ki yalınayak, baş- açık bir halde Papanın mahsus kapan- dığı Kanossa şatosuna gitti. Papa ta - mam üç gün onun geldiğinin farkında değilmiş gibi görünmüş, ancak dördün* cü gün yanındakilerin ricaları üzerine ertesi gün kabul edeceğini bildirmiş - Ü. Ertesi gün imparator Hanriyi kili - senin kapısında kabul etti. Dördüncü Hanri yalınayak ve başıaçık bir halde| karlar üzerine diz çökmüş, ellerini bir-| birine kavuşturmuştu. Dehşetli bir so-, ğuk vardı. Neden soönra Papa onün & -| linden tutup kaldırmış, barıştığını an-ı latmak için alnına dudaklarmını dokun- durmuştu, Bununla beraber bu müthiş intikam Papanın yanına kalmamıştı. Ve seki - zinci Hanri sekiz sene sonra Papanın müttefiklerini ezmiş, Romayı zaptet - mişti. Greguvar kaçtı ve Hanr. onun yerine başkasını Papa yaptı. Greguvar bir kaç sene soönra (Saler- di: — Ben adalete dost ve. zülme düş- mman oldum. İşte bunun için sürgünde ölüyorum. Hanriye soran olaydı, hiç şüphesiz o da ayni sözleri söylerdi. Tmnran Can Yurttaş Adam sen de, benim biriktirece- ğim beş ön kuruştan ne çıkar deme., Damla damla göl olur. : Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu İhracat kontrolünü memurlar yapacak Dünden itibaren şimdiye kadar ihracat eş- yasını muayene eden eksperler kaldırılmış- tır. Bundan sonra bu gibi eşyalar ihracatı | kontrol memurlarının elinden geçecektir. Fındık satış kooperatifleri Fındık mıntakalarımızda satış koöperatif lert kurulacaktır. Bu işi tanzim edecek he- yet Ankaradaki işlerini bitirmiştir. Bugün- lerde İstanbula gelmeleri beklenmektedir. Heyete buradan iktısat müfettişlerinden Saf fet iştirak ettikten sonra Karadenizdeki fın- dık mıntakalarına gidilecektir. sunglaşbLağRn uei a İSTANBUL - Ticaret ve Zahire Borsası 1/4/937 : n CİNSİ Aşağı Yukarı KR AM Buğday yumuşak 6 22,5 6 30 Arpa 4 SÜ 5 00 Çavdar 500 $ 12.5| Misir beyaz 4 35 0 0 Misir sari 5 00 0 ü0 Keten tohumu 9 v0 00 00 Afyon ince 480 0Ü 00 İç fındık | 56 20 00 00 Zerdeva derisi 4600 009 00 Sansar derisi 2600 3200 'Tilki derisi nÜÜ 00 Porsuk derisi 620 625 GELEN Buğday 275 Ton Çavdar 105 « Arpa 15 «& Yulaf 15 « Un SÜ « Mısır 75 « Keten tohumu 21 —« Pamuk 6 » | Yapak ick Tiftik 12 Ton - Arpa ktur l h. ee DIŞ FİATLAR K M Buğday : Liverpul 6 89 Buğday ! Şikago 6 öl Buğday : Vinipek & 87 Arpa ! Anvers 5 6ö Misir : Londra 3 93 Keten T. : Londra 8 21 Fındık G. : Hamburg 81 36 Fındık L. * Hamburz|) 81 36 ümer a Niçin, ne vakit Ve nasıl (Baştarafı T inci sayfada) Fakat kızcağız, belâlı erkek karde- şine, ve zorba babasına ağız açamıyor ve yarın bu korkusuna kurban gide - cek... Yalvarırım size, onun nikâhını kıymayın.. Çünkü bunu yaparsanız, ikimize de kıymış olacaksınız!.. Ben, belki çok haklı olan bu isteği | bittabi yerine geetirebilecek vaziyet- te değildim. Nitekim, aradan bir müd- det geçtikten sonra, bana onların ya - şayış tarzlarını anlatanlardar, delikan- lının sözlerinin tahakkuk ettiğini işit- tim. Ve ikisinin de hayatına kıymış ol- duğümuü anladım. Görüyorsunuz ya? Bizler bazan, bir nikâh kıyarken, iki insana kıymış ka- dar ıztırap duyuyoruz! Naci Sadullah Ünitürk fiatları yökseliyor Sön günlerde Ünitürk fiyatları yükselmek- tedir. Bazı kimseler Ünitürkün fazla faiz ge- tirdiği mülâhazasile ellerindeki tahviberi bunlarla değiştirmektedir. Bu sebeple, dün borsada bir hayli muamele olmuş, bu yüzden birinci tertip Ünitürk 21,07 1/9, ikinci tertip Ünitürk 20,10 Türk lirası üzerinden muame- le görmüşlerdir. İstanbul Borsası kapanış fiatları 1 -4 - 1937 PARALAR | Alış Salış 1 Sterlin 61İ3.00 619,900 1 Dolar 123,00 — 126,00 20 Fransız Fr. 111,00 115,00 20 Liret 120, 125, 20 Belçika Fr. 80, B4, 20 Drahmi 18. 22,. 20 İsviçre Fr. 560 5SIS. 20 Leva 20. 23 1 Filorin 63. 66, 20 Çek kuronu 70. 75. 1 Avusturya ŞI. 21.00 23,00 1 Mark 25. 28. 1 Zloti 20. 22.50 1 Pengü 2, M 20 Lev li, 00 14.00 20 Dinar 48, 52. Ruble 00. 00, 1 İsveç kuronu 30, 82. 1 Türk altını 1042 - 1048. 1 Banknot Os. B. 247, 248. ği ÇEKLER Açılış -Kapanış Londra 617,75 — 618.00 Nev-York 0.79720 0,7910 Parls 17.2125 17.205 Milâno 15,05 15,04 Brüksel 471017 — 4.7012 Atina 88.4662 88.43 Cenevre 3,476) — 3,4750 Sofya 64.4275 — 64.4012 Amsterdam 14464 — 1.4458 Prag 22.6825 — 22,6730 Viyâana 4.2282 — 4.2265 Madrid 11.4690 — 11.4644 Berlin 1.9684 1.975 Varşova 4.1684 — 4.1660 Budapeşte 40064 — 4.035 Bükreş 108,135 108.09 Belgrad 34.6418 — 34.6275 Yokohama 2.7150 — 2.7140 Moskova | 24.68 24.69 Stokholm 3.1434 — 3.1383 l ESHAM Anadolu âm. & GÜ peşin | 00.00 — 00.00 A, Şim. 96 G0 vadelij 00.00 — 00.00 — Bamonti - Nektar 00,00 — 0900 Aslan çimento 14.75 — 14.8) Merkez bankasi 93.00 9300 | İSTİKRAZLAR Açılış — Kapanış Türk borçu I peşin 00.00 — 00.00 b » İ vadelil 20.70 2L075 » » T vadelil 20380 — 20.45 | TAHVİLÂT Açılış — Kapanış Anadolu I pe. 00.00 — 00.00 » — Iİ vadell 39.90 — 39.90 | » HÜpe 00.00 — 009.00 » Di va. 3990 — 39.90 Anadolu mü. peşin 0000 00.00 Milli roman Nilüfer muhakkak bir maceraniın |kurbanı olmuştur. Onu kaybettiği içm önüne çıkan ilk fırsattan istifade edi- yor. Bir kısmı daha ileri gidecek ve şu hükmü vereceklerdir: — — Nilüfer şeytan gibi bir kızdır. güzelliğinin ne kuvvetli bir tılsım ol- duğunu pekâlâ bilir. Fakat bugünkü muhiti ve aile hayatı onun bu cevheri- ni işletmiye müsait değildir. Nilüfer bunu anladığı için-önüne çıkan ilk mü- racaata itaat ediyor ve istikbali şüp - heli bir gence elini uzatıyor. Fakat maksat asıl bu izdivaç değildir. Bu işin resmi şeklidir. Nilüfer genç, güzel bir evli kadın rolü ile hayata karışacak ve asıl muvaffakiyeti o zaman yapacak! Bu hükümler ve bu fikirler doğru mu, değil mi? Ne yalan söyliyeyim. Senin ne kı - — ratta bir kız olduğunu yakından bilen- Jer bu şüpheye düşerlerse sana asıl ha- Silâh başına! No. 28 surhan Cahit yatı ve yaşamanın mânasını sayfa say- fa mektuplarla anlatan bir eski komşu çocuğunun serbestçe düşünmeye hak- kı.vardır değil mi? Başkaları ne düşünürlerse düşün - sünler. h Fakat ben ki sana her şeyi vadeden bir insan olarak karşına çıkmış bulu - bir yaşayış vadediyorum. Ve bu teklif- leri senin nişan kararından evvel he- nüz nişan dedikoduları başladığı sıra- larda yapmış bulunuyorum. Bütün bu samimi arzulara ve ricalara rağmen sen bana bir satır cevap vermeden, buluş- mak tekliflerime bir kelime ile muka- bele etmeden yürüyüp gidersen ayni şüpheleri benim de hissetmem hakh olur değil mi? Sana söyledim. Bir mülâzim, hele istikbali şüpheli bir nuyorum, Sana ebedi bir sevgi, temiz: bugünün karışık vaziyette mevkii ve| rile gireceğin evlilik hayatında pek çabuk devamlı bir kara kış başlıyacak- tır. Dedim. Ve anlattım ki hayat iki vücudün bir yastığa baş koymasından ibaret değildir. Sen yaşamak, gezmek, giyinmek, mes'ut olmak istersin, bu izdivaç sana bunların hiç birini vadedemez. Buna karşı sana şöyle bir hayat tek- Lif ediyorum. Parlak bir düğün, İsviçrede bir balar yı seyahati, Almanyada bir otomobil gezintisi ve kürk, elmas ve kadın eşya- st almak için iki haftalık bir Paris yol- culuğu, ve sonra yazın Tarabyada de- niz âlemi, kışın Nişantaşında ılık bir apartıman hayatı. İşte senin lâyik olduğun hayat bu. Şimdi senin girdiğin hayatın çerçe- vesini de. çizeyim. Zerdeli, pilâvlı bir düğün, mahalle kadınlarının sakızlı ağızlarında çekiş- tirilen düğün dedikodusu.. somyeleri ses çıkaran iki kişilik bir sarı prinç karyola. Danteleli bir kaç Japon bas- ması gecelik ve kenarlarına su çekil - miş patiska çamaşırlar, örtüler, Kışın sarı bir mangal başında kestane patlat- mak ve yazın, zeytin yağlı yaprak dol- ması yapıp Çırpıcı çayırına gitmek - [meı'ut edemez. Mor bir salkım ba.ha-L ten ibaret bir hayat. Ve bu ilk devrenin henüz yilı ta - mam olmadan araya karışacak bir çor cuk artık dokuz ay evvelki çiçekli ve kahkahalı düğün evinin havasına kes- kin sidik kokuları ve çocuk viyakla - maları ile öyle bir hale gelecek ki bir muharririn yazdığı gibi o mes'ut izdi- vaç gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlamadan ibaret kalacak! Düşün Nilüfer. Sen buna mı lâyik- sin?. Kabahatin ne, günahın ne , ki bu cehennem yolunu tutturmüuş gidiyor - sun, Cennetle cehennem için tanrı bile insanlara yol göstermiştir. Şu yoldan giderseniz cehenneme çıkar, bu yoldan yürürseniz cenneti bulursunuz. demiş. Sen ki zeki ve bilgili bir kızsın. Bu kadar elim bir hataya nasıl düşüyor - sun? Fakat dediğim gibi şimdi ben de beraber olarak seni tanıyanları ciddi bir şüphe almıştır. Bu izdivacı sen gaye olarak kabul etmiyorsun. Sen bu izdivacı bir basamak bir pa- ravan olarak kabul ediyorsun. * Ve asıl hayatını bundan sonra ku- racaksın. Bu bir fikirdir. Alameriken bir fi- kir. | —Avrupada ve Amerikada çok güzel AA z kızların izdivaç siyasetleri bu pilân ü- zerinde yürür. Önde zengin ve ihtiyar bir paravan vardır. Arkada genç ve se- vimli âşıklar, bu âşıklar parasızdırlar. Güzel bir kadını doyuramazlar. Fakat gençtirler. Gönül âleminde bir genç kadını mes'ut etmeğe muvaffak olur- lar. Onun için akıllı ve güzel kızın prensipi budur. Önce yaşına ve yüzü ne bakmağa lüzum görmeden herhan- ği bir zengin âşıkla evlenmek. Haya- tını bütün şatafatı ile kurmak ve son: Va. Bu sistem pekte yeni değildir. Fa - kat bunu bizim memleketimizde tat- bik etmek güçtür. Çünkü Amerikada ve Avrupada olduğu gibi bizde güzel bir kız kendini tanıtacak yeri ve muhi- ti bulamaz. Amerikada bir müsabakası yapılır. güzelliik Yüzlerce güzel kız bir yere toplanır ve güzel kız me- raklısı “zenginler de bu vesile ile dünya- nın her köşesinden gelen güzelleri da- ya doya ve alıcı gözü ile seyrederler. Bu güzellik sergisinde kesesine güve- nen muradına erer. Sinema artistleri: nin sık sık koca değiştirmelerinin sebe- bi nedir? Bizde bunu düşünmek abestir. (Arkası var)