Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ÜLülemi e SON POSTA <—-——— İsanyol âasileri bütün " cephelerde ric'at ediyorlar :a Sinema yıldızları İspanya hükümetine 300 bin İngiliz lirası gönderdiler. Cumhuriyetçiler Burgos -Londra, | (Hususi) — Valensden bii Hirildiğine göre Katalonyada kabine buhranı sona ermiş ve yeni nazırlar he yeti teşekkül etmiştir. Holivuttaki sinema yıldızları, şimdi- ye kadar İspanya hükümetine maddi “yardım olarak 300,000 İngiliz lirası gön Mdermişlerdir. İki hükümet tayyaresi buğün Suta- Oyı bombardıman etmişlerdir. Yapılan hasarat tesbit edilememiştir. ©. Cordoue cephesi, | (A.A.) — Havas *Ajansının muhabiri bildiriyor: Dünkü muharebeler esnasında yaka danan esirlerin büyük bir kısmı Faslı e İtalyandır. El Soldado istasyonunda duran er- Zak ve cephane yüklü bir tren milisle Yin eline geçmiştir. Endülüsün en mühim şehri olan ve Cumhuriyetçilerin eline geçen Jaen'de sevinç ve heyecan son dereceyı bulmuş tur. Alcaracejos ve Villanueva de! Du - gue'ün zaptı esnasında hükümet kuv- vetleri mühim mikdarda yiyecek ve mühimmat elde etmişlerdir. Ölülerin arasında hiç bir İspanyola tesadüf edil memiştir. Maktüller İtalyan, Alman ve Faslılardan ibarettir. Resmi tebliğ Madrit, | (AA.) — Mili Müdafaa Meeclisi tebliğ ediyor : Guadalajara cephesinde — hükümet kuvvetleri, Miralorioyu işgal etmişler ve sonra ileri hareketlerine devam ede rek Sealices de la Sal civarında âsile- rin münakalât yollarına hâkim olan mü üzerine yürüyorlar| him sevkülceyiş mevzilerini elde et - mişlerdir. - Bombardımandan ölenler Bilbao, | (A.A.) — Asi tayyareleri | Durango şehrini bombardıman etmiş- lerdir. Bombardıman neticesindee 200 kişi- ölmüş ve 300 kişi yaralanmıştır. Burgosa doğruü Santander, | (A.A,) — Reuter mu- habirinden: Hükümet küvvetleri, Bur- gos eyaletinde Reinosa cephesinde mü him. bir ileri hareketi yapmış oldukla rını 'bildirmektedir. Berillada âsilerin mukabil bir taar - ruzları, püskürtülmüştür. Bilbao, | — Milisler Burgos eyaletin de ileri hareketlerine devam etmekte- dirler. Bu kuvvetler yirmi kilometre kadar ilerlemişlerdir. “istanbul Üniversitesi dünya | İlmine birşey katacak yoldadır,, İzmir, 1 (Hususi) — Ankaraya giderken İzmir barosunun daveti üze- rine İzmire gelen -üniversite Rektörü emil adliye dairesinde ilk könferan- Ogini yüzlerce hukukçu münevverin hu Ozurunda verdi. Mahkemelerde devlet- “er hukuku mevzuunu ilim gözüyle —anlatan profesör uzün uzun alkışlan- “dı: Gece Ankarapalas salonlarında ba- tonun ziyafetinde söz alan Rektör de- "'ı ki: - d inien | — ni ve aksi takdirde mektebin müddet- — &İz olarak kapatılacağını bildirmiştir. - Hama l (Husüsi) — Vataniler ta- h rafından tertip edilen ve mahalli hü- «İstanbul üniversitesi Cumhuriye: çtin büyük eserlerinden biri olmaya 'namzettir. Üniversite Atatürkün yara- Obıcı ve başarıcı dehâsından feyiz aldı- ğı için ve onun dileklerini - tahakkuk ettiren yüce hükümetin başında bulu- - Hatayda çeteler Tecavüzlerini Artırdılar — (Baştarafı 1 inci sayfada) ' ve Amik mintakası köylerine jandar- Oma müfrezeleri sevkolunmuştur. Bu müfrezelerin zahirdeki vazifeleri Rey- haniye hâdisesinde alâkadar — olan | Türkleri tevkif etmektir. Hakikatte ise —maksat bu mıntaka Türk halkını taz- yik ve tedhiştir. Epeydir bu suretle yapılan tazyik- “ler kâfi görülmemiştir. Şimdi de Amik “ovasına Arap köylüleri hayvanlarını Cotlatmak bahanesile sevkolunmakta- ' dir. | Arap gazetelerine göre Nevval ve “Nuhan aşiretleri de akın halinde bu mıntakaya gelmektedirler. Gene bun- lara göre kuraklık bu hâdiseler - için “mucip sebep gösterilmektedir. Lâzkiye 1 (Hususi) — Reyhani- © yede bulunan mektepteki talebe Arap- ça okumağa icbar edilmektedir. Zorla Arapça tedrisata mecbür edilen çor cuklar grev ilân etmişlerdir. Vaziyet- ten haberdar olan Sancak Maarif ida- resi mektep müdürünü tazyik etmiş ve Türk çocuklarının mutlaka Arap: ça okumak mecburiyetinde oldukları- kümetten yardım gören müsellâh ser- seriler tecavüzlerini gittikçe arttırmak- tadırlar, Serserilerin teşkil ettiği çete- - ler her gün bir veya bir kaç köyü bas- - Maktadır. Son günlerde Zobahüryük köyün- ı 4 Basılan köylerde yağma edilen mallar de iki.. Akkuyu köyünde bir Türk mü- tecavizler tarafından öldürülmüştür. nan zatın yüksek kudretinden istifade ettiği için başladığı yolda muvaffak olacaktır. İlim eğer yalnız gösterişle şöyle böyle bir çalışmayla elde edilebilsey- di ilimden feyiz alan arkadaşlar bu yü ce şerefe mazhar olmazlardı. İstanbul üniversitesi dünya ilmine bir şey katacak — yoldadır. Evlâtlarını bize teslim eden babalara emniyetle söyliyebilirim ki çocukları bugünün dünden daha iyi olması, yarının bu- günden daha iyi olması için feyiz al- maya çalışıyorlar.» Rektör ikinci konferansını yarın ve recektir. Mevzuu Boğazlar anlaşması- dır. M_İ'ş Bankası kumbarası keşidesi 1000 Liralık ikramiye İnhisarlar müdürünün oğluna isabet etti Ankara, | (Hususi) — İş Bankasının D Nisan kumbara keşidesi bugün Ban- kanın umumi merkezinde çekilmiştir. Kazanan numaraları bildiriyorum : _l 000 liralık büyük ikramiye şehri - miz inhisarlar başmüdürünün oğlu Er doğana, 250 liralık ikramiye Ödemişte 115 Türkâna isabet etmiştir. 100 lira kazananlar 100 lira kazananlar şunlardır: Kon -| yadan 1988 Kâzım, İstanbuldan 23368 Fethi, 35588 Mustafa Ali, Ankâradan 22599 Galip, 17293 Hidayet Beyoğlun dan 3171 Kemal, İzmirden 4637 Rıza, Beyazıttan 876 Ziya, Sivastan 1531 Na ci, Diyarbekirden 1058 Kâzım. Elli ve 10 lira kazananlar şubeleere bildirilmiştir. Memlekete girmesi Yasak eşya Azalacak Ankara, 2 (Telefonla) — İktısat Vekâleti memlekete ithali memnu İis- te üzerinde yapmakta olduğu incele- menin sonuna gelmiştir. İthali Türk endüstrisini esasından sarsacak mikta- rı çok mahdut bazı eşya müstesna ol- mak üzere, bütün diğer eşyanın mem- lekete girmesi, bu tetkikatı müteakıp, serbest bırakılacaktır. hariçte açıkça satılmaktadır. Tecavüze uğrayan köylülerin şikâyetlerini ma- halli hükümet nazarı itibara almamak- [ tadır. Küçük Antant Nazırları Dün toplandılar (Baştarafı linci sayfada) dan parlak bir surette istikbal edilmiş- lerdir. Nazırlar bir müddet istrahat et- mişler ve bilâhare saraya giderek hu- susi defteri imzalamışlardır. Konseyin bir buçuk saat süren ilk toplantısına Çekoslovakya Nazırı Dr. Kamila Krofta miştir. Yugoslav baş ve dış Bakanı Dr. Mi- lan Stoyadinoviç bu celsede Bulgar - Yugoslav ve İtalyan - Yugoslav anlaş- maları hakkında arkadaşlarına izahat vermiştir,. Hariciye riyaset et- Yugoslavya Başvekilinin, bu ara- da, Macaristanla ayrı bir anlaşma ya- pilmiyacağı hakkında da müttefikleri- ne teminat verdiği zannediliyor. Nazırlar öğleden sonra saat 5 de ikinci bir toplantı yaparak, beynelmi- lel vaziyeti - gözden geçirmişlerdir. Konseyin mesaisi yarın akşama kadar devam edecek ve müteakıben bir teb- liğ neşredilecektir. Bu sabah çıkan bütün gazeteler, Küçük Antant konseyinin bu toplan- tısından hararetle bahsetmekte, veri- lecek kararların Avrupa sulhü bakı- mından çok mühim olacağını tebarüz ettirmektedirler. Siyast mahafilde hüküm süren u- mümi kanaate göre, bu toplantı Kü- çük Antantı takviye edeceği gibi, An- tantın bozguna uğramakta — olduğuna dair çıkarılan şayiaları da bilfiil tekzip edecektir. Konsey toplantıları hitam bulduk- tan sonra, önümüzdeki pazar günü, Çeköslovakya Cumhurreisi B. Beneş de Belgrada gelecektir. Belgratta üç gün kalacak olan B. Beneş, saltanat naibi Prens Pol ve hü- kümet erkânile temaslarda bulunacak- tır. Bu ziyareti müteakıp, siyasi maha- fil büyük bir heyecanla Türkiye Baş- vekili İsmet İnönünün ziyaretini bek- lemektedir. Yeniköy nahiye Müdürü hakkında Yapılan şikâyetler Yeniköy nahiye müdürü Bay Alâ- eddin hakkında vilâyet makamına ba- zı şikâyetler serdedilmişti. Emniyet direktörlüğünün ikinci şube birinci kı- sım memurları dün şikâyet ve iddiayı serdeden zat ile birlikte vaziyeti tetkik etmişlerdir. Kararı vilâyet — verecektir, nahiye müdürlüğü şimdilik vekâleten idare e- dilecektir . ——— TÇ e e Tz — — B r— ei AD eee el Bi eee Bd Bi Vö A T TU ves ee ln 'a £ . A | Sayfa 3 1 Nisan şakası (Baştarafı 1 inci sayfada) Benim «l| Nisan» için «yalan bayra- mı demeye de pek dilim varmıyor. Hattâ bence «l Nisan» gününe, «ya lan bayramı» değil, bilâkis «hakikat bayramı» demek çok daha yerinde 0- lur. Çünkü insanlar, senede yalnız bir gün, yalnız Nisanin birinci günü «ya- lan» i tesmen söylüyorlar, yan! «ya - lan» söylediklerini saklamamak «doğ- ru» lJuğunu gösteriyorlar. Bilmem ya - lan mı? . | Nisanda yalan söylemek âdetinin nereden, nasıl çıktığını hemen hemen kimse bilmiyor. Fakata içimizde, bu â- detin şerrine uğramıyan hemen he - men yok gibi. Ben dün, ne çeşit muziplikler yapıl- dığını öğrenmek merakına kapıldım. İlk aklıma gelen muhatap, Hüsevin Ca hit Yalçın oldu. Kendisinden | Nisan , münasebetile, dostlarının muziplikle- L rine uğrayıp uğramadığını SBordum. Güldü ve : — Bana, dedi, yegâne muzipliği, şim di bu suali sormak için beni yemekten kaldırtmakla siz yapmış oldunuz... Çok şükür, başka muziplerin akılları na gelmedim! Maamafih, muziplerin a- zalışı da, halkın yalana kanıksadığına delildir. Her gün | Nisanmıs gibi dav- ranan bazı gazeteler halkı yalandan çoktan bıktırdılar!.. Şehir Meeclisi azaladından muharrir Refik Ahmet Sevengil de gülüyor: — Bana, diyor, yapmak istediler a- ma, aldanmadım. Bazıları, saylavlığa seçildiğimi söyleyip, akılları-sıra yüre- ğimi hoplatmak istediler. Halbuki, bu- na kanabilmekliğim için; sade Nisa- nın birinci gününde bulunduğumuzu değil, münhal saylavlık olmadığını da unutmaklığım İâzım ! Doktor Tevfik Sağlam : — Ben, diyor, bu sene balığa perhi- zim. Bayat Nisan balığına deği:, taze barbunyaya bile karnım tok!.. Yalan esnafının hilelerine kanmamak için ted birli davrandım. Ve hizmetçime bir gün evvelinden : — Yarın, dedim, ilk işin bana Misa- nın biri olduğunu hatırlatmaktır! O da bu sabah (dün sabah) bu emri yerine getirince, bütün yalancıların ü- mitleri boşa çıktı! Konservatuvar müdürü Yusuf Ziya: — Sormayın başıma geleni... diyor... Ve anlatıyor : — Birisinde topluca bir alacağım var dı. Fakat vereceğinden de hemen he- men tamamen ümit kesmiş vaziyettey dim, Dün sabah bir adam bir zarf için de alacağım parayı tamamen getirmez mi? Birden bire, havadan para kazan mış gibi sevindim. Fakat çok geçme - den anladım ki, bu bana, o paradan ü- midi kestiğimi bilen arkadaşlarımdan birinin muzipliğiymiş ! Paranın, ümidin ve sevincin gelme- sile gitmesi bir oldu yani! Uzun böyü, geniş omuzları, nâzik tavırlarile, ideal bir zabıta memuru ti- pi olarak tanınmış bulunan meşhur ser komiser Naille de bir tesadüf neticesi karşılaştım ve ayni suali sordum: O, su alimi dinleyince, bütün diğer muhatap larım gibi gülemedi. Hattâ bilâkis, a- ğır bir hitaba maruz kalmış gibi kaş- larını hiddetle çattı ve : — Bırakin canım... dedi.,. Bazı hâ- diselerin şakası, bazı faciaların ciddisin den bile beter... Dün sabah, şurada otururken tele - fon çalındı. Tanımadığım bir ses, an - nem tarafından evde beklenildiğimi bil diriyordu. ÂAnnem - bir senedir rahatsız. Düşü - nün ki bir doktor : — Annenin iyilşmesi için kendisine biraz kan vermen lâzım! dese, damar larımı hiç düşünmeden hayrat gibi aça rım! O kadar severim annemi!.. Bu haberi alınca, ne hale girdiğimi tasavvur edersiniz değil mi” Büradan nasıl fırladığımı, otomobile nasıl atla - dığımı, eve nasıl girdiğimi bilmiyorum! Meğer bu Puason Davrilmiş... Yani Nisan balığı imiş... : Benice buna balik değil, zehir derler.. Düşünün ki bu şakaymış., Bu hare- keti şaka diye yapan baba dostunun bana bir de ciddi fenalık yapmaya kal kışacağını düşününce tüylerim ürperi:- yor ! Şaka niyetine yapılan bu suikastten de anlaşılıyor ki, şaka yapmasını öğre- neceğimiz zamana kadar, | Nisanın ya larları, diğer günlerin haltikatlerin - den bile acı olacak! — Naci Sadullah ——— WEEED SK CN l İ T Ü, © bu nevi derslere Türk matbuatının ihtiyacı yoktur Yazan: Selim Ragıp S spanyada cereyan eden dahili harp, ıancakw âzası bulunduğumuz Millet- ler Cemiyeti misakına olan bağlılığımız bakımından bizi alâkadar edebilir. Hal- buki bazı gazeteler, istiyorlar ki, Türk matbuatı, bu yabancı davada, Kızıl Madrid ve Valânsiya hükümetinin e- mellerine, menfaatlerine tercüman ol - sun, Bunu temin edebilmek ümidile anketler açıyor ve Türk milletini pek yakından alâkadar eden bir iç dava mevzuubahs imiş gibi, bir takım kim- selere, kızıl İspanyanın, bu badireden, muzaffer çıkması temennisinde bulun- duruyorlar. Onlara, telkin yolile ken- dilerinin her zaman açıkça söylemiye cesaret edemedikleri şeyleri söyletti - riyorlar. Kanaatimce, buü hal, sını'f kavgası mevcut olmıyan bir memlekette, böyle bir kavga ihdas etmek istemenin tâ kendisidir. Buna, böyle bir kavganın tohumunu ekmek demek te mümkün - dür. Hâdisatı bitaraf bir gözle görmiye çalışan bir gazeteci sıfatile, bu zihni - yettee olanlara söyliyebileceğim şey şudur: İspanya meselesinde olduğu gibi si- | yâsi bağla bağlı bulunmadığımız ya - bancı memleketlerin bütün iç davala - rında bir Türk gazetecisinin vazifesi, ne şunu tutmak, ne de ötekini tahkir etmek değildir. Hâdisatı, mümün mer- tebe afaki bir gözle görüp okuyucula- rına o yolda ifadede bulunmaktır. Her hangi bir kızıl harekete müza - heret cihetine gelince; ben ve benim gibi terbiyesi, an'aneleri, aile telâkki- si, vatan bağlılığı; velhasıl mukadde - sat namına onların tanımayıp bizim tebcil ettiğimiz mefhumlaria mukay - yet olanların vazifesi, böyle bir hare - ketin yalnız dışında kalmak değil, o - nunla karşı karşıya gelmekten çekin - memektir. Onlar daima orada ve biz daima beri taraftayız. —Selim Ragıp Herkes Türkiyenin Dostluğunu Kazanmak istiyor (Baştarafı 1 inci sayfada) tayişle bahsetmekte ve siyasi mevkii- miz hakkında da şunları söylemekte- dir: «Genç Türkiye Cumhuriyetinin muvaffakiyeti, Avrupanın — himayesi . olmadan terakki edemiyeceklerini zan- neden bir çok şark devletleri için, ör- nek olmuştur. 772,000 kilometre murabbaı bir ülke üzerinde 17 milyon nüfusun başaraca' ği çok büyük işler vardır. Türkiyede emperyalizm düşünce- leri yoktur. Yaptıkları inkılâpları yer- leştirmek için, huzur ve süküna muh- taçdırlar. Bundan dolayıdır ki statüko- yu muhafaza etmek yolunda sarfettik- leri gayreti samimi olarak telâkki et- mek lâzımdır. Yakın zamanlara kadar Sovyet Rusya Türkiyenin yegâne dostu idi. Fakat bugün Türkiyenin bir çok dost- ları vardır, Almanya ile iktısadi ve kültürel münasebet halindedir. Habeş - İtalya harbi esnasında yaptığı bir anlaşma ü- zerine, İngilterenin de dostluğunu te- min etmiş ve bu suretle Boğazların ü- zerinde milli hâkimiyetini tesis etmiş- tir. Fransa, Türk dostluğuna muhtaç ol- duğunu Sancak meselesi dolayısile da- ha yakından hissetmektedir. Balkan devletleri Türkiyeyi Bal- kanlarda sulhun bekçisi olarak telâk- ki ediyorlar ve Türkiyenin dostluğuna büyük kıymet veriyorlar. Efganistan, İran ve Irak Türkiye i- le yeni bir dostluük muahedesi imzala- mak üzeredirler. Harp sonrası tarihinde, bir insanın milletini yükseltmek için — sarfettiği gayretlere Atatürk'ün yaptıklarından |daha güzel misal bulunamaz.»