YKKT MA ÇIPDA ŞAT AA AÇNAN | $ f 3 F £ $ ğ t ; B ; Ş £ : ; ! ç ; t | ğ B ç(iın! galip gelse İspan: Neler oluyor? Yazan: Muhittin Birgen B spanyada, bir müddetten beri bir takım yeni şeyler vukua gelme- Be başladı; cephelerdeki muharebelerin yanı başında, şimdi bir de havadis ve haber muharebesi var: Hükümet mem- baları her gün yeni bir muvaffakıyet Veya Müzafferiyet ilân ediyorlar, Fran kistler de bunların ya aksini bildiriyor lar veyahut ta sadece tekzip ediyorlar. Cephe harbinin yanı başında bir de böyle resmi havadis muharebesi başla- ması elbet sebepsiz değildir. Elbelte hükümet orduları hiç olmazsa, mevzii birtakım muvaffakıyetler elde etmiş o- Jacaklârdır ki, kuvvetli bir nefesle gö- ğüslerini şişirerek, muzafferiye: boru- sunu üflüyorlar; fakat öte taraftakiler, Frankistler de son günlere kadar işgal ettikleri mevzilerin henüz şubat ayin- daki mevzilerine nazaran daha ileride bulunduğunu söyliyerek vaziyetlerinin fena olmadığı iddiasındadırlar, Hakika SON POSTA: - Bâazan 30, 40 yaşında öyle, insanla- Ta rastgelfriz ki yürüyüşlerinde, ko- nuşuşlarında, gezişlerinde büyük bir yorgünluk sezilir. Genç iken ihtiyar görünürler... Hayattan tamamen bez miş gibidirler. ten, Martın son günlerinde ellerinde bulunan mevzilere bakılırsa onlar da bunda haksız değildirler. Ancak, şu son bir iki gün içinde Bur gos hükümetinin neşriyatı daha kısal- maya, daha muhtasarlaşmaya başladı ve ayni zamanda Frankonun dahili si- yaset bakımından da müşkü! mevkide kalmış olduğunu gösterir havadisler ve şayialar çıktığı görüldü. Bütün bun'ar, elbet sebepsiz değildir. Ateş olmıyan yerden düman çıkmıyacağına göre, bu havadislerin altında, henüz hakiki vüs- at ve ehemmiyeti tamamen malüm ol- mıyan yeni bir vaziyet bulunduğu ve bunun da Burgos hareketinin lehinde olmadığı şüphesizdir. Herhalde hükü- met kuvvetleri şimdi daha iyi harbe- diyorlar ve daha kuvvetli hücumlar yapıp iyi neticeler alıyorlar, * İspanya vukuatının inkişâfını, soğuk kanla seyredenler için, bu yeni vaziyet karşısında, ne bir taraf ve ne de öbür taraf lehine heyecana kapılmaya ma- hal olmadığını zannediyoruz. Bugünkü Vaziyete göre gerek amele teşkilâtının, gerek generaller teşkilâtınm seri bir muzafferiyetle bir tarafı veya diğerini mağlüp edebilecek bir kuvvet sahibi olmaları çok şüphelidir. Bunun için mü cadele daha hayli devam etmek istida- dındadır. Bir tarafın veya ötekinin bü- tün sinirleri gevşeyinceye ve maddi kuvvetleri tükeninceye kadar daha hay H zaman devam edecek görünen bu va- ziyet İspanya halkının aleyhine olsa bile Avrupa sulhünün herhalde lehin- dedir, Öyle zannediyoruz ki, İspanyada bir tarafın veya ötekinin lehinde işler ne kada sür'atle inkişaf ederse beynel milel ihtilâtlar tehilkesi de © kadar at- tacak ve bir takım sürprizler karşısın- da bulunmak ihtimalleri çoğalacaktır. Halbuki, işler yavaş inkişaf edecek ©- lursa, İspanyada biribirile fillen dövüş mekte olan iki Avrupa bloku arasında, bu mücadeleyi İspanya sahnesinin ha- ricine çıkarmamak Üüzere formüller bulmak daha kolaylaşacaktır. İspanyâ işlerine müdahale etmemek kamitösinin çelışma —usullerine ve bu bu usllerle elde ettikleri neticelere baktıkça, İspanya işlerinin bu tarzda inkişafını temenni etmek. Avrupa sul- bü namına zaruri oluyor. Bu komite- nin bir kaplumbağadan bile yavaş yü- Tüdüğü gözümüzün önünde duruyor. 'Ondan ne bekliyebiliriz? * İşe İspanya tarafından bakıldığı za- man da bu memlekete acımamak ka- bil değildir. Hangi taraf galp gelirse gelsin İspanya, uzun zaman için ber- bat olmuş bir memlekettir. Deniliyor ki: «General Franko galip gelirse İspan ya h.?";l lm'n diktatörlük altında ezile- cektir.» Bu fikir elbet yanlı: gildir. Demokrasi dostları urıhndışnm Ssü- Tülen bu fikrin doğru olmasına müuka- bil, gözönünde tutulacak ikinci bir ta- Taf daha vardır: İspanyanın Halk Cep hesi orduları galip geldiği zaman da ge ne bir âmele diktatörlüğünün gelmesi Zaruridir. İspanya bundan içtinap ede miyecektir. Bazı milletler vardır ki bir türlü, demokrasiyi doğru dürüst tatbik etmeği ler. İspanya da bu Memleketlerden biridir. Bugünkü mü- cadelenin neticesi ne olursa olsun, han yada bir dik- 11 inci sayfada) SÖZ ARASINDA ——*|Petrolun tarihi İki saatta Bir traş olmuya Mecbur kalan adam Amerikada Teksas'da tanınmış a- vukatlardan Çim Neil her iki saatte bir tıraş olmak mecburiyetile karşılaş maktadır. Avukatın sakalları o kadar çabuk uzuyormuş ki eğer iki saatte bir tıraş olmazsa bir günde papaz gibi sakallı oluyormuş. Sabahleyin saat sekizde yazıhane- sine girer, saat onda da berberi birinci defa olarak gelirmiş. Davası olduğu zamanlar mahkemeye çıkarken hemen cebindeki tıraş — makinesini çıkararak tıraş olur ve salona bilâhare girermiş. Avukatı bir balo veyahut süvareye da- vet edenler berberini de çağırmak mecburiyetinde kalırlarmış. Artık sobaya ve kalorifere ihtiyaç kalmıyacak Alman doktorlarından Dyren Feuth Himalaya'da bir tetkik seyahati yap - İtıktan sonra, memleketine dönmüş ve teshin mevzuu etrafında . verdiği bir konferansta şu sözleti söylemiştir: «Kendi kendine telkin meselesinin günden güne ehemmiyet kazandığını Himalayada Tibet yaylalarında daha iyi anlarız. Buradaki insanlar ocak ne- dir? Odun ve kömür nedir bilmiyor- lar? Kaloriferlerden hiç haberleri yok. Vücutlarını telkin e wsıtiyorlar. Ayni şeyi ben de tecrübe ettim, bütün dü- şüncemi ısınma noktasında teksif edin ce isiniverdim. Siz de meselâ birden bire bütün düşüncelerinizi ayni nok- taya teksif ederseniz yüzünüze hara- ret basar. Islak bir çorabı ayağınıza geçirin ve mütemadiyen onun derhal kuruyacağını düşünün, çorap ayağır nızda sür'atle kurur.» Ortaköyde, Taşmerdivende oturan ralanmış. Hâdiseyi görenler hemen Vahram eline boş bir konserve kutusu ile bir miktar karbit geçirmiş. Karbiti kutuya doldurarak toprağa gömmek istemiş. Karbit nasılsa ateş almış, çocuk ya- mışlar, çok geçmeden sıhhi imdat otomobili yetişmiş, Vakitsiz yıpramış olanların hayat- larını gözden geçiriniz, düşünmeksi- zin sarfedip ihtiyarlıkta, parasız ka lan müarifler gibi vücutlerinin eğlen meye ve çalışmaya tahammül kuvve- tini israf etmiş olduklarını görürsü- nüz, ÜHER GON BİR FIKAA Bir Nisan şakası » 1 Nisan günü Ömer Seyfettin so- kakta yürüyordu. Bir tanıdığı ya- nından geçerken Ömer Seyfettinin yüzüne hafif bir tokat vurdu. Ömer Seyfettin şaşaladı: — Bu ne bu? — Bir Nisan şakası, Ömer Seyfettin sesini çıkarmadı; fakat bunu da hiç unutmadı, Bir se ne geçti. Ertesi sene 1 Nisanda eline bir baston aldı, Bir yıl evvel ken- dine 1 Nisan şakası yapanı aradı. Onu görür görmez bastonumu kal- dırdı. Biribiri arkasına bızlı hizli birkaç tane indirdi. — Aman kemiklerim kırıldı. Ömer Seyfetlin güldü: — Zarar yok cancağızım, 1 Nisan şakası. — Bu nasıl şaka bu? — Basbayağı şaka cancağızım. Ge |Ü cen sene 1 Nisanda bana yaptığın şakanın bir senelik, faiziyle birlik- ' te verilen cevabı! | | * l Sellülöitten Ayakkaplar Yapılmıya başlandı Artık kadınlar, kösele ve deriden ayakkabı giymiyeceklermiş, çünkü Viyanalı bir fabrikacı, bayanların a- yaklarının şeklini bozan, ve ayakları- nın güzelliğini örten şimdiki ayakkap- ların yerine sellülcid'den — iskarpinler yapıyormuş. Bu ayakkaplar, daha hafif, daha da- yanıklı oluyor, daha ucuza çıkıyor, her çeşit renge boyanıyormuş. Boya masrafına lüzum yokmuş, su ile yıkamak bu işe yetiyormuş. Birbirlerile evlenmek isteyen iki kardeş Fransada iki kardeş birbirlerile ev- lenmek istemişlerse de reisicümhur bu taleblerini red etmiştir. Hâdise şöyle cereyan etmiştir. : 34 yaşlarında Arman Svayz 27 y şında Jülyet isminde bir kızla tanış - mış ve bu gençler birbirlerile seviş - mişlerdir. Arman kızla evlenmek is « tediğini babasına söylemiş, fakat ba - bası kızın kendi gayri meşru kızı oldu- gunu ileri sürerek bu izdivacın önüne geçmiek istemiştir. Gençler, birbirlerinin kardeş olduk- İSTER İNAN İSTER İNANMA! çocuğu alarak hastaneye doğru yola koyulmuş. Fakat tam Beşiktaş önünden geçerken Beşiktaş kaymakam- lığının odacısı Mehmede çarpmış, adam ağırca yara- küçük bir çocuk, telefona yapış- | Tanmış. Otomobil W Genç ihtiyarlar.. WE hastaneye bir yerine iki yaralı götürmüştür. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Delikanlı, genç kız, vücut kuvveti tükenmez bir hazineç değildir. Para yı icabında yerinç koymak mümkün olabilir. Yıprayan vücudu tamir et- mek imkânsızdır. Hayatının hiç bir safhasında, hiç bir işinde itidalden ayrılma ! Ve bu farihten Garip bir hikâye —OT yer XD odi | İtalya - Habeş harbinde petrole ambargo konacağı zaman İtalya fena halde asabileşmiş, ve tayyareleri, oto- mobilleri, oldukları yerde durduracak olan bu karara, harbederek — karşılık vereceğini bildirmişti. Bu kadar bü- yük ehemmiyet alan mayiin kim tara- findan ve nasıl bulunduğunu bu mü- nasebetle bir Fransız gazetesinden naklen anlatıyoruz: 1818 senesinde Amerikada Ohior da Thorlen isminde bir çiftçi, kuyuları — kazarken — bir tanesinden su yerine garip bir mayi çıkmış, Thor- len bu pis ve çirkefli mayiin çıktığı kuyuyu kapatmış daha ileride bir ku- yu daha açmış, aksi gibi oradan da bu pis mayi çıkmış. O sırada bu mayii bazı yaralara koyan ve onunla pansur man yapan kocakarılar bunun fevka- lâde iyi geldiğini görmüşler. Bundan istifade etmek isteyen bir açıkgöz de petrolü şişelere koyarak (mucizeli bir mayi) diye ilâç olarak satmış. Ve bu yüzden dehşetli para kazanmış. Petro- lün bizim anladığımız mânada işe ya- radığı neden sonra anlaşılmış, Ne gariptir ki bir zamanlar ferdle- rin derdine deva olan petrol şimdi bey- nelmilel ihtilâflara yol açıyor! larım bilmediklerini ileri sürmüşler ve birbirlerine karşı kardeşten başka tür” lü hisler beslediklerini söyliyerek vei- sicumhurdan bu izdivaç için müsaade istemişlerdir. Reisicumhur, bu talebi red etmiştir. durarak onu da almış ve bu suretle Nisan 2 Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı İzmirin Üçok takımı Dün sabah geldi (Baştarafı 1 inci sayfada) leşmiş şekli olan Üçok takımı teker teker kuvvetli ve kıymetli oyunculara sahip olduğundan bugün eskiye nazas ran daha kuvvetli ve sağlam bir halde« dirler. İzmir takımlarının birleşmiş şekliye le ilk maçı yapmak üzere, geçen hafta İzmire giden Beşiktaş takımı | - O gibl küçük bir sayı farkiyle mağlüp olmuş tu. Doksan dakika devam eden bir oyuzn da bir tek sayının galibiyet için oynae dığı rol büyük olmakla beraber, haddi zatinda bir gol her zaman küçük bir sayıdan başka birşey değildir. Bandırma yoliyle İzmire kadar yo « rucu bir yolculuk yapan Beşiktaş takı mının Hakkı ve Şereften de mahrum olunca kuvvetini yarı yarıya kaybetti. ğini haklı olarak kabul etmek lâzım « dır. İzmirde iki takımın oyunu müsavl şartlar içinde geçmediğine göre burae da revanşın: seyredeceğimiz oyun ha» kikf vasfını gösterecek ve Beşiktaştarı ziyade bize İzmir takımını tanıttırmış olacaktır, İzmirliler ne diyorlar? İzmirin Üçok spor takımı oyuncular Tı dün sabah Bandırma yoliyle şehrimi ze gelmişlerdir. Kadro on altı oyuncudan ve iki ida. reciden mürekkeptir. Dün İzmirli oyun curlarla görüşen muharririmize misa- firlerimiz demiştir ki: — İstirtahat etmek maksadile İstan « bula iki gün evvel geldik. Beşiktaşın İzmirdeki Oyununu gördükten sonra, burada ümidimiz fazladır. Kadromuz tamamdır, Normal bir oyun çıkardığı mız takdirde kazanacağımızı Ümit edi. yoruz. Üçok takımımın İstanbulda Beşiktaş ile yapacağı maçın hakemliğini Nihat Asım ve Fenerle yapacağı maçı da Şa: zi Tezcan idare edecektir.e Bir tayyare rekoru Roma 1 (A.A.) — İtalyan ihtiyat zabiti Niclot 100 kilometrelik kapalı devre üzerinde tayyare sür'at rekoru:* nu kırmış ve bir Breda 88 muharebe taygaresile Fransız tayyarecisi Arna* ux'nun rekorunu 41,520 kilometre ge- çerek saatte 517, 837 kilometre katetr miştir. Bu resim sizin mi ? Son Posta okuyucuları arasında bir eğlence tertip etti: Hergün memleketin bir köşesinde çekilmiş kalabalık bir halk - kıtle« sini gösteren bir fotograf çektiri. yoruz. Bu fotografı altıncı — no« ter Bay Galip Bingöle göstermekte, içinden tek bir simayı ayırmaklayız. Dikkat ediniz! Bu seçilen sima belki sizi, belki bir dostunuzu, belki uzaktan yakından bir tanıdığınızı gösteriyor. Mesele basit: Seçilen resmin sahib: ida- remize müracaat ettiği zaman kendisi- ne üç (firalık bir hediye takdim edile« cektir. Okuyucu taşrada ise mektupla müracaatını müleakıp hediyesi yolla « nacaktır. Yukarda gördüğünüz fotograf İstanbulda Türbede, çehreesi yuvar« lak dahiline alınmış olan yavru matbaamıza müracaat ederse he- diyesi derhal verileceektir. Bundan ev- vel neşrettiğimiz fotograflarda kendile rini tanıyan okuyucularımız matbaamı za müracaat ederek hediyelerini almak tadırlar, * DİKKAT: Bu sütunda resimleri çı- kan okuyucularımız, hediyelerini bir hafta içinde almalıdırlar, Aksi halde haklarını kaybedeceklerdir. Bu müd. det İstanbul haricindeki okuyucuları- mız için on beş gündür. Eminönü Mal müdürü Ankara, 2 (Telefonla) — Eminö- nü Mal Müdürü Bay Hüsnü, Yozgad |muhasebeciliğine tayin edilmiştir. Yoz İzad muhasebecisi Bay 'Nejed İstanbul tahsil kontrol memurluğuna gelecek- luı.