.den anlaşmayı aktedenlerden herhan- z HN vemKL a aa A m e aai - E N a 'SON POSTA | y 'AĞ M B 3 ; ELGRAF HAB ERLERİ Fransızlar kontrol işine dün bilfiil başladılar İspanyaya gönüllü götüren bir Fransız vapuru tevkif edildi, 25 komünist Fransız topt aklarına iade edildi Londra 27 (A.A.) — Reuter teb>- liğ ediyor: Bu akşam salâhiyettar ma- hafilde beyan edildiğine göre, İspan- yaya gönüllü — gönderilmesini mene- gi tarafın bu anlaşmayı ihlâl edeceğini zannetmek için ortada hiç bir sebep yoktur. Ve böyle muhil bir hareketin vuku bulduğu da bildirilmemiştir. İngiliz ve Fransız hükümetleri 20 şubatta meriyete giren mezkür anlaş- manın ihlâlini fevkalâde vahim bir ha- teket olarak telâkki edeceklerdir. Gö- nüllüler meselesinde İngiliz ve Fran- sız hükümetleri arasında hiç bir ihti- 1&f olmamıştır. ve yoktur. Beynelmilel kontrol komisyonu — vazifesine başla- mıştır ve bunun mümkün mertebe kısa bir zamanda fi'li olmasına Lon- dra ve Pariste büyük bir ehemmiyet atfolunmaktadır. İngiliz. ve Fransız hükümetleri şimdilik başkaca hiç bir tedbire mahal olmadığı mütaleasında- dırlar ve bu hususta yeni hiç bir teklif' İken Sanspareil adındaki Fransız vapu- de yapılmamıştır. Fransızlar hâlâ endişede Paris 27 (A.A.) — İtalyanın İs- panyaya karşı vaziyeti matbuatı endi- şeye düşürmektedir. Le Peuple bu hu- susta diyor ki: «Musolini'nin İspanyayı istilâ et- mekten vazgeçmiş olduğunu söylemek le ağzımızı kapamak istiyorlar. Halbu- ki Duçe'nin haysiyeti bu istilâyı icap ettiriyor. Hâdisat bize bu işin mahiye- tini öğretecektir. » Ocuvre, şöyle yazıyor: tİspanyada kalan beş fırkasını tak- viye için olsa dahi İtalyanın bu mem- lekete yeni İat'alar sevketmesi ihtimal dahilindedir. Fakat Londra ile Parisin herhangi bir şekilde buna mani olmak için manevi bir mecburiyet hissetme- melerini teminen İtalya bu sevkiyatı aleniyete vunmadan Yyapacaktır.» Kontrol başladı Paris 27 — Cerbere adındaki Fran- sız sahil muhafaza gemisi Fransız - İs- panyol hudut sularında kontrol yapar- —— | İtalyan - Yugoslav anlaşması karşısında Rusya ve Fransadan sesler yükseliyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Georges Blum Berlinden aynı gaze- teye şu satırları yazıyor: «Alman memnuniyeti, bugün Paris. te hissedilebilecek olan inkisarın tam tamına muadilidir. » Tabois, Övr gazetesinde yazıyor: «Parisin bazı salâhiyettar şahsiyetle ri az çok ihtiyatlı davranmakta ve İtal a - Yugoslavya anlaşması hakkında Lt’î bir hüküm verilebilmek için, Yu goslavyanın bir taraftan | Nisanda top İlanacak olan küçük anlaşma fevkalâde konferansındaki ve diğer taraftan 4 Ni sanda kendi misafiri olacak otan Bay Benese karşı hattı hareketinin ne ola- tağını görmek icap edecektir. Malüm- dur ki, Fransa tarafından küçük anlaş- maya teklif edilen mahut karşılıklı yar dim projesi bu iki tezahür vesilesiyle görüşülecektir.» Ami du Peuple gazeteesi diyor ki: «En mütemayil tefsiratta bulunan « lar için dahi Belgrad anlaşmasını dip- lomasimizin bir muvaffakıyeti olarak göstermek oldukça zor bir iş olacaktır. Petit Journal gazetesinde Paul Ris- telhueber yazıyor : ; «Düçe-Alman usulü bir pakt yani ilk hedefi hasmı zararsız hale koymak olan bir vesika imzalamak istemiştir. Fran sanın uzün müddet temenni edilen bu yaklaşmadan dolayı sevinmesi lâzım cl makla beraber Belgradın siyasetinde beliren değişiklik hakkında da düşün- Mmesi icap eder.» Sovyetlere göre Moskova 27 (A.A.) — Pravda ga- kzetesi İtalyan - Yugoslav anlaşması hakkında diyor ki: «Habeşistan harbi, İtalyan * İngiliz Münasebetlerindeki gerginlik, —Akde- hiz hâkimiyeti mücadelesinin şiddet- lenmesi gibi hususta Musoliniyi bü - Yük bir harp takdirinde hiç değilse Yu goslavyanın bitaraflığını elde etmek Meselesile karşılaştırmıştır. Fransız emniyetini baltalamak İtalyan Faşistleri İngiltere ile Yu- goslavya arasında münasebetlerin dos- tane olduğunu nazarı itibara almıyor değiller. Fakat Dalmaçyadaki emelle- tinden muvakkaten vazgeçmek sureti- le küçük_ antantın bir köşesini çökerte- ceklerini ümit ediyorlar. Bu suretle Fransanın bu mMmiıntakadaki emniyet sistemi de baltalanmış 'olacaktır. Belgrad anlaşmasının kollektif em- niyet ve taksim edilmez sulh ile hiç bir | alâkası olmadığını görmek için hiç de pertevsiz lâzım değil. Adriyatik deni- 'zini de İtalyan - Yugoslav mütarekesi, Roma - Berlin mihverini icad edenle- rin hazırladıkları taarruza yaramakta- dır. Tebrik telgrafları Belgrad 27 (A.A.) — İtalyan - Yu goslav paktının imsazı dolayısile İtal- ya Kralı ile Yugoslavya naibi Prens Paul arasında tebrik telgrafları - teati edilmiştir. —— Ankarada Ankara, 27 (Hususi) — Diyarıbe- kirden hareket eden Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya yarın sabah yedide şehrimize dönmüş bulunacaktır. Belçikanın tamamiyeti Brüksel 27 (A.A.) — İyi haber a- lan mahfeller sureti umumiyede Kral Leopold'un Londrada tamamile muci- bi memnuniyet neticeler aldığını bildir- mektedirler. Bu mahfeller Paskalye yortusundan sonra İngiltere, Fransa ve Belçika arasında Belçikanın tama- miyetini bir menfaat mukabilinde 0l- maksızın temin eden bir itilâf akdedi- leceğini ilâve eylemektedirler. Bir tayyare enkazında Bir milyon franklık Alfın para bulundu Paris 27 (A.A.) — Lyon şehri ci- varında düşerek parçalananCapricor- nus ismindeki tayyarenin enkazı ara- sında bir milyon frank kıvmetinde al- tın para çıkarılmıştır. runüu Bearn burnundan iki mil mesafe- de yakalamış ve Port - Vendres'a gö- türmüştür. Vapurda İspanyaya gitmek üzere 20 komünist gönüllü bulunu- yordu. Bu komünistler İntrepide tor- pidosuna nakledilerek en yakın PFran- sız jandarma merkezine götürülmüş- lerdir. j Beynelmilel kuvvetlerle Milisler çarpışmış su saat 23 de bildirmiştir: Emin bir membadan aldığımız ma- lümata dayanarak temin edebiliriz ki, Guadalajara cephesinde Trancena ya- kınında karışıklıklar devam etmekte- dir. Beynelmilel kuvvetlerle Milisler a- rasında şiddetli münakaşalar olmuş beynelmilel kuvvetler Milisleri dağıt- mıştır. Milislerden 14 ölü ve 37 yaralı vardır. Bir kaç saat sonra hâdiseler te- kerrür etmiş ve hakiki bir muharebe- den sonra tank kullanan Milisler bey- nelmilel fırkadan 31 kişi öldürmüşler- dir. Balkan Antantı ekonomi konseyi Atinada bir tebiiğ neş- redildi, Eylülde Ticaret Odaları toplanıyor Atina 27 (Hususi) — Balkan eko- nomi konseyinin dünkü son vcelsesine riyaset eden Başvekil Metaksas söyle- diği nutukta konseyin Balkan Antantı milletleri arasındaki manevi bağları in kişaf ettirdiğini tebarüz ettirerek veri- len kararların tahakkukuna âzaların çalışmasını tavsiye etmiştir. General Metaksasa Yugoslavya hey'eti reisi cevap vermiştir: Takarrür eden şeylerin tatbikine çalışacağını ve Yunanistanın kalkın: ması için yapılan şeyleri 25 martta ya- kından görerek - hayran - kaldıklarını söylemiştir. Neşredilen tTesmi tebliğde Balkan Antantı devletlerinin Balkan haricine satacakları mallar için müşterek me- sai tarzı tesisi etrafında tetkikat yapıl- dığı ve eylülde Antant devletleri Tica- ret Odalarının toplanacağı beyan edil- mektedir. Paskalya yortuları İngiltere ve Ş'mal mem- leketlerinden Parise ekın başladı Paris 27 (Hususi) — Paskalye yor- tuları münasebetile vilâyetlerden ve ecnebi memleketlerden, bilhassa İn- giltereden binlerce kişi Parise akın et- |mektedir. Bir çok Parisliler de cenuba hareket etmişlerdir. Londra 27 — Paskalye - tatilinden istifade etmek üzere dün yüzlerce Londralı, hükümet merkezini terke- derek sahillere ve köylere gitmişler- dir. Korkunç bir facia Deliren bir çiftçi kendisini ana, baba ve iki hizmetçisini yaktı Chateauraux, 27 (A.A.) — Bir çiftçi delirerek çiftliğine ateş vermiş ve gerek kendisi ve gerekse babası an- nesi ve iki hizmetcisi —atesler icinde yanmıştır, Rabat 27 (A.A.) — Verdad radyo-| —- eli ei Önü c Orlta Avrupa Siyaselinde Belgrad merhalesi (Baştarafı 2 inci sayfada) yasetinin inkişafında bir merhaledir. Nitekim, Bulgar . Yugoslavya anlaşma sı, Milâno konuşması da birer merhale idi., Düne kadar siyasette kâh bu dev. letin, kâh ötekinin siyasetlerine yar- dımcı rolü oynayan memleketler, Bal- kan Paktı ve İtalya anlaşmaları yolu ile, yavaş yavaş müstakil bir siyaset sahibi oluyorlar. Düne kadar, sıyaset işa retlerini Paristen alan Yugoslavya, bundan böyle takip edeceği siyasette daha müstakildir; ona bu istiklâlı, bir taraftan Balkan paktı, diğer taraftan İtalya ile anlaşma temin etmiştir. Ken. disini Fransaya bağlayan ipler şimdiye kadar siyasi idi; iktısadi menfaatleri ise başka tarafta idi. İktısat, siyasete ga- lebe çaldı ve Yugoslavya da daha müs- takil ve daha rahat bir siyaset sahibi oldu. İtalyaya gelince, İtalya, gelecek gün- leri çok karanlık görünen bugünkü si- yaset dünyasında, bu yeni itilâf saye- sinde yan sahalarından birini daha em- niyet altına almıştır. Zaten İtalyanın bir zamandan beri ehemmiyetle takip ettiği siyaset budur: Âkdenizde, Kızıl. denizde, yani İmparatorluk politikasın da ve dünya işlerinde rahat çalışabil- mesi için İtalyanın, bu suretle, yan ta- raflarını emniyet altına alması lâzım- dı. Almanya ile yaptığı kuvvet mihveri sayesinde, bu memleket, yanlarını bi- rer birer emniyet altına alma siyase- tinde şimdiye kadar hayli şeyler yap- mışken bu defa bunlara bir de Yugos- lavya anlaşmasını ilâve ediyor. * ” Bütün bu anlaşmaların bugünkü ga- yeleri, muhakkak surette sulhtür. Fa- kat, her sulh bir harp için değil midir? Muhittin Birgen Bir tütün deposundan 3000 lira çalındı (Baştarafı 1 inci sayfada) ra konurken parada bir miktar açık çık- mıştır. Müessesenin muhasebe memuru ©o gece saat bire kadar çalışmış, hesap etmiş, kitap etmiş açığı kapamış, ertesi gün ame- lelere tevzi edilmek üzere hazırladıkları pa raları da sağlam bir dolaba sakjamışlardır. Fakat memurlar ertesi sabah depoya gelip de muhasebe dairesine girdikleri za- man şaşırıp kalmışlardır. Binanın üst ka- tında amelelerin çalıştıkları salondan bir ip sarkıtılarak muhasebe dairesine inildiği-j ni, pencere açılarak içeri girildiğini ve pa- radan 3000 lirasının aşırıldığını, bir torba içinde bulunan 1000 gümüş liranın da bıra- kıldığını görmüşlerdir. Vaziyet derhal Beşiktaş polia merkezine haber verilmiş, memurlar giderek derhal tetkikata başlamışlardır. Bu tetkikat sıra- sında muhasebe dairesinde — tütün kokan bir boyunbağı bulunmuştur. Parmak izi- memurları da dolap etra- fındaki parmak izlerini almışlardır. Fakat henüz bir neticeye varılamamıştır. Depo kapandığı zaman içeride gizlenen bir ada- min bu işi yapmış olmasından şüphe edil- imektedir. Zabıta tahkikatı bu üç bin İira- nın nasıl sırra kadem çıkaracaktır. bastığını meydana ALE © Afrika Fransız müstem- lekelerindeki kaynaşma © Tehlike tamamen uzaklaşmadı Yazan: Selim Ragıp DE pey bir zamandan beri Şimalf Afrika Fransiz müstemlekele. rinde ve bilhassa Tunusta mühim bir galeyan var. Bunun sebebi, yerli hal- kın istismar edilmekte olduğunu gün- den güne daha iyi anlamakta bulunma- sıdır. Halkın bu hususta aydınlanması- na, Destür ismi verilen ve Tunusun is- tiklâl davasile uğraşmakta bulunan ce« miyetin büyük himmeti vardır. Nite- kim ayni galeyan Cezayirde de göze çarpmaktadır. Bunun sebebi de, Tu- nustakinin aynidir. Hele, bir müddet evvel, Sosyalist Blum hükümetinin bir kısım Cezayirlilere seçmek hakkını ver mek istemesinden infial duyan Fransız müstemlekecilerinin toplanarak buna muhalefeş; etmek istemeleri, Cezayirde bu galeyanı azami haddine çıkardığı gibi Tunusta sükünetin muhafaza edi- lebilmesi için, bu mıntakaya asker sev- kedilmesi gibi cezri tedbirlere başvur- mak zarüreti hâsıl olmuştur. Hattâ, vaziyet, Tunustaki Fransız komiseri ile Tunus Beyinin aralarının açılmasını icap ettirecek kadar gerginleşmiştir,. Bir kısım Fransiz matbuatına bakacak olursanız, ahvalin bu şekle girmesi, yerli halka karşı gösterilen zaafın bir neticesidir. Bundan ötürü, bu adamla« ra yüz vermemek ve daima yumruk al tında bulundurmak gerektir. Şu hal, Fransada bir Sosyalist hükümet bulun- masina rağmen, — müstemlekecilikten fayda gören ve menfaatlenen kimsele- rin, prensip ve programları ne olursa olsun, işin kârlı ucunu niçin kolay ko- lay bırakmıyacaklarını, bırakamıyacak larını âyan bir surtte gösleriyor. Fa- kat unutulmamak gerektir ki yumruk siyaseti nihayet bir dereceye kadar te- sir gösterebilir. Hızını alan bir ideolo. jiyi, ondan sonra, hiç bir küvvet, hiç bir suretle yolundan alıkomaz, Kf Bir ara ciddi surette vehamet göste- ren ahval, nisbi bir. sükünet âarzeder oldu, Her ne ka- Tehlike dar bugünden ya tamamen rına bir harp teh u zaklaşmadı | likesi mevzuu bah solamaz idiyse de 1914 harbinin de, bu nevi şeraitle doğ- duğu düşünülerek gidişatın iyi olmadı- ğı kendiliğinden tezahür ediyordu. Ha zırlıklarını kismen ikmal devresinde bulunan İngilterenin bazı kararlar al mak azimkârlığını: göstermiş olması, yaklaşan tehlikeyi, şimdilik uzaklaştır- dı. Fakat bulutlarla kaplı bulunan si- yaset ufku, henüz berraklaşmış sayıla- maz, bunun olabilmesi için, daha ziya« de iktısadi âmillerin düzelmesi lâzım- dır, Asıl salâh bu cihette temin edile. bilirse, bariş emniyeti pürüzsüz olur. — Selim Ragıp | l_ Sabâhtan Sabaha | nirle motör dünyaya hâkimdir. ber çalışıyor. azami sür'ati bulmak lâzımdiır. line getirmiştir. mi bir sür'at devrindeyiz. cek ! mı? ki ! Yerde, gökte ve denizde en yüksek sür'ati müthiş motörleri kullanacak kuvvetli sinirler beraber yetişiyor ve bera: Yarış İnsan siniri ve makine kuvveti başbaşa gidiyor. Dünya başdöndürücü bir hareket halindedir. Aşk ve edebiyat artık efsane olmaya başladı. Si« yaratan motörler ve bu Artık tabii ömür insanlara az geliyor. Zamandan tasarruf etmek için l5 Saatte 450 kilometre giden otomobil, beşyüz mil yapan tayyare mo- törü, tabiatin en korkunç rüzgârlarını eski edebiyatın (bâdisaba) sı ha- Motör kuvveti bu cehennemi hareketle yükselirken insan siniri ve ada« lesi de azami randımanını vermek için çabalıyor. Yarış atlarını geride bırakan koşucular, balinaları kaplumbağaya çevi ren yüzücüler, boğaları koç haline düşüren boksörler yetişiyor. Et ve kemik hiç bir devirde sinire bu derece itaat etmemiştir. Medeniyet dünyasında her gün bir yeni rekor kırılıyor. İnsan adalesi çelikleşiyor. İnsan kuvveti motörleşiyor, Hummalı bir yarış ve cehenne, Her gün taze bir hızla arttığını gördüğümüz bu sür'at ne kadar süre Mesafe ve zaman mefhumlarını alt üst eden bu sür'atin arlık insan ze. kâsını ve insan sinirini âciz bırakacak bir noktada durması ihtimal; var Dimağdaki fosfor. vücuttaki sinir ve ruhtaki hassasiyet tükenirse hel- Bürhan Cahit