28 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

28 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-di elindeki taşların mühimlerinden ©- al?esünli Makale: Her g ün W İnsan gezdikçe öğrenir.. B Sözün Kısası Orta A;"Pa siyasetinde GODT Kazıklama Belgrad merhalesi Bâbındadır ! Yazan: Muhittin Birgen undan birkaç ay evvet Musolimni, Milânoda verdiği büyük nutuk ta İtalya ile Yügoslavya arasındaki münasebetlere de dokunarak bunların günden güne iyileşmekte olduğunu söy lediği zaman, Avrupanın birçok yer. lerinde bu sözler daha ziyade bir gös- teriş şeklinde telâkki edilmişti. Bu iki memleket atasında sıkr bir dostluk- kü rulabileceğine inananlar 0 zaman pek azdı. Fakat, Kont Ciano'nun son seya- hati ve bu seyahatin vâsıl olduğu iti- lâf, bu mütaleaların yanlışlığını gös- termekte gecikmedi. Hattâ, itilâfın bu kadar kısa bir zamanda meydana gel- mesi, nikbinler için dahi bir sürpriz ol- du. T Gene son günlerde Ayusturya Baş- vekili Budapeşteye resmi bit ziyaret yaptı ve orada bütün bir gün Macar devlet adamlarile müzakerelerde bulun duktan sonra Viyanaya döndü. Sehuseh nig (Şuşnig) bu seyahate çıkarken, kendisinin Macaristana, Çekoslovakya ile de bir anlaşma teklif etmek istedi- ğinden bahsedilmişti. Ziyareti mütea- kıp neşredilen resmi tebligde «Roma protokolu anlaşmasının tedrici surette Tuna memleketlerini de hududu içi - ne alması hususunda her iki arafın da mMüttehit bulunduğu beyan edilmiştir. Tuna memleketleri içinde Çekoslovak- ya var mıdır? Çekoslovakya karşısın- da kendisini çok matlüplu hisseden Macaristan, bu memleketle dost olabi- lir mi? Bu noktalar şimdilik müphem ve karanlık kalmakla beraber Buda- peşte mülâkatını takiben Ciano'nun Belgrat seyahatine ve bu seyahatin ne- ticelerine bakılırsa, Çekoslovakya ber| — Ingilterede hukuk hâkimlerinden taraf, hiç olmazsa Yugoslavya mesele.|birinin karısı bir başkasına kaçmış ve ““&P“Ğ“NWE konuşulmuş olâuğu | damcağız, âhır örnründe feci bir va- anlaşılır. — K ziyetle karşılaşmış, neticede kadınla- AELEN İlalya » Tugkalavıı " İra fena halde kin bağlamış. sı, Roma protokolüne imza koyan İk R Z Tıma memleketi arasında ilk defa ola-| — Bü hâkim geçenlerde bu vak'aya müşabih bir dava — rüyet ediyormuş. rak son mülâkatta konuşulmuş bir şe: . İBu Bövi davalarda ekekler kadınlar de değildir. Yugoslavya ile İtâlya ara- sındaki konuşmalar öteden beri Maca-|dan tazminat alırlarınış. Bu müteka- ristanca da malüm oldukları başka ay- |bil bir usul imiş. Fakz£ hâkim kadına rıca, Yugoslavya ile Macaristan arasın- t lıükmelmıı;iq. Adam itiraz iddetle bağırmış: da bir hayli zamandır yaklaşma hare- — Sevineceğine itiraz ediyorsun. keti de vardır. Kadından, o büyük dertten kurtuldun, bir de üstelik para mı istiyorsun? İki isim taşımanın mahzurları Dün İstanbul adliyesinde gazeteci arkadaşlarımızdan Kâzım Şinasi ile muharrirlerden Cevat Rifatın davaları vardı. Mübaşir kendilerini mahkemeye ağırırken, şu şekilde var kuvvetile ba tprdı: — Kâzım, Şinasi, Cevat, Rifat, Kâzım Şinasi gelmiş, Cevat Rifat gelmemişti. Elindeki listede her ismin arasına bir virgül konmuş - olacak ki, lmübışiı reise döndü: Yalnız bir kişi gelmiş efendim, d üçü gelmemişler! dedi. Günde 5000 mektup Bazı insanlar hayatlarını evleri ile çalıştıkları daire arasında geçirirler, Tatil günlerinde odalarında kapanıp kalırlar. Hayatlarını sadece içinde ğaşadmlın dar muhite inhisar e. er. Karısı kaçan İngtliz hâkiminin Verdiği hüküm S a S SS * Demek oluyor ki İtalya ile Avustur. ya ve Macaristan aralarında yapılmış olan bir itilâfa İtalya i arasında yapılan yeni bir anlaşma ilâ- ve edilmiş bulunuyor. Bir takım al. Mmetler de gösteriyor ki Yugoslavya ile Macaristan arasında mühim bir yak- laşma hareketi vardır. Belki de yakın bir zamanda bu iki memleket . ki arâ- larında Yugoslavyadaki Macar ekal! yetleri davası gibi Macarlarca gayet mühim olan bir Yardır lerile büsbütün anl: Bu gidiş, İtalyanın ve onunla bet ber Almanyanın orta Avrupadaki n fuzlarının — ve dostluklarının — gittikçe hudutlarını — genişletmekte olduğunu - Rgösterir. Bu bakımdan bilhassa bu son Belgrat anlaşması en mühim olan hâ- dî=. içwıııı Yugoslavya, öteden bee ri talya ile, hem de Macâristanla çok fena ihtilâflar ve rekabetler içinae L alan adam. y bulunuyordu. Bu rekabetler, onu Fran|, — P'Zim gazetede Teyzenin açtığı an- sanın Şarki Avrupa paktlarına bağla- ket'ümit edilmedik bir rağbet gördü. mıştı. Vükia, bugün, Küçük İtdar, ol-|Her gün gelen mektup miktarı yüz a- d!ığu gibi durüyor ve Yugoslavya Kü- |dedini - geçiyor. Yerinin azlığından çük İtilâfa olan bağlılığını muhafaza günde yalnız beş mektup — koyabilen ettiğini mütemadiyen söylemekten hali |yazı işleri müdürü âdeta ürkmüş vazi- ;lmîhd.d;m'nmb?ü;u:rduğu “ve|yette... «Bu ne müthiş alâkal» diyor. bağk MVH;MD ğ:;""';: O böyle düşünürse eski İngiltere taç- bi ühm-bı?kr hîll ll!“. TÜ a ay:i. :. ü darı yeni Dük dö Vindsor ne yapsın... manda Macaristana da yaklaşmakta olması, Fransız pakt sisteminin zayıf- lamış bulunduğunda artık şüphe bırak TdiT. maz. Fransanın Halk Cephesi tecrübe- si, bu memleketin dış siyaseti bakımın- dan kendisine hayli pahalıya mal 01- || muştur. Geçen son bahardan beri, sıra- | sı geldikçe bu sütunlarda söylemiş ol. duğumuz gibi, Almanya ile İtalya, Or. ta ve Şarki Avrupada Fransa siyase- tine Şatranç tahtası üzerinde mânevi bir «açmaz» yapmışlardı. Fransa yoktur. Bunun önüne nasıl geçmeli lan Yuğgoslavyayı toptan veya — perakende — olarak kaybetmiştir. * Belgrat anlaşması Orta Avrupa si- (Devamı 3 üncü sayfada) <4 UNF ğ bu açmazda artık İSTE Kai MK 1 K AYti SÖZ ABASINDA Hergün bir çoğuna cevap vermeğe manmasını seven Leopold, gayet kö-| — Kral herhalde çok mühim bir (Cevabları yarın) mecbur olduğu 5000 mektup almak- tü bir denizcidir. Ufak dalgalara bile|mesele müzakere ediyor ki bu büyük *«' Ka yanalnez; dörkn? mides Valâfır. Bu | fedakürlila yözü 'alti dönekteğitlir. z Ş İSTER İNAN İSTER İNANMA! İstanbulda muhtelif cins etlerden çeşit çeşit pastır- ma ve sucuk yapılır, hepsi de dana etinden Kayseri- de yapılmıştır, iddiasile satılır, aldanmamanın imkânı Encümeninin verdiği karara bakılırsa bundan sonra | ve pastırmaların üzerlerine hangi çeşit etten yapıldı AT SON POSTA E. Talu ransanın" kültür. hâdimlerinin en ileri gelenlerinden Piyer Larus isğminde bir adam vardı ki fran- sızcanın gramerini ve Fransız lügati- ni tekemmü| ettire ettire, memiekeli- nin hars işlerinde bir otorite, yani «sözü herkesinkinden fazla: dinlenir» oldu. Piyer Larus öldü, gitti.. fakat kür « duğu müessese onun çizmiş olduğu üzerinde muvaffakiyetle yürüdü. le ki, bugün, bir iddiayı tevsik için; «Larus böyle yazıyor!'» demek kâfidir, O mülessesenin neşreylediği her ki- tabiın kabında, deve dikeni çiçeğine üfleyen bir kadın başı resmi, etrafın. da da: «Her esen rüzgâra tohum saçı: yorume öbaresi vardır. Bu remz ve bu düstur boşuna değildir: Larus neş- İ gerçek, dünyanın her bucağına yayılır.. her ölde gezer.. her kütüphar nede yer bulur, İzlandadan, Okyanüs. yaya, ve Pasifik adalarına kadar, yüz binlerce fikir adamı, davalarında La e rus'dan ihticae ederler. ? Düne kadar, benim de yazı müsa « mın üzerinde bir Laruüs lügati bulu « nurdu. Pek sevdiğim Fransız dilinin orada inceliklerini arar, bulur, mü e kelezziz olurdum. Bir kaç gün devam eden son bir ra e hatsızlık esnasında, kitabı gene karış. ftırmak istedim. O aralık ziyaretime gelen bir dostum: — Ne 0? diye sordu. Empaler keli- mesini mi arıyorsun? — Ne münasebet? — Bul da oku Bu tavsiyenin altında bir maksad Bulundukları muhitin dışına çık - mak arzusunu duymayan insanlar, tek noktaya tevcih edilmiş, kımıl. damaz bir dürbüne beüzerler, Bütün hayatlarında hep ayni manzarayı gö rürler, nihayet hayattan da bikarlar, İnsan değişikliğe muhtaçtır. Kafa- sında taşıdığı bilgi hamulesi çok ya. şamakla değil, çok görmekle artar, arasıra muhifinizin dışına çık'nız, ta tillerin mutlaka kırda geçiriniz, mümkün olduğu kadar geziniz!, 6045 Kilometrelik Mesafeyi kayakla Kat'eden kızlar HER GON BİR FKM | Haydi cehenneme Adam cennetin kapısına gitti. Ka: pıdaki melek sordu: — Sen dünya ne idin?: — Evli jidim. — Öyleyse gir cennete, dünyada çektiğin azap kâfidir. Arkadan gelen sevinmişti : — Beni de, dedi, iki defa evlendim. Melek kızdı: Ve bağırdı: — Bir defa evlendin azap çeklin, hoşuna gitti, ikinci bir defa daha evlendin,. Haydi cehenneme git, O- raya girdiğin zaman kendini üçüncü defa evlenmiş farzedersin ! —— —& İngilterede bütün Memurlara bildirilen Bir beraet hararı İngilterede zabıta memuruna haka- Buryato - Mongolya'lı beş sporcu genç kız, Buryato - Mongolya Cumr | gizli idi. Önce E harfini, sonra da tav. huriyetinin merkezi olan Ulan - Üde-|siye olunan kelimeyi buldum.. ve o « den 21 teşrinievvelde hareketle başlar | kudum: dıklrar, yarı yaya ve yarı kayakla yüz| «Empaler - Kazıklamak. Türkler, rüyüşü, Moskovada 6 martta muvaffa: | hâlâ önemli canileri kazıklarlar.» kiyetle nihayete erdirmişlerdir. Bunu, en sahih malümatı vermek « Bi gönç daxlâr . Üb gi etleilü vür le mârüf, en ciddi bir lügat kitabı ya rüyüşleri esnasında 6045 — kilometre ııyurdııi' B AA kadetailardız.. Yeğan l 2000 bileri | ga eta Byüyen gözlerimiz Ca a y < 8 ki de yepyeni bir hakikat ufku açıldı.. metresini, günde vasati 48 kilometre-| —.. Türkler hakkında Larus gibi bir den, yayan olarak yürümüşler, ve bi-|.serden bu malümatı aldıktan sonra, lâhare kayaklarla giderek geri kalan | Fransızların, Hatay meselesinde hâlâ mesafeyi, günde vasati 70 kilometre| bizi niçin kazıklamak istediklerini öğk üzerinden katetmişlerdir. renmiş oldum. Bu beş genç kız, bu suretle, kadın- Ü_ lar arasındaki her türlü — mukavemet Yürüyüşleri — rekorlarını — kırmışlardır. Bilhassa şurasını kaydetmek icap eder kelşidaaee T Y YRERE a. ki, katettikleri yol çok güç bir yoldur. E. E. Talu iyileşti Bu esnada dağlar aşmışlar, stepler geç- Arkadaşımız Ercümend Ekrem Talu bir müddettenberi rahatsızdı. Lehül « hamd iyileşmiş bulunmaktadır. Oku « mişler ve bilhassa Ural dağlarını ka- tetmişlerdir. Bu yürüyüşe iştirak eden genç kız- yucularımızın - lezzetle tâkib ettikleri ların en küçüğü 17, en büyüğü ise 24 | Çazılarına eskisi gibi devam edeceği yaşındadır. Bunlardan birisi kolkhoz- | gibi, rahatsızlığı yüzünden neşri geci- cu, ikiaj fabrika işçisi, biri de talebe ve | ken romanı da, bir müddet sonra in « biri de #por muallimidir. tişar edebilecektir. -Okuyucularım:za Bu genç kızlara; Şürüyüşleri esnür bünu müjdeler, arkadaşımıza âfiyet S Sükdeğsike öpörcu 'du milakür çemiğ'Aa| S bunlardan biri yürüyüşü idare eyle-| Biliyor musunuz ? niştir, DERİ İ enmen z ei Ş Moskovaya muvasalatları esnasın- 'da bu genç kızlar, böyük tezahürle| Yeünluğu ne kadardır? karşılanmış ve gerek sporculukları ve| 2 — Almanyada ilk defa demiryolla- gerek cesaretleri için hakkile alkışlan- | fını kuran adam kimdir? mışlardır. 3 — Harizimi'lerin sallanatını As « ee Bi ai TTeate — | Yada hangi hükümdar yıkmıştır? Hari- sefer, Manş denizini geçip de İngilte- | fini'ler en satvetli devirlerini hangi tTeye gitmesi bu sebepten dolayı k 'hükümdarları zamanında bulmuşlar « bir l'ıîıdı'ıe olmuştur. dır, bu hükümdar bilâhara nerede, na« Belçikalılar: sıl ölmüştür? ret ettiği töhmetile mahkemeye sevk edilen bir adam beraet etmiş ve bu be- raet kararı Dahiliye Nezareti tarafın- dan bütün devlet memurlarına tamim edilmiştir. Hâdise şöyle cereyan etmiştir: Bir işaret memuru, dalgın dalgın geçen bir adama: — Bana bük, öyle sersem sersem dolaşma çiğnenirsin demiş. Adam memurun yüzüne bakmiş, memur kızmış: — Sen kim oluyorsun ki böyle be nim yüzüme bakıyorsun, sözümü din- le de çiğnenmeden defol git! demiş. Adam hiç istifini bozmamış: — Kim olduğumu sana söyliyeyim demiş, kendime hakaret ettirtmek i- çin, vergi Veren ve sizin maaşlarınızı temin eden bir budalayım. | — İşaret memurü bunu hakaret telâk- ki etmiş, mahkemeye müracaat etmiş. Fakat mahkeme şu karari vermiş: — Millet sizin — velinimetinizdir. Millete hakaretamiz, şiddetle söz töy- lemeğe hakkınız yoktur, Vatandaş çok doğru' söylemiştir. Nezaret hâkimin bu sözlerini bü- tün memurlara tamim etmiştir. Denizi sevmiyen Kral Avrupanın, vapur yolculuğunu, ve kısaca denizi sevmiyen yegâne Kralı Belçikanın " genç hükümdarı — üçüncü Leopold'dur. Babası gibi dağlara tırr | — Obi yahud Ob ırmağı nerededir, 1 — Atüilâ, Büyük Hün İmparatorlu- ğunu İsa'nın doğumundan 437 yıl son- — ra kurmuşlür, ve Romalılarla Katalo- nik ovalarında Roma kumandanı Ae- tius ile harbetmiştir. 21 — Kurbağa üzerinde elektrik tec- rübesini Galvani, 1791 yılında yapmış- tır. 3 — Ankarada Büyük Millet Meclisi Hükümeti teşekkül ettikten sonra Ve- killer Hey'eti 920 yılının mayıs ayın- da, 2 nci gün ilk toplantılarını yapmış- ga ğini gösteren bir etiket asılacak, bu da halkın aldan: masının önüne geçmeye kâfi gelecektir. Fakat bazı esnafın fazla kurnaz, halkın da bu sahada aldanmaya alışkın olmasına bakarak biz pastırma ve susukalra e- tiket yapıştırmannın fayda vereceğine pek inanmıyo- ruz, fakat ey okuyucu sen: R İNAN İSTER İNANMA! ? Belediye Daimi satılan — sucuk

Bu sayıdan diğer sayfalar: