ULUS 28 MART 1937 P 3 üncüde ÂAtina'da toplanan Bal- kan Ekonomi konseyi çalışmalarını bitirdi ON SEKİZİNCİ YIL. No: 5625 ADIMIZ, ANDIMIZDIR R HER YERDE 5 KURUŞ Atatü S rk Halkevinde| Atatürkün bursalıların Ankara Halkevinde tertib ettikleri Uludağ gecesine yüksek huzurlariyle şeref verdiklerini yazmıştık. Yukarıda Büyük Önderi Halkevinde görüyorsunuz. Başbgıkî Siyast Müsteşarlar Falih Rıfkı ATAY Yeni siyasi müsteşarlar İlis- tesi gazetelerimizde neşredilmiş- tir. Bir iki eksiğin de pek yakında tamamlanacağını zannediyoruz. Siyasi müsteşarlığa seçilen ar- kadaşlarımız, uzun müddettenbe- ri, Kamutay ve Parti işlerinde müstesna iş ve karakter vasıfları ile tanınmış olduklarından kendi- lerini yeniden takdim edecek de- giliz. Fakat cihan demokrasi buh- ranının bugünkü safbası içinde, Türkiyede siyasi müsteşarlıklar kurulmasının, umumi vazife fay- dalarından gayri, hususi bir ma- nâsı da vardır. Herkes bilir ki Atatürk, hürri- yet ihtilâlinin ilk günlerinden başlayarak, hiç bir an meclissiz çalışmamıştır. Milli hâkimiyet sis- teminin her millete ve o milletin her zamanki ihtiyaç ve zaruretle- rine göre değişen şekilleri vardır. Demokrasi prensipleri, hayatı ve onun hakikatlerini zorlayan don- muş kalıplar gibi telâkki edile- mez. Kemalizm demokrasisi, bi- zim ihtilâlimizin ve milli bütün şartlarımızın eseridir. Dikkat e- dilmek lâzım gelen nokta şudur ki, Türkiye cumhuriyeti, cihanda demokrasi buhranı başladığı bir devirde kurulmuş olduğu halde, bizde, milli hâkimiyet düsturları- 'na ve onun yüksek müessesesine sadık ve bağlı kalmak ananesi sar- sılmamıştır. Nitekim, bugün dahi, 'kuvvetli hükümet yapmak için parlamentoları zayıflatmak davâ- sı güdülürken, yeni siyasi müste- şarlıklar, bilâkis, bizde, hükümet- le Kamutay arasındaki samimi el- birliğinin daha fazla kuvvetlen- dirilmekte olduğunu gösteriyor. Bu asırda, halk yığınlarını hi- çe sayan bir rejimin durluk bula- cağını zannetmek bir hayaldiır. Demagojinin ve hususi menfaatle- rin alabildiğine tahrik edeceği a- marşik bir demokrasinin, kuvvetli bir hükümete dayanç olabileceği- ni tasavvur etmek de, hayal ol- makta, ondan geri kalmaz. Milli hâkimiyete sağlam bir inkişaf ze- minini, milli şartların hakikatle- rinde arayan rejimlerdir ki tehli- keli buhranlardan — korunmağa muvaffak olacaklardır. Bizim demokrasimiz, milli bir- liği ve bütünlüğü en fazla sağla- yan ve milli faaliyetlerin verimi- ni en çok artıran usulleri ve şekil- leri arayarak, ve hürriyetin anar- şiye doğru, otoritenin zora ve keyfe doğru tefsirlerini reddede- rek yürüyeselmistir, ı Hindli münevverler Parsi başrahibinin kızı Bn. Babsy Bombay Parsi baş rahibinin kızı ve oğlu şehrimizde bulunmaktadırlar. Her iki hindli münevver Türkiye hakkında çok iyi intibalar edinmişlerdir. Hindli. ler kendileriyle görüşen bir arkadaşımı- za büyük Önderimiz Atatürk hakkında en derin hayranlık hislerini anlatmışlar- dır. Bu husustaki yazı beşinci sayfa- mızdadır. İtalyanlar İspanyaya gönüllü yollamıyor Londra'da anlaşmanın bozulmadığı teyid edilmektedir. Roma, 27 (A.A.) — Giornale d'İtalia yazıyor: İtalyan hükümeti daha geçen haftanın başlarında, — ispa işle- rindeki duruma dair İngiltereye inanca vermiş bulunuyordu. İtalyan hükümeti İspanyaya katiyen yeni kıtalar gönder« mek fikrinde olmadığını temin eyle« miştir. İngiliz kabinesi çarşamba gün- kü toplantısında bu inancayı almıştı. Bunun içindir ki, İngiltere, fransız dış bakanının ingiliz ve alman elçileri- ni kabul ederek girişmek istediği te- şebbüse iltihak etmemiştir. (Sonu 4. üncü sayfada) Mi Dünkü maçta Başbakuan İs - met İnönü ve bakar..... ımız A, gucunu Ii küme maçları Fenerbahçe 4-1İ yendi Dün Ankara slîıjygilıında milli küme maçlarına devam edilmiştir. Fener. baçe Ankara Gücünü 4 - 1 y iştir. (Maça aid tafsilât 6. mcı sayfamızdadır.| İş bankası 14 üncü çalışma yılında B. Muammer Eriş'in sözleri Türkiye İş Bankası hissedarlar umumi heyeti yarın saat on beşte toplanacaktır. Bu *oplamtı dolayısiyle Banka Genel Direktörü B. Mu- ammer Eriş, memleketin ekonomik sahasında değerli çalışmalariyle büyük varlık yösteren bu milli müessesemizin faaliyeti hakkında ga- zetemize şu izahatı vermiştir: “— Bankamız ondördüncü ça- lışma yılına girmiş bulunuyor. Ge- çen yıla aid faaliyetimizin ana çiz- gilerini ve elde olunan neticeleri gösteren İdare meclisi raporumuz, önümüzdeki pazartesi günü top- lanmaya davet edilmiş bulunan u- mumi heyetimizde görüşülecektir. 1936 da bankamızın işleri, memleke- tin umumi vaziyetinde olduğu gibi, bir yıl evele nisbetle inkişaf göstermiştir. Mahsullerin süratle ve memnun edici fiyatlarla satılmış bulnması, seyyal ban. ka muamele hacmini genişletmiş; ik- razattan yapılan tahsilâtta kolaylık te- min etmiş ve umumiyetle plasman bü- yümüştür. Aynı yılda piyasalarımızda iflâs ve konkordato vakalar. n nor- (Sonu 4. üncü sayfada) İş Bankası Genel Direktörü B. Muammer Eriş Kooperatifçilik cemiyetinde ! B. Celâl Bayar'ın söylevi H Ş BK İ Kooperatifçilik cemiyetinin toplantısında bulunanlar (Yazısı 6. ıncı sayfada) İspanyada Tayyarelerle bombardıman Salamanka, 27 (A.A.) — Bu gece neşredilen resmi bir tebliğde şöyle de- nilmektedir : “Düşman tayyareleri Hueska ve Sa- ragos kasabalarını bombardıman etmiş- lerdir. Bombardıman neticesinde bir kaç kişi ölmüş ve yaralanmıştır. Madrid cephesinde Majadahonda ve Aravaka bölgelerinde dan yapılan hücumlar müştür. milisler tarafın. geri püskürtül- Kordon cephesinde bütün bölgelerde topçu düellosu olmuştur. Diğer Lephelerde kayda değer bir şey yoktufr. Enternasyonal kuvvetlerle milisler arasında çarpışma Rabat, 27 (A.A.) — Verdad radyo- su saat 23 de bildirmiştir: (Sonu 6. ıncı sayfada) B. Şükrü Kaya Elâzizde Elâziz, 27 (A.A.) — İç işleri bakanr ve parti genel sekreteri B. Şükrü Ka- ya yanındaki zatlarla beraber bugün hususi trenle saat dörtte şehrimize gel- mişlerdir. Bakanımız genel müfettiş ge- neral Alpdoğan'la valimiz ve kalabalık bir balk kütlesi tarafından kaışılan- sreştır. f | Şeker endüstrimiz Türkiye şeker fabrikaları anonim şirketi, evvelki gün, umumi heyet top- münasebetle de aid raporunu neş- lantısını yaptı ve bu son faaliyet yılma retti. Bu raporun bize verdiği malü« mat göğüslerimizi kabartacak ma « hiyettedir. İlk önce şunu hatırla « malıyız ki türk endüstrilerinin bi « rincisi ve en eskisi olan şeker en« düstrisi on yaşını doldurmuştur. On se-« ne evveline kadar, her masnu şey gibi, şekeri de dışardan getirtiyor ve pahalr yiyorduk. O tarihlerde yabancı memle. ketlerden Türkiyeye giren şekerin mik- darı 62.971 tondu ve bu yüzden dışarı çıkan türk parası ise 12.712.000 lirayı buluyordu. Bugün yidiğimiz şekeri, kendi top- raklarımıza ekip yetiştirdiğimiz pancar« la kendi fabrikaalrımızda istihsal edi- yoruz. Bu, şu demetkir ki şeker endüste rimiz, mühim bir gıda maddesini bol bol temin ettikten başka, türk çiftçisini ve türk işçisini de kazandırıyor ve bü- yük bir servetin, saadet ve refah unsu-' leket içinde kal ru olarak imkân veriyor. Şeker sanayii, ilk maddesi pancar oduğu için, köylümüzü çok yakından a- lâkadar eder. Bunun içindir. ki şeker fabrikaları« nın kurulduğu sahalarda kuvvetli bir köylü kalkınması olmuştur. Şeker fab-« rikalarımız pancar eken köylüye azami yardımı göstermektedir. Köylüye to« hum tevzi etmekte, ziraat âletleri dağit« makta ve ziraat teşkilâtiyle köylüyü tarlasında murakabe ve irşad etmekte« dir. Köylüye çalışmasını kolaylaştırmak için para avans vermektedir. Senede el. li bin çiftçi ailesi, 25 bin hektar araziye pancar ekiyor ve 400 bin tondan fazla pancar istihsal ediyor. Memleketimizde pancar çiftçisinin geçindirdiği köylü nüfusu, bugün, 400 bini tecavüz etmek- tedir. Fabrikalar kendi sahalarında me- murlarının ve işçilerinin olduğu gibi (Sonu 4. üncü sayfada)