B Sayfa SON POSTA Tarihten Sayfalar: İstanbul nasıl kuruldu? 4 * Yunanistandan yeni bir vatan aramak üzere yola çıkanlar Sa- rayburnunu görünce hâli olan bu toprağa bayıldılar. Fakat kâhin kendilerine yeni vatanlarının körler memleketi karşısında olacağım söylemişti. Acaba Kadıköyünde oturanlar kör mü idiler? Madem ki Yazan: Bundan iki bin altı yüz yıl önceydi. Yunanistandı Korent berzahı civarın: da Megarid denilen küçük bir hükü - met vardı. O zaman Yunanistanda olan bir çok küçük hükümetler gibi bu da demokrasi ile idare olunurdu. Yılda bir seçilen bir reisi, bir meclisi, reis v€ meclisi seçmek için halkın toplandığı bir (Agora - çarşı) sı vardı. İklim iyi, hava güzeldi. Fakat toprak o kadar verimli değildi. Gittikçe çoğa- Jan halkın ayni toprakla beslenebilme- si güçleşiyordu. Yaşamak için daha çok mahsul almak gerekti. Bu ihtiyaçtır ki halkı başka memleketlere gitmek için zorluyordu. Magarid halkının sıkıntısı bilhassa bu hükümetin merkezi olan Meğara da göze çarpıyordu. Milâttan 658 yıl önee, bir gün Meza- ra halkı Agorada toplandı, Bir kısmının toplu bir halde başka memleketlere g meleri lâzım geldiğine karar veridi. Çok geçmeden de bu kalabalık ve £ zel şehirde derin bir yas vardı. Kardeş- ler, oğullar, analar, babalar birbirleri den ayrılıyorlardı. Başlarına tunç miğ- ferlerini koyan, arkalarına zırhlarını giyerek silâhlarını kuşanan adamlar limandaki büyük bir geminin son ha. zırlıklarını yapıyorlsrdi. Şehirden ayrılacak olanlar kendile- vine Vizas adındiki reis seçmişlerdi, Vizas yol ve harp elbiselerin! giymiş olduğu halde semiz bir boğay: ardın * dan yürüterek mâbede gitti. Mermör| direkli, beyaz mibraplı mâbedin tunç kapısı önünde durdu. Beyaz elbiseler giymiş olan kâhinden bir ricası olduğu nu bildirdi. Onlar da bütün eski Yu - nanlılar gibi bir işe girmeden önce bu- nun sonunun ne olacağını, kazanmak için ne yapmak lâzım geldiğini kâhin: lere sorârlatdı. Ayni zamanda papaslık eden bu kadın veyâ erkekler de gökte- ki yıldızlara, uçan kuşlara, tavukların yem yeyişlerine yahut bunun gibi di. ğer şeylere bakarak bir hüküm verir - lerdi. — Kumandan Vizas! Mademki bu ulu mâbede semiz ve genç bir boğa kurban ediyorsun, seni ve senin adam- larını kurban olmaklan kurtaracağız Söyle, dileğin nedir? Vizas ağır bir sesle, başka memleke- te gitmek istediklerini söyledi, akilli bir adamı sonra İstanbul dururken Kadıköyünde oturuyorlardı, elbette kör idiler. İ Turan Can Bu sözler pek müphemdi. Zaten kâ- hinler hep böyle konuşurlardı. Onlari fazl, söyletmeye uğraşmak kimsenin haddi değildi. Vizas bunda hiç bir müp- hemlik yokmuş gibi baş eğdi. Teşekkür etti ve adamlarile birlikte mâbetten ay- rıldı. * Ertesi sabah iki gemi Ege denizine açmışlardı. Bu gemilerin provaları yüksekti, bi- rer ejder başı şeklinde oyulmuş, süs - lenmiş, yaldızlanmıştı. Teknenin si giren kısmı da öne doğru kılı; balığının çenesi gibi uzamış, denizi yarıyordu. Yirmi dört çift kürek yavaş yavaş suya dalıp çıkıyor, tek direğine çekilmiş olan kocaman ve murabba bir yelken rüz- gârla şişiyordu. Geminin bordasında kalkanlı, mz. raklı muharipler vardı. Çocuklar ve kadınlar daha içerde, ambarlarda sık; sıkıya uzanmış veya oturmuşlardı. Öndeki geminin kıç tarafında ve daha yüksek bir yerde Vizas görülüyor, ayakta olduğu halde ufukları gözeti - yordu. Bu iki gemi günlerce gittiler. İrili ufaklı adalara, başka kıyılara uğradı” lar, Fakat boş ve güzel bir toprak par- çasına rastlayamadılar. ( Altın posteki)yi elde etmek için Yunanistandan Kafkas kıyılarına gi - den Argonatların tuttukları yoldan gi diyorlardı. Eski Trovayı sağda bıraka” rak (Hellespon-Çanakkale) yi geçtiler. Mavi Marmara kıyılarını da tarayarak en sonra Bosforun ağzına geldiler O sırada vakit sabahtı ve güneş yesil dağların ardından bütün güzelliğile do- guyor, etrafa altın yaldızlarını serpi - yordu. Vizas her tarafa baktı, Sağda (Kalkedon - Kadıköy) vardı ve orada" ki küçük şehir surların içinde henüz yanıyordu. Eskiden Fenikelilerin bü- yük bir ticaret iskelesi ve limanı olan Moda koyunda bir kaç gemi ve kayığın direkleri görülüyordu. Vizas'ın gözleri oradan sonra karşı tarafa, Sarayburnuna döndü. Bu sırada eirafındakilerden bir kaçı birden bay- kırdılar: — Ne güzel yer! Yeşillikler içinde, üç tarsfı denizle çevrilmiş olan ve Boğazın eşsiz manza- rasına, Marmeranın engin maviliklerir ne bakan bu yer sahiden güzeldi. “Türk, sineması : “Savoy otel Hans Albers ve Brigitte Horney dan: Vak'a 1911 senesinde Moskovada Savuy otelinde cereyan etmektedir. Oteldeki tüccar Daşenko, ayni otelde ikamet eden karısı Nastaja ile olan talâk davasının neticesini beklemektedir. Bu arada Nastaja (Şuvalov) Adında bir adam İle tanışmıştır. Şuvalor ka» dınan Yk. Kocasını “öldürmüş “ve bu yüzden Sibiryada senelerce: kaldıktan sonra avdet etmiştir. Şuvalov da Dâşenko kadar Nastaja'yı sev- mektedir. Fakat Nastaja biç birine aldıriş etmiyor. Olelin genç garsonu Andrel'yi se- İviyor. Andrei ise otelde hizmet gören Anna isminde güzel bir kızla nişanlıdır. Bu siralar- da Dâşa simli bir kız otelde çalışmağa baş- byor. Andrel bu yeni kıza bir akşam birtik- te germeğe gitmeği tekli! ediyor. Delikanlı bu kıza verilmek üzere Nastaja'dan bir eibi- se ister, İki genç hoşça vakit geçirirler. Kış- kançlık sa'kasile Daşanın ©lbise hursızlığı yaplığını ileri sürerek Anna polise müracaat eder. Kim kurtarmak isteyen Andrei hemen Nastajaya gidip kendi lehinde şahadette bu- Yunmasını rica eder. Fakat Nastaja bu tekli- fi reddeder. Tam bu arada bir silâh patlar ve Nasteja ölür. Katil olarak Andre! tevkif edi- lir. Mahkemede Anna katilin Andrei olduğu- nu söyler. Andrel mahküm olur. Fakat gü- nün birinde hapisten kaçar ve asil katil o- lan Daşeriko yakalanır. tarafın- Adolf Volbguk ve Renate Müller tarafın. dan Reji: Viliy Forst Darid ve Filip isminde Iki arkadaş vardı Bunlar birbirlerinden katiyyen ayrılmamak. talardı, David otomobil meraklısı Filip ise plâjlarda vakit geçirir. Bunlar aralarında mühim bir karar vermişler. Bu karara göre ikisi birden ayni kadını sevmiyecekler. Pa- kat tamamile aksi olarak ayni kadın her i- kisine birden âşık olmuştur. Bereket versin ki David güzel Gaby'yi; Filip ise Vlolayı sevmektedir Günün birinde iki arkadaş ayni zamanda Kendilerini sevmekte olan ve Alme ismini ta- sıyan kadının evinde buluşurlar ve her İki- sl de bu kadından kolaylıkla kurtuldukları- Yukarıda sağda (Kör ebe), soldu (Linç kamuzu), aşağıda sağda (Kadınlığın sirri), selda (Savoy otel) filmlerinden birer sahne Haftanın filmleri “Sümer, sineması: Kadınlığın sırrı İrene Murne ve Robert Taylor tarafı (Kraliçe Meri ) Marie Stuart Doktor Hüdson muayenehanesinde s9 düşer ve ölür. Tedbirlerin vaktinde alınm? Frederik Marş ve Katrin Hepbum tara- İmasına sebep, sun'i nefes makinesinin se fından bir adam olan Bobi Meriki'nin hayatını Kv v imasından ileri Bu film İskoçya kraliçesi Meri'nin haya- |tarmak için kullanılmış olu ri tm tasvir eylemektedir. Malüm olduğu vec- | mektedir. Her ne kadar Bobi tehlikeyi gts hile kraliçe Meri Marie Stuart İskoşya kralı | moş We de uzun müddet klinikte kalmasi İ* Beşinel Jakın kızı idi. İskoçya kraliçesi gı- | cap etmektedir. i duktan sonra ikinci Pransuva İle izdivacı ne- Arkadaşı 'Tommi'nin yardımile Bobi gk pir ilcesinde Fransız kraliçesi olmuştu. 1560 şe. |nikten kaçar. Yolda otomobili bozulmus Besinde dul kaldığından İskoçyaya avdet ey- | kadına rastgelir. Ona yardım eder. lemişti. Orada bir hayli mücadelede bulun. | doktorun karısı Elen'dir. radar mak zaruretinde kalmıştı. Bir gece, ölen doktorun samimi ar Rondolf'un evine gider. Roudolf ona DE Aleybinde bulunanların başında İngilte- hür ve Mm lanet verin. Bir DADA neti |batte buluruz ye Hüdeounun şe.adelni tarlatır: kei Me Pay Biri | İyanıği, gizlice ve mükâfat ümit eti Li rek yapmalıdır. Bu suretle bir gün İpsaD. a Rİ İLE Gl sekiz sene MONCA YARİ | ya ymetii arzularının husul bulmasını temi ö i kai bunu tecrübe etmek İster, Bir #ABİK Mae West'e göre en güzel re erkekler kimlerdir ? topluca bir saduka verdiği sırada kari, Ben çıkar. Ondan af diler. Arabasile N Mae Vest'i tanımıyan yoklur sanırız. Erkekleri çok iyi anlayan; yapmış ol- «ni götürmesini teklif eder. Kadın kabi der. Fakat Bobi başka bir yola sapar. duğu rollerde hep erkekleri düşünerek oynayan bu yaşı geçkin fakat gönlü ta kaçmak gayesile arabadan iner ve Win altında kalır. Ölmez fakat kör olur. hatasını tamir etmek ister, Sahte bir ona bakar, Tedavi ettirmek ister. PAkA$ z€ sinema yıldızına sinema san'atkâr- ları arasında en fazla hangi erkekleri beğendiği sorulmuş; biraz düşündük - ten sonra şu cevabı vermi Te bulunamaz ç Alti sene sonra, Babi doktor olmufÜi «— En çok beğeni z şüphesiz Geri Kuperdir. Tam bir erkek Elen'i aramaktadır. Ona muvaffa) ameliyat yapar. Elen gözlerini - açıncö karşılaştığı sima, her şeye rağmen sevdiği Bobi'ninkidir. tir. Yani kadından anlayan bir erkek tir. Maalesef bu gibileri azdır... Ondan sonra Klerk Gebli beğeniyo - rum, Onda olgun bir erkek tipi var... Sahne arkadaşlarımın içinde nice gü- zel erkek tipleri var... Fakat en ziya- de nazarı dikkatimi celbeden bu ikisi- dir. Ben bir erkeğin kendine hâs bir şah siyeti olmasını isterim... Yoksa şu ve" Ya bu san'atkâra benzemeğe yeltenen erkeklerden hattâ kadınlardan bile tik sinirim. . “Saray, sineması: x 4 vt z 5 “İpek, sineması: Linç kanunu Büvla Sidüey ve Spencer Tracy ta” dan: pi Coe Vilson iie nişanhsı Katrin gk aye «lduklarından dolayı aynlmak mecb' ' tindedirler, Coe başka bir şehirde çal” ti Taz para kazanır. Bu para ile küçük DÜ syf mobil satın alıyor ve diğer gehre Piya Maksadı nişanlı Katrini bulmaktır. yet kavuşuyorlar. Fakat zabıta onnidir diye Cee'yi di eyiiyor. Cebinde bulunan Amerikan pisti sordu: ; li rı kendisini itham ediyor. yi rel , Oradakilerden bir ihtiyar oşunlarılna şükrederler. 7 Bence erkek «erkek» olmalıdır. Yani |, Muhakeme başlıyor. Kimse eğ çev — Yeni rdumuzu nerede k söyledi: David (Gaby) ie nlşanlanır. Viola kaçtı- |... kadini cezbedecek kuvvete malik emiyor. Müddelumumi, vak'a gec e ei ki bizim hakkımızda hayırlı olsun? — Hakkınız var. Fakat biz «Körlerin ve a Deni MESİ mandi iğ : e Mai ei mi Di Nİ zi ii dei li rılmağa muva lr, rada | olmalıdır... yor. Coe pek mi Kâhin bir ka çadım ilerledi ve yerde. | memleketi karşısında» o yerleşeceğiz.İywia (David) We evlenmiştir ve (Gaby) yi dir. Bu arada Katrin yetişiyor v€ meni ki kum üzerine bir takım halkalar çiz- di. Tütsü yaptırdı, gözlerini kapayarak dalgın dalgın durdu, havada uçan kuş- ların nereden nereye gittiklerine dik - kat etti. Bu sırada genç ve semiz boğanın ka- nı mihrabın beyaz mermerleri üzerin den <akıyor, mâbut heykelinin “ayakla rının dibinde pıhtılaşıyordu. Boğa can verdi ve kâhin silkinerek doğruldu. Bu kadar zaman sonra bu ka dar güçlükle söylediği sözler yalnız. üç kelimeden ibaretti: — Körlerin mem'eketi K net» *? Henüz orayı bulamadık: Başka biri Kadıköyü göstererek sor- du: — Acaba karşıda oturanlar kör değil midir? İhtiyar adam oradan kendilerine doğ- ru gelen bir kaç kayığı gösterdi; — Kör olsalar bizi görmezlerdi. Buna diyecek yoktu. O zamana kadar dalgın duran Vizas birdenbire başını kaldırdı. Gözlerinde bir pârlayışla ve sert bir sesle şun- all alci & *da ) atlatmıştır. Yeni bir “ mazurka ,, filmi Yaşlı, fakat kudretli sinema yildiz Pola Negrinin çevirmiş olduğu ve bü- yük bir muvaffakiyet kazanan Mazur- ka filminin mevzuu Amerikan sine - macılarının alâkalarını celbeylemiştir. Bu filmi çevirmiş olan Alman kum - panyası ile anlaşmış olan Amerikan stüdyosu bunun bir kopyesini yapma” ğa karar vermiştir. Baş rolü meşhur Amerikan yıldan Kay Francis yapacaktır, nın sağ olduğunu öğreniyor. Müddelv”” Coe lehinde idareci kelâm ediyor. Haftanın sinema program!8”” Türk : Savoy Otel. Melek O: Körebe, İpek (oO:li Amerikada bir senede sinemalara kaç kişi gitti? Yapılan bir istatistiğe nazaran 1936 senesi zarlında (Birleşik Amerika cum huriyeti) dahilinde bulunan sinemala- ra giden halkın sayısı 4.180.000,000 baliğ olmuştur. 1935 senesine nazaran sinemalara gi denlerin sayısı yüzde 12 nisbetinde art mıştır. (Birleşik Amerikan Cumhuri- yeti) nüfus mikdarı 140,000,000 oldu- ğuna göre bir sene içinde bir adam üç defa sinemaya gitmiş demektir! ing Kanunu. Sumer ( : Kadınlığın seri ik Sakarya : (Aşk Şükranı) vw ce yarısı yıldızı) Port tesiden itibaren (ik Arthur, Fransızca sö? Marie Stuart.